kardaŞlik 59 sayi/issue · 2015. 6. 29. · servet somuncuoğlu / 26 mahir nakİp • bir Ödül...

68
KERKÜK VAKFI SAYI/ISSUE YIL/YEAR 15 KÜLTÜR SANAT EDEBİYAT VE FOLKLOR DERGİSİ TEMMUZ-EYLÜL REVIEW OF CULTURE ART LITERATURE AND FOLKLORE JULY-SEPTEMBER 2013 KARDAŞLIK 59 AHAŞİM MUHTAROĞLU (1965-2013) ŞEHİT

Upload: others

Post on 28-Mar-2021

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

KERKÜK VAKFIKERKÜK VAKFI

SAYI/ISSUE

YIL/YEAR 15

KÜLTÜR SANAT EDEBİYAT VE FOLKLOR DERGİSİ TEMMUZ-EYLÜLREVIEW OF CULTURE ART LITERATURE AND FOLKLORE JULY-SEPTEMBER 2013

KARDAŞLIK59Q

ARD

ASH

LIQ

QARD

ASHLIQ

KARD

AŞLIK

5915

ISSN

130

2285

73-0

2013 تموز-ايلولمجلة ثقافية فنية ادبية تراثية

السنة

العدد

ALİ HAŞİM MUHTAROĞLU (1965-2013)

ŞEHİT

ŞEHİTAHMET KOCA

شهداء طوزخورماتو في ذمة الخلود

احمد قوجه

Page 2: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

Türkmen Müziğinin büyük ustası Abdülvahit

Küzecioğlu’nun kitabını Kerkük

Vakfı’ndan isteyiniz

Irak Türkmenlerinin kültür, tarih, edebiyat ve sanatını tanımak için Kerkük Vakfı’nın kitap yayınlarını izleyiniz. Kerkük Vakfı yayınları

ile hizmetinizdedir.

Kerkük Türkmen Kardaşlık Ocağının 2 adet CD hediyesi ile birlikte

KARDAŞLIKKültür Sanat Edebiyat ve Folklor Dergisi

Yıl 15 Sayı 59 Temmuz-Eylül 2013

KERKÜK VAKFI

Fiyatı : 7.5 TL (KDV Dahil)

Kerkük Vakfı Adına İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü

İzzettin KERKÜK

Editör ve Genel KoordinatörSuphi SAATÇİ

Yazışma adresi P. K. 20 Cerrahpaşa/İSTANBUL

Tel. (0212) 584 00 75Belgegeçer (0212) 584 00 76

www.kerkukvakfi.comwww.kardaslik.org

email: [email protected]

İdare Merkezi:Haseki Sultan Mahallesi Kuka Sokağı

Huzur Apt. No: 1/1Fındıkzade/İSTANBUL

TemsilcilerHabib HÜRMÜZLÜ (Ankara)

Timur TAŞ (İzmir)Ali İhsan NAQIB (ABD)

Bilim KuruluProf. Dr. Ziyat AKKOYUNLU

Prof. Dr. Yavuz AKPINARProf. Dr. Abdülhalik BAKIRProf. Dr. Haşim KARPUZ

Prof. Dr. Mahir NAKİPProf. Dr. Suphi SAATÇİ

Prof. Dr. Saim SAKAOĞLUProf. Dr. Abdüsselam ULUÇAM

Yazı KuruluKemal BEYATLIKemal ÇAPRAZ

Aydil EROLErşat HÜRMÜZLÜ

Habib HÜRMÜZLÜİzzettin KERKÜK

Mahir NAKİPAcar OKAN

Ömer ÖZTÜRKMENSuphi SAATÇİSuphi SALT

Suphi Nazım TEVFİK

KARDAŞLIKKerkük Vakfı İktisadi İşletmesi tarafından Türkçe, İngilizce ve

Arapça olarak üç ayda bir yayınlanır hakemli bir dergidir. Dergide yayınlanan yazıların sorumluluğu imza sahiplerine aittir. Dergide yayınlanmış yazılar ve fotograflar kaynak gösterilerek alınabilir.

Abone yurtiçi yıllık 30 YTL, yurtdışı yıllık 50 $ veya 40 Euro Posta Çeki No: 5325057 Cerrahpaşa/İstanbul veya İş Bankası

İstanbul, Fındıkzade Şubesi Hes. No: 1068 840492EUR Hes. No: 1068 3312429Dolar Hes No: 1068 3312415

Tasarım Ercan ŞİMŞEK

Baskı Çapa Matbaacılık

Litros yolu 2. Matbaacılar Sitesi 1NC 16 Topkapı - İSTANBUL Tel : (0212) 674 37 81

Kerkük’ten İki Şair

Şahin Koçak

Kerkük’tenİki Şair

Şahin Koçak

ISBN 975684931-6

KERKÜK VAKFI

KARDEŞİME

Sen orda bir mezarBiz burda pür kederAyırdı bak biziAcımayan kader

Billâh pür ateşimHiç dinmiyor yaşımBas bağrına beniBenim tek kardeşim

Kerkük doğumlu İsmet Hürmüz-

lü Devlet Tiyatrosu Sanatçısı,

oyuncu, rejisör ve oyun yazarı

olarak tanınmıştır. Yurt içinde

ve yurt dışında sahneye koydu-

ğu oyunlarla da takdir toplamış

bir sanatçıdır. Ömrünü tiyatroya

veren Hürmüzlü, çoğu basılan

oyunlar yazmış, yabancı diller-

den Türkçeye oyunlar kazan-

dırmış, seslendirmeler yapmış,

sesini ve sanatını geniş seyirci

kitlelerine ulaştırabilmiştir.

Ve Şeytanlar Yeryüzüne İndiler, başlığı altında kaleme

alınan iki perdelik bu oyun Gerçek Tragedya olarak yazıl-

mıştır. Irak’ta yaşayan Türkmenlerin dramını dile getiren

oyun yazarı ve sanatçı Hürmüzlü, yarım yüzyılı aşan sa-

nat hayatını tiyatronun merkezinde geçirmiştir. Buna pa-

ralel olarak sanatçı, mensup bulunduğu toplumun maruz

kaldığı baskıları, haksızlıkları, acıları ve büyük felaketleri

yakından takip etmiş ve zaman zaman bunların bizzat or-

tasında yaşamıştır.

Bu eserinde sanatçı, toplumunun sürüklendiği dayanılmaz

çileleri çarpıcı skeçler hâlinde sunmuş, insanı etkileyen

ve derinden sarsan tablolarla dile getirmiştir. Sürükleyici

olayları ve akıcı dili ile ön plana çıkan bu eseri bütün

okuyucularımıza tavsiye ediyoruz.

KERKÜK VAKFI

KERKÜK VAKFI

ISBN 9789756849392

Ve Şeytanlar

Yeryüzüne İndiler

Ve

Şeyt

anla

r Ye

ryüz

üne

İndi

ler

İsm

et H

ürm

üzlü

İsmet Hürmüzlü

Herkes İçin Şiirler

Rıza Çolakoğlu

Herkes İçin

Şiirler

Rıza Ç

olakoğlu

ISBN 975684931-6

Irak Türkmenlerinin önemli yerleşim merkezlerinden olan Telafer’de yetişen Türkmen edebiyatçılar arasında ilk sırada yer almayı başarmış olan Rıza Çolakoğlu güçlü şairlerden biridir. Başlangıçta Telafer’in

tanınmış şairi Felekoğlu’nun etkisinde kalmışsa da, daha sonra kendi şiir dilini bulmuştur. Sağlam edebiyat bilgisine sahip olduğu, bu arada halk edebiyatı geleneğini çok iyi kavradığı anlaşılmaktadır. Halk edebiyatı tarzında usta malı sayılacak ölçüde düzeyli şiirler yazan

Çolakoğlu, Türkçe’ye olan hâkimiyeti ile akranları olan Türkmen şairleri arasında güçlü bir kimlik kazanmıştır. Türkiye Türkçesi ile yazdığı şiirler arasında yerli sözcükleri de kullanarak, Türkmen dilinin güzelliğine ve zenginliğine de dikkat çekmeyi başarmıştır. Bu örnekler dışında Rıza’nın henüz kitaplaşmayan şiirleri de vardır.

Bize gönderdiği başka mani katarlarında da başarılı dörtlükler yazmış-tır. Son yıllarda yaşanan acılardan dolayı bazen biraz sert, bazen de acı şiirler de yazan Rıza Çolakoğlu gerçek anlamda olgun ve değerli bir şairdir. Bu kitapta yer alan şiirlerle Telafer’in yetiştirdiği bu değerin, edebiyat çevrelerinde daha fazla ilgi toplayarak anlaşılacağı kesindir.

KERKÜK VAKFI

Vat

an B

ende

Yaş

ıyor

SalahNevres

VatanBendeYaşıyor

Sala

h N

evre

s

ISBN 975684931-6

KERKÜK VAKFI

Aynı soydan gelen bütün Türk boy ve top-lulukları, Türk Dünyası kültürü içinde ayrı bir renk, ayrı bir güzelliktir. Irak Türkmenleri için de aynı durum söz konusudur. Nitekim aynı soydan olmakla birlikte zaman içinde hem coğrafyalarını, hem de kültürlerini değiştirmişler; ancak soy özelliklerini kültürlerinin her alanında korumuşlardır. Irak Türkmen folkloru konusundaki ça-lışmalar hem çok yeni, hem de metot yönünden eksiği olan araştırmalardır. Özellikle 2003 sonrasında bu eksikliklerin giderilmeye başlandığı, sevindiricidir. Irak Türkmenlerinde Çocuk Oyunları konulu çalışma da bu türden, bir eksiği giderecek niteliktedir. Kitap hem kendi-ne özgü tekniği, hem de derinlemesine yapılmış inceleme olmak bakımından büyük bir değer taşımaktadır. Ayrıca kitap sadece Irak Türkmen çocuk oyunları de-ğil, bütün Irak Türkmen oyunları için de rehber bir çalışma niteliğindedir.

Prof. Dr. Nerin Yayın

KERKÜK VAKFI

KERKÜK VAKFI

Irak Türkmenlerinde Çocuk

Oyunları

Irak TürkmenlerindeÇocuk Oyunları

Irak Türkmenlerinde Çocuk Oyunları

Savaş M. Abdülm

ecit

Savaş M.Abdülmecit

Savaş M. Abdülmecit

Ulu Türkm

enim

Hüsam Hasret

UluTürkmenim

Hüsam

Hasret

ISBN 975684931-6

ULU TÜRKMENİM

Bitmemiş hala yaşıyorum ben

Çelik irade taşıyorum ben

Üst üste engel aşıyorum ben

Bu benim, bu da yolumdur benim

Hakkımdan geçmem, gitse de canım

Güneş görmeyen dereden akmam

Kara dağ üste şimşek dek çakmam

Millet yolundan dışarı çıkmam

Bu benim, bu da yolumdur benim

Bu yolda ancak yükselir şanım

Horyatla gürler od püskürürüm

Türk benliğimi canla korurum

Ereğe giden yolda yürürüm

Bu benim, bu da yolumdur benim

Başı dik duran ulu Türkmen’im

KERKÜK VAKFI

Hüsam Hasret

Ulu

Türkmenim

KERKÜK VAKFI

Page 3: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

1KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Editör’den • Irak Anayasası Düzeltilmedikçe… / 2Erşat HÜRMÜZLÜ • Irak Anayasasında

Kerkük Çıkmazı / 4Mahir NAKİP • Ortadoğu Olayları Ve Türkmenler / 6

Rıza ÇOLAKOĞLU • Azerbaycan’a Geldim • şiir / 8Kardaşlık • Irak’ta Türkmenlere Yönelik Saldırılar

Kabul Edilemez / 9İzzettin KERKÜK • Kerkük Hatıralarım - IVX / 10

Ali SEMİN • Kuzey Irak Seçimleri Türkmenler ve Kerkük Sorunu / 14

Yasin Cemal GALATA - Ahmet Cahit ŞAHİNER • Türkiye Türkmenlere Sahip Çıkmadan

Kimse Bizlere Sahip Çıkmaz / 20Suphi SAATÇİ • Türkmen Dağarcığı / 22

Ali MARUFOĞLU • Sayın Osman Oğuz Beyefendiye Yanıt • şiir / 25

Yasin Cemal GALAT • Bir Türk Kültür Belgeselcisi Servet Somuncuoğlu / 26

Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30

Önder SAATÇİ • Kerkük Sevdalısı Bir Bilim AdamıKerim TÜRKMEN / 32

Reşit BOSTANCI • Dörtlük ve Hoyratlar • şiir / 35Nazım TERZİOĞLU • Gökkaya’nın

Hoyrat ve Manileri / 36Sadeleştiren ve Hazırlayan: Veysel ERGİN • Külliyat-ı

Haşim Nahit: Şiirleri • Deliren Esir / 40 Türkmen Albümünden Editörün Seçtikleri / 44

İnglizce / 46 - 49Arapça / 50 - 64

İçindekiler

9

10

26

28

Page 4: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

2 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Editör’den

Türkmeneli bölgesinin önemli yerleşim mer-kezlerinden olan Tuzhurmatu, 200 bine yaklaşan nüfusu ile il olma vasfını kazanmış büyük bir il-çedir. Daha önceleri Kerkük’e bağlı olan Tuzhur-matu, 20.1.1976 tarihli ve 41 sayılı kararname ile Selahattin İline bağlı bir ilçe olmuştur.1

İlçeye bağlanan dört nahiye (bucak) Amirli, Bastamlı, Süleymanbeg (Muratlı) ve Kadir Kerem adları ile tanınır. Türkmenlerin en saf ilçelerinden olan Tuzhurmatu, Aksu ırmağının kenarında yer almış sakin, bağlara, bostanlara ve bereketli top-raklara sahip bir beldedir. Şii Türkmenlerin yaşa-dığı Tuzhurmatu’dan öğretmen, memur, devlet ve siyaset adamı, edebiyatçı, şair, yazar, ressam, sivil ve asker birçok kıymetli Türkmen şahsiyet yetiş-miştir.

Tuzhurmatu, 23 Ocak 2013 de tarihinin acılı günlerinden birini yaşadı. Olayın meydana gelişi ve daha önce yaşananlar, Tuzhurmatu’da güçlü varlık sergileyen Türkmen kimliğinin silinmesine karşı ince bir komplonun ve haince bir saldırının iç yüzünü ortaya sermiştir.

22 Ocak 2013 tarihinde Tuzhurmatu Sağlık Müdürlüğünde çalışan Ahmet Salah Asker, uğra-dığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Irak Türkmen Cephesi’nin Başkan Yardımcılığını yü-rüten ve aynı zamanda Selahattin İl Meclisi üyesi olan Ali Haşim Muhtaroğlu’nun da kayınbiraderi olan şehit Ahmet Salah Asker için ilçenin Seyyid-i Şüheda Hüseyniyesinde bir taziye merasimi dü-zenlendi. Merasime Türkmen ileri gelenlerinden ve halktan yoğun katılım olmuş, bu arada Türk-meneli bölgesinin değişik yörelerinden gelen bir-çok Türkmen yetkili taziyede hazır bulunmuştur. Baş sağlığı ve Fatiha okumak üzere törene iştirak eden ziyaretçilerin yoğun olduğu bir sırada, buraya canlı bombayla saldırı yapıldı. Patlama sonucu 24 Türkmen şehit düştü ve yüze yakın kişi de yaralan-dı. Bu facia, bir anda bütün Türkmeneli bölgesini yasa boğdu. Saldırıda Ali Haşim Muhtaroğlu, Ah-met Koca ve Münir Kâfili yaralandı. Bu saldırıda 1.  Bu kararname, Irak’ın 7.6.1976 tarihli ve 20532 sayılı resmi gazetesi Vakayiü‘l-‘Irakıyye’de yayımlanmıştır.

ne yazık ki edebiyatçı Mehmet Mehdi Bayat ile birlikte 23 Türkmen de şehitler kervanına katıldı.

Tuzhurmatu’daki acılı günler bununla da bit-medi. Terör olaylarından bıkan Tuzhurmatu halkı ile terör mağdurları bir gösteri düzenledi. Kerkük-Bağdat karayolunda gösteriler yapanlar teröre la-net yağdırdı. Protestoları sürekli hâle getirmek için yol kenarlarına çadırlar kurarak, 24 saat boyunca tepkilerini sürdürmeye başladılar. Terör odakları bu sefer çadırları hedef aldılar. 25 Haziran 2013 ta-rihinde yapılan intihar saldırısı sonucu Irak Türk-men Cephesi Başkan Yardımcısı Ali Haşim Muh-taroğlu ile Selahattin İli vali muavini Ahmet Koca ve çok sayıda vatandaş hayatını kaybetti. Meydana gelen bu olayda ayrıca çok sayıda Türkmen vatan-daşı da yaralandı.

Muhtaroğlu, sürekli Irak’ın birliğini savunan ve Türkmenlerle diğer etnik gruplar arasında ça-tışma yaratmak isteyenlere karşı mücadele eden biri idi. Muhtaroğlu her fırsatta Türkmenleri ko-ruyacak bir Türkmen gücü kurmayı dile getirmiş, ancak buna kulak asan olmamıştı. Muhtaroğlu’nun şehit olması Türk kamuoyunda da büyük yankı uyandırdı. Olayın Türkiye’de duyulması üzerine büyük protesto yürüyüşleri yapıldı. Türkiye’nin birçok kentinde Muhtaroğlu ile diğer şehitler için gıyabî cenaze namazı kılındı.

Türkmeneli bölgesinde ne yazık ki patlamaların ve terör saldırılarının ardı arkası kesilmiyor. Günü-müze kadar Kerkük’te, Telafer’de, Tuzhurmatu’da ve Türkmeneli’nin diğer bölgelerinde terör bü-tün şiddetiyle devam ediyor. Bombalı saldırılar sonucu Telafer’de, Amirli’de, Tazehurmatu’da, Tuzhurmatu’da ve Kerkük’te evleri yıkılan, eşle-ri dul ve çocukları yetim kalan binlerce Türkmen kadını ve yavrusu yurtsuz yuvasız kalmıştır. Baş-larını sokacak yuvaları olmayan bu mağdurlara, söz verilmiş olmasına rağmen devletten yardım ve destek gelmemiştir.

Kerkük’te 13 Temmuz 2013 tarihinde bir kah-vede meydana gelen patlama sonucu 38 kişi ha-yatını kaybetti. Aynı olayda 20’den fazla insan yaralandı. Mübarek Ramazan günlerinde bile dur-

Irak Anayasası Düzeltilmedikçe…

Page 5: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

3KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Editör’den

mayan terör can almaya devam ediyor. Bu yüzden Türkmeneli’nde halk artık evlerinden dışarıya çık-maktan imtina eder hâle gelmiştir.

Türkmenlere yapılan katliamların başlıca sebe-bi ve hedefi, Irak’ın en ileri ve entelektüel toplumu olan Türkmen nüfusunu sindirmek, göçe zorlamak ve Irak’ta her zaman yönetim üzerinde etkili olan bir kesimi devre dışı bırakmaktır. İkinci sebebi ise Irak’taki iktidarların, Türk kökenli olan bu toplu-mun Türkiye’ye karşı olan ilgisini her zaman po-tansiyel bir tehlike olarak görmesidir. Bütün bu olumsuz koşullara ve insanlık dışı uygulamalara rağmen Türkmenler, varlıklarını ayakta tutmaya çalışmaktadırlar.

İşgalin başladığı 2003 yılından itibaren Irak’ta demokrasi (!) rejimi 10 yılını doldurmuş bulunu-yor. Bu süre zarfında iş başına gelen hükümetlerin yaptığı icraatların hiç biri hedefine ulaşmamış, bu yüzden halkın beklentileri karşılanmamıştır. Irak’ta politikacılar kendi yarattıkları fasit dairenin içine girmişlerdir. Aslında gelinen bu nokta, sergilenen yanlış zihniyetin ve seçilen yanlış siyasî yol harita-sının doğal ve kaçınılmaz bir sonucudur. Kısacası bunun böyle olacağı başından beri belliydi.

Bir politikacı, bir bakan veya bir genel müdür Sünnî Arap ise, kendisini sadece Sünnî Arapla-ra hizmet eden, görev ve sorumluluğunu sadece mensup olduğu taifenin istekleri doğrultusunda tercihe devam eden bir kişi olarak görürse, sonuçta ülke içinde varlık gösteren diğer taifelerin tepki-sini çekecektir. Bunun gibi bir Şii Arap da kendi-sini sadece Şii Araplara hizmet etmekle yükümlü sayan bir zihniyet sergilerse, sonuçta Şii Araplar dışındaki diğer bütün toplulukların tepkisi ile karşı karşıya kalacaktır.

Bu durum Kürt siyasetçileri için de söz konu-sudur. Kürt bakan, vali veya genel müdür olsun, kendisine verilen görevi fark gözetmeksizin, hiz-metini ve yatırımlarını bütün Irak halkına eşit bi-çimde yapmaz ise, halkın tamamının desteğini ala-maz. Neticede topluluklar arasında kin ve husumet giderek artar. Böyle bir ülkede de huzur, güven ve istikrarın sağlanması mümkün olmaz.

Irak’ta siyaseti kilitleyen en büyük etken, ül-kede fesat ve fitne tohumu eken, siyasî ideolojileri etnik ve mezhep temeli üzerine oturtmak anlayı-şıdır. Oysa çağdaş demokrasilerde siyasal parti-ler ve örgütler, ideolojik söylemlere göre kurulur. Nitekim dünyanın bütün medenî ülkelerinde par-tiler demokrasi, eşitlik, ileri, terakki, millet, halk, adalet, birlik, kardeşlik, liberal, sosyalist ve hatta komünist söylemler dahi, demokrasi yelpazesin-

de yer alabilmiştir. Ancak çağdaş düzenlerde yeri olmayan Arap, Sünni, Şii, Kürt, Türkmen vs. gibi etnik ve mezhep esasına dayalı partiler, ülkeyi kamplara ayırmaktan ve vatandaşlar arasında kin, nefret ve düşmanlık tohumlarını ekmekten başka işe yaramaz.

Irak’ın bugün içine düştüğü durumun başlıca sebebi anayasanın ta kendisidir. Bu anayasa etnik milliyetçiliği ve mezhepçiliği körükleyen bir barut fıçısı gibidir. Bunun patlaması da en başta, bunu körükleyenlere zarar verir. Irak halkına dayatılan anayasa, ülkede uzlaşma ve güven ortamını sağla-yan yaptırımlara da sahip değildir.

Günümüzde hiç bir ülkenin Irak’a benzemesi-ni kimse istemiyor. Çünkü Irak deneyimi, komşu ülkeler için de çok kötü bir örnek olmuştur. Do-layısıyla komşu ülkeler de Irak’ı uyarmalı ve bu anayasadan vazgeçme telkininde bulunmalıdır. En azında Irak anayasasının mutlaka köklü bir reform-dan geçirilmesi için Irak’a baskı yapmalıdır.

Irak’ta yaşanan insanlık dışı dramı önlemek için görev yapacak hükümet, şüphesiz ki ilk önce güvenliği sağlayan bir otoriteye sahip olmalıdır. Üniter bir Irak isteniyorsa toplumu bölen ve siyasî örgütleri etnik yapılar ve mezhep gruplarına göre kamplara ayıran böyle bir anayasanın çağdaş de-mokrasilerde yeri yoktur. Yeniden bir millet inşa etmek için, bütün halkı Iraklılık bilinci içinde ele almak, dini, mezhebi, etnik kimliği ve eğilimi ne olursa olsun herkesi Anayasa önünde eşit bir birey olarak kucaklamak gerekir.

Siyasî partilerin silahlı milis güçleri dağıtılma-lı, halkın içinde hiçbir kimsenin silah taşımasına izin verilmemelidir. Silahtan arındırılan ve tama-men sivilleşen halkın demokratik biçimde yeniden teşkilatlanmasına başlanmalıdır.

Bugünkü koşullar altında ülkenin tamamında huzuru sağlamak mümkün değildir. Etnik, dini ve mezhebi ayrım üzerine kurulan siyasal örgütlen-melerin, ülkeye huzur ve güven sağlamadığı görül-dü ve anlaşıldı. Irak’ta huzur ve güvenin yeniden kurulması isteniyorsa, halkı parçalanmaya iten ve teşvik eden şimdiki Irak Anayasası yerine çağdaş, bireyleri eşit gören ve Irak vatandaşı olarak tanım-lanan bir kimlik esası üzerine oturan bir anayasa getirilmelidir.

Aksi takdirde ülke, daha uzun yıllar kan kay-betmeye devam edecektir…

Page 6: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

4 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Irak 2003 işgalinden sonra 2005 yılında kaleme alınan Anayasa demokratik normları esas alacak yerde bazı katmanların ötekile-rin hesabına kazanım sağlanması tuzağından kurtulamamıştır.

Anayasalar tabi ki bir sosyal sözleşmedir ve halkın tümüne hitap eder, herkesi veya azından ezici çoğunluğu tatmin edecek çö-zümlerden yana olur. Yazılan anayasa bu esaslardan yoksun ise devamlılığı tartışma konusu olur ve halk tarafından benimsen-mez.

Irak anayasası da paralel olarak iki çizgi-yi temel almıştır. Bir taraftan temel hak ve özgürlükleri teminat alma çabasına gayret ederken bazı kesimlerin gerçekten inanmadı-ğı prensiplere yer vermiştir. Ancak Birleşmiş Milletler İnsan hakları prensiplerinin kabul edildiğinin kabulü ve korunması şartı kabul edilebilir ve kısaca bunlara temas edilebi-lirdi. Halbuki bu metin Anayasalarda temas edilmesi lüzumu olmayan ve normal yasalara konu olan hükümleri sıralayarak fazla detaya girmiş, bazı hükümlerin de ayrıca yasalarla tanzim edilmesi zaruretine işaret etmiştir.

Kerkük Konusu:Irak Anayasası Irak Kürdistan Bölgesi

vasfıyla kuzey bölgesinin taleplerine de açık olmuş ve bu bölgenin çıtayı yükselterek ta-leplerini içermiştir. Kürt liderler demografik konum değiştirilerek yeni bir durum ihdas et-tikten sonra referandum yapılması talebinde ısrarcı olmuş ve bunu anayasaya eklemeyi başarmıştır. Ayni kadrolar yetmişli yıllarda muhtariyet müzakereleri yapıldığında refe-randum fikrine şiddetle karşı çıkmışlar, ko-nun uzlaşı yoluyla çözülmesini istemişlerdi.

Bu grup kalıcı Anayasanın hazırlanması için kurucu meclisin teşkili için yapılan ilk seçimleri boykot edeceklerini açıklamışlar-dı. Buna gösterilen sebep Kerkük’e sonradan göç eden yandaşlarının ve yeni yerleşim böl-gelerinin hesaba alınmayacağının doğuracağı kötü beklentilerdi. O zamanın yetkilileri bu talebe boyun eğip sonuç garantiye alınınca boykottan vaz geçilmiş ve seçımlere katılım sağlanmıştı.

140. Maddenin hikayesiIrak anayasası 140. maddesinde daha

önce ilk aşamada yayınlanan Geçici Devlet İdaresi Yasasındaki 58. maddede ele alınan hükümlerin yerine getirileceğini ifade ediyor. O maddenin C fıkrasında “adalet kuralların-dan” ve “o bölge sakinlerinin iradesine uyul-ması” gereğinden bahsetse de 140. maddeye o bölge sakinlerinin iradesi değil referandum kondu.

Malum olduğu üzere 140. Madde, anlaş-mazlık bölgelerinde normalleştirme, nüfus sayımı ve referandumun yapılmasını, bunun komple bir süreç olduğunu ve 31.12.2007 tarihinde bu sürecin bitirilmiş olduğunu ön görüyordu.

2007 yılı sonuna kadar bu çalışmalar ve referandum yapılmadığı için ve Anayasa maddesinin bir yasayla değil yine de Anaya-sa tadilatıyla yapılabileceği için bu maddenin fiili uygulanma şansı ortadan kalkmış oldu.

İlk yasada ihtilaflı topraklar terimi yeri-ne de “ihtiaflı bölgeler” terimi kondu.. Bu-nun tek sebebi eskiden Kerkük ilinden ayrı-lıp tamamıyla Kürt olan Süleymaniye iline bağlanmış olan Kürt yerleşim bölgelerinin tekrar Kerkük’e iade edilerek referanduma Kerkük olarak katılımlarının sağlanmasıydı.

Erşat HÜRMÜZLÜ

Irak Anayasasında Kerkük Çıkmazı*

* Erşat Hürmüzlü, “Irak Anayasasında Kerkük Çıkmazı”, Yeni Türkiye, Yıl 9, S. 54, Eylül-Ekim 2013, s.2241-2243.

Page 7: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

5KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Bu “zekice” hareketi yapanlar Kalıcı Anaya-saya aktarılmış olan 53. maddenin A fıkra-sında açıkça yer verilen ve Kürdistan Bölge hükümetinin Kerkük dahil 6 ilde sadece 19 Mart 2003 tarihinde kendilerince idare edi-len toprakları kapsadığını belirtmektedir. O bakımdan Çemçemal ve Kelar gibi ilçelerin “ihtilaflı bölgeler”kavramının dışına çıkarıl-dığı açıktır.

Kerkük’ten göç ettirilenler:2003 tarihinden sonra dalga dalga

Kerkük’e “geri dönüş’ yaptıkları söylenen ve seçimlere ve daha önemlisi olası bir referan-duma katılımları sağlanmak istenen Kürt kö-kenli grupların adedi hakkında devamlı tartış-malar yaşandı. Yüzbinleri bulan bu grupların gerçek adedini öğrenmek aslında kolaydı.

En fazla göç ettirme ve Araplaştırma po-litikalarının yaşandığı 1985- 1988 yılları ara-sında Kuzey Bölgesi idaresinden sorumlu Komisyon Başkanı Taha Yasin Ramadan’a Tamim (Kerkük) valisinin gönderdiği rapor-da aynen şöyle deniliyor: - Yasaklı köylerden güvenlik gerekçesiy-

le 19 146 kişi göç ettirildi. - 96 533 şahsın Kerkük nüfus sicillerin-

deki kayıtları Erbil’e aktarıldı. - Güvenlik açısından mahzur teşkil eden

petrol tesisleri yakınlarında barınan 2405 ailenin yeri değiştirildi.

- Başka bölgelerden getirilen Arap ailele-re 8250 arsa ve 1112 konut tahsis edil-di.

Rapor özet olarak 51 862 Arap vatanda-şın bölgeye getirildiği ve sadece 18 096 Kürt vatandaşın Kerkük’ten ihraç edilmiştir. Bu arada şunu da ilave etmek lazım ki Kerkük dışına gönderilmiş olan bu vatandaşlar 1967 nüfus sayımında Kerkük’te olmayanlardır. Petrol tesisleri yakınlarında olanlar ve yerle-şim yerleri değiştirilen vatandaşlar ise Kürt değil Türkmen köylerindendir.1

1. Bu belgeyi Hıristiyan bir vatandaş olan Luna hanım Ke -kük Vilayeti binasında bulmuş ve açıklamıştı. “ The Assassins’ Gate- America in İraq” George Packer, Ferrar, Straus And Giroux, New York, 2005 S. 347-348

1998-1999 yılları arasında yapılan ikinci bir hamlede ise Kerkük dışına çıkarılan Kürt-ler (ve bir kısmı Türkmen olan vatandaşların) sayısı 10 000 kişi olmuş ve il sınırları dışına çıkarılan ailelerin sayısı bin aile olmuştur.2

2003 yılına kadar Kerkük dışına çıkarılan Kürt, Türkmen ve öteki milletlerden olanla-rın sayısını 120 000 kişi olarak kabul eden Kürt yazarlar da buna açıklık getirmiş3, an-cak 2003 yılından sonra bu gerekçelerle yüz-binlerce Kürt kökenli vatandaş Kerkük’e geri dönüş projesine tabi tutulmuştur. Bunların çoğu derme çatma binalara veya hükümet te-sisleri, stadyumlar ve ordu tesislerine yerleş-tirilmiştir. El konmuş evi veya eskiden sakin olduğu yeri olmayan bu grupların bir kısmı ilk defa Kerkük’ü görüyordu.

Uluslararası teşkilatlar da bu konuya eğil-miş ve İnsan Hakları Gözlem raporu da 2003 yılına kadar Kürt, Türkmen ve Asurilerden kuzeye gönderilenlerin sayısının 120 bini geçmediğini, az miktarda bazılarının da Gü-neye sürüldüğünü açıklamaktadır.4

Yeni Irak’ın kurtuluş yolu:Yeni ve medeni bir Irak’ın tekrar yerini

bulması için aslında yapılacak tek şey İnsan haklarına saygılı normlara geri dönüşten iba-ret olacaktır. Irak’ın ilk anayasası 1925 yı-lında yayınlanmış ve orada sadece Devletin resmi dili olarak Arapça gösterilip öteki kat-manların da dillerinin saygınlığını koruyaca-ğı hükme bağlanmıştır.

80 yıl sonra 2005 anayasasında ise etnik referanslara 25 defa yer verilmiş ve vatandaş-lık olgusu geri plana atılmıştır. Bunun düzel-tilmesi ve her vatandaşın onurlu bir şekilde kendi vatanında yaşamasının temini yine Irak vatandaşlarının elindedir. Bu normlara dönüş olacaksa Irak karanlık bir gelecekten de kur-tulmuş olur.

2. David McDowall, The Modern History of the Kurds, Tu -kish Edition, Doruk- Ankara, s. 5203. Kerim Yıldız, The Kurds in İraq, Pluto Press, London 2004, s.54.4. Human Rights Watch, “ The İraqi Government Assult on the Marsh Arabs” A Human Rights Watch Briefing Paper, Newyork, January 25, 2003.

Erşat HÜRMÜZLÜ

Page 8: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

6 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Türkmeneli’nden Türk’ün DilindenMahir NAKİ[email protected]

Kaynayan KazanŞu anda dünyanın en sorunlu, en çok savaşın

olduğu, en fazla göçün meydana geldiği, ölüm ve patlamaların vaka-i adiyeden kabul edildiği ve is-tikrarın en az bulunduğu coğrafya Ortadoğu’dur. 21. yüzyıla girerken dünya çok huzurlu değildi ama en azından Sovyetlerin çöküşü neticesinde soğuk savaş bitmiş, dünya iki kutupluluktan kurtulmuştu. Herkes bloklar, kıtalar ya da ülkeler arası rekabetin siyasi ve askeri olmaktan çıkarak, ekonomik alana kayacağına inanıyordu. Dünya ticaretinde büyük patlamalar yaşandı. Sovyetlerin çökmesi heyula bir pazarı ortaya çıkardı. Doğu Avrupa kısa sürede şekil değiştirdi ve müreffeh Avrupa’nın bir parçası olmaya başladı. Rusya Federasyonu ise, eski Sov-yetlerin parçası olan bazı ülkeleri de baskı altına alarak dünyaya petrol ve gaz sevkiyatını yönetme-ye çalıştı. Kısacası dünya giderek liberalleşiyor ve küreselleşiyordu.

Eylül 2001’de Dünya Ticaret Merkezi’nin vurulması 21. asırda yaşanacak bütün keşmekeş-lerin uğursuz habercisi belki de kaynağı idi. Nite-kim 2003 yılında Irak’a yapılan müdahale huzur değil, büyük bir felaket getirdi. Dünya bir anda Ortadoğu’ya odaklandı. ABD 2011’de Irak’tan çı-karken 2003 öncesine nazaran çok daha kötü bir Irak bıraktı. Bugün dünyanın en huzursuz ülkesi olan Irak’ta iki mutlu taraf vardır. Biri yarı devlet-leşebilmiş Kuzey Irak Kürt yönetimi, ikincisi de Irak’ın her yerine nüfuz edebilmiş İran yönetimi.

Masum şekilde Tunus’ta başlayan Arap Baha-rı, girdiği hiçbir ülkeye henüz huzur getirebilmiş değildir. Bilakis, bu sözde bahar, Mısır toplumunu ikiye böldü ve Suriye’yi de harabeye çevirdi; daha nelere mal olacağı da belirsiz.

Ortadoğu’daki Çözülme20. yüzyılda iki cihan harbi ve büyük acılar ya-

şayan insanlığın, 21. yüzyıla girerken iki konuda tecrübe kazanması beklenirdi: Irkçılık ve funda-mentalizm. Irkçılık ve fundamantalizm insanlığa büyük zararlar vermiş birer aşırılık olup, kimse-nin tasvip etmediği iki ideolojidir. Ama başta Irak olmak üzere bütün Ortadoğu bu iki bela ile sanki

yeni tanışıyormuş gibi gelişmelere sahne olmakta-dır. Bugün Kuzey Irak Yerel Yönetimi’nin başını çeken KDP, Türkiye’de BDP-PKK ve Suriye’de de PYD bölgelerindeki gelişmelere ırkçı ve çı-karcı bir bakışla yaklaşmaktadırlar. Bu yaklaşım Irak’ı parçalamaya götürdüğü gibi Türkiye, Suriye ve İran’ı da ciddi tehdit etmektedir. Sosyalist bir davranış gösteren bu örgütler, içinde bulundukları ülkelerin birlik ve beraberlikleri hiç umurlarında değildir. Kendi kitlesel menfaatleri her şeyin önün-dedir. Yani, yurtseverlik, toplumsal birlik ve bera-berlik, huzur ve sükûn, ekonomik refah hiç önemli değil, her şey Kürdistan için!

Diğer taraftan 20. yüzyılın ortalarında dinî hatta mezhebî ayrışma nisbeten küllenmiş-ken, Ortadoğu’da yeniden alevlenmiştir. Irak ve Suriye’deki terör olayları bu iki ülkenin en eski sakinleri olan Hıristiyan kökenli azınlıkları hedef almış ve göçe zorlamıştır. Bugün Irak ve Suriye’de Hıristiyanların sayısı tükenmeye yüz tutmuştur. İran’da Bahailik, Irak’da Subbilik gibi eski inanç-lar bitme noktasına gelmiştir. Mısır’da ise Kıpti-ler sık sık hedef olmaktadır. Aynı şekilde 1980’li yıllara kadar birlikte huzurlu yaşayan Iraklı Sünni ve Şiiler, bugün tamamen bölgelerini birbirinden ayırmışlar ve birbirinin kanını dökmektedirler.

Son 10 yılda Irak’ta vatanperverlik yok olmuş, yerini Kürtler’de ırkçılığa, Araplarda da Sünnici-liğe ve Şiiciliğe bırakmıştır. Kürt, kendi bölgesine Arap’ı sokmazken; Sünni Araplarla Şii Araplar da, değil sadece siyasî yönden, sosyo-ekonomik ve bölgesel ayrışmaya bile girmişlerdir. Diğer taraftan Suriye’de belki de Bahreyn’de de aynı filmi izleme ihtimalimiz olacaktır. Kısacası kaynayan Ortadoğu çözülmeye doğru gitmekte ve burada yaşayan za-yıflar ezilmekte, güçlüler daha güçlü olmaktadır.

Türkmenlerin Nasibine Düşen!Irak ve Suriye’de yaşayan Türkmenler Osman-

lıdan bu yana, takriben bir asırdır coğrafyalarını Arap ve Kürtlerle paylaşmışlar, onların yaşadıkla-rını yaşamaktadırlar, hatta Arap ve Kürtlerin baskı ve tehditlerine de maruz kalmaktadırlar. Özellikle Irak’ta Türkmenlerin, Kürtlerin uyguladıkları kat-

Ortadoğu Olayları Ve Türkmenler

Page 9: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

7KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Türkmeneli’nden Türk’ün DilindenMahir NAKİ[email protected]

liamlara ve işgallere, Arapların da idam ve asimi-lasyon faaliyetlerine maruz kaldıklarını hepimiz bilmekteyiz. Günümüzde de Kürtler Irkçılık ya-parken, Araplar da kendi aralarında mezhepçilik güderken, Türkmenlerin bu ayrıştırıcı cereyan-lardan etkilenmemeleri mümkün olmamaktadır. Ancak Türkmenleri diğerlerinden üstün kılan (!) meziyetleri varsa o da yurtseverlikleridir. Bunun haricinde onlar da Kürtlerin Erbil ve Kerkük’te uyguladıkları ırkçı baskılara isyan ederek karşı koymakta, Arapların güttükleri mezhepçilikten nasiplerini almaktadırlar. Nitekim Telafer’de Şii Türkmenlerle Sünni Türkmenler arasında ihtilaf da bu kör cehaletten doğmuştur. Yani Irak’ta Türk-menleri, sair Irak halkından, bu halkın alışkanlık ve atlattıkları badirelerden nasibini almış ve onlar da çözülme sürecine girmişlerdir.

Bugün gerçekten Ortadoğu’da ve hatta Irak’ta cereyan eden olaylar, oynanan oyunlar, (varsa) çi-zilen gizli planlar, Türkmenlerin boyunu aşmak-tadır. Türkmenlerin, içinde yaşadıkları puslu ve dumanlı atmosferin dışına çıkıp, yukarıdan man-zarayı seyredebilme imkânı bulunmamaktadır. Si-lahsız ve dış desteksiz olan Türkmenlerin tek güç-leri, Irak Parlamentosunda samimiyetle çalışan ve bir elin parmak sayısını geçmeyen vekilleridir. En basit örnek Musul mahalli seçimlerinde ortaya çık-tı. Türkmenler yerel meclise Araplardan daha çok temsilci gönderebildikleri halde ne valilik, ne mec-lis başkanlığı ne de vali birinci yardımcılığı maka-mını alabilmişlerdir. Onlara sadece Meclis Başkan Yardımcılığı uygun görüldü. Nasıl bu mağduriyete maruz kaldıkları, neden seslerine kimsenin kulak vermediği, niçin pazarlık yapamadıkları belirsiz. Tek kelimeyle çünkü silahları, askerleri ya da ar-kaları yok. Arka çıkması yana dursun, bu mesele-den Türkiye’nin belki haberi bile olmamıştır.

Yakında Kerkük konusunda da Türkmenlerin başına gelecekler olacak. Kürtlerin Kerkük’e fü-tursuzca dolmaları üzerine Irak Türkmen Cephesi, Kerkük seçmen kütüklerine itiraz etmişler, bunun üzerine mahalli seçimler bu şehirde ertelenmiştir.Seçmen kütüklerinin düzenlenmesi konusunda Anayasa Mahkemesi’ne yapmış oldukları itiraz kaşla göz arasında reddedildi ve Kerkük’te mahalli seçimlerin Kürtlerin istediği şekilde yapılması yolu açıldı. Her ne hikmetse, aynı gün bu âdil mahkeme (!) Maliki’nin üçüncü kez başbakan olmasına en-gel olan meclis kararını da reddetmiştir. Yani Bar-zani ile Maliki arasında al gülüm ver gülüm...

Yakın bir tarihte Kerkük’te mahalli seçimler yapılacak ve mevcut sahte seçmen listeleri ile se-

çime gidilecektir. Kerkük Yerel Meclisi’nde altı temsilci olan Türkmenlerin böyle bir seçimde 1-2 temsilci çıkarırlarsa kimse üzülmesin ya da kimse Türkmenlere “siz birlik olmuyorsunuz” demesin. Bundan da Türkiye’nin haberi olmamış ya da tah-min etmiyor olabilir. Demek ki bu da Türkmenlerin makûs kaderidir. Adaletin olmadığı yerde güçlü, zayıfı ezer. Bugün Irak’ta iki güçlü var biri Şiileri diğeri de Kürtlerdir. İkisi de zalim ve acımasız.

Türkiye Ne Yapıyor?Türkiye Türkmenler konusunda kılını kıpırdat-

mıyor dense mübalağa olmaz. Ancak bunu doğru tahlil etmek lazım. Aslında Türkiye’nin Türkmen-ler meselesine ilgisiz kalmasından çok,“Türkmen meselesi önemsizleşmiştir” demek daha doğru olur. Çünkü bir taraftan Ortadoğu’da çok hacim-li gelişmeler oluyor, diğer taraftan da Türkiye’nin resmi söylemleri Ortadoğu geneli için söz konusu ediliyor. Ortadoğu gemisinin basit bir yolcusu olan Türkmenlerin Türkiye’nin gündemin en alt sırala-rında yer aldığı bundandır. Bu gidişle o maddeye hiç sıra gelmeyecektir.

Hâlbuki gönül isterdi ki Türkiye’nin Irak’ta sözünü dinletebildiği Sünni Araplarla Barzani’ye, Türkmenler konusunda ciddi telkinlerde bulunsun. Meselâ Musul Vali Yardımcılığı makamını Tür-kiye Üsame El Nüceyfi’den isteseydi her halde Türkiye’yi kırmazdı. Ya da seçmen kütükleri ko-nusunda Barzani’ye bir kırmızı çizgi gösterilseydi ya da en azından Türkmenleri hesaba katan karar-lar alması telkin edilseydi, Barzani Türkiye’yi gü-cendirmezdi. Eğer Türkiye, Barzani ve özellikle de Nüceyfi tanınmaz birer siyasetçi iken, Türkmenler üzerinden bu iki kişiyle ilişki kurmayı deneseydi, bugün Türkmenler çok daha iyi yerde olurdu. Yani demek istiyoruz ki, Irak’ta taraflar Türkmenleri, Türkiye’nin önemsediği kadar önemsemektedir. Bu da çok doğal bir davranıştır. Irak, belki sonsuza yakın bir zaman diliminde istikrara kavuşur ya da bölünür. Türkiye, Ortadoğu girdabına alabildiğine girmiş ve evdeki hesabı çarşıya uymamış bir ülke görünümünde olup, Ortadoğu’daki Türkmenleri, “soydaş” olarak değil, bölgede yaşayan diğer top-luluklar gibi muamele eden bir ülke durumundadır. Bu realiteyi kaydetmeliyiz.

Pekiyi Türkmenler bu durumda ne yapmalı? Müteaddit defalar ve birçok Türkmen aydını

tarafından dile getirilmiş tekliflere göz atıldığında, hepsinin üstünde müttefik olduğu husus, Türkmen-lerin kendi yağlarında kavrulmayı ve kendi ayak-ları üzerinde durmayı öğrenmeleri gerektiğidir.

Page 10: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

8 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

3. Ekonomik yönden güçlenmek için basit-zor ya da az-çok demeden ticaret, sanayi, esnaflık yap-maları gerekmektedir. Devlet memurluğu olmadı-ğı yerde bunlar mutlaka düşünülmelidir.

4. Türkmenler arasında işbirliği, sosyal daya-nışma ve maddi yardımlaşma mutlaka kurumsal-laşmalıdır.

5. Türkmen siyasi davası için yurtiçi ve yurt-dışında çalışan Türkmenlerden mutlaka para top-lanmalıdır.

Sonuç olarak görünen odur ki Ortadoğu’daki karmaşa tahminlerden çok daha uzun sürecektir. Bu karmaşa en çok azınlıkları ve zayıf olanları bölgeden silip götürecektir. Türkmenler başkala-rından desteksiz yaşamayı öğrenmedikçe, eriyen-lerin arasına katılma ihtimali artacaktır.

Irak’ta Şiiler Sünnileri, Kürtler de Türkmenleri eritmeye ve bölgelerini yutmaya çalışmaktadır. Bunlar büyük ölçüde başarılmıştır. Bağdat ve Bas-ra Şiileşirken; Kerkük, Erbil, Altunköprü ve Kifri Kürtleştirilmiştir. Bu realite karşısında Türkmen-ler Irak’ta var olmak istiyor ve Hristiyanlar gibi erimek istemiyorlarsa uzun vadede bazı tedbirlere sarılmaları gerekmektedir:

1. Nüfuslarını arttırmalıdırlar. Bugün nüfus ar-tış hızı en yüksek olan Kürtler ve Şiilerdir; en az olan da önce Türkmenler sonra da Sünni Araplar-dır. Çok çocuklu olmaktan korkmamak ve kaçın-mamak gerekmektedir.

2. Legal yollarla ve merkezi hükümete baskı yaparak Kerkük, Telafer ve Tuzhurmatu gibi şehir-lerde mutlaka yerel güvenlik güçlerini tesis etme-lidirler.

Türkmeneli’nden Türk’ün DilindenMahir NAKİ[email protected]

Azerbaycan’a Geldim

Rıza ÇOLAKOĞLU

Vatanım özledim aslım aradım Dedem yadigârı ile gelmişemÖz lehçede danışmaktır muradımOrtak şive ortak dile gelmişem

Yığışağın konakta bir sekiyeDostluğumuz uğramasın çekiyeTelafer’den bir köprü var Baki’yeKol kanada arxa bile gelmişem

Damlamaca kırağında oturdumKarabağ’ın serçeğini bitirdimSubaşı’ndan size selam getirdimDayaz çaydan derin göle gelmişem

Men orada burda atar üregimDört heceli Azerbaycan ahengimO tay bu tay bütün olsun dilegimMektubum var sağa sola gelmişem

Gelirken de yolum düştü Tebriz’eÇox sevindik dostlar geldi üz üzeŞehriyar’dan armağanım var sizeKervana karıştım yola gelmişem

Sizi sevmeseydim gelen değildimGarip kapıları çalan değildimZavallı men şair falan değildim Milletin aşkına dile gelmişem

Sizi yada salmışam her adımdaResul Rıza Vahapzade yadımda Belki size garip değil adım daAşina bülbülem güle gelmişem

Page 11: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

9KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Tarabya Köşkü’nde, Türkmeneli Dernekle-ri Federasyonu Genel Başkanı Kemal Beyatlı ve beraberindeki heyeti kabul eden Cumhurbaşkanı Gül, Irak’ın üç kurucu unsurundan biri olan Türk-menlerin, ülkenin çimentosu işlevini gördüğünü belirterek, Türkmenlere yönelik terör saldırıları, sindirme operasyonları ve demografik yapıyı de-ğiştirmeye matuf eylemleri kabul edilemez buldu-ğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’de faaliyet göste-ren ve Irak Türkmenlerini temsil eden derneklerin çatı kuruluşu olan Türkmeneli Dernekleri Federas-yonu Genel Başkanı Kemal Beyatlı ve beraberin-deki heyeti Tarabya Köşkü’nde kabul etti.

Kabulde, Federasyon Başkanı Beyatlı ve der-nek başkanları Irak’ta yaşayan Türkmenlerin yaşa-dıkları sıkıntılar ve maruz kaldıkları terör eylemle-ri hakkında Cumhurbaşkanı Gül’e bilgi verdiler.

“Irak’ın üç kurucu unsurundan biri olan Türk-menler, ülkenin çimentosudur”

Cumhurbaşkanı Gül, Irak’a 2003 yılında ya-pılan dış askeri müdahalenin üzerinden 10 yılı

aşkın bir süre geçmesine rağmen ülkede huzur ve istikrarın hala sağlanamadığına dikkat çekerek, bu süreçte en fazla zarar gören toplumun Türkmen soydaşlarımız olduğunu belirtti. Esasen Irak’ın üç kurucu unsurundan biri olan Türkmenlerin, ülke-nin çimentosu işlevini gördüğünü, Irak’ın birlik, beraberlik ve huzurunun teminatı olduğunu kay-deden Cumhurbaşkanı Gül, Irak’ta Türkmenlere yönelik terör saldırıları, sindirme operasyonları ve demografik yapıyı değiştirmeye matuf eylemleri kabul edilemez bulduğunu söyledi.

“Türkiye, Irak halkının tüm unsurlarını kucak-lamaktadır”

Irak’ın birlik ve bütünlüğü için her türlü fedakârlıkta bulunan Türkiye’nin, Irak halkının tüm unsurlarını kucakladığını hatırlatan Cumhur-başkanı Gül, ülkede yapılan son mahalli seçimler öncesinden itibaren, Kerkük’ün güneyindeki Türk-men beldesi Tuzhurmatu’da yaşayan Türkmenlerin bombalı saldırıların hedefi haline geldiğini belirte-rek, başta Irak güvenlik güçleri olmak üzere, ilgili tüm taraflara Türkmen kardeşlerimizin güvenliğini sağlamaları çağrısında bulundu.

Kardaşlık

Irak’ta Türkmenlere Yönelik Saldırılar Kabul Edilemez

Page 12: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

10 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

İzzettin KERKÜK

1961 yılının Haziran ayında Ankara’da göreve başladım. Bu benim ilk defa devlet memuriyetine başladığım yıldır. Tam 30 yıl sürdü. Dış göreve atanmadan 4 yıl Ankara’da geçirdik. Hayatımda çok önemli bir dönemdi bu… Bu müddet zarfında Türk edebiyatı ve sanat dünyasının önemli şahsi-yetleri ile tanışmak fırsatını bulmuştum.

Çok sevdiğim kardeşim merhum şehit Necdet Koçak da o yıllarda Ankara’da idi. Başkentteki milliyetçi çevreleri çok iyi bilirdi ve onlarla de-vamlı temas hâlinde idi. Onun vasıtası ile rahmetli Halide Nusret Zorlutuna ile tanışmıştık. Zorlutuna, çocukluk yıllarını Kerkük’te geçirdiği için bu şeh-re âşıktı adeta.

Hatıralarında Kerkük için “çocukluk cennetim” derdi. Babası Hürriyet Mücahitlerinden merhum Avnullah Kâzımî, Osmanlı döneminde Kerkük’te mutasarrıflık yapmıştı. Abdulhay adındaki küçük kardeşi Kerkük Kalesinde Danyal Peygamber Ca-miinin haziresinde gömülüdür. Bu yüzden Halide Nusret Hanım Kerkük’e kalben bağlı idi. Bu bağlı-lığını hayatının sonuna kadar devam ettirdi.

Ankara’da düzenlenen “Kerkük Geceleri”ne çağırıldığında konuşmacı olarak katılır, Kerkük özlemini dile getirirdi. Kızı Emine Işınsu da, anne-si gibi bir “Kerkük Sevdalısı”dır. Necdet Koçak’ın dramını anlatan “Tutsak” adlı romanın yazarıdır.

Yine Ankara’da bulunduğumuz sıralarda, ede-biyatçı hemşerilerimizden Şair Necmettin Esin Beyle de tanışmıştık. Kendisi Tokat Maarif Mü-dürlüğü ve Ankara Halk Eğitim Dairesi Başkan-lığı görevlerinde bulunmuştur. Ayrıca Irak Türk-leri Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin bir süre başkanlığını da yapmıştır. Hamaset şairi olarak tanınır. Basılmış 5 şiir kitabı, bir romanı ve bir de Kemalettin Kamu hakkında edebî bir araştırması vardır.

1987 yılında Ankara’da vefat eden Necmettin Esin’in Kerkük üzerine pek çok şiiri mevcuttur. Bunlardan en ünlü olanı ”Selam Kerkük” başlıklı şiiridir. Necmettin Esin’in Londra’da bulunduğu sırada kaleme aldığı bu şiir, Abdülvahit Küzecioğ-lu tarafından Saba makamında bestelenmiş ve ses-

lendirilmiştir. Şiirin ilk iki dörtlüğü şöyledir:Selam KerkükNazlı nazlı süzülen bir peri kızı gibiÂşıklarını elbet sen de anarsın KerkükSisli ufuklarımda seher yıldızı gibiUzaktan gözümde parlar yanarsın KerkükTanıştığımız diğer şair hemşerimiz Rauf Gör-

kem idi. Ankara’ya bağlı Ayaş ilçesinde otururdu. İstiklâl madalyası sahibi idi. Madalyası halen ye-ğeni Prof. Dr. Ahmet Türker’in yanındadır. Uzun yıllar Türkiye Büyük Millet Meclisinde kâtiplik yapmıştır. 1970 yılında Ankara’da basılan “Heye-canlarım” adlı bir şiir kitabı mevcuttur. Kendisini Ayaş’taki evinde ailece ziyaret etmiştik. Ayrılırken bize doyamadığını ifade için “bu, bir kabir ziyare-tine benzedi” demiştir. 1972 yılında Ayaş’ta vefat etmiştir.

Necdet Koçak’ın bizi tanıştırdığı önemli şahsi-yetlerden bir diğeri de ünlü “Bayrak Şairimiz” Arif Nihat Asya üstadımız idi. Kendisini Necdet’le bir-likte bir akşam evinde ziyaret etmiştik. Bizi bağrı-na basarcasına sevgi ile karşıladı. O akşam, yazmış olduğu “Kerkük” başlıklı şiirini büyük bir heye-canla okudu ve hepimizin gözlerini yaşarttı. Genç-lerimizin her zaman bu büyük üstadımızı minnetle hatırlamaları için, bu şiiri buraya derc etmeyi uy-gun gördüm.

KerkükYılların ötesinden gelenKanadları yorgun kuşum“Büyük Kar“da ablam doğmuş“Küçük Kar“da ben doğmuşum

Masallara karışmışEski eski eski günlerdeParmakla gösterilmişizNişanlarda düğünlerde

O ipek çilesiymiş yumuşakBen bembeyaz kar topuymuşum

Kerkük Hatıralarım - IVX

Page 13: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

11KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

İzzettin KERKÜK

Birgün hastalanmış ablamMuska da kâr etmemiş ekşi toprak daŞimdi yatıyor annemle babamınYattığı yatakta

Ben -gördüğünüz gibi- uzakta uzaktaİkinci çocukluğumu emeklemekteyimOnların çağıracağı saatiHızır beklercesine beklemekteyim

Daha gelmedi mi sırasıUçup ey kuşlar büyük küçükAkıp ey bulutlar köpük köpükSiz söyleyin kaç günlükYoldu orası

Yıllar birer ikişer derkenBeşer onar mı yürüdüYollar silindi çoktanTarihi duman bürüdüNe kapı ne eşik ne ocakAğlar çardağına bağBağına çardak

Horyatlar söylenir ağıttan acıklıAğıtlar söylenir horyattan yanık

Bulamazsınız ey turnalar artıkÇocukluğumuzu gölgeleyen söğüdüArasanız da bucak bucak

Dağılsanız da bölük bölükKi yıllar analarla babaları gömdüBiz Kerkük’ü gömdük

Yine de içim diyorŞuracıkta yakındadırYa “Büyük“ ya “Küçük Kar“ın altındadır

Geçerken kapılarından kemerlerinden“Zaman“ denilen sarayınArayın kuşlar arayınArayın bulutlar arayın

Perdeleri örtük Lambaları sönükSırtında yıllar yükHatıraları kırık dökükBir yer olacak orada Adı

“Kerkük“Edebiyat dünyamızın günü-

müzdeki ünlü simalarından olan değerli şair Yavuz Bülent Baki-ler ile 60’lı yıllarda yine Necdet Koçak vasıtasıyla Ankara’da tanışmıştık. Dostluğumuz hâlâ bütün sıcaklığı ile devam etmek-tedir.

Yavuz Bülent Bakiler, 1959 Kerkük Katliamının acısını yü-reğinin ta derinliklerinde hisse-derek “Kerkük Ağıtı” başlıklı şiirini yazmıştır. İnsanlık tari-hinde eşine rastlanmayan bu feci

Emine Işınsu Halide Nusret Zorlutuna

Page 14: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

12 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

İzzettin KERKÜK

katliamın yıldönümlerinde yapılan anma toplantı-larında defalarca bizzat kendisinden dinlediğimiz bu şaheser ağıtı da burada kaydetmeden geçeme-yeceğim. Allah kendisinden razı olsun…

Kerkük Ağıtı

I

Önce onlar anlattılar: Bir gece

Kerkük’te yüzlerce Türk en vahşi birŞekilde öldürüldü ve Türk yapısıdır diyeTaşköprü yerle yeksan edildi

Bütün minarelerde sustu ezan sesleriArtık yaşamak zorduZehir zıkkım bir rüzgâr esiyordu Irak’tanÖlüm sokaklarda kol geziyordu

Bir gece Kerkük’te vurdular beniGeçti sokaklardan bir kızıl orduİslâm’ı ve Türkü vuruyordu kurşunlarPeygamber kabrinde ağlıyordu

Bütün hadis-i şerifler Âyet-i kerîmelerYüreğimdeki korduAma çıplak ayaklı ve çıplak kafalı adamlarBeni sokak sokak sürüklüyordu

Benim kafam kanıyordu kaldırım taşlarındaEvim barkım yanıyorduVe benim cesedim kanlı bir bayrak gibiDemir direklerde sallanıyordu

Artık yaşamak zorduÖlüm sokaklarda kol geziyorduEvim barkım yanıyorduPeygamber kabrinde ağlıyordu

IISonra biz konuştuk:“O yar gözünKim gördü o yar gözünAslan gücünden düşseKarınca oyar gözün”

Vurdular mı Süleyman’ı arkadan?Yıktılar mı Taşköprü’yü bir gece?İçimde her sabah şimdi gizliceEfkârdır hasrettir durmadan akan

Bir gömlek yaptırsam Bursa şalındanSemerkant’tan nakış koysam üstüne

Arif Nihat Asya

Yavuz Bülent Bakiler, İzzettin Kerkük ve Suphi Saatçi

Page 15: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

13KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

İzzettin KERKÜK

Birşeyler getirsem dünden bu güneÇeksem kılıcımı gümüş kınından

Ok olsam hedefi ikiye bölenBir tüylü börk olsam yiğit başlardaKışta kıyamette tipide kardaTürkü olsam dudaklarda söylenen

Ses versem bir sabah Bozkurt sesineAksa yollarına içimdeki kanYa tutup kaldırsam sizi oradanYa düşsem toprağa erkekçesineMerhum Abdurrahman Kızılay vasıtasıyla

tanıştığım başka ünlü bir şahsiyet de değerli ses sanatkârı Mehmet Özbek idi. Şanlıurfa eski ANAP Milletvekili Osman Doğan’ın evinde bir akşam buluşmuştuk. Müzikli ve yemekli bir oturumdu. Mehmet Özbek bize, kendi eliyle yaptığı Urfa’nın nefis çiğköftesini tattırdı. Bir yandan da Kerkük ve Urfa havaları dinliyorduk. Mehmet Özbek, Kerkük havalarını büyük bir ustalıkla icra ediyordu. Hâlen de öyle. Hatta onun bestelediği bir Kerkük türküsü bile var. Sözleri, Kerkük’ün değerli şairlerinden seçilmiş dörtlüklerden oluşan bu türkü:

“Yıktılar KalamızıSürdüler balamızıDaha can boğazdaykenÇektiler salâmızı”

diye başlar. Saddam zulmünü veciz bir şekilde dile

getiren bu türküyü her dinlediğimde gözyaşlarıma hâkim olamıyorum.

Bilindiği üzere Kerküklüler ile Urfalılar, eski bir efsaneye göre “dayı-yeğen”dirler. Kimin “dayı”, kimin “yeğen” olduğu daima tartışılır ve her taraf kendisinin “dayı” olduğunu iddia eder. Sayın Mehmet Özbek ile bu konuyu konuşurken şöyle bir çözüm yolu bulmuştuk: Tartışan taraf-lardan hangisi yaşça ötekinden daha büyük ise, o kimse “dayı” olur, diğeri ise “yeğen”… Böylece işi bu şekilde tatlıya bağlamıştık.

Necmettin Esin Kerküklüler arasında Rauf Görkem

Mehmet Özbek

Page 16: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

14 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Orta Doğu bölgesinde yaşanan gelişmelerle birlikte Irak’ın da siyasi dengelerinde bir takım gelişmeler meydana gelmektedir. Bir yandan Bağdat-Erbil ilişkilerindeki yakınlık ve siyasi taraflar arasındaki siyasi anlaşmazlığa karşın kısmi de olsa bir mutabakat sağlanmasına çalı-şılmaktadır. Öbür yandan Kuzey Irak’ta 21 Eylül 2013 tarihinde yapılacak parlamento seçimleri hem Kürt siyasetindeki denklem bakımından hem de Bağdat-Erbil arasındaki sorunların çö-züm sürecinin sürekliliği açısından önem arz etmektedir. Bununla beraber kuzey Irak seçim-lerinin Kürt-Türkmen ilişkilerinin aldığı yönün sürekliliği açısından büyük ehemmiyeti bulun-maktadır. Ayrıca Bağdat-Erbil yakınlaşmasının Türkmen siyasetine ve Kerkük sorununa etkisi beklenebilir bir gelişmedir. Bu durum ülkedeki siyasi denklemin ve iç dengelerin değişeceğine dair bazı sinyaller vermektedir. Böylece Kuzey Irak seçimlerinin önemi, ülkedeki Türkmenlerin temel sorununun ve Kerkük’ün statüsünün nere-ye doğru gideceğini, analizin temel amacını kı-saca değerlendirilmeye çalışılacaktır.

Bağdat-Erbil Ekseninde Türkmen Faktö-rü

ABD’nin askerlerini çekmesiyle beraber Irak’ın siyasi haritasında ve iç dinamiklerinde önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Bağdat’taki siyasi denklemlerde, güç dengeleri, siyasi çe-kişme, hesaplaşma ve güç mücadelesinin kızış-tığını görmek mümkündür. Irak Başbakanı Nuri el-Maliki’nin iç politikaya yönelik izlediği si-yasi ortaklarını dışlama stratejisi, Sünni Araplar ve Kürtleri son derece rahatsız etmiştir. Bilhassa Bağdat-Erbil arasında siyasi, ekonomik ve gü-venlik alanlarındaki krizler ülkede muhtemel bir Arap-Kürt çatışmasının meydana gelmesine ne-den olacak nitelikteydi. Bu doğrultuda Türkmen bölgeleri de Bağdat-Erbil arasındaki gerilimden büyük zarar görmektedir. Irak anayasasının 140. maddesinde belirtilen ihtilaflı bölgeler kavra-

mının tamamı Türkmenlerin yoğun bir şekilde yaşadığı bölgeleri kapsamaktadır. Bu sebeple Türkmenler, Bağdat-Erbil ekseninin önemli bir fay hattı olduğu ifade edilebilir. Dahası Bağdat-Erbil ilişkilerinde yaşanan siyasi gerilim ve uz-laşının sağlanması da Türkmenleri yakından et-kilemekte ve ilgilendirmektedir. 29 Nisan 2013 tarihinde Kuzey Irak Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani başkanlığında üst düzey bir Kürt heyetinin Bağdat’ı ziyaret etmesi ve Mali-ki ile görüşmesi her iki taraf arasında yeni bir uzlaşı sürecini başlatmış oldu. Bununla birlikte 9 Haziran’da Maliki Erbil’i ziyaret etmiş ve 7 Temmuz’da da Mesud Barzani Bağdat’a iade-i ziyaret gerçekleştirmiştir. Söz konusu ziyaretler esnasında bir takım açık ve gizli anlaşma yapıl-dığı öne sürülmektedir. Ayrıca her iki taraf ara-sında yaşanan sorunların giderilmesi için ortak komisyonlar kurulmuştur.

Öte yandan ABD’nin Irak’ı işgal etmesinden bu yana Türkmenlerin, Irak’ta kurulan siyasi denklemin neresinde olduğu konusunda ciddi belirsizlikler bulunmaktadır. Çünkü Irak’ın si-yasi tarihinde Türkmen meselesi sadece politik, kültürel ve temel haklar gibi problemlerden öte bir statü sorunu olarak görülmektedir. Başka bir ifadeyle Irak’ta Türkmenlere tanınan hakların ya-sallaşması ve Türkmenlerin Irak’taki konumuna karar verilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla Türk-men sorununun Irak’ın siyasi denkleminde uyum ve uzlaşı çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Aslında Irak’ın siyasi tarafları arasında meydana gelen siyasi tutumdaki istik-rarsızlık, çekişme ve hesaplaşmaların neticesin-de devlet bağlamında Türkmen sorununa çözüm bulmak da kolay değildir. Özellikle de taraflar arasında yaşanan siyasi pazarlıklarda Türkmen yetkililerinin de ülkede üçüncü bir unsur olarak dikkate alınması elzemdir. ABD’nin işgali son-rası süreçte Irak’taki siyasi tabloya bakıldığında Türkmenlere yönelik şiddet, bombalı saldırı, fidye karşılığında adam kaçırmalar vs.. gibi ey-

Ali SEMİN*

Kuzey Irak Seçimleri Türkmenler ve Kerkük Sorunu

* Bilgesam Ortadoğu Uzmanı

Page 17: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

15KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

lemlerin arttığı izlenmektedir. Bilhassa ABD’nin Irak’tan askerlerini çekmesiyle birlikte Türkmen bölgelerinde her geçen gün şiddetin ve kaos orta-mının artması Türkmenlerin adeta ülkenin siyasi, toplumsal, sosyal ve ekonomik yapısından tecrit edilmesine yol açmaktadır. Türkmenlerin son iki yıllık zaman diliminde Bağdat yönetiminde si-yasi profilleri yükselse de, hâlihazırda yukarıda sözü edilen statü sorunu devam etmektedir.

Bütün bu gelişmeler doğrultusunda Türkmen sorunu özelde iç ve dış sorunların toplamı olarak tanımlanabilir.

1. İç Sorunlar: Türkmenlerin siyasi, sosyal ve ekonomik sorunlarıdır. Özellikle Türkmenlerin siyasi alanda orta ve uzun vadeli bir stratejisinin/vizyonunun olmayışı ister istemez Irak’ın politik sahnesinde elde edebileceği pek çok kazanımları geciktirmektedir. Bu durum Irak’taki Türkmen siyasetinin benimsenmesine engel teşkil etmek-tedir. Dahası Türkmenlerin siyasi yapısındaki düzensizlik ve hiyerarşik yapının eksikliğinin Irak’taki siyasi denklemin içerisinde aktif ol-malarını engellediği söylenebilir. Ayrıca ülkede sürekli değişen güç dengesine ayak uydurmakta zorlanan Türkmen siyasetinin, birleşik ve hiye-rarşik bir politik düzene ihtiyaç duyduğu belir-tilebilir.

Bu tablo Türkmenlerin Irak’ta, ülke içeri-sindeki diğer etnik ve dini gruplarla etkileşim içerisine girmesini de zorlaştırmaktadır. Bunun-la birlikte Türkmen siyasi parti ve oluşumları arasındaki kopukluk ve iletişim eksikliği Irak’ta Türkmenleri kendi içine hapsetmekte ve dışa açılmasını engellemektedir. Bu nedenle Türk-menler, kendi içerisinde bir düzen ve vizyona sa-hip olarak dışa bağımlılığı yok etmeli ve kendine özgü pragmatik bir strateji izlemelidir.

2. Dış Sorunlar: Türkmen vizyonunun böl-gesel ve uluslararası toplumlara aktarılamaması sorunudur. Başka bir tabirle Orta Doğu ve Batılı ülkelerde Türkmen diasporasının zayıf olması veya yeterli ölçekte bulunmamasından kaynak-landığını ifade etmek mümkündür. Türkmen so-rununun bölgesel ve uluslararası arenada sıkça tartışma konusu olmaması, Irak’ta Türkmenlere yönelik baskı ve şiddet eylemlerinin dünya gün-deminde ele alınmasını zorlaştırmaktadır.

Bu doğrultuda sözü edilen sorunlar değerlen-dirildiğinde, Irak’ın siyasi denkleminde Türk-men faktörünün ehemmiyet kazanması için iç ve

dış sorunların giderilmesi gerektiği söylenebilir. Şu hususa dikkat çekmekte yarar vardır; Türk-menler Irak’ın siyasi arenasında genellikle kendi kamuoyuna dönük bir iç politika izlemektedir. Hal bu iken, Türkmen siyaseti, hem Irak’ta yaşa-nan iç politikadaki değişiklikleri tahmin etmekte zorlanmakta hem de bölgesel konjonktürdeki de-ğişim sürecine angaje olamamaktadır. Özellikle son iki yıldır Irak’ta terör eylemlerinde en çok Türkmen bölgeleri hedef konumundadır. Bu böl-geler adeta Türkmenlerden arındırılmaya çalışıl-maktadır. Bu sebeple Türkmenler, Irak’ın etnik anlamda satranç tahtasının temel taşını oluştur-masına rağmen Bağdat ve Erbil yönetiminde et-kin bir role sahip olamamaktadırlar. Dolayısıyla Türkmenler iç ve dış problemlerinin üstesinden gelerek Irak’ın etnik yapısı bünyesindeki meşru statüsünü kazanmaya çalışmalıdırlar.

Kürt-Türkmen İlişkisinde Kerkük’ün Sta-tüsü

ABD’nin 9 Nisan 2003 tarihinde Sad-dam Hüseyin yönetimini devirmesiyle beraber Kerkük’ün demografik yapısına ilişkin Araplaş-tırma politikasının yerini Kürtleştirme politika-sının aldığı söylenebilir. Bu sorun kısa bir za-man zarfında hem bölgesel hem de uluslararası mahfilde gündeme alınmıştır. Çünkü Kerkük’ün statüsü Irak’ın toprak bütünlüğü, etnik ve dini yapısındaki dayanışmanın bir parçası olarak ni-telendirilebilir. Keza Kerkük’ün statü sorununun aynı zamanda Türkmen-Kürt ilişkisinin de teme-lini oluşturduğu ifade edilebilir. 15 Ekim 2005 tarihinde referanduma sunulan Irak’ın kalıcı ana-yasasının 140. maddesi Kerkük’ün konumuyla ilgilidir. Bu maddeye göre 31 Aralık 2007’ye kadar normalleşme, sayım ve referandum yapı-larak Kuzey Irak bölgesine bağlanması ön görül-mekteydi. Fakat kentin statüsü hususunda gerek Irak içerisindeki siyasi gruplar arasında gerekse bölgesel ve uluslararası arenada Kerkük’ün ge-leceğini belirleyen referandumuna ilişkin bir uz-laşı sağlanamadı.

Böylece Kerkük’ün statü sorununu çözüme kavuşturmak amacıyla Türkmen-Kürt ve Araplar arasında “özel statü/ortak idari paylaşım” gibi bir takım öneriler tartışıldı. Ancak Kerkük soru-nunun çözümü için en makul öneri kentin ida-ri yapısının ortak paylaşımı olarak görüldü. Bu formüle göre Kerkük’ün idari paylaşımı kapsa-mında; kentin idari yapısı her biri %32’lik oranla

Ali SEMİN

Page 18: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

16 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Ali SEMİN

Türkmen, Kürt ve Araplar arasında paylaştırıl-ması ve geri kalan %4’lük dilimde de diğer etnik ve dini unsurlara (Kildaniler-Asuriler gibi) yer verilmesi taraflar arasında uygun görülmüştür.

Bunun için Temmuz 2008’de İller, İlçeler ve Nahiyelerle ilgili 36 no’lu kararla birlikte yerel seçimler yasasının 23. maddesi Türkmen-Kürt ve Arap parlamento üyelerinin uzlaşması sonucun-da onaylanmıştır. Söz konusu maddenin 1. Fık-rası gereğince, Kerkük ilinin idaresi, güvenliği ve genel kamu görevlerinin Türkmenler, Kürtler ve Araplar arasında ortak paylaşımının gerçek-leşmesinin ardından seçimlerin yapılması öngö-rülmektedir. Aynı fıkraya göre, vali, meclis baş-kanı ve yardımcılarının Kerkük’ün asıl unsurları tarafından (Türkmen-Kürt ve Araplar) seçilip paylaştırılması kararlaştırılmaktadır. Söz konu-su 23. maddenin 2. fıkrası ise, Kerkük’ün temel etnik unsurlarının (Türkmen-Kürt ve Arap) her birinden ikişer kişi seçerek bir komisyon teşkil edilmesini vurgulamaktadır. Sözü edilen komis-yonun kentteki taraflar arasında Kerkük’ün sta-tüsü konusundaki tüm sorunların araştırılması ve çözüme kavuşturulması için adım atması gerek-mektedir. Mahalli seçimler yasasının 23. mad-desinin 1. ve 2. Fıkrası gereği Kerkük’te 2005 yılından beri yerel seçimler yapılmamaktadır.

Bu bağlamda Mart 2013’te Kürdistan liste-sinden seçilen Kerkük Milletvekili Halid Şiva-ni, yerel seçimler yasasının 23. maddesinin 1. ve 2. fıkrasının iptal edilmesi için Irak Federal Mahkemesi’ne başvurmuştur. Federal Mahkeme 26 Ağustos 2013 tarihinde yerel seçimler yasası-nın 23. Maddesinin ilgili fıkralarını iptal ettiğini açıklamıştır. Mahkemenin iptal kararıyla beraber Kerkük sorunu ve kentteki yerel seçimlerin ya-pılmasına ilişkin ülkedeki siyasi taraflar arasında tartışmalar hız kazanmıştır. Mahkemenin iptal kararına Türkmenler ve Araplar tepkili ancak Kürtler ise, bu durumdan oldukça hoşnut görün-mektedirler. Şu hususu belirtmek gerekir ki, 23. maddenin ilgili fıkraları Irak Federal Mahkemesi tarafından iptal edilirken, aynı zamanda 26 Ocak 2013 tarihinde Irak Parlamentosu, Cumhurbaş-kanı, Meclis Başkanı ve Başbakanlık görev süre-sini iki dönemle sınırlamasına ilişkin yasa tasarı-sı kararını da reddetti. Bu iki gelişmenin zaman-laması dikkate alındığında mahkeme kararları Bağdat-Erbil arasındaki siyasi pazarlıkların bir sonucu olarak nitelendirilebilir.

Bütün bu gelişmeler değerlendirildiğinde; Ni-san 2013’te Kerkük il meclisi seçimleriyle ilgili bir yasa tasarısının hazırlanması için Irak Par-lamentosu Başkanı Usame el-Nuceyfi başkan-lığında bir komisyon kurulmuştur. Komisyona Kerkük’te seçimlerin yapılması için Irak Türk-men Cephesi Başkanı ve Kerkük Milletvekili Er-şet Salihi, Türkmenler adına bir öneri sunmuştur. Salihi önerisinde, Kerkük’te il meclisi seçimleri tarihinin belirlenmesi, kentteki seçmen sicilleri-nin incelenmesi ve seçim gerçekleştiğinde kent-teki güvenlik birimlerinin ve önemli görevlerin ortak bir şekilde paylaşılmasını vurgulamıştır.

Ayrıca Salihi, 23. madde doğrultusunda Kerkük’ün durumunun normalleşmesi, kentte-ki idari görevlerin ortak biçimde paylaşılması ve 2005 seçmen kütüklerinin dikkate alınma-sı şartlarını ileri sürmüştür. Türkmenlere göre, Kerkük’te yapılacak yerel seçimlerde 2005 yı-lının seçmen kütüğünün dikkate alınması, 2013 yılına kadar Irak’ın kuzeyinden kente yerleştiri-len Kürt nüfusundaki artışın önüne geçilecektir. Türkmenlerin bu önerisine Araplar destek verir-ken, Kürtler kendi aleyhlerine olmasından dolayı şiddetle karşı çıkmaktadır. Çünkü Kerkük’e ku-zeyden gelen Kürtlerin nüfusu her geçen gün art-makta ve kentin hem demografik hem de siyasi dengesini değiştirmektedir. Bu sebeple Kürtlerin ortak paylaşım/2005 yılının seçmen kütüğünün baz alınması önerileri Kerkük’ün geleceğine dö-nük stratejileriyle (kuzeye bağlanması gibi) ters düştüğü ifade edilebilir.

Öte yandan Türkmenlerin Kerkük’ün konu-mu ve 23. maddeyle ilgili izlediği politikalarında ortaya çıkan çelişkiler şu şekilde sıralanabilir:

1. Mart 2010’da Irak parlamento seçimlerin-de Kerkük’te 2010 yılı seçmen sicilinin dikka-te alınmasını kabulünün Türkmenler açısından stratejik bir hata olduğu değerlendirilebilir. Çün-kü Kerkük’te 2010 yılı seçmen kütüğüne göre yapılan genel seçimlerde uygulanan sicilin yerel seçimlerde de baz alınması gerekmektedir. Bu-rada Türkmenlerin söz konusu seçim sürecinde-ki 2010 yılı seçmen kütüğüyle ilgili sergilediği tutumun kentin geleceğini demografik değişim anlamında tehlikeye attığını ifade etmek müm-kündür. Başka bir tabirle genel seçimlerde 2010 yılı seçmen kütüğünü kabul eden Türkmenlerin yerel seçimlerde 2005 yılı seçmen sicili üzerinde ısrar etmesi çelişkili politikalara düşürüldükleri-

Page 19: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

17KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Ali SEMİN

ni göstermektedir. 2. Yerel seçim yasasının 23. maddesinin

içeriği Türkmenler açısından bir avantaj olarak görülebilir. Fakat Kerkük sorunu bakımından kalıcı bir çözüm olduğu söylenemez. Çünkü Kerkük’ün idari paylaşım haritasına bakıldığın-da, Türkmenler İl Meclis Başkanlığı ve Milli Eği-tim Müdürlüğü dışında (ki Milli Eğitim Müdürü Şen Ömer Mübarek’in emekliye ayrılmasından sonra şimdiye kadar Türkmen müdürünün ata-ması çıkmadı) kentin herhangi bir kilit görevin-de bulunmamaktadır. Dahası Kerkük idaresinin yüzde 65’inden fazlası Kürtlerin kontrolündedir. Bu sebeple Kerkük konusunda Türkmenlerin or-tak idari paylaşımı anlayışına orta ve uzun vadeli bakılmalıdır.

Yukarıda belirtilen hususlar ışığında Kerkük sorunu Bağdat-Erbil arasındaki temel krizlerden birini oluşturmakla birlikte Türkmen-Kürt iliş-kilerinde de önemli parametre taşıdır. Kerkük sorununun gündeme gelmesi ve Kürtlerin ken-tin kuzeye bağlanması için çalışmalar yürütmesi Türkmen-Kürt ilişkilerindeki tarihsel dokuyu oldukça olumsuz etkilemektedir. Bu bağlamda 2005 yılından bu yana özel konumundan dolayı yerel seçimlerin Kerkük’te yapılmaması hakika-ten ciddi bir sorundur. Artık Kerkük’ün yerel yö-netimindeki değişikliğin yapılması şarttır. Taraf-lar arasında uzlaşıyla ve kentteki tüm unsurların kabulüyle yeni bir yerel seçim formülü oluşturul-malıdır. Aslında Kerkük’ün idari yapısının her-hangi bir parti veya siyasi oluşum üzerinden kur-gulanmaması ehemmiyet kazanmalıdır. Kentin siyasi, ekonomik ve güvenlik temelli istikrarının sağlanması için idari yapıdaki etnik temelli bir yapı oluşturulmasından ötürü on yıldır Kerkük’e istikrar gelmemiştir. Özellikle Türkmenlere yö-nelik Kerkük’te ve diğer Türkmen bölgelerinde her gün bombalı saldırılar, fidye karşılığında adam kaçırmalar ve faili meçhul cinayetler de-vam etmektedir. Dolayısıyla Bağdat Merkezi hü-kümetinin zayıflığı ve Kuzey Irak yönetiminin Kerkük’ün kendi bölgesine bağlanması için sarf ettiği çabalar kentin kalıcı bir çözüme kavuşma-sını engellemektedir.

Kürtlerin Kerkük Stratejisinde “Batı Şe-ria Modeli”

Yukarıda da belirtildiği gibi ABD işgaliyle birlikte Kerkük’ün demografik, sosyal ve eko-nomik yapısında büyük değişiklikler meydana

geldi. Bilhassa kuzeyden Kerkük’e kaydırılan Kürt nüfusunun kentin toplumsal dokusuna da olumsuz yansımaları olmuştur. Böylece işgal öncesinde Kerkük’ün genel nüfusu 650-700 bin civarındayken günümüzde bu rakamın 1 buçuk milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir. Dolayısıyla 2003 yılından beri Kürtlerin Kerkük politikalarına bakıldığında üç strateji üzerine ku-rulan bir yol haritası izledikleri görülmektedir. Birinci strateji, Kerkük’ün tapu ve nüfus dairele-rini işgal ederek tüm belgeleri yok etmek ve kenti hızlı bir şekilde Kürtleştirmek. Başka bir deyiş-le Kürt yönetimi tarafından kuzeyden Kerkük’e Kürt nüfusunu kaydırmak ve yerleştirmektir. Bu politikanın büyük oranda başarılı olduğu görün-mektedir. İkinci strateji, Kerkük’ü, ABD’nin de desteğini alarak, milis gücüyle (Peşmerge) kent-teki Türkmen ve Araplara baskı uygulama yo-luyla kenti “Kürtleştirme” sürecidir. Kürtlerin bu politikası hem ülkesel ve bölgesel hem de ulusla-rarası kamuoyundan ciddi manada uyarı ve tepki çektiği için fazla başarılı olmamıştır. Sonuncusu ise, Kerkük’ü anayasal çerçevede kuzeye bağla-maktır. Bunun için Irak anayasasına 140. mad-deyi koyarak Kerkük’te normalleşme, sayım ve referandumun yapılmasını gerçekleştirmek ve böylece kenti kuzeye bağlamak amaçlanmak-tadır. Ancak bu maddenin işleyişi hususunda Kerkük’teki taraflar (Türkmen-Kürt ve Arap) arasında herhangi bir uzlaşıya varılamadığı için kentin statüsü konusunda belirsizlikler devam etmektedir. Kerkük’ün kuzeye bağlanmasının zora girdiğini fark eden Kürtler kentin geleceği hususunda taktiksel bir değişikliliğe gitmiştir. Bu da yüzde 32’lik oranla ortak idari paylaşım çerçevesinde Türkmen ve Arapların tepkisi çe-kilmeden Kerkük’ün on yıl içerisinde değil ama daha uzun bir zaman dilimine yayarak belki yir-mi yıl içerisinde kuzeye bağlanmasının gizlice hedeflendiği anlaşılmaktadır. Kürtlerin bu takti-ğine “Batı Şeria Modeli” denebilir.

Bütün bu gelişmeler dikkate alındığında Kürt-lerin Kerkük üzerinde Batı Şeria Modelini uygu-ladığı söylenebilir. Yani nasıl İsrail Filistin yö-netimiyle uzlaşmak için masaya otururken, Batı Şeria’da yerleşim birimleri oluşturuyor ve her geçen gün sınırını genişletiyorsa, bugün Kürtler Kerkük konusunda benzeri bir yol izlediği görün-tüsü vermektedir. Kerkük’e bakıldığında Kürtle-rin hayata geçirdiği stratejisi şudur: Kerkük’ü

Page 20: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

18 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

kuzeye doğru sınırlarını genişleterek Süleymani-ye ve Erbil sınırının yakınlarına kadar uzatmaya çalışmaktadır. Dahası Kerkük’ün kuzeye doğru olan sınırlarını genişleterek Kürtler için yerleşim birimlerinin inşası amaçlanmaktadır. Örneğin en son Kerkük’ün Şorav semtinde 320 ev yapılarak cüzi bir miktar para karşılığında Kürt ailelerine dağıtıldığı ifade edilmektedir. Ayrıca Kerkük Va-liliği tarafından kentteki güvenlik sorunun çözü-mü konusunda kentin kuzeyinde on metrelerce duvar örülmektedir. Bu nedenle Kerkük ile ilgili böylesi gelişmeler değerlendirildiğinde Kürtle-rin, kentin sadece demografik yapısını değil aynı zamanda haritasını da değiştirdiğini söylemek mümkündür. Kürtler Kerkük’ten deyim yerin-deyse yeni bir Kerkük oluşturarak kentin kuzeye bağlanmasını sağlamaya çalışmaktadır. Dolayı-sıyla Kürtlerin Kerkük’e uyguladığı Batı Şeria Modeline mukabil Türkmenlerin “Kerkük’ün statüsü” meselesinde dikkatli adımlar atması ge-rekmektedir. Buna ek olarak bölgesel anlamda Kerkük meselesinde hassas olan Türkiye’nin de böylesi bir planı dikkatlice takip etmesinde yarar vardır.

Kuzey Irak Seçimleri ve TürkmenlerKuzey Irak bölgesinde 21 Eylül 2013 tarihin-

de 111 sandalyeli parlamento seçimleri gerçek-leştirilecektir. Kuzey Irak Kürt yönetiminin kont-rolünde bulunan Erbil, Süleymaniye ve Dohuk vilayetlerinde toplam 31 siyasi parti/oluşum ve 1129 milletvekili adayı yarışacaktır. Kürt yöneti-mine bağlı üç vilayette 2 milyon 803 bin seçme-nin oy kullanma hakkı vardır. Süleymaniye’de 1 milyon 195 bin, Erbil’de 991 bin ve Dohuk’ta 615 bin seçmen bulunmaktadır. Bağımsız Yük-sek Seçim Komiserliği’nin Erbil Büro Sorum-lusu Hendirin Muhammed yaptığı açıklamada, bölgede 1300 seçim merkezi ve 7 bin oy kullan-ma yerinin açılacağını ifade etmiştir.

Kuzey Irak’ta gerçekleşecek olan parlamento seçimlerinin bölgedeki siyasete yeni bir boyut kazandıracağını ifade etmek mümkündür. Çünkü 2003 yılından bu yana tüm seçimlere tek listeyle katılan Kuzey Irak Kürt Yönetimi Başkanı Me-sud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Cumhurbaşkanı Celal Talaba-ni liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), ilk kez ayrı listelerle seçimlere katıla-caktır. Bu nedenle seçimlerden sonra bölgede iç dinamiklerin değişeceği tahmin edilmektedir.

Dahası, Barzani’nin KDP’si seçimleri kuvvetle muhtemelen birinci sırada kazanacaktır. Bu du-rumda “KDP Talabani’siz KYB ile tekrardan or-tak bir hükümet kuracak mı?” sorusu akıllarda dolaşmaktadır. KDP, KYB ile yeniden birleşerek bir hükümet kursa bile, iki parti arasındaki iliş-kiler stratejik ortaklıktan ziyade pragmatik bir çizgide olacaktır. Bu nedenle 21 Eylül’deki par-lamento seçimleri hem bölgenin siyasi dengesi açısından hem de KDP-KYB’nin stratejik ortak-lık anlaşmasının geleceği bakımından önem arz etmektedir.

Kuzey Irak parlamento seçimleri Türkmenler açısından değerlendirildiğinde, Nisan 1995’te Erbil’de kurulan Irak Türkmen Cephesi (ITC) ilk kez bölgedeki seçimlere beş aday göstererek katılmaktadır. Aslında ITC’nin Türkmenlerin en büyük siyasi partisi olarak Kuzey Irak yönetimi-ne çok önceden katılması Türkmenler için daha isabetli olabilirdi. Ancak genelde Irak’ta ve özel-de de kuzey Irak’ta siyasal konjonktürün buna müsaade etmediğini belirtmekte fayda vardır. Burada şu hususu ifade etmek gerekir ki, kuzey Irak’ta Kürt-Türkmen ilişkileri siyasi manada Ankara-Erbil arasındaki münasebetlerle paralel gelişme kaydetmektedir. Bu sebeple Ankara-Erbil ilişkilerindeki iyileşmenin ister istemez Irak’ta Kürt-Türkmen ilişkilerine olumlu yansıdı-ğı görülmektedir. Bu yüzden eğer bugün ITC’nin kuzey Irak seçimlerine katılmasını Ankara-Erbil koridorundaki gelişmeler bağlamında değer-lendirmek mümkündür. Kuzey Irak’ta önemli ikinci unsur olduğunu değerlendirerek, Türk-menlerin bölgedeki siyasi süreçten uzak kalması veya Kürtler tarafından uzaklaştırılması doğru bir yaklaşım olamayacağını belirtmek gerekir. Dolayısıyla ITC’nin kuzey Irak seçimlerine ka-tılması Kürt-Türkmen ilişkileri bakımından son bir fırsattan ziyade olumlu bir başlangıç olarak nitelenebilir. Çünkü 400 bin Türkmen bu bölge-de yaşamaktadır ve kuşkusuz yönetimde siyasi bir ağırlığı ve söz hakkı olmalıdır. Türkmenlerin Kuzey Irak yönetiminde ciddi bir şekilde yer al-ması bölgedeki demokratikleşme süreci için de hatırı sayılır bir referanstır. Bu açıdan bakıldığın-da Kuzey Irak yönetiminin Türkmenlerin bölge siyasetine entegrasyonunu kota sistemi ile değil, ortak yönetim paylaşımıyla yapmalıdır. Kuzey Irak yönetimi de bölgedeki Türkmen sorununu çözmelidir.

Ali SEMİN

Page 21: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

19KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Türkmenler kuzey Irak parlamento seçimleri-ne farklı listeler halinde girmektedir. Türkmenler seçimlere ITC (5 aday), Erbil Türkmen Listesi (5 aday) ve KDP-KYB’nin kurdurduğu Türkmen partileriyle katılmaktadır. Türkmenler kuzey Irak seçimlerine katılmadan önce Kürt yönetimin-den kendilerine tanınan kotanın artırılmasından öte kota sisteminin kaldırılmasını talep etme-liydi. Çünkü kota sistemi bölgede ikinci unsur olan Türkmenleri azınlık olarak göstermektedir. Zaten 111 üyeli kuzey Irak parlamentosunda 5 Türkmen, 5 Hıristiyan ve 1 Ermeni olmak üzere kota belirlenmiştir. Bundan dolayı Türkmenlerin bölgedeki temel hedeflerinden birisi kota siste-mini kaldırmak olmalıdır. Eğer Türkmenler böl-ge parlamentosunda göstermelik kota sistemiyle temsil edilmeye devam ederse, yönetimdeki kilit görevlere gelmeleri zorlaşacaktır. Örneğin Türk-menler, kota sistemi yüzünden bölge başkan yar-dımcılığı veya meclis başkanı gibi görevlerden mahrum kalabilirler.

Bu nedenle Türkmenler (özellikle ITC) se-çimlere katılmadan önce kota sisteminin kaldı-rılması konusunda Kuzey Irak yönetimindeki taraflarla önemli pazarlıklar yapmalıydı. Aslında ITC’nin bölge seçimlerine katılması Türkmen-lerden ziyade Kürt yönetimi için tarihi bir geliş-medir. Dolayısıyla ITC ve kuzey Irak’ta bulunan diğer Türkmen parti ve kuruluşları Türkmen-lerin Irak’ın federal gelir kaynağından Kuzey Irak yönetimine tahsis edilen %17’lik bütçenin yüzde 6’sını talep etmelidir. Kuzey Irak’ta yaşa-yan Türkmenlerin sorunlarının giderilmesi için Türkmen siyasi mercileri temkinli ve tedbirli bir politika izlemelidir. Bölgedeki Kürt sembolünde Türkmenlerin de yeri olmasından ziyade kuzey Irak’a bizzat Türkmen sembolleri yerleştirilme-lidir. Bölgedeki Türkmen temsilcilerinin (ITC ve Erbil Türkmen Listesi) Türkmenler için daha re-alist ve hızlı bir şekilde sonuç alınacak taleplerde bulunmalarında fayda vardır. Aksi bir durumda bölgede normalleşmeye başlayan Kürt-Türkmen siyasi ilişkileri akim kalabilir.

Sonuç:Kuzey Irak bölgesinde 21 Eylül’de yapılacak

parlamento seçimleri bölgedeki güç dengesi ve mücadelesi açısından oldukça önem arz etmek-tedir. Bir yandan KDP-KYB arasındaki stratejik ortaklık anlaşmasının taraflarca yeniden gözden geçirilmesi girişimleri dile getirilmektedir. Öbür

yandan bölgede Novsirvan Mustafa liderliğin-deki Goran Hareketi’nin ve İslami akımların seçimleri kazanarak yönetimde güçlü bir mu-halefetin oluşması beklenmektedir. Özellikle de KYB lideri Talabani’nin bölgenin siyasi arena-sından sağlık durumundan ötürü uzak kalması siyasi hesapları değiştireceği söylenebilir. Dola-yısıyla önümüzdeki süreçte Kuzey Irak yönetimi içerisindeki siyasi denklemde KDP-KYB-Goran arasında rollerin değişeceği kuvvetle muhtemel-dir. Bu nedenle bölgedeki siyasi haritanın değiş-mesinin ülke bazında Kürt-Türkmen/Kürt-Arap veya Kürt-Sünni ve Şii ilişkilerine nasıl yansıya-cağı merak konusudur. Başka bir ifadeyle kuzey Irak’taki siyasi dengelerin değişmesinin Bağdat-Erbil ilişkilerine de muhakkak etkisi olacaktır. Ayrıca bölgesel anlamda Kürt siyasi sahnesinde beklenen gelişmelerin de Ankara-Erbil arasın-daki münasebetlerde siyasi-ekonomik ve ticari olarak etkisi olacaktır. Şu noktaya dikkat çek-mekte yarar vardır; Ankara’nın KDP (Barzani) üzerinden kuzey Irak bölgesiyle geliştirdiği iliş-kileri doğrultusunda bölgede hatırı sayılır mu-halefet grubu konumundaki Goran Hareketi ile de ilişkilerinin sağlamlaştırması gerekmektedir. Çünkü önümüzdeki süreçte KDP-KYB ve Goran Hareketi arasında oluşacak ittifak veya ortaklık-lar Kuzey Irak yönetiminin Türkiye ile kurduğu ilişkileri yakından ilgilendirmektedir.

Öte yandan Türkmenlerin Kerkük’ün statüsü sorunu konusunda sadece yerel seçimler yasası-nın 23. maddesine bağlı kalmaması gerekmek-tedir. Çünkü Irak’ta siyasi zemin değişkendir ve her an iç dengeler değişebilir düşüncesiyle yeni stratejilerin oluşturulması gerekmektedir. Yani Türkmenler, 23. maddeye bağlı kalarak Kerkük’e Batı Şeria Modelini uygulatmamak için çalışıl-malıdır. Ayrıca ITC’nin kuzey Irak’taki seçim-lere katılması Kürt-Türkmen ilişkilerine ivme kazandırmak açısından olumlu karşılanmalıdır. Bölgenin güvenlik sorununun olmamasından do-layı Türkmenlerin büyük çoğunluğunun seçime gideceği beklenmektedir. Ancak bundan sonraki süreçte Kuzey Irak Kürt yönetiminin Türkmen-lere yönelik sorunları çözecek şekilde adımlar atması beklenmelidir. Bu çerçeveden bakıldığın-da Türkmen-Kürt ilişkileri Ankara-Erbil korido-rundaki gelişmeler arasına sıkıştırılmamalıdır.

Kaynak: www.bilgesam.org

Ali SEMİN

Page 22: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

20 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Uzun yıllar Erbil’de gazetecilik mesleğini icra eden,Türkmenlerin bölgedeki sesini duyurmada en büyük işlevi yerine getiren Türkmeneli gazetesi-nin eski imtiyaz sahibi ve yayın yönetmeni Dilşat TERZİ’yi biraz tanıyalım…

Soru: Efendim kendinizi tanıtır mısınız?D.T: Adım Dilşat Terzi, gazeteciyim, aynı

zamanda bir Türk bankasında çalışmaktayım. Türkmeneli ile ilgili birçok yayınlarda, dergilerde çalıştım. Türkmeneli gazetesinin başyazarlığını 2005 yılına kadar yürüttüm. Yazarlık faaliyetlerim devam etse de eskiye oranla biraz azaldı; çünkü 2005 yılına kadar Türkmenli gazetesi Erbil’de çı-kıyordu. Ne yazık ki o sene Erbil’deki Türkmen cephesi büroları Barzani’nin silahlı güçleri tara-fından işgal edildi; zorla çıkartıldık tüm ofis ve karargâhlarımıza el konuldu. Biz de mecburen ga-zeteyi ve matbaamızı Kerkük’e taşıdık. Barzani’ye yakın 9 grup var, bu gruplar 5-6 kişilik gruplardır. Bu gruplar farklı tabelalar altında faaliyet göster-mektedirler. Bu grupların hiçbir şekilde tabanları yok. Erbil’ deki ITC bürosu geçen sene faaliyetle-rine başladı. 2005 yılından sonra Bölgesel yönetim faaliyet yapmamızı yasakladı. Modern bir matba-amız ve arşivimiz vardı; ama koskocaman arşivi-miz yok oldu. Erbil’de şu anda elimizde tek büro faaliyet göstermekte.

Soru: Bölgedeki siyasi gözlemlerinizi anlatır mısınız?

D.T: Irak Türkmen Cephesi Erbil’de 25 Nisan 1995’de kuruldu. İlk kurulduğunda 4 parti birleşe-rek bu organizasyonu kurdular. Zamanla cepheden çıkanlar ve girenler oldu bölgesel yönetimin baskı-sından ötürü. 31 Ağustos 1996’da meydana gelen saldırı, ona müteakip 1998 yılında Erbil’deki tüm bürolarımız yağmalandı. Çeşitli zamanlarda yıldır-ma politikaları uygulandı bizlere; bu yıldırma po-litikalarıyla başarıya ulaşmayacaklarını anladıkları için, kukla Türkmen partiler ortaya çıkarmaya baş-ladılar. Bölgesel yönetim cepheyi zayıflatmak ve parçalamak için kukla örgütler kurdu. 2000 yılında 3 saldırıya maruz kaldık tüm cephe yağmalandı. 1998 yılında ITC üyeleri Konya’da bir davettey-ken bunu fırsat bilen Bölgesel yönetim Cephede

ne varsa yakıp yağmaladılar. 2005 yılında ise son operasyonu yaptılar. Şu anda kullandığımız bina-ya1 sene önce geldik. Ortadoğu’yu saran Arap ba-harının etkisiyle burada bir yumuşama oldu. Türki-ye ve Irak Türkmen Cephesinin bölgesel yönetim hakkında ki düşüncelerinde bir sertleşme değil bir yumuşuma oldu.

Soru: Cepheye farklı zamanlarda saldırılar olduğunda ne gibi tepkiler geldi?

D.T: Beklediğimiz tepkiler maalesef gelmedi. Mesela 2005 yılında Cephenin tüm büroları ele ge-çirirken ve arşivler yağmalanırken Türkiye’den tık çıkmadı. 1996 yılında burada 39 Türkmen tutuk-landı tık çıkmadı. Her zaman bu meseleler sizlerin iç meseleleri diyorlardı.

Soru: Bu yapılan baskılar ve yıldırma ope-rasyonları uluslar arası camia tarafından yankı buldu mu?

D.T: Yok Türkmenler sahipsizdir. Türkiye Türkmenlere sahip çıkmadan kimse bizlere sahip çıkmaz.

Soru: Erbil’deki demografik durum nasıl?D.T: İddiamız 3,5 milyon ama kesin bir rakam

yok. Irak’da hiçbir etnik kesimin kesin bir raka-mı yok. Kuzey Irak’ın nüfusu 5 milyon. Erbil’de de 400 bin Türkmen nüfus olduğu tahmin edili-yor; ama kesin rakam yok. İstatistik yapılmamış. Şimdi Türkmenler parçalanmış durumda. Kuzey Irak yönetimine bağlı olan Musul, Erbil Türkmen-leri; Merkezi Irak yönetimine bağlı olan Kerkük, Tuzhurmatu, Diyale, Altunköprü, Tavuk’daki Türkmenler birbirleriyle siyasi anlamda kopmuş durumda, aramızda siyasi bağ yok, bizi böldü-ler. Mesela eğitim bölünmüş durumda. Erbil’de Kürtlerin propagandası tarih kitaplarında okunur-ken; Kerkük’de Irak Medeniyet tarihi okutuluyor. Erbil’de uydurulmuş bir tarih okutuluyor. Eğitim dili Türkmence; ama tarih kitaplarında saptırılmış bir tarih var. Erbil’deki her şey kendilerinin eseriy-miş gibi gösteriyorlar. Yüzlerce yıl bu coğrafyaya hizmet etmiş Türklerden ve onların tarihinden bah-sedilmiyor.

Soru: Belki de yıllar sonra herkes bu saptı-

Yasin Cemal GALATA - Ahmet Cahit ŞAHİNER

Türkiye Türkmenlere Sahip Çıkmadan Kimse Bizlere Sahip Çıkmaz

Page 23: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

21KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

rılmış tarihi kanıksayacak.D.T: Maalesef öyle olacak. Irak’da Türkmen-

lerden söz edilmiyor. Diğer gruplar daha güçlü; çünkü arkalarında Avrupa ve ABD var.

Soru: Türkmenler için güzel gelişmeler ol-muyor mu?

D.T: Güzel gelişmelerin başında Irak Anayasa-sındaki 140.madde. Bu madde şu anda ölmüş bir madde; ama Kuzey bölgesel yönetimi hala dire-tiyor, merkezi yönetim istemiyor. Irak Başbakanı Maliki’nin tutumu bu maddenin yürürlüğe girme-sinde büyük bir payı olmuştu. Maliki’nin güzel bir adımı.

Soru: Yolda sık sık yabancıların isimlerine ait caddelere rastladık.

D.T: Mesela Sen Josef Caddesi, Fransuva Cad-desi var. 1991 Körfez savaşında o dönem Fransız Fransuva’nın karısı Kürtlere yardım etmiş. Hâlbuki aynı dönemde Türkiye de yardım etti. Türkiye’nin yardımını, desteklerini unutuyorlar. Bir yabancıyı baş tacı yapıyorlar. Başka bir örnek Tahran Cadde-si var; ama bir Ankara caddesi yok. Kuzey bölgesi iktisadi açıdan Türkiye’den soruluyor. İktisadi an-lamda birçok şirketin göçü var, şirketlerin birçoğu Türk. 5 tane Türk bankası var.

Soru: Son zamanlarda Bölgesel yönetimin baskıcı uygulamaları olmuş bunlardan bahse-der misiniz?

D.T: Mesela taziye günlerini 3 günden 2 güne indirdi. Taziye günlerinde çok toplanmayalım diye; çünkü Türkmenler taziyede 3 gün otururlar. Böl-gesel yönetimin dikkatini çekiyor Türkmenlerin taziye günleri. Erbil basınında zaman zaman Türk-menlere karşı kışkırtıcı haberler yapılıyor. Eskiden Türkmenler Erbil kalesinde bir evde toplanırlardı veya Şeyh Çöli Camiinde taziyelerini yapıyorlardı, hepsi doğal olarak Türkçe konuşuyorlar. Yerel ba-sının çok garibine gidiyordu Türkmenlerin bu top-lanmaları, kendi vatanımızda yabancı muamelesi görüyoruz. Yeni kurulan caddelere Kürtçe isimler veriliyor, biraz da Türkçe isimler verilsin. Mahalle isimleri önce Arapça, 2003’den sonra Kürtçe isim-lerle değiştirildi. Okullarda Arapça ders dili ya-sak, koskocaman 1,5 milyonluk Erbil’de bir veya iki okul var. Mesela ben Türkmenim çocuğumun okulda Arapça dili ile ders görmesini istiyorum. Bu en doğal isteğim bu bana yasak; çünkü Arap deği-lim. Eğer bir Arap isem, notere gidip ben Arab’ım oğlumu da Arap okuluna kaydettirmek istiyorum diye dilekçe vermem gerekiyor.

Soru: Genel olarak Kuzey Irak’ın güncel durumundan bahseder misiniz?

D.T: Burada demokrasi var görüntüsü vere-bilmek için Erbil’de 150 tane gazete çıkmakta. Gazetelerin çoğu haftalıktır ve ulusal. Bölgesel yönetim destekliyor bu gazeteleri. Gazetelerin ti-rajları 5000’i geçmez okuyucu kitlesi çok az. Ga-zetecilerin çoğu mektepli değil haberleşme imkânı çok az, güncel haberler yok. Gazetelerin bir kıs-mı muhalefet rolü görüyor. Süleymaniye’de mer-kezi olan muhalefet bir Kürt partisi bulunmakta adı Değişim Partisi. Arap baharından etkilenerek Süleymaniye’de protesto yaptı; Barzani, Talabani ve yolsuzluğa karşı. Kuzey Irak’ta Barzani’den büyük aşiretler var; ama onların silahı ve parası yok; bu yüzden güçsüzler. Barzani’nin siyasi tec-rübesi çok, kimi zaman İsrail, kimi zaman İran ve Rusya ile ortaklaşa hareket ediyor. Diğer aşiretler bunu yapamıyorlar büyük olsalar da Barzani’ye karşı koyamıyorlar; özellikle de İsrail destekliyor Barzani’yi.

Soru: Gezdiğimiz kadarıyla Erbil büyüyen bir şehir, Erbil ile ilgili ne gibi gelişmeler var?

D.T: Irak’ın güneyinden Erbil’e göç etmiş on binlerce göçmen aile var. Irak’ın güneyinden Erbil’e gelenler oradaki evlerini satıp Erbil’den evler, arsalar almaya başladılar. Yönetim güneyden gelenlere ev aldırmıyor, kuzey bölgesinde yaşayan birisinin adına aldırtıyorlar. Yani tapu Erbilli adına yazılıyor. Kefil olmadan Erbil’e giremezler, me-sela ben bir arkadaşın kefiliyim. Irak vatandaşına bu işlemi yapıyorlar, Erbil’e güney bölgesi plakalı araba da giremiyor, bir tür pasaport uygulaması. Bu işlemleri güvenliği sağlamak amacıyla yapılı-yor; ama çok sert uygulanıyor. Erbil günümüzde çekim merkezi haline geldi. Son yapılan araştırma-ya göre buraya en çok yatırım yapan ülke Lübnan hâlbuki biz Türkiye zannediyorduk, ikinci sırada Türkiye geliyor. Bölgesel yönetimin yakın bir za-manda Erbil’i Dubai yapacağız sloganı var.

Soru: Türkiye’den beklentiniz ne?D.T: Türkiye tarafından Türkmenlere farklı bir

yaklaşım tarzı yok. Erbil Türk konsolosluğu ITC bürosuna daha gelmemiş, ne zamandır burada. Irak da demokrasi yok güç var, gücün varsa hak da senden yana. Batının yardımıyla bölgesel yönetim bu hale geldi. Irak’ın nüfusu 35 milyon, Kürtler 5 milyon; ama petrol gelirlerinden % 17 pay alı-yorlar. ITC bürosuna her ülkenin temsilcisi geldi; ama Türkiye’den gelen yok. Nasıl ki Batı Kürtlere sahip çıkıyorsa bize de Türkiye sahip çıksın. “En azından eşit davransın”. Aldığımız terbiyeye göre ne zaman bir Türk görende bizim bacaklarımız yer tutmaz.

Yasin Cemal GALATA - Ahmet Cahit ŞAHİNER

Page 24: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

22 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Türkmen DağarcığıSuphi SAATÇİ[email protected]

Türkmen DağarcığıSuphi SAATÇİ[email protected]

Kitap İmzalamak

Yakın tarihlerde gerçekleştirilen bir edebiyat programında, şiir ve şairlere karşı ilgisizlikten şikâyet edildi. Küçükçekmece Belediyesi tarafın-dan 13 Eylül 2013 tarihinde düzenlenen 3. Göl Saatleri Şiir Akşamları etkinliğinin açılışı, Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi’nde yapıldı.

Bu etkinliğe onur konuğu olarak katılan Hilmi Yavuz’a berat takdimini yapan Küçükçekmece Be-lediye Başkan Yardımcısı Hüseyin İpek, Göl Saat-leri Şiir Akşamları fikrinin Hilmi Yavuz tarafından ortaya atıldığını söyledi. Ödül töreninde yaptığı konuşmada Nâbî’nin:

Eğerçi köhne metaız revacımız yokturRevaca da ol kadar ihtiyacımız yoktur

beytini okuyan Hilmi Yavuz, “Ben bunu yazan şair kadar iyimser olmayacağım. Bizim revaca ihtiyacımız var” dedi. Yavuz, Türkiye’de şiirin gi-derek geriye itildiğini, düzyazının özellikle hikâye ve romanın öne çıktığını belirtti. Bundan elli yıl öncesine göre artık şairlerin adının anılmaz oldu-ğunu anlatan Yavuz, günümüzde birtakım anma programlarıyla idare edilmeye çalışıldığını söyle-di. Türk kültürünün şifahi geleneğe dayanmasına dikkat çeken Yavuz, “Türkiye’de şiirin revaca ihti-yacı var. Neden? Bizim edebiyat ağacımızın kökü şiirdir. Türk edebiyatı Türk şiiridir” ifadelerini kullandı.1

Nobel Edebiyat Ödülü yazarı Orhan Pamuk’un yıllar önce Hürriyet gazetesinde çıkan bir mülaka-tını okumuştum. O zamanlar henüz Nobel ödülünü almamış olan Pamuk, bu mülakatta ezcümle şöyle diyordu:

“Tanrı şairlere yardım ediyor ve onların kulak-larına bir şeyler fısıldıyor. Fakat biz romancılara böyle bir yardım yapmıyor. Ancak bizim de şair-lere göre ayrı bir şansımız var. Şiir kitapları satmı-yor; romanlar satıyor.”

Bu fikrini birçok münasebette dile getiren Or-han Pamuk için, gittiği Atina’da yüzlerce okur imza için sıraya girdi. Yunanistan’da 1300 kişilik Atina Müzik Sarayı Konferans Salonu’nda alkış-larla karşılanan Nobel ödüllü Orhan Pamuk, şair olamamasını “Tanrı’nın kulağına bir şeyler fısıl-1.  Zaman gazetesi, 14 Eylül 2013

Kitap, okur ile yazar arasında önemli bir köprü vazifesi görür. Yazar, kaleme aldığı eserini, bin-lerce insana ulaştırmak bahtiyarlığını tadan kişi-dir. Kitabın içindeki dünya, binlerce, belki de on binlerce insana ulaşmış olur. Okurlar, yazarları kitapları ile tanırlar ve onlarla görüşüp konuşmak isterler. Bu kadar insana ulaşan yazar da, kitabını okuyan insanları ister istemez merak eder. Yazarlar her ne kadar her yerde olmasalar da, kendilerini seven okurlarını görmek, onlarla sohbet etmek is-terler. Bu bakımdan okur ile yazarın kesiştiği yer-lerde, iki taraf için de heyecan dolu anlar yaşanır.

Yazar, yazdıklarının okur üzerindeki etkisini merak eder; okurun dünyasına ne kadar nüfuz et-tiğini tartmak ister. Eskiden halk kesimi daha çok, edebiyatın ilk sıradaki ünlüleri sayılan yazarlara ve özellikle şairlere rağbet ederlerdi. Günümüzde şiire ve şairlere rağbetin azaldığı yolunda bazı ser-zenişler dile getiriliyor.

Page 25: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

23KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Türkmen DağarcığıSuphi SAATÇİ[email protected]

Türkmen DağarcığıSuphi SAATÇİ[email protected]

damamasından” kaynaklandığını söyledi. Şairlerin ilahi gücü olan insanlar olduklarını belirterek “Ben de Tanrı eğer kulağıma fısıldasaydı neler söylerdi, onu hayal edip romanlarımda yazıyorum” dedi.2

Yazar ile okurlar arasında geçen bütün bu di-yaloglar, iki tarafın bir arada buluşmasından kay-naklanıyor. Son yıllarda okur ile yazarı buluşturan etkinliklerin başında, belirli tarihlerde gerçekleş-tirilen kitap fuarları geliyor. Kitap fuarlarının en büyüğü İstanbul’da yapılıyor. 17-25 Kasım 2012 tarihlerinde gerçekleştirilen TÜYAP 31. İstanbul Kitap Fuarı’nda, 600 yayınevi ve sivil toplum ku-ruluşu yer almıştır. 200 etkinlik ve yüzlerce imza ile kapılarını kitapseverlere açan İstanbul Kitap Fuarı’na yurt dışından 40 ülkeden yayınevleri, telif ajansları ve konuk yazarlar katılmıştır. Kitapsever-lerin bütün bir yıl heyecanla beklediği İstanbul Ki-tap Fuarı, 9 günde 400 bine yakın kişiyi ağırladı.

Türkiye’nin en büyük organizasyonu olan İs-tanbul Kitap Fuarı’ndan başka Bursa, İzmir, Anka-ra, Adana ve Kocaeli gibi büyük şehirlerde de artık her yıl geniş çapta kitap fuarları düzenleniyor. Bü-yük organizasyonlara dönüşen kitap fuarları, adeta birer panayır görünümünü kazanmıştır.

Kitap fuarlarını büyük mutluluk günlerine dönüştüren husus ise, kitapseverlerin yazarlarla buluşup onlara kitap imzalatmalarıdır. Fuarlarda yazarın imzasını almak için, kitapseverlerin uzun kuyruklar oluşturduklarına da tanık olabiliyoruz.

Her hangi bir kitabın yazarı tarafından imza-lanması, kimi okurlar için büyük bir anı niteliğini taşıyor. Zira yazarı tarafından imzalanan bir kitap müellif nüshası kabul edildiği için büyük bir değer taşıyor. Batıda da ünlü yazarların kendi imzasını taşıyan kitapların müzayedelerde bazen astrono-mik rakamlara satıldığına dair haberler, zaman za-man basında yer alıyor.

Kitap imzalama geleneği, çok eski tarihlere da-yanıyor. Bu arada kitap imzalamaktan genel ola-rak bütün yazarların hoşlandığını söyleyebilmek mümkündür. Ancak her yazarın bazen kendine göre bir yaklaşımı olabiliyor. Irak Türkmenlerinin en tanınmış ve en güçlü yazarı olan değerli kültür ve edebiyat tarihçimiz Ata Terzibaşı’nın, gençlik yıllarında sevdiklerine kitaplarını imzaladığını bi-liyoruz. Kendisinden imzalı olarak aldığım birkaç eseri bende duruyor.

Ata Terzibaşı’yı ziyaret eden bazı muhipleri, kendisinden kitap imzalamasını isteyince, aldıkları yanıttan dolayı hayret etmişlerdir. Çünkü Terziba-şı, belirli bir tarihten sonra kitaplarını imzalamayı 2.  Hürriyet, 13 Ocak 2011

kendine yasaklamıştır. Bunun gerekçesini yaptığı-mız bir sohbet sırasında bizlere anlatmıştır. Özel-likle Türkiye’ye yaptığı seyahatlerde, çok ünlü yazarların, tarihçi ve edebiyatçıların dostlarına ve sevdiklerine imzaladıkları bazı kitapların, İstanbul Beyazıt’taki Sahaflar Çarşısında satıldığını gö-rünce, büyük bir üzüntü duyduğunu ifade etmiş-tir. Bundan dolayı Terzibaşı, kitap imzalamamayı kendine ilke edinmiştir.

Kerkük’te Terzibaşı’yı konağında ziyaret eden bazı arkadaşlar anlattılar:

“Değerli üstadımız bize kitap hediye etti; biz de lütfedip verdiği kitapları imzalamasını isteyin-ce, hocamız özür diledi ve prensip olarak kitap im-zalamadığını söyledi. Biz de hayret ettik.”

Bunları duyunca Terzibaşı hocamızın gerekçe-lerini izah ettim. 2004 yılının bir bahar gününde, değerli dostum Öğretim Üyesi Süleyman Şenel,

Ata Terzibaşının Kerkük Ezgiler sözü kitabının kapağı

Page 26: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

24 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

elinde bir kitap ile ziyaretime geldi. Yüzüme baka-rak “size eski harflerle yayımlanmış bir kitap getir-dim, belki sizde yoktur” dedi ve kitabı bana uzattı. Kitabı görünce kapağından tanıdım: Terzibaşı’nın Kerkük Eskiler Sözü3 başlıklı kıymetli eserini ala-rak teşekkür ettim. Kerkük Vakfı’nın arşivinde bu kitaptan 4 orijinal nüsha vardı. Bu da gelince 5 nüshamız oldu. Elime aldığım kitabın iç kapağını açınca, üzerinde Terzibaşı’nın el hattı ile şunların yazılı olduğunu gördüm:

Pek Muhterem İhsan Hınçer Beyefendiye derin sevgilerimle İmzaAtâ TerzibaşıKerkük-Irak9.4.(1)963 Muhtemelen Türkiye’ye yaptığı seyahatlerin

birinde Terzibaşı bu kıymetli eserini, Türk Folklor Araştırmaları dergisini yayımlamış olan merhum İhsan Hınçer’e4 imzalayarak hediye etmiştir. Sü-

3.  Avukat Atâ Terzibaşı, Kerkük Eskiler Sözü, Bağdat, 19624.  Mehmet İhsan Hınçer (Konya 1916-İstanbul 1979) Türkiye’de halk bilim çalışmalarının öncülerindendir. Konya’da başladığı halk evi çalışmalarını, 1937 de geldiği İstanbul Emi-

leyman Şenel’den öğrendiğimize göre vefat eden Hınçer’in zengin kitaplığına, diğer bir halk bilimi araştırmacısı Gündağ Kayaoğlu sahip çıkmıştır. Bizim de değerli bir dostumuz olan rahmetli Gün-dağ Kayaoğlu, Trabzonlu soylu bir aileye mensup-tur. Babası rahmetli Ömer Kayaoğlu, usta bir halk şairi olup, ailece bakırcılık sanatının önde gelen isimlerindendi.

Gündağ da bir yandan baba mesleğini sürdür-müş, diğer yandan halk bilimi ile ilgili kitaplar ba-san bir yayınevi kurmuştu. Vefalı ve kadirşinas bir insan olan Gündağ Kayaoğlu, Kerkük ile ilgili eli-ne geçen belge ve kaynakları bana gönderirdi. Bu kitabı da rahmetli Gündağ bana iletilmesini tav-siye etmiştir. Benim “Kerkük’ten Derlenen Olay Türküleri” kitabımı kendisi basmıştı. Vefatından önce yayınevlerinde kalan nüshaları da bana gön-derilmesini vasiyet etmişti. Yine rahmetli Gündağ dostumuzun sayesinde bu kitap, dönüp dolaşıp kıymetini bilen bir kuruma geçmiştir. Gündağ Ka-yaoğlu ile İhsan Hınçer’i rahmetle anarken, bu hu-susta himmet sahibi olanlara teşekkür ediyoruz.

1963 yılında, yani bundan elli yıl önce imza-lanan kitaba tekrar bakıyorum. Ata Terzibaşı’nın imzasını taşıyan bu kitap müellif nüshası olduğu için daha bir önem taşımaktadır. O bakımdan yu-vamıza gelen bir aziz dostu ağırlamak, boynumu-zun borcudur. nönü halk evinde sürdürdü. İstanbul Belediyesinin çeşitli bi-rimlerinde çalıştı (1940-1979). Kemal Akça ile birlikte Folklor Postası adlı bir dergi çıkardı (1944-1946). 1949 da ikinci kez kurulan Türk Halk Bilgisi derneğinde uzun yıllar başkanlık gö-revinde bulundu. Türk Folklor Araştırmaları (1949-1980) der-gisini kurdu ve yöneticiliğini yaptı. Bu derginin yayınını 30 yıl bizzat kendisi sürdürdü. Ölümünden sonra bu dergi ancak bir yıl devam edebildi.

Türkmen DağarcığıSuphi SAATÇİ[email protected]

Terzibaşı’nın izmaladığı kitabın iç kapağı

Page 27: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

25KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Türkmen DağarcığıSuphi SAATÇİ[email protected]

Evet beyim Tuzhurmatu Türkmen oğlu Türkmen’dirMurtuz Dağı Karavul Dağ sayesinde esendirDostu ile vefalı dost düşmenine düşmendir

Kardeşleri yerleşmiştir Telafer’den Bedre’yeTürkçe isim vermişlerdir dağa tepe dereyeSaygı selam sunmaktalar Osmanmız Oğuz Bey’eDiyer paşam Türkmeneli Türkmen oğlu Türkmen’dir

Ayvaziye Mehellebi Reşidiye güzindirEfendiler şehri Musul Nebi Yunus bizdendirBağçesinde sümbül süsen çiçekleri dizdendirDoktor Beyim Musul eli Türkmen oğlu Türkmen’dir

Erbil şehriTürkmenlerin yığıncağı yığnağıBüyük Molla Küçük Molla Doğramacı konağıDile gelse caddeleri kalasının kırnağıDiyecektir Erbil eli Türkmen oğlu Türkmen’dir

Türkmeneli bir cesettir Kerkük onun göbeğiSaygıdeğer milleti var ağası vardır beğiXanımları Şahsanem’dir kahramandır erkeğiÖzetledim Xasası da Türkmen oğlu Türkmen’dir

Taze Tisin İmam köyü Beşir Dakuk Leylan’mızHür doğmuşuz hür yaşarız Allah’a var imanmızKalemmiz hür alemmiz hür vicdanmız hürdür kanmızŞehrizor ülkesidir Türkmen oğlu Türkmen’dir

Aksu şehri Tuzhurmatu koç yiğitler meskeniTimoçinler Gazneliler Oğuzlardır kökeniDedelermiz Türk Beğleri cennet etmiş ülkeniTorunları Tuzhurmatu Türkmen oğlu Türkmen’dir

Ezel günden Bayateli Türkmenlerin vatanıYurt edinip nurda yatsın toprağında yatanıGünçıxanı Segirme Dağ Himrin’de günbatanıYeter tanık Tuzhurmatu Türkmen oğlu Türkmen’dir

Karanaz köy Biravçılı Çardağlı’ydan ŞahsevenŞah İsmail Şah Xatayi ismin koymuş ŞahsevenZengili ve Yengice var üç köy ismi DomalanXasadarlı Abbut köyü Bastamlı Beg-SüleymanKerkük’ün yöresinde Yarımca var TirkalanŞahidimiz Kerkük kökten Türkmen oğlu Türkmen’dir

Bakuba’da Adanaköy bir de Karatepe’mizKızrabat’la Xanekin der Tatarlardır dedemizMendeli’yle Kazaniye’nin Türkmencesi tertemizÖvünerek söylüyorlar Türkmen oğlu Türkmen’dir

Altı bin yıl milattan öng tarihimiz özetiÖzgür Türkçe konuşurdu Sümeriler ümmetiCanı Türkmen kanı Türkmen damarı Türk’tür eti Demekteler bin bir şükür Türkmen oğlu Türkmen’dir

Türk dünyası Osman Beği Oğuz Beği selamlarSaygı dolu takdir dolu sunar tatlı kelamlarOna uyar her ne kadar faziletli kelamlarSayın Doktor Profesör Türkmen oğlu Türkmen’dir

Türkmen dili xazinedir Suphi Hocamız bekçiDeryah üste Türkmen kayık kendisi de kürekçiBin yaşasın bin yaşasın Doktor Suphi SaatçiDavamızın bayraktarı Türkmen oğlu Türkmen’dirBin yaşasın bin yaşasın Türkmen Suphi Saatçi

Sayın Osman Oğuz Beyefendiye Yanıt

Ali MARUFOĞLU

Türkmeneli Dergisi, sayı 62, yıl 6, Mart 2013, sayfa 26’da Osman Oğuz adıyla Suphi Saatçi Bey’in ben acize yönelttiği

“Tuzhurmatu Türkmen oğlu Türkmen’dir” başlıklı şiirine yanıtım. Ali Marufoğlu

Güzin: Seçkin, değerli (Farsçadır)Yığıncağ: Nadi (kulüp), toplantı yeriŞahsanem: Yetim kalan Şah Abbas’ın anası ki, uzun yıllar devleti adaletle yöneten hanımın ismidir.Türk Beği: Vefat tarihi 1270 Hicriyi gösteren ve Künbed-i Halada ziyaret edilmekte. Lutfullah Beğ oğlu Hacı Sadullah Beğ kast edilmiştir.Segirme: Süleymaniye dağlarından birinin adı.

Himrin: Osmanlı döneminde Musul Vilayetini Bağdat Vilayetinden ayıran dağın ismi. Tuzhurmatu’nun Murtaza Ali Dağı da Himrin’den sayılır.Şah Xatayi: Şah İsmail Safavi’nin şiirde kullandığı mahlasBeg Süleyman: Tuzhurmatu ilçesinin bucaklarından birinin adıdır. Daha çok Süleymanbeg diye tanınan bu bucağa Muratlı da derler.

Page 28: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

26 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Kendini Türk-İslam ülküsüne adamış, Türk kültürünün özellikle antik çağ dönemiyle ilgi-li uluslararası alanda önemli hizmetleri bulunan Servet Somuncuoğlu’nun, genç yaşta ani vefatı, Türkiye’de olduğu kadar çalışmalarının yakından da takip edildiği başta Türk dünyasını olmak üzere dünyanın pek çok bölgesinde de derin üzüntüyle karşılandı. 1987’de başladığı TRT kurumundaki hizmeti vefatına kadar süren Somuncuoğlu, Türk kültürünün kadim bir uygarlık olduğunu her zaman vurgulamaya çalışmış; gerek radyo prodüktörlüğü döneminde, gerekse televizyon prodüktörlüğü za-manında çekimlerini gerçekleştirdiği birbirinden önemli belgesel projeleri ile de, ülkemiz ve yurtdı-şında pek çok ödüle de layık görülmüştü.

Kitaplar ve belgeseller hâlinde sunmuş oldu-

ğu eserlerde, Türklerin uygarlık tarihine ışık tutan kaya resimlerini ortaya çıkardı. Kaya resmi alan-larıyla ilgili Moğolistan’dan Anadolu’ya kadar çeşitli bölgelerde yaptığı araştırmalar, bilim dün-yasının da ilgisini çekti. Türk kültür ülkücülerinin gönlünde derin izler bırakan eserleri hep yaşaya-cak ve bırakmış olduğu miras sevenleri tarafından yaşatılacaktır. Kendisine Irak Türkmenleri olarak yüce Allah’tan rahmet diliyoruz.

SERVET SOMUNCUOĞLU – BİYOGRAFİAslen Giresun Eynesil’li olup,1964’te Bursa

/ Karacabey’de doğdu. Arifiye Öğretmen Lisesi, Erzurum Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümlerinden mezun oldu.

Yasin Cemal GALATA

Bir Türk Kültür Belgeselcisi Servet Somuncuoğlu

Servet Somuncuoğlu Çin Seddi’nde

Page 29: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

27KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

1988-2004 arası TRT İstanbul Radyosu’nda prodüktör olarak çalıştı ve Günle Gelen, Günün İçinden, Müzikli Edebiyat, Yeni Bakışlar, Tür-külerle Yaşamak, Aşkın Has Bahçesinde, Tarihte Yolculuk ve Tarihin Büyük İhanetleri programla-rını hazırladı.

Fotoğraf ve Belgesel çalışmalarına kesintisiz olarak devam etmekte olan Somuncuoğlu; Rusya, Çin, Moğolistan, Kazakistan, Kırgızistan, Azer-baycan, Kosova, Macaristan, Avusturya, Kanada, Brezilya, Hollanda’da çekimler yaptı. Türk tarihi-nin antik döneminin belgeleri olan kaya resimle-riyle ilgili çalışmalarını sürdürdü. Yurdun birçok yerinde konferanslar vermiştir.

TRT Belgeselleri olarak yayımlanan filmleri şunlardır:

Karlı Dağlardaki Sır1- Damgaların Göçü2- Zamana Karşı3- Türkistan’da Bir Gün4- Altın Elbiseli Adam5- Tamgalar Dengizli6- Yayımlanmış Kitap-ları:Don Kazakları1- – 2004 İstanbul / Timaş YayınlarıAdanmış Bir Ömür2- – 2005 İstanbul / Alfa YayınlarıGallemit 3- – 2008 İstanbul / Bilge Oğuz YayınlarıSibirya’dan Anadolu’ya Taştaki Türk-4- ler (Albüm Kitap) 2008 İstanbul-AZ YapıSaymalıtaş-Gökyüzü Atları5- (Albüm Ki-tap) 2011 – İstanbul – AC YapıKâinatın Gözleri6- – 2011 İstanbul / Özel BaskıDamgaların Göçü – Kurgan7- / 2012 – Ac YapıOrhun Anıtları Poster Seti A-50 x 70 20 8- adet poster B-70 x 100 10 adet poster

ATLAS DERGİSİ ÇALIŞMALARI2002 Kasım 116 Sayı / 1- Tanıdık Bakış2003 Ekim 127 Sayı / 2- Sisdağı2004 Ocak Atlas İstanbul Özel Sayı / 3- Po-lonezköy Slav Rüzgarı2004 Ocak Atlas İstanbul Özel sayı /4- İs-tanbuldaki Türkistan2004 Ağustos 137 Sayı / 5- Altın Elbiseli

Adam Kazakistan2005 Aralık 153 Sayı / 6- Şaman İzler – Türklerin Bilinçaltı2007 Ocak 166 Sayı / 7- Cengiz Han’ın Aşkı (Fotoğraf Çekimleri)2007 Aralık 177 Sayı / 8- Taştaki Türkler2008 Ocak 178 Sayı / 9- Taştaki Türkler Sibirya’nın Bilinçaltı2009 Ocak 193 Sayı / 10- Ankara – Damga-ların Göçü2010 Mayıs 206 Sayı / 11- Moğolistan – Or-hun Anıtları 2011 Ocak 214 Sayı / 12- Ankara – Güdül / İşaretler2011 Mart 216 Sayı / 13- Tahtacılar – Kaz-dağı Erenleri

SKYLİFE2006 Kasım / 1- Dağların Ülkesi - Kırgızis-tan

ÖDÜLLERKarlı Dağlardaki Sır Belgeseli ile “1- 12. Türksav Türk Dünyasına Hizmet Ödü-lü”Sibirya’dan Anadolu’ya Taştaki Türkler 2- Kitabı ile “TGC – 2008 Sedat Simavi Sosyal Bilimler Araştırma Ödülü”2009 Yılın Kültür Adamı Ödülü – 3- Denizli AYSİAD ( Avrasya Yönetici Sanayici ve İşadamları Derneği )2012 Yılın En İyi Belgesel Yapımcısı-4- Gazeteci Kemal Çapraz 2. İletişim Ödülleri 2012Altın Yunus Ödülü – 5- Deniz Ticaret Ga-zetesi/Denizcilikte İlkler-2012

FOTOĞRAF SERGİSİ:Taştaki Türkler1- / 11 – 23 Ekim 2011 / Brezilya –Sau Paulo / Ses – Sergi ve Gö-rüntü MüzesiTaştaki Türkler2- / 22 – 24 Aralık 2011 / Muğla Üniversitesi – 4. Dünya Dili Türk-çe SempozyumuSibirya’dan Anadolu’ya Taştaki Türk-3- ler / 12 – 16 Nisan 2012 / Ankara – Metro Kızılay/Türk Ocakları’nın 100. Kuruluş Yıldönümü EtkinlikleriSibirya’dan Anadolu’ya Taştaki Türk-4- ler / 28 Nisan – 04 Mayıs 2012 Rize İs-mail Kahraman Kültür Merkezi

Yasin Cemal GALATA

Page 30: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

28 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Kısa adı OİCC olan Organization of Islamic Capitals and Cities (İslam Başkentleri ve Kentleri Teşkilatı)’nın 13. Genel Kurulu, Mekke’de 1 Eylül 2013 günü büyük bir açılış töreniyle çalışmaları-na başlamıştır. Törende, İslam kentlerine verilen katkılar konusunda basılmış telif eserlerine tahsis edilen 9. Dönem Birincilik ödülü, Mekke’de yapı-lan açılış seremonisinde Prof. Dr. Suphi Saatçi’ye verilmiştir.

Kral Abdülaziz’in torunu olan Belediye ve Kö-yişleri Bakanı Prens Mansur bin Mutib bin Abdü-laziz tarafından verilen ödül töreninde Mekke, Me-dine, Cidde, Riyad, Kudüs, Taif, Dammam, Doha, Aseer, Buraida, Ahsa, Hail, Bahreyn (Manama), Kuveyt, Dubai, Ebu Dhabi, San‘a, Hartum (Sudan) Bağdat, Amman, Beyrut, Ramallah, Cenin (Filis-

tin), Kahire, Al-Giza, Tunus, Fas, Rabat, Trablus (Libya), Bingazi, Ağadez (Nijerya), Cibuti, Tah-ran, Meşhed, Tebriz, İslamabad, Kuala Lumpur ve Tivaonane (Senegal) gibi dünyanın her tarafından 180 dolayında başkent ve kentin belediye başkan ve temsilcileri hazır bulundu. Türkiye’den Ankara, Konya ve İzmir belediyelerinin katıldığı genel ku-rulda, Marmara Belediyeler Birliği’nin temsilcileri de gözlemci üye olarak toplantıyı izledi.

Üç yılda bir yapılan genel kurula 1000’e yakın delege katıldı. Türkiye’den katılan Ankara, İzmir ve Konya belediyeleri de, uyguladıkları projeler-den dolayı ödüle layık görüldüler. Kerkük’ü kent dokusu ve evleri ile alan Saatçi’nin İngilizce kitabı The Urban Fabric and Traditional Houses İn Kirkuk başlığını taşıyor. Kerkük’ün tarihî doku-

Mahir NAKİ[email protected]

Bir Ödül ve Bir Türkmen

Page 31: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

29KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

su ve geleneksel evlerini inceleyen Saatçi, genel kurulun kapanış oturumunda söz alarak, şunları söyledi:

“İslam kentleri adına düzenlenen bu ödülün kültürel ve tarihsel mirasımızın korunmasını teş-vik etmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Geçmişte büyük uygarlıklara beşiklik eden İslam kentlerinin daha iyi biçimde korunmaları gerekti-ğine inanıyorum. Bu bakımdan kentlerin monog-rafisini tanıtan ve eski dokularını elen alan böylesi çalışmaların takdir edilmesine memnun olduğumu belirtmek isterim. Bu vesileyle İslam Başkentleri ve Kentler Teşkilatı’na teşekkür ediyorum.”

Bu ödülün Irak Türkmenleri için iki büyük an-lamı var. İlki Kerkük gibi Türkmenlerin simgesi haline gelmiş bir şehrin dokusu böylesi bir ulus-lararası toplantıda ödüle konu olması. İkincisi de değil sadece bilimini, hayatını Kerkük’e vakfetmiş Türkmen bir aydınımızın böylesi bir ödüle layık görülmesidir. İkisini ayrı ayrı ele alıp irdelemekte fayda vardır.

Dünyada mağdur şehirler diye bir katego-ri olsa, herhalde Kerkük bunların başında gelir. Genelde şehirler güzellikleriyle, efsaneleriyle ve geçirdikleri olaylarla tarihe mal olurlar. Dünyada binlerce bu türden şehir vardır. Belki bunların içe-risinde Kerkük farklı bir konuma sahiptir. Belki de bunu sadece böyle görüyoruz. İngiliz işgaline kadar Kerkük kendi doğal mecrası içerisinde bir seyir izlemiştir. Ama İngiliz işgalinden günümüze kadar geçirdiği badirelere baktığımızda ne kadar talihsiz bir şehir olduğunu görebiliriz. Bu yüzden bugün günümüzde bu şehir sadece petrol rezervle-ri ile anılmaktadır. Bir zenginlik ki ahalisine nimet değil, felaket getirmiştir.

Sadece yeraltı zenginliği ile tanınan ancak ya-ralı ve bahtsız tarafını kimse dile getirmeyen bir şehrin ancak âşıkları onu yad eder. Kerkük’ün çok

âşığı var. Bu âşıkların bir kısmı onunla gazel ha-lindedir. Yani onu şiirinde ve bestesinde kullanır. Kerkük’ü şiirinde kullanmayan Kerküklü şair, resminde kullanmayan ressam, bestesinde kullan-mayan besteci yoktur. Realite odur ki bu âşıkların hepsi sadece ve sadece Türkmen’dir. Bir kısmı da onu tedvin eder. Bunlar da hayatlarını bu değerleri kayıt altına alan kişilerdir. Bu konuda da Irak’ta en büyük müdevvin (tedvin edici) Ata TERZİBAŞI iken yurtdışında da Suphi SAATÇİ’dir. SAATÇİ, bir bilim insanı olması hasebiyle Kerkük’ün ede-biyatını, çocuk folklorunu, hoyratlarını, tarihini ve mimarisini bilimsel çerçevede daha sistematik ve albenisi yüksek bir tarzda ele almayı başarmış ki böylesi bir ödüle layık görülmüştür.

Ödülün, Kerkük meselesine olumlu katkı sağ-lamasını ümit ederken, ödülü alan eserin kendisi haddi zatında Kerkük’ün köklü bir Türkmen şehri olduğunun en büyük delili sayılır.

Mahir NAKİ[email protected]

Karikatür İbrahim Kadıoğlu

Page 32: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

30 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Tozlu RaflardanOsman OĞUZ

belki bende de ihmal ve kusur vardı, kısmet bugü-ne imiş. Osman sizin hayranlarınızdan biri. O da şifa bulmaz bir Kerkük hastası…” diye beni tanıttı. Bu arada çaylar, kahveler içilirken İzzettin Ağabey hep Kerkük’ten ve Türkmeneli davasından söz etti. Ben de hayranlıkla dinledim. Sözü, konuşma-sı, sohbeti ve her şeyi Kerkük ile ilgiliydi.

Türkiye’nin Kerkük politikası üzerine konuş-malar uzayıp gitti. Aslında bayram ziyareti kısa olmalı diye tedirgin olduksa da İzzettin Ağabey “oturuyorsunuz yahu, ne aceleniz var?” diye, kalkmamıza izin vermiyor, daha fazla konuşmak ve sohbet etmek istiyordu. İzzettin Ağabey bir ara kalkıp bir torba getirdi. İçi dolu “evrak-ı perişan” olan bir torba… Çoğu sararmış solmuş kâğıtlar ol-makla beraber, hepsi de iyi korunmuş belgelerdi. Sonra “bak Suphi, burada işe yarayan bazı belge-ler, mektuplar ve notlar var. Bir kısmı eskiden çı-karmış olduğum Fuzuli dergisine gelen yazılar, şiir ve hoyratlar. Bir kısmı Türkiye’den, diğerleri de Kerkük’ten, Erbil’den, Kifri ve Tuzhurmatu’dan gönderilmiştir. Ben artık yaşlandım, bunları sana vereyim; belki değerlendirirsin”, dedi.

Suphi Bey ise “Kıymetli ağabeyim, benim işim başımdan aşkın. 8-10 kadar henüz tamamlanma-mış kitabım var. Bunları yayımlamak üzere yayı-nevine teslim etmem gerekir. Başka kitapları da yayına hazırlıyorum. Rektör Yardımcılığı yapınca idarî görevler çok zamanımı aldı. Namık Kemal’in Hürriyet Kasidesinde söylediği:

Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten

Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükümettenbeyitten ilham alarak biz de:

Erince yarlığ-ı âlî şükûh ü şanla devlettenSakınmaz kendini insan bilenler ilme hizmet-

tenVarınca sinnimiz gayri hudûd-ı müntehâya pesÇekildik izzet ü ikbâl ile bâb-ı hükûmetten

deyu, yüzümüzün akı ile görevimizi tamamladık. Daha yenice emekli oldum. İşlerimi toparlamak istiyorum. Ama arzu ederseniz, bu görevi Osman

Uzun zamandan beri hep tanışmak istediğim bi-risi vardı. Kerkük davasına ömrünü vermiş ve yıl-larca bu davayı Türk kamuoyuna anlatan bir kişi… Kastettiğim kişi Türkmen davasının Türkiye’de te-melini atan değerli büyüğümüz İzzettin Kerkük’ten başkası değildi. İsmini hep duyduğum, ama kendi-siyle bugüne kadar tanışma fırsatı bulamadığım bu kıymetli insanla beni tanıştırması için aziz dostum Suphi Saatçi Bey’e rica etmiştim.

Geçen bayramın arife günü Suphi Bey “haydi gözün aydın Osman, hazırlan bayramlaşmak için İzzettin Kerkük Ağabeye gidiyoruz. Artık bu sefer onunla tanışacaksın” deyince dünyalar benim oldu. Böylece bayramın ikinci günü İzzettin Ağabeyin Kurtuluş’taki evine gittik. Önceleri çok heyecanlı idim. Fakat onunla tanışınca çok rahatladım. O ka-dar mütevazı, o kadar misafirperver ki, anlatmak mümkün değil.

Suphi Bey “İzzettin Ağabey, bu Osman Oğuz arkadaşım sizinle hep tanışmak istiyordu. Doğrusu

Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu

Cevat Necipoğlu

Page 33: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

31KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Tozlu RaflardanOsman OĞUZ

kardeşimize verelim, hem de bunları güzelce de-ğerlendirir” dedi. İzzettin Ağabey önceleri biraz tereddüde düşerek tedirgin oldu. Sonra bana dö-nerek sordu “bunların birçoğu eski harflerle yazıl-mıştır. Siz eski harfli yazıları okuyabilir misiniz?” Ben de sevinçten uçarak “evet eski harfli yazı okumayı rahmetli babamdan öğrenmiştim. Bun-ları bana verirseniz, memnuniyetle kabul ederim ağabey. Belgeleri teker teker inceler, içlerinde ya-yımlanmaya değer olanları da derginiz Kardaşlık için hazırlarım”, dedim. Böylece İzzettin Ağabeyle tanışmış olduğum bu ziyaretten, doğrusu kârlı çı-karak ayrıldım.

Eve kapanarak incelemeye başladığım bu ev-rakların arasında gerçekten yayımlanmaya değer olanlar vardı. İşte onlardan birini, değerli Kardaş-lık dergisinin okurlarıyla paylaşmak istiyorum.

Cevat Neciboğlu’nun kendi el yazısı ve imzası ile yazılmış olan ve buram buram Kerkük kokan bir mektup ve bir şiir bana çok ilgi çekici geldi. Mektuptan da anlaşılacağı üzere Nermin Neftçi hanımefendi Cevat Beye “O yakadan Bu Yakaya” adlı yeni basılan kitabını göndermiştir. Cevat Bey büyük bir haz ile okumuş ve onu takdir ederek, Nermin Hanıma ilişikte bir de bir şiir ithaf etmiş-tir.

Mektubun üzerinde tarih yok. Ancak Nermin Neftçi’nin kitabı 1956 yılında basıldığına ve daha sonra Türkiye’de yaşayan Kerküklülere dağıtıldı-ğına göre, mektup ve şiir de o yıla ait olmalıdır. Zaten Neciboğlu da 1959’da vefat etmiştir. Bu ve-sileyle ikisi de ebediyete intikal eden Cevat Ne-ciboğlu ile Nermin Neftçi’yi rahmetle anarken, sizleri söz konusu olan mektup ve şiirle baş başa bırakıyorum:

Sayın Nermin Neftçi Hanım!O Yakadan Bu Yakaya nam eserinizi derin

memnuniyetle aldım. Gerek bendenizi naçiz bir hemşehriyi hatırladığınızdan ve gerekse başarınız-dan dolayı sizi candan tebrik ederim. Kerkük’ün bütün hususiyetlerini inceliklerini bir araya derin bir kavrayışla toplamak ve neşretmek her türlü takdirin fevkindedir. Değerli eseriniz bana ilham kaynağı oldu, kitabı sonuna kadar. Sonsuz haz duydum, ne mutlu size.

Bu vesile ile size ithaf ettiğim bir manzume-yi leffen sunuyorum. Her ne kadar sezavar iltifat olmasa da içten gelen o aziz yurda olan bağlılığın nişanesi olmak bakımından önemlidir. Derin hür-metlerimi sunar, saadetler dilerim efendim.

C. Neciboğlu

Azizim Nizameddin Beği görmek üzere maa-aile geldik bulamadık. Rahatsız olduğumdan tek-rar gelemedim. Kendilerini bir perşembeye davet ettik buyurmadılar. Kerkük’e gittilerse selam ve muhabbetlerimin iblağını rica ederim.

Eski yazıları okursunuz zannıyla mektubu Arap harfleriyle yazdım, özür dilerim.

“O Yakadan bu Yakaya” münasebetiyle –Nermin Neftçi’ye ithaf–O yakadan bu yakayıGörünce halım kalmadı Güzel Kerkük destanınıAlınca halım kalmadı

O yakadan bu yakayaGelince halım kalmadı Gözünü sevdiğim yarıGörünce halım kalmadı

O yakadan bu yakayaGidince halım kalmadıKerkük’te güzellere Bakınca halım kalmadı

Kaleden karşı yakayaDönünce halım kalmadı Kerkük’ün hoyratlarını Duyunca halım kalmadı C. N.

Cevat Necipoğlu’nun mektubu ve şiiri

Page 34: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

32 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Önder SAATÇİ[email protected]

ve idari görevler üstlenmiştir. Bunlar Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanlığı, Sos-yal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi ABD Başkan-lığı ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü’dür. Bu görevlerini hâlen sürdürürken, Fen-Edebiyat Fakültesi Fakülte Kurulu, Sosyal Bilimler Ensti-tüsü Kurulu, Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Yeterlilik Jürileri ile Doçentlik ve Profesörlük Jürilerindeki üyelikleri de devam etmektedir. Bu-nun yanında Kerim Türkmen’in, 2001 yılından beri Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koru-ma Kurulu üyeliği devam etmektedir.

Proje ve uygulama çalışmaları yanında Türkmen, bilimsel-akademik ve mesleki ka-tılımlı sempozyum etkinliklerinde düzenleme komitesi başkanı olarak da görev yapmakta-dır. Türkmen, evli ve bir erkek çocuk baba-sıdır.

Irak’ın tarihteki yeri hakkında neler söy-lenebilir?

Irak büyük ve köklü uygarlıklara beşiklik

Bu sayıda, Türkiye’de yaşayan Türkmen toplumuna mensup değerli kişilerden birini Kar-daşlık okuyucularına tanıtmak istedim. Yıllardır Kayseri’de ikamet eden Erciyes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kerim Türkmen’e sorularımızı yöneltmeden önce, hocamızın kısa özgeçmişine göz atalım.

Kerim Türkmen kimdir?Kerkük, 2 Ekim 1952 doğumlu olan Türk-

men, ilk ve orta öğrenimini Kerkük’te tamamladı. Yüksek öğrenim için geldiği Türkiye’de, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi Ar-keoloji Bölümünden 1979 yılında mezun oldu. Doktorasını 1989’da Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde tamamladı. 1993’te Erci-yes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde Doçentli-ğe, 1999’da da aynı üniversitenin Fen-Edebiyat Fakültesinde Profesörlüğe atandı.

Pek çok bilimsel çalışma ve yayınları olan Türkmen, üniversitede birçok akademik, mesleki

Kerkük Sevdalısı Bir Bilim Adamı

Kerim TÜRKMEN

Önder Saatçi Prof.Dr. Kerim Türkmen ile görüşürken.

Page 35: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

33KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Önder SAATÇİ[email protected]

etmiş bir ülkedir. Bu bakımdan zengin bir tarihî mirasa sahiptir. Sümer ve Babil uygarlığı, dünya kültür mirasının en önemli bölümünü oluşturur.

Irak’taki Türk varlığının geçmişi hangi de-virlere uzanır?

Türklerin Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey’in ko-mutasında toplu biçimde Irak’a girdikleri Miladi 1055 tarihinden önce de ülkede Türklerin varlığı biliniyor. Hicri 54 yılında Ubeydullah bin Zi-yad Orta Asya’dan beraberinde Türk askerlerini Irak’a getirmiştir. Daha sonra bu gelişler devam etmiştir. İlk gelen Türkler, Arap ordusuna askerî eğitim vermişler, onlara okçuluk, kılıç kullanma ve savaş taktikleri öğretmişlerdir.

Türkler 1055 yılında Bağdat’taki hilafet mer-kezini ve Abbasî devletini dış baskılardan koru-yarak, bölgede güvenliği arttırmışlardır. Abbasî devletinin otoritesi zayıflayınca, Türkler ülkede yönetimi ele almışlardır. Irak, Selçuklu ve bun-ların devamı olan Atabeyler, daha sonra İlhanlı-lar, Celayirliler, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safevîler ve en son 1918’deki İngiliz işgaline kadar Osmanlı yönetiminde kalmıştır. Bir başka deyişle Irak yaklaşık bin yıl boyunca Türk dev-letlerince yönetmiştir.

Irak’ta Türklerden kalan eserler hakkında bilgi verir misiniz?

Irak’ta bin yıl hüküm süren bir milletin bırak-tığı kültür varlıkları, o ülkenin medeniyet dağar-cığını oluşturur. Sağlıklı bir envanter çıkarılırsa, günümüzde ayakta kalan eserlerin, neredeyse ta-mamına yakını Irak’taki Türk çağının ürünüdür.

Sizce tarihî eserler bir millet için ne ifade eder?

Tarihî yapılar, bir milletin mimaride ortaya koyduğu uygarlığın ta kendisidir. Geçmiş kültür değerleri, toplumun bıraktığı yapılar olarak ele alınır ve o toplumun geçmişi bunlarla değerlen-dirilir. Çünkü, tarih, sadece savaşlardan ibaret değildir. Tarih geçmişte bırakılan mirasın da var-lığını belgeleyen bir hafızadır.

Irak’ta Türklerden kalan tarihî eserler hakkında bugüne kadar ne gibi araştırmalar yapılmıştır?

Bu alanda yapılan çalışmalar ne yazık ki az-dır. Prof. Dr. Abdüsselam Uluçam’ın Irak’ta Türk Eserleri başlıklı kitabı, ülkede mevcut anıtların toplu bir dökümünü içerir. Bazı eksiklikleri ol-makla birlikte, sağlıklı bir kaynak sayılır. Prof. Dr. Suphi Saatçi’nin Kerkük Evleri kitabı, kent monografisini de içeren önemli bir kaynak duru-

mundadır. Aslında, Irak’taki tarihî eserler üzerine daha çok araştırmalar yapılmalıdır.

Irak’taki tarihî eserlerimiz yeterince ko-runmuş ve tanıtılabilmiş midir?

Maalesef, Irak’taki tarihî eserlerimizin ye-terince korunduğunu ve tanıtıldığını söylemek mümkün değildir.

Geçmişteki Saddam yönetiminin ve bugün-kü Irak yönetiminin tarihî eserlerimize karşı tutumu nasıldır?

Dikta yönetimi bir karanlık dönemi simge-lemektedir. Özellikle Kerkük ve diğer Türkmen bölgelerindeki eserler, Saddam yönetiminde bü-yük tahribata maruz kalmıştır. Özellikle Kerkük Kalesi ve bu tarihî çekirdek içinde yer alan diğer sivil mimarlık örnekleri olan geleneksel evler yı-kıma uğramıştır.

Fuzulî türbesinin akıbeti ne oldu?Fuzulî sadece Türkmenlerin değil, bütün bir

Türk dünyasının en büyük edebî şahsiyetidir. Ona yakışır bir türbenin bir an önce yapılması, Türkiye için de bir prestij meselesi olmalıdır.

Gerek Irak’ta gerek Türkiye’de sıradan insanların tarihî eserlere karşı tutumu nasıl-dır?

Irak’ta tarihî eserlere karşı koruma bilinci he-nüz gelişmemiştir. Zaten, her gün 30-40 kişinin öldüğü bir ülkede böyle bir bilinçten bahsetmek biraz lüks olur. Türkiye nispeten daha iyi durum-dadır.

UNESCO’nun Irak’taki tarihî eserlere karşı gerekli icraatta bulunduğu söylenebilir mi?

UNESCO devletten, yani resmî hükümetten talep gelmedikçe, dönüp bakmıyor.

Tarihî eserlerimizin korunması ve daha iyi tanıtılabilmesi için neler yapılabilir?

Eserlerimizin korunması ve daha iyi tanıtıla-bilmesi için bu alanda yayınların yapılması, ta-nıtım gezilerinin gerçekleştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bilimsel yayınlardan başka, halkın ve özellikle yeni yetişen kuşakların tarihî eserleri sevmeleri ve anlamaları için popüler yayınların yapılması da çok yararları olur. Tarihî çevre ko-rumacılığı ve sanat tarihi üzerine ilköğretim ve lise düzeyinde derslerin konması lazımdır, diye düşünüyorum.

Verdiğiniz bilgilerden dolayı çok teşekkür ederiz hocam.

Ben teşekkür ederim.

Page 36: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

34 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Prof. Dr. Kerim Türkmen’in Bilimsel Ça-lışmaları ve Yayınları

• Karaman Kalesi İnşaatında Kullanılan Taş Kitabeler”, Hakses,1990,sayı 301,s.24-26

• “Kitabeler Yapıların Temel Taşlarıdır”, Er-ciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, sayı:8, Kayseri,1992,207-212.s.

• “Kamerrüddin İlinin Adının Nereden Geldi-ği”, Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Der-gisi, sayı:8, Kayseri, 1992, 203-2050.s.

• “Karamanoğullarına Ait Lakablar (Elkab)”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, sayı: 8, Kayser, 1992, 409-413.s.

• “Türklerin İslam Sanatına Katkıları”, Mil-letlerarası Hoca Ahmed Yesevi Sempozyumu Bildirileri , Mayıs 1993, Erciyes Üniversitesi Ya-yınları, s. 526-29.

• Kayseri Arkeoloji Müzesinde Bulunan Erat-na Beyliği Sikkeleri,Erciyes üniversitesi Gev-her Nesibe Tıp Tarihi Enstitüsü Yayınları No:7, Kayseri,1995.

• “Osman Hamdi Bey’in Tablolarındaki Ger-çekciliğe Bir Örnek”, Erciyes Üniversitesi Sos-yal Bilimler Enstitüsü Dergisi, sayı:6, Kayseri, 1995, 99-100.s.+ 3 resim

• “Talas’ta Türk Devri Yapıları”, Vakıflar Dergisi XXVI, Ankara,1997, 153-164s+ çizim+ 54 resim.

• “Kayseri’de Yok Olmuş veya Yok Olmaya Yüz Tutmuş Tarihi Yapılar”, I. Kayseri ve Yö-resi Tarih Sempozyumu Bildirileri (11-12 Nisan 1996), Kayseri ve Yöresi Tarih Araştırmaları Merkezi Yayınları no:1, Kayseri,1997, 343-348.s.+4 resim.

• “Selçuklu Döneminde Kayseri’nin İmar Faa-liyetine Katkıda Bulunan Hanımlar”, II. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri (16-17 Nisan 1998), Kayseri ve Yöresi tarih Araştırma-ları Merkezi Yayınları no:3, Kayseri,1998, 437-445.s.+8 resim.

• “Kayseri’de Bulunan Eratna Dönemine Ait Bazı Kitabeler”, Erciyes Üniversitesi Gevher Nesibe Tıp Tarihi Enstitüsü, 17 Mart 1998, Kay-seri.

• “Kayseri Lala Cami’nin Tarihlendirmesine Dair Bir Deneme”, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Dergisi, sayı:83 İstanbul,1998,28-37.s.+23 resim

• “Yapı Tarihlemelerinde Vakfiyelerin Önemi-

ne Dair Bir Örnek”,Vakıflar Dergisi, sayı XXVII, Ankara,1998,s.75-78.

• “Kayseri’nin Şirin İlçesi Talas”, Sanatsal Mozaik, Nisan Özel Sayısı,2000, s. 24-37

• “Talas Rüştiye Mektebi”, Sanatsal Mozaik, Nisan Özel Sayısı,2000, s. 38-41.

• “Kayseri’ye Özgü Bir Yapı Türü. Güvercin-likler”, Sanatsal Mozaik, Nisan Özel Sayısı,2000, s. 102-105

• “Develi’de Selçuklu Dönemi Kitabeleri”, Sanatsal Mozaik, Nisan Özel Sayısı, 2000, s. 64-71

• “Kayseri’de Selçuklu Dönemine Ait Bazı Kitabeler”,Platform_C Cappadocia Academy 2000, 10 Eylül 2000, Göreme.

• “Kayseri Selçuklu Dönemi Yapıların-da Yer Alan Ayet ve Hadisler”, Prof.Dr. Zafer Bayburtluoğlu’na Armağan Sanat Yazıları, Kay-seri 2001, s.573-582.

• “Kayseri’de Bulunan Eretna Döne-mine Ait Bazı Kitabeler”,Prof.Dr.Haluk KARAMAĞARALI’ya ARMAĞAN, Türk Di-yanet Vakfı Yayınları, Ankara 2002,s.361-374.

• “Kayseri Tarihine Işık Tutacak Bazı Ki-tabeler”, Yeni Türkiye Türkoloji ve Türk Tari-hi Araştırmaları Özel Sayısı,,sayı: 46, Ankara ,2002,s449-453.

• “Develi’de Selçuklulara Ait Kitabeler”, Bü-tün Yönleriyle Develi I. Bilgi Şöleni (26-28 Ekim 2002), Develi,2003,s.219-225.

• “Karaman Kalesi İnşaatında Kullanılan Taş Kitabeler”, 7.Ortaçağ ve Türk Dönemi Kazı So-nuçları ve Sanat Tarihi Araştırmaları Sempozyu-mu , İstanbul 2003, (Bildiri Kitabı Baskıda)

• “Tarihlendirme ve Tipolojide Yardımcı Kay-naklar: Vakfiye,Sikke, Kitabe”, Türkiye’de Sanat Ve Mimarlık Tarihçilği Sorunları Sempozyumu (04-06 Nisan 2005), Kayseri.

• “Anadolu Selçuklu Mimarlığında Görülen Büyük Selçuklu Etkileri”, IV. Uluslar arası Tür-koloji Kongresi, 13–14 Mayıs 2011, s.540-545.

• “Kayseri’de İmar Faaliyetine Katkıda Bulu-nan Hanımlar”, II. Uluslar arası Ahilik Sempoz-yumu, Ahilikte Kadının Yeri, 19–20 Eylül 2012, Kayseri, Açılış Konferansı, s.20–54.

Önder SAATÇİ[email protected]

Page 37: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

35KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Battı gemi bu sudaDost vuruldu pusudaBizler birlik olursakGitmez Kerkük Musul da

Yıllar geçti aradanQan durmuru1 yaradanQıyamet günü hesapSorulur hep oradan

İşi varsa bitiri2

Dostu eve yetiri3

İşgalciyle bir olanŞerefini itiri4

Kebap kimin5 şişteyem6

Dört mevsim ataştayam7

Yaz bahar güzü bilmemÖmür boyu qıştayam8

Xesteyem9 qırma10 meniGüçsüzem11 vurma meniYa öldür ya da diriltBoşuna yorma meniBin ildir12 KerküklüyemYad elden sorma meni

Öz yurdumda xanım13 varİçinde bin anım varNamerde mesken olmazDökülmeye qanım14 varYurd oğruna verilenCananım var canım var

Aramızda saqi yox15

Meze aldım raqı yoxKerküksüz geçen gününCehennemden farqı16 yox

Demir aldım paslandıQazan aldım hislendi17

Dünenin18 teroristiBugün için beslendi

Meve19 veren bağ degi20

Tarla degi dağ degiTürkmeni xor21 göreninEmdiği süt sağ degi

Xeste oldu qan qustuHayata birden küstüBiz askere güvendiğNe yazux22 o da sustu

Bize Kerküklü derlerQorxu23 bilmeyen erlerDüşmana mesken olmazDededen qalan yerler

Dörtlük ve Hoyratlar

Reşit BOSTANCI

1- Durmuyor 2- Bitirir 3- Yetirir 4- Yitirir 5- Gibi 6- Şişteyim

7- Ateşteyim8- Kıştayım 9- Hastayım 10- Üzme 11- Güçsüzüm 12- Yıldır

13- Han14- Kan 15- Yok 16- Farkı 17- İslendi 18- Dünün

19- Meyve 20- Değil 21- Hor 22- Yazık 23- Korku

Page 38: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

36 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Nazım TERZİOĞ[email protected]

Türk halk edebiyatı ürünleri açısında zengin bir bölge sayılan Kerkük yöresi, fıkra, matal (masal), efsane ve mensur halk hikâyelerine sa-hiptir. Ancak yörenin ortaya koyduğu en dikkat çekici edebî ürünler kesik veya cinaslı mani denilen hoyrat ve düz mani dörtlükleridir. Irak Türkmenlerinin dünya görüşünü, yaşam biçimi-ni, sosyal hayatını, sevinç ve üzüntülerini kısaca doğumdan ölüme kadar hayat aşamalarını hoyrat ve manilerine sığdırıp anlatmaya çalışılmıştır.

Irak Türkmen Halk müziğinin sözlü kıs-mı olan güftelerin dörtte üçü, hoyrat ve mani-lerden oluşmaktadır. Kerkük’ün yüzlerce eski dörtlüklerini sesleriyle koruyan halk ses sanat-çıları, anonim dörtlüklerle birlikte kendileri tarafından dizilmiş olan hoyrat ve manileri de okumuşlardır.1

Ayrıca Mustafa Gökkaya (1911-1983), Na-sıh Bezirgân (1927-1991), Reşit Ali Dakuklu (1914-1975) gibi halk şairleri başta olmak üzere eski şiir geleneğini sürdüren Hicri Dede (1880-1952), Osman Mazlum (1922-1995), Felekoğlu (1929-2000) ve Ali Marufoğlu (doğ. 1927) yeni tarz şiir yazanlar Nazım Refik Koçak (1905-1962), Mehmet İzzet Hattat (1929-1991), İzzet-tin Abdi Beyatlı (1922-2001), Nihat Akkoyunlu (doğ. 1938)2 ve Hüsam Hasret (doğ. 1956) gibi Irak Türkmen şairleri hoyrat ve mani dörtlükleri yazmaktan geri kalmamışlardır.

Gökkaya kendi ifadesine göre önce hoyrat ve mani dörtlükleri yazmaya başlamış, sonra yedi, sekiz ve on heceli şiirler yazmayı denemiştir.3 Gökkaya, yazdığı mani ve hoyratlar ile Kerkük’te herkes tarafından sevilmiş ve bu sayede şöhret olmuştur. Kerkük’ün edebiyatçı ve edebiyat se-1.  Kerkük hoyrat ve manileri hakkında geniş bilgi için bkz. Ata Terzibaşı, Kerkük Hoyratları ve Manileri, Üçüncü Bas-kı, Ötüken Yayınevi, İstanbul 1975. 2.  Şairlerle ilgili olarak bilgi edinmek bkz. Akkoyunlu, Ziyat-Saatçi, Suphi, Irak Muasır Türk Şairleri Antolojisi, Türk Dünyası Dizisi 24, Kültür Bakanlığı, Mas Matbaacılık, Ankara, 1991.3.  Cevdet Avcı (Hazırlayan), “Halk Şairi Mustafa Gökkaya ile Görüştük”, Kardeşlik (El-İha’), Cilt 12, Sayı 1-2 (132-133), [Mayıs-Haziran 1972], s.52.

verlerin takdirini kazanan Gökkaya, hoyratlarla övülmüştür:

QayadanKireç olu(r) qayadan Gel alış horyat düzmeğMustafa Gökkaya’dan4

QayadanBina olup qayadan Mustafa’nın hoyratı Qeyyimdi(r) gök qayadan

QayadanSes çıxmırı5 qayadan Gel hoyrat düzmeğ alışMustafa Gökkaya’dan 6

Gökkaya’nın dörtlükleri muhteva bakımın-dan aşk, vatanseverlik, yiğitlik, sitem, hikmet, talihsizlilik, felekten şikâyet ve dostluktan bah-seder; ancak milli konular ağır basar.

Mustafa Gökkaya’nın hoyrat ve manileri, şekil ve yapı bakımından gelenekten ayrılma-mıştır. Hoyratların genel ölçüsü ilk mısraı üç, dört veya beş heceden, diğer üç mısraı yedişer heceden oluşmaktadır. Manilerde de ölçü olarak yedişer hece değişmez bir kuraldır. Dörtlükleri-nin kafiye şeması ise normal aaba şeklindedir. Gökkaya’nın, örneği az olan dört mısradan faz-la oluşan ve Kerkük’te “kanatlı hoyrat” denilen yedekli maniler tarzındaki tek örnek, Kral İkin-ci Faysal’ın tahta geçişi münasebetiyle yazdığı parçadır.

Melikim taxta géçerNe şirin vaxta géçerQoz-qeddeh7 béydağ8 açtı

4.  Hüseyin Sözlü, “Kerkük Manileri”, Beşir Gazetesi, Sayı 22, 17 Şubat 1959, s. 6.5.  Çıkmıyor 6.  Behçet Cemal, “Kerkük Hoyratları”, Beşir Gazetesi, Sayı 24, 3 Mart 1959, s. 7. 7.  Gökkuşağı 8.  Bayrak

Gökkaya’nın Hoyrat ve Manileri

Page 39: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

37KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Nazım TERZİOĞ[email protected]

Altından xax9 ta géçer Gök yığlar10 yuldız gülerGün çıxtı taxta géçer11 Ayrıca “O Günler” başlıklı şiirinin son

bendinde (parçasında) yedekli maniler gibi on dört kanat (mısra) dizmiştir. Bu da Mustafa Gökkaya’nın hoyrat ve mani yazmakta başarılı yeteneğini göstermektedir.

Alıcı çenge biziAldı çelenge biziQaldırdı havalaraDüzdü telenge biziBatırdı boyağlara Her türlü renge biziVurdu da mengeneye Çekti de tenge biziAltunçı altun kimin Vurdı mihenge biziDenizde vapur kiminAldı gezenge biziİlahi özüv qurtar Rahmeyle enge biziMustafa Gökkaya, eski (anonim) dörtlükle-

rin lezzetini veren hoyrat ve manilerini, şiirleri-ne nazaran daha az yayımlamıştır. Büyük Hafız Molla Muhammed oğlu Molla Sabır (1895-1961)12, 1951-1954 yılları arasında “Kerkük’ün Müntahab Horyatları” adında üç cilt hâlinde yayımladığı kitabında Kerkük’ten derlediği anonim bir kısım dörtlükler yanında, üçüncü cildin dörtlüklerini arttırmak için, Gökkaya’yı zorlayarak gelişi güzel çok sayıda dörtlükler yazdırmıştır. Böylece Gökkaya tarafından ya-zılan üçüncü ciltteki dörtlükler, anonimleşerek millete mal olmuştur.13 Araştırmacı Ata Terziba-şı ise “Kerkük Hoyratları ve Manileri” eserinin ikinci (1956) ve üçüncü (1967) ciltlerin birinci baskılarında Kerkük’ün anonim hoyrat ve ma-9.  Halk 10.  Ağlar 11. A.T, “Mustafa Gökkaya’nın Horyatlarından”, Kerkük G -zetesi, Sayı 1420, 2 Mayıs 1953, s. 5. 12.  Yazarla ilgili olarak bkz. Doç. Dr. Suphi Saatçi-Prof. Dr. Yaşar Qarayev Vahidoğlu, Türkiye dışında Türk edebiyatı An-tolojisi Azerbaycan-Irak (Kerkük) Türk Edebiyatı, 6. Cilt, bi-rinci baskı, Türk Dünyası Edebiyat Dizisi 32, Ankara, Kültür Bakanlığı yayınları 1896, Özener Matbaası (İstanbul), 1997, s.414.13. Vahdettin Bahaeddin, “El-Vataniyet’ül-Camiha [Şahlanan Vatanseverlik]”, Min Edeb’il-Türkman, Birinci Baskı, Ezher Matbaası, Kerkük 1962, s.124; Ata Terzibaşı, Kerkük Şairleri, Onuncu Cilt, Kerkük, 2004, s. 95.

nilerin arasında, kitabın dipnotlarında şairin is-mini belirterek çok sayıda hoyrat ve manilerine yer vermiştir.14

Hoyrat geleneğinin en heyecanlı ve sevimli tarafı çağırıcıların arasında hoyrat atışmasıdır. Karşılıklı bu atışma sadece hoyrat çağırma (ic-rası) esnasında kalmamış, Kerkük’te 50’li yıllar-da basın hareketiyle başlayan folklor araştırma-ları, Beşir ve Kardeşlik gibi süreli yayımlarda bazı hoyrat yazanların veya meraklı olanların da hoyratlar yayımlamaları, aynı durumu gös-termektedir. Mustafa Gökkaya haftalık edebiyat gazetesi olan Beşir’in folklor köşesinin 8. sayı-sında “dakka = deqqe =dövme” üzerinde yayım-ladığı şu üç hoyrata:

Gök deqqeliSiyah gök deqqeliHavalansa aşq ahımHiç enmez gökde qalı

Bir deqqeÜzinde var bir deqqeHaq eridi Qaf Dağı’nNezer étse bir deqqe

Bir deqqesiBir halı bir deqqesiDünyanı véran éderFelegin bir deqqesi 15

Edebiyat meraklısı hemşerisi Sıdık Han-cıoğlu, adı geçen gazetenin 11. sayısında Gökkaya’nın hoyratlarına aşağıdaki örneklerle karışlık vermiştir:

Ne deqqesi Ne xalı ne deqqesiYardan ayrı olanın Vérandı her deqqesi -----------Deqqesine Qurbanam deqqesine Qalbim yar qapsın çaldıYar çıxtı deqqesine -----------

14.  Ata Terzibaşı, Kerkük Hoyratları ve Manileri, İkinci Cilt, Birinci Baskı, Terakki Matbaası, Kerkük 1956 (H. 1376); Ata Terzibaşı, Kerkük Hoyratları ve Manileri, Üçüncü Cilt, Birinci Baskı, Terakki Matbaası, Kerkük 1957 (H. 1377); 15.  “Mustafa Gökkaya’dan Horyatlar”, Beşir Gazetesi, Sayı 8, 11 kasım 1958, s. 2.

Page 40: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

38 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Nazım TERZİOĞ[email protected]

Xal oyar Deqqe oyar xal oyar Uzun boy şüşe gerdanO gerdana xal uyar16 Ayrıca Kerkük’te hoyrat sevenlerin gündelik

muhaverede bile doğaçlama olarak ortama ve konuya bağlı karşılıklı hoyrat atışmaları yay-gındır. Sami Bayraktar’ın anlattığından naklen Kerkük’te nasihat ve telkinlerini birçok gen-ce rehber olan hat sanatçısı, eğitimci ve şair Mehmet İzzet Hattat (1929-1991)17 bir akşam elektriksiz, dumanlı ve loş bir odada Kerküklü gençlerle otururken o sırada Mustafa Gökkaya gelip bu meziyeti (vaziyeti) görünce, gençlerin manevi hocalarına seslenir:

Biri şıxBiri derviş biri şıx18

Bırda bes halav allam Hiç görmedim bir ışıxMehmet İzzet Hattat ise Gökkaya’ya karşı

saygıyla durarak ona yakışır şekilde şöyle kar-şılığı verir:

Biri şıxBiri mılla biri şıxBı qaranlığ içinde Sensen bize bir ışıx 19 Mustafa Gökkaya en fazla Irak Türkmen

Halk edebiyatının nazım türlerinin altyapısını oluşturan hoyrat ve manilerden etkilenmiştir. Şair’in bazı dörtlüklerini, aşağıda verilen birkaç örnekte de görüldüğü gibi, Kerkük’ün eski ano-nim hoyrat ve manilerinden esinlenerek yazdığı açıkça görülmektedir:

Yazı bilmemMıllayam yazı bilmemBu qış béle géçerseGeleceğ yazı bilmem (Anonim)

Yarını bilmem Ağyar yarını bilmemBugün béle geçirttimGélen yarını bilmem (Gökkaya)

16.  Sıdık Hancıoğlu, “Gazetemizin sekizinci sayısında Mu -tafa Gökkaya’nın “Dakka” üzerine yayımladığı hoyratlarına Sıdık Hancıoğlu’nun yazdığı karşılık:”, Beşir Gazetesi, Sayı 11, 2 Aralık 1958, s. 6. 17.  Ekrem Pamukçu, “Mehmet İzzet Hattat’ı Kaybettik”, Kerkük, Yıl 2, Sayı 6, Eylül 1991, s. 2.18. Şeyh19.  Mardin Gökkaya, Kerkük, 1980, Öğrenci.

Al incelerGiripti al incelerBir yanım qurt quş yedi Bir yanım qarıncalar (Anonim)

QarıncalarQelb oynar qarın çalarBir yanım qurt quş yedi Bir yanım qarıncalar (Gökkaya)...............Oxı sınaKaşlarıv oxı sınaGideğin yar yanınaDoyağın qoxısına 20 (Anonim)

Oxı sınaAl yayıv oxı sınaMen bura gelmeziydimGeldim gül qoxısına (Gökkaya)...............Paşa qaxarŞah geli paşa qaxarİçme namard suyını Dem olı başa qaxar21 (Anonim)

Paşa qaxar Kuş konar daşa qaxarOnıydan yoldaş olma Eyliği başa qaxar (Gökkaya)...............Xaraba damXaraptı xaraba damYoldaşıv ğerib ossınOlmasın xarab adam22(Anonim)

Haraba damnan Saqın haraba damnan Yahudıydan yoldaş olDüşme harab adamnan (Gökkaya).Bu menim fener gévlim

20.  Ata Terzibaşı, Kerkük Hoyratları ve Manileri, İkinci Cilt, Birinci Baskı, Tereki Matbaası, Kerkük 1956 (H1376), s. 32.21.  Ata Terzibaşı, A.e., s. 86.22.  Ata Terzibaşı, A.e., s. 98.

Page 41: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

39KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Nazım TERZİOĞ[email protected]

Mum kimin yanar gévlimTandır gibi halavlarGehte bir söner gévlim (Anonim)

Kerkük’üm fener Kerkük Mum kimin yanar KerkükYağ yandı fitil qaldı Qorxaram söner Kerkük (Gökkaya)Bu etkilenme bazı şiirlerinde de kendini

gösterir. Gökkaya, bazı halk anlatılarını nazma çevirdiği dörtlüklerinde yine Kerkük’ün anonim manilerinden faydalanmıştır.

Cülheyem béz işleremHappıdan téz işlerem Her kim mene kız vérmezEl-üzün çirişlerem23 (Anonim)

Cülhe24 de béz işlediHeppiden téz işlediHatta yarsını vérdi Üregimi25 şişledi (Gökkaya)İstanbul fethin 500. yıl dönemi münasebeti,

Anadolu Türkleri kadar Irak Türkmenleri de il-gilendirmiştir. Milli hassasiyeti güçlü olan Gök-kaya, bu münasebetten dolayı destan mahiyetin-de mani ve hoyratlar yazmıştır. Bu dörtlükleri aynı yıl (1953) Türk Sanatı dergisinde yazar En-ver Yakuboğlu, “Fetih Hoyratları” başlığı altın-da neşretmiştir.26 Fetih dörtlükleri denilebilir ki şairin hoyrat ve manileri arasında yazmış oldu-ğu en güzel örneklerdir. Bu olaya karşı Irak’taki Türkmenlerin samimi hislerine tercüman olan şair, savaş alanını şu dizelerde böyle tasvir et-mekte:

Çox başlar qanda gördimÇıxmamış canda gördimAsmanda ay yıldızı Göz açtım qanda gördim

Qelbim hüzünle doldıGözyaşım göl göl oldıBinlerce din qardaşım Bugünde şehit oldı

23.  Ata Terzibaşı, Kerkük Hoyratları ve Manileri, Üçüncü Baskı, Ötüken Yayınevi, İstanbul 1975, s. 190.24.  Çulha, dokumacı 25.  Yüreğimi 26.  Enver Yakuboğlu, “Fetih Hoyratları [Mustafa Gökkaya]”, Türk Sanatı, Yıl 1, Sayı 11, Haziran 1953, s. 4.

İstanbul’a biz vardıkSudan qaradan sardıkQıral27 şirin uykuda Düşmanı iki yardık

Sinem dolı yaradan Yardım éyle yaradanAllah Allah diyerekGemi sürdük qaradan

Qaradan suya indik Su néynesin biz yandıkBiri Türk bini küffarAllah deyup dayandık Zengin bir repertuara sahip olan Gökkaya

Kerkük’ün yüzlerce anonim dörtlüklerini ezbe-re bilmiş, bunları günlük konuşmalarında kul-lanmıştır. Dörtlük dizmekte kendini hiç zorla-mayan şair, söylediğiniz herhangi kelimeye hiç duraklamadan o kelime hakkında bir dörtlük söyleyebilmiştir. Gökkaya’yı seven gençlerden biri olan Cumhur Kerküklü bir dostuyla, şairin vefatından birkaç ay önce durumunu sormak için evine gider. Gökkaya, uzun müddet görün-meyen Cumhur’a sorar “Niye gözükmüyorsun, nerden geliyorsun?” O’da “Kale’den geliyorum” der, şair bunun üzere Cumhur’a şöyle seslenir:

Qel‘enin28 yolı eniş29

Gidersev yara danışHerşey yanar kül olı‘Aşq yanışı ne yanış30

Son günlerini hasta yatağında geçiren Gökkaya’yı ziyarette bulunan Ata Terzibaşı, onun hakkında şunları söylemektedir: “Şairi son ziyaretimde, kendisinden folklor maddeleri ve halk bilgileri alan bazı kimselerin, ziyaretine gelip gelmediklerini sorduğum zaman, bana şu eski hoyratla yanıt vermişti:

Düşte gör Hayalde gör düşte görDüşenin dostu olmaz İnanmazsav (n) düş te gör”31

27.  Kral 28.  Kalenin 29.  İniş30.  Cumhur Kerküklü, Kerkük, 1959, Şair- tv’de program s -nucusu.31.  Ata Terzibaşı, Kerkük Şairleri, Cilt 10, Kerkük, 2004, s. 92.

Page 42: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

40 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Sadeleştiren ve Hazırlayan: Veysel ERGİN

KÜLLİYAT-I HAŞİM NAHİT: ŞİİRLERİ

Kıymetli Kardaşlık okuyucuları… Bir süredir devam ettiğimiz “Haşim Nahit Erbil’in Hikâyeleri” ile ilgili çalışmalarımıza ara verip yine Haşim Nahit’e ait şiirlerine ve bunlarla ilgili değerlendirmelerimize geçmek istiyoruz...

Nahit Erbil; “şiir, hikâye, manzum tiyatro…” gibi edebi türler vasıtasıyla, başta Irak Türkmenleri olmak üzere, “bütün Dünya Türklüğünün (Turan) ülküsü etrafında toplanması fikri”nin heyecanlı taraftarlığını yapmıştır. Bu amaçla, “esaretten kurtulmak isteyen delirmiş bir insanın heyecan ve infiali”ni yansıtan manzum şekildeki “Deliren Esir” tiyatrosunu kaleme alır. Türkmen şairleri arasında ilk kaleme alınmış manzum piyes1 olma özelliğine sahip 22 sayfalık bu eser; Garp Cephesi kumandanı İsmet Paşa’nın emriyle, zabitlere ve kıtalara dağıtılmış ve 1923’de Kadıköy Tiyatrosu’nda Kızılay menfaatine oynanmıştır.

Sözü daha fazla uzatmadan, Haşim Nahit Erbil’in bu manzum tiyatrosunu dikkatlerinize sunuyoruz…

DELİREN ESİR2

Deliren Esir [ Kendi kendine ]Şu esaret beni bir derde saldı: Vücudum bir deri bir kemik kaldı.

Etrafım bir boşluk, yerim yurdum kum, Esir yaşamaktır en büyük korkum.

Gönlümün ateşi, gözümün nuru, Çekile çekile oldu kupkuru.

Eskiden hicranla yanardı içim; Şimdi duymuyorum: Sanki bir hiçim

Sevmeyi unuttu dudağım, elim; Sen beni bekleme artık sevgilim.

Bugün gençliğine doymadan ölen, Düşün ki sade ben; bir ben değilim, Nafile bekleme artık sevgilim.

1.  Ata Terzibaşı, Erbil Şairleri: Haşim Nahit Erbil, Kerkük Vakfı-İstanbul-2007 s:165-1832.  Haşim Nahit, Deliren Esir (Manzum piyes), İstanbul, 1336, (22 sayfa)

***Kumun üstünde bir demet ot gibi Solmaktayım, yeter, yeter yarabbi!

Ne olur Allah’ım, ecelim gelse, Nihayet ver yahut şu feci yasa Sen gel, nihayet ver, bu feci yasa,

Ey talihsiz ordum, talihsiz ordum!Geleceksin diye, hülyamı yordum,

Hani o gün, o son gün. . .- Heyecanlanmaya başlar -Hanı o gün. . O ölgün;

Issız çöller baştanbaşa, Kaplanmıştı bir ateşe.

Duman, alev, dalga dalga, Çarpıyordu sola sağa.

Güllelere karşı çıkan, Herbir göğüs, oldu kalkan.

Her tarafta, ateşle kan: Haykırırdı düşen, kalkan.

Silahların şakırtısı, Kemiklerin çatırtısı. Karışırdı birbirine.

Bulutlanan tozla duman; Süngülerden bazı çıkan Kıvılcımdan şimşeklendi;Bulutlardan kayıp akan,Dört köşeli bir dalga kan; Ay yıldızla beneklendi. . .

- Gittikçe infiali artar-Ey karanlıkları aydınlatan sen, Ey hilâl, hilâl, ey başımda esen

Fırtına! Hani ya, hani ya ordum? Kaç defa başımı taşlara vurdum...

Deliren Esir

Page 43: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

41KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Sadeleştiren ve Hazırlayan: Veysel ERGİN

Dün benziyordun, sen, bir yanar dağa, Bu gün kalb oldun, bak, toza toprağa.

Çölü alt üst eden bir fırtınayken; Mezar taşın olmuş bir tutam diken.

Talihsiz ordum, ah, talihsiz ordum; Söylene söylene işte kudurdum.

Hani ya, hani ya niçin gelmedin? Ağzımdan düşmüyor destanın, adın.

[Bir kendine, bir de etrafına bakınır]Bu demir kafesle, bu kara zindan, Sana çok yaraşır, ey bedbaht insan.

Kudurmuş aslanlar gibi, al kemir,Al sana işte: Taş, toprak, kum, demir!

[Yumruklarını sıkar, sanki karşısında birine hitap eder]

Medeniyetiyle öğünen beşer, Bütün yaptıkların dalâletle şer:

Güneş, deniz, yıldız, ateş, karanlık, Ruh, peri… ne varsa gözünde artık;

Hepsinden mabutlar yapıp inandın, Sonra başkasını hakikat sandın.

Dedin ki ben yüksek bir hüviyetim, Milletlere hâkim ulûhiyetim.

- Nefretle-Zulme tedip dedin, imhaya temdin; Hep sade menfaat oldu sence din.

Bazı bir taç için, bazı din için: Yıkıldı Türkiye, İran, Hind ve Çin.

- İstihza ile-O kanun ki vardır ezelden beri, Alt üst ediyor, bak, şimdi her yeri;

O bilmediğin sır, maneviyyettir: Her “madde”yi yenen ulu kudrettir.

“Şey”e tapan ey Garp, ey eski bunak : Yüzünü boyamış (...) kaltak;

Şehirlerini yık, kitabını yak; Boğuş, sonra yerin en dibine gir!

[Birden bire yüzünde bir şefkat ifadesi görünür. Cebinden bir bayrak parçası çıkarır,

seyreder.]Baktıkça, ey vatan, senin al bayrağına: Ağlayan gözlerim döner kan çanağına.

Dünya haram olsun bana, çünkü sensizim, Ağla, gözüm ağla, çünkü ben vatansızım.

[Gittikçe hüznü artar] - Kendi kendine -Soysuz derbederler gibi, yeryüzünde gez, Ecdadının lânetini her adımda sez!

Eski nevhagerler gibi, saltanatının, Destanlarını nakleyle dünyaya yarın!

Eski saltanatın -söyle- kaç bin senedir; Sonra senin tarihine verdiğin nedir?

Doğudan batıya kadar yanan, ezilen Hiç bir ocağı tütmeyen vatanında sen,

Parçalanmış şu bayrağa, hicapla bürün,Bir kuşun gölgesi gibi, yerlerde sürün.

Gökte uçan hayalinin arkasında koş,Didin, yerden yere çarpıl hep, yan, yakıl, coş,

Lâkin ölme, ey tarihin kanlı gölgesi,Bil ki sensin, hailenin en mukaddesi!

[Bir hayal görür gibi olur] - Dehşetle -Gözümün önüne geliyor annem, Kirpiklerinde var, kanlardan şebnem:

[Kırmızı elbiseli bir kadın hayaleti belirir. Sonra saçları perişan, boynunda zincir bir kadın daha görünür. ] -Evvelkine doğru yürüyerek-Şefkatle:

Sessiz, boynu bükük, bağrı kan dolu, Mazlum anneciğim, ey Anadolu,

-İkinci kadını işaret ederek -Matem örtüsüyle sana geldi bak: O, ahu bakışlı evlâdın Irak

Lime lime ve kıpkırmızı elbiseli bir kadın daha gelir-

Söyle, dinmedi mi, güzel Rumeli Sinenden fışkıran kızıl kan seli?

-Yeşil elbiseli bir çocuk daha gelir -İşte annen burada, sarışın Kafkas O dertli başını, gel, göğsüne bas

-Hepsini derin derin ve şefkatle süzerek-

KÜLLİYAT-I HAŞİM NAHİT: ŞİİRLERİ

Page 44: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

42 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Şimdi ağlayınız artık baş başa,Viran gönlünüzü yakın ateşe.

Şimdi ağlayınız: Ana, oğul, kız...-Acı acı-Allah’ım, bırakma beni vatansız!

-Rumeli-Kuş yuvası olmuş eski saraylar; Kargalar uçuşur, sürüler yaylar:

Can verdiği yerde koç yiğitlerin...Deliren Esir Bu gün, kan lekesi, süsüdür yerin.

-Rumeli-[ Devam eder ]Kılıçtan kurtulmuş esir kadınlar, O ıssız yollardan bir haber umar.

Daldan dala çarpan, hıçkıran yeller, Matemden, hicrandan nağme besteler...

Yere akan kanlar sızmış derine: Şimdi lâle biter çimen yerine.

Bir daha dönmedi yurdundan giden; Bak, şenliksiz kaldık ulu yaradan!

Deliren EsirEy Allah’ım, artık yeter bu zulüm, Sabret - mi diyorsun buna- ey kulum,

Sabrettiğim, lâkin yetişir, yeter, Türk illeri oldu mahşerden beter!

-Irak- [Anadolu’ya doğru atılmak isteyerek]

Bağlanmış ellerim yetmiyor sanaBoynumda zincir var: Anne baksan a!

Talihsiz başımdan eksilmiş hilâl, Mabetleri sarmış acı bir melal.Deliren EsirHer zulmü yenecek, yarın, ihtilâl!

-Irak- [Devam ederek ]Böyle hor yaşamak meğer bir yasmış; Sanki ortalığa karanlık basmış;

Gözlerim arıyor, gökte hilâli.Deliren EsirAllah’ım, sen arttır bu infiali;

Çünkü her dolan kap mutlak taşacak,

Ölüm, esareti karşılar ancak!

-Irak- [Devam ederek ]Dicle sahilleri, Erbil ovasıOlmuş kaplanların demir kafesi,

Kabına sığmıyor hıncından her genç

Ölüme atılmak, oldu bir özenç.

Her gün, sarılmakta bin genç kefene Saçlarını yolar, binlerce anne.

Deliren EsirYığılıp yükselen milyonca leşin, Önünde, Allah’ım, alçaldı arşın!

-Kafkas- -Anadolu’nun yanına giderek-Yeryüzünde yaktığın o muazzam meşale Bak: Aksedip duruyor hep, sahilden sahile,

Ey ilahı ateş ki bizde sevgi yarattın, Esaret zincirini elinle kırıp attın,

Sensin bize getiren bu kurtuluş gününü,Gel seyreyle Azer’le Kırım’ın düğününü.

Korkulu rüyasından uyanmadan Semerkant Taşıp köpürmededir çifte yürekli Taşkent

Kollarını uzatmış sana bütün kardeşler: Akınların destanı, her yüreği ateşler.

Gözümüzü yıldırmaz Karpatlar, Himalaya, Haydi, Kızıl elmaya, haydi Kızıl Elmaya!

Deliren EsirHaydi, Kızıl Elmaya, haydi Kızıl Elmaya!

- Anadolu -Ey yaramı deşen sevgili soyum.Ben ölmedim, ölmem, yine ben oyum;

Lâkin kıblenize şöyle bir bakın,Sizi ürkütmesin felâket sakın:

-Dehşette-Düşman ellerdedir Mekke Medine - Hep birden-Bu bir mezellettir, mukaddes dine

AnadoluBiz, Şark(i) âleminin pişdarıyız... Biz Müslümanlığın alemdarıyız!

Sadeleştiren ve Hazırlayan: Veysel ERGİN

KÜLLİYAT-I HAŞİM NAHİT: ŞİİRLERİ

Page 45: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

43KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

-Hep birden-‘Haydi, kızıl elmaya, Bayrağım benzer aya,

Gençler koşun alaya! Haydi, kızıl elmaya.

Anadolu [Devam eder] İklimden iklime diktiğim bayrak, Bir abidesidir yüce neslimin. Eğer yıkılırsa, şunu siz bilin: Yeryüzünde kalmaz: Bir yeşil yaprak

[Hep birden] Yıkılmak isteniyor bu memleketle bu din: Katliama öç dendi, yangınlara şehrayin; Şefkate susamışken, içimizi sardı kin; Ezelden hür doğmuşuz, esir olmak bize şin,

Haydi, kızıl elmaya, Haydi, kızıl elmaya,

[Hep birden]Türk; asırlardan beri; Bir ileri, bir geri, Deniz gibi çalkandı; Sanki bir dalga kandı. Haydi, kızıl elmaya, Haydi, Kızıl Elmaya!

Yeryüzünde çalkandı, Kızıl denizler gibi, Deniz değil volkandı,Sen bilirsin yarabbi! Haydi, Kızıl Elmaya, Haydi, kızıl elmaya!

Denizin bitmez suyu, Türkün tükenmez soyu, Deniz bitse. . . Türk olur: Kan, ateşten bir yağmur.

Haydi, Kızıl Elmaya, Haydi, kızıl elmaya!

Yağmur olur, taş yağar, Ey zulüm, seni boğar, Her bir kudret onda var, Kandır, ateştir, boğar.

Haydi, Kızıl Elmaya, Haydi, kızıl elmaya!

[Hayaletler hep birden silinirler.]

Deliren Esir [Yalnız]Kızıl elmaya; Kızıl elmaya;Kızıllık yayıldı bütün ovaya.

- Dehşette -Ak saçlı anneler, şirin tazeler, Hançerle doğranmış al cenazeler, Yerden fışkırıyor bütün havaya. . . Kızıl elmaya; Kızıl elmaya!

Semadan yağıyor bir kan dolusı, Alevden rüzgârın uluyor sesi, Kanlarda yüzüyor şişkin cesetler,Göklere çarpıyor kemikten setler. Kızıl Elmaya, Kızıl elmaya!

-Gittikçe dehşeti artar -Ey fırtına çık, Ey fırtına yık!Hava karanlık, Her şey karanlık...

İlahi ışık Kaynağından çık, Kaynağından çık, İlahi ışık!

Aydınlat ruhumun karanlığını; Çöz, şu kollarımın demir bağını,

Hamle eder: Zincir halkaları birer birer yere düşer [Hayaletler, tekrar görünürler]

Deliren Esir‘le [Beraberce hep birden ]Denizin bitmez suyu, Türkün tükenmez soyu, Deniz bitse. . . Türk olur: Kan, ateşten bir yağmur.Haydi, Kızıl Elmaya, Haydi, Kızıl Elmaya!

Yağmur olur, taş yağar, Ey zulüm seni boğar, Her bir kudret onda var, Kandır, ateştir: Boğar! Haydi, Kızıl Elmaya, Haydi, Kızıl Elmaya! (Deliren esirle hayaletler söylene söylene

uzaklaşıp kaybolurlar.)

Sadeleştiren ve Hazırlayan: Veysel ERGİN

KÜLLİYAT-I HAŞİM NAHİT: ŞİİRLERİ

Page 46: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

44 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Türkmen Albümünden

İngiliz arşivinden alınan 1926 yılına ait Kerkük fotoğrafları

Page 47: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

45KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

İngiliz arşivinden alınan 1926 yılına ait Kerkük fotoğrafları

Türkmen Albümünden

Page 48: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

46 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

KERKÜK VAKFI

Contents

QARDASHLIQREVIEW OF CULTURE ART LITRERATURE AND FOLKLOREYear: 15 Issue: 59 July - September 2013

KERKÜK FOUNDATION

ISSN : 1302-2857

Iraqi Turkmens to Carry Their Case to the UN / 47

Edip KİRDAR • My Visit to Kirkuk Foundation Office / 48

Section in Turkish / 01-45

Section in Arabic / 50-64

On behalf of the Kerkük Foundation Owner of the right and editor in Chief

İzzettin KERKÜK

Editor and Genel CoordinatorSuphi SAATÇİ

Correspondence Address P. O. Box 20 Cerrahpaşa/İSTANBUL

Tel. (0212) 584 00 75Fax (0212) 584 00 76

www.kerkukvakfi.comwww.kardaslik.org

email: [email protected]

Administrative OfficeNevbahar Mahallesi Kuka Sokağı

Huzur Apt. No: 1/1Fındıkzade/İSTANBUL

RepresentavtivesHabib HÜRMÜZLÜ (Ankara)

Ali İhsan NAQIB (ABD)

Consulted by an Anditorial Referrence Counsul

Prof. Dr. Ziyat AKKOYUNLUProf. Dr. Yavuz AKPINARProf. Dr. Haşim KARPUZ

Prof. Dr. Mahir NAKİPProf. Dr. Suphi SAATÇİ

Prof. Dr. Saim SAKAOĞLUProf. Dr. Abdüsselam ULUÇAM

Editorial BoardKemal BEYATLIKemal ÇAPRAZ

Aydil EROLErşat HÜRMÜZLÜ

Habib HÜRMÜZLÜİzzettin KERKÜK

Mahir NAKİPAcar OKAN

Ömer ÖZTÜRKMENSuphi SAATÇİSuphi SALT

Suphi Nadhim TEWFIQ

QARDASHLIQ

Published quarterly in Turkish, English, and Arabic

by İzzettin Kerkük Culture and Research Foundation

(Kerkük Fondation)

Authors are responsible for the raticles and photographs published in this review. Articles and photographs published in the review

may be used elsewhere by indicating the source

Page 49: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

47KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Iraqi Turkmens to Carry Their Case to the UN

Iraqi Turkmens are lobby ingto carry the irproblems to the attention of the international community following a significantin crease in attack stargeting Turkmens in Iraq. According to the information gathered by Today’s Zaman, Kemal Beyatli, president of the Federation of Turkmeneli Associations, brough tup their effort to organize a specialsession in the UN about their problems during his meeting with President Abdullah Gul on Tuesday. After organizing a meeting in the European Parliament as a result of theefforts of

the Human Rights Office of the Iraqi Turkmen Front, theTurkmens now aimtohold a meeting either in the UN General Assembly orthe UN Socialand Economic Forum about the attack star geting them. Turkmens will ask the UN Human Rights Committee to consider the terrorist attacks on Turkmens as human rights violations. Ankara will reported lyassist the Iraqi Turkmens in their effortto organize such meetings in international organizations in the days to come.

Today’s Zaman, 15 Agustos 2013

Page 50: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

48 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Edib KIRDAR

Any meeting with a celebrity or visiting to a special place is always a memorable event for the most everyone. It happened to me on Thursday, August 29, 2013 by visiting the office of Kirkuk Foundation in Istanbul. I would like to share my memorable event.

My cousin, Fikret Kirdar who lives in Istanbul after his retirement from The United Nations, arranged a meeting for me with Mr. Izzettin Kerkuk, the founder and Prof. Suphi Saatci, the current president of Kirkuk Foundation at their Foundation’s office. It was my first visit to the Foundation and also for having an opportunity for me to spend some quality time with these two celebrities to whom I have a greatly admiration and respect. I need to admit that this visit was a very memorable and emotional one for me because Kirkuk is my family home town for more than two centuries. Here, I found myself in the office where I am surrounded by valuable and important documents and information, neatly categorized

and displayed about my family root town Kirkuk. I discovered that it is a focal center for obtaining factual information or research materials on Kirkuk in particular and on Iraqi Turkmens in general.

My cousin and I were very warmly greeted by the two pillars of the Kirkuk Foundation, namely Prof. Subhi Saatci who is a well-known and highly respected architect with distinguished academic background, and also serving as the current President of the Foundation, and Mr. Izzettin Kerkuk the Founding father of the Foundation. Mr. Kerkuk graciously and modestly explained to me his lifelong work in compiling and collecting all the information, articles and documents related to subjects on Kirkuk and on Iraqi Turkmens. Needless to say, this incredible collection was the fruit of the hard, dedicated and devoted work of Mr. Izzettin for over five decades. Because of his profound love for Kirkuk, he even adopted the name of KERKUK as his sir name. Mr. Kerkuk retired from the Turkish Foreign Service with distinction for his outstanding services at his various postings in the Middle East and Europe at Turkish Embassies. He is well respected author, writer and community leader. He and his late wife Sabriye Hanim are also well-known as a very generous couple in hospitality and providing help and support to anyone who affiliated with Kirkuk. In short, here I am after being away for more than five decades from my family home town, I am meeting with two most celebrated and respected giants from Kirkuk in Istanbul. Naturally, I was very excited and in jubilant mood and it was a very special and memorable day for me.

It is a well noted fact that enthusiasm is contagious and produces its special energy and motivation to a person. I witnessed this fact during my two hours visit to the Foundation. Mr. Izzettin Kerkuk (83) forgot his age and his cane walking habit and he was jumping from one file cabinet to the next showing me his archived documents which were neatly and orderly categorized for easy reference. Three rooms were full with wall to wall cabinets. His enthusiasm was energized by

My Visit to Kirkuk Foundation Office

Page 51: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

49KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

Edib KIRDAR

displaying one document after another and sharing with me his brief information on each one. He was like an eight year old boy with uncontrollable energy and enthusiasm in his favorite toy store holding each one of his favors and making a brief remark on its importance. I was greatly impressed with the founder and his foundation’s work and his dedication.

Both Mr. Kerkuk and Prof. Saatci were extremely generous with their time by sharing some most interesting historical events related to our family. Prof. Saatci read us the news of our grandfather Mehmet Ali Kirdar’s obituary which was published in 1934 at the town’s newspaper called Kirkuk. It was one of the highlight information for Fikret and me to reconfirm and hear how respected and loved was our grandfather by all Kirkuk and surrounded area’s people. He was given an official military as well as populous civilian farewell by all the people of Kirkuk with different backgrounds. It was an interesting annotate to us to learn that beside the Islamic religious slogans during his hand carried coffin to his father’s mosque (Haj Mustafa Kirdar Mosque) as a final voyage, all the church bells were ringing with reverence as an acknowledgement to his popularity and love from different segments of the population. The Church has also demonstrated their respect to him by sending a special wreath which was unusual and un-custom event at that time. We knew his devoted public services as a mayor of Kirkuk at his early age and his representation of Kirkuk and the surrounded area, first in Ottoman and then

Iraqi Parliaments. Now, we have a good historical document about our grandfather and his love to his town and country. We also received copies of some invaluable historic pictures related to our grand-uncles and other well-known Kirdars.

When I expressed our most sincere thanks and appreciation to both Mr. Kerkuk and Prof. Saatci for all their hard work and enormous energy related to Kirkuk and Iraqi Turkmen subjects, they both forcefully reminded me by saying that this kind of work required and are the result of a team work and dedication by many. They particularly acknowledged with reverence to the following two gentlemen’s efforts, cooperation and leadership, namely Messrs. Ersat Hurmuzlu and Suphi Salt in addition to many others. It is pertinent to note at this juncture that Mr. Ersat Hurmuzlu is the third pillar of the Kirkuk Foundation. They as a team have initiated and established remarkable institution under the name of Kirkuk Foundation for the generations to come. It is inspirational, educational and enlighten center for all Turkmens and for all individuals and researchers who are interested in Kirkuk related subjects from different point of views. It is a treasury which needs to be supported, and used properly and effectively for research as well as for the general or specific information. It was my understanding that their near future plan for the Foundation is to move to a new location for a more spacious place to provide better and more improved services. Naturally that requires more financial and as well as all kind of help from all interested people to convert their vision to a reality.

In conclusion, I say thank you to my cousin Fikret and thank you again to my special brothers Izzettin and Subhi for making my day one of the most memorable events of my summer of 2013 in Istanbul.

Edib Kirdar received his Civil Engineering degree from Robert Collage, Istanbul in 1955. He continued his post graduate work at Arizona State University (ASU). He worked for Salt River Project in Arizona and retired as a Manager of the Office International Affairs with 32 years of service at SRP. After his retirement, he became an Associate Faculty member at ASU for a number of years. He established his consultancy group under the name of Edib Kirdar Associates (EKA) working and training on various water projects. Currently he and his wife spend their summer months in Istanbul and the rest in Arizona.

Page 52: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

50 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

الانفس. الابشق يتحقق لم يكون، ما اعصب جهد كان إذ منفردا، هذه العلمية بمهمته المؤلف قام عمل.ـ فريق من لجنة به يقوم ان المفترض من وقال عنه الدكتور خالد ارن مدير عام إريسكا في مقدمته: ”وتكمن اهمية هذا السفر الجليل في انه اول كتاب من نوعه، ويعد بالاستعانة بوثائق الارشيف العثماني ولاسيما وثائق وزارتي المعارف والداخلية العثمانيتين، بل يعد موسوعة شاملة سعى مؤلفه الاستاذ الدكتور فاضل بيات الخبير في مركزنا الى تناول المؤسسات التعليمية الحديثة التي اقيمت في العهد العثماني في ولايات سورية وحلب واليمن والحجاز والبصرة والموصل وبغداد وبيروت وهو وعسير، المنورة والمدينة والزور القدس وألوية عمل لا يمكن انجازه بجهود فردية بل يفترض ان يقوم به فريق عمل، الا ان مؤلفه اضطلع بهذه المهمةمنفردا، بل وابدع في اخراجه بهذه الحلة، ولهذا لا يسعني هنا الا

ان اشد على يده لأهنئه.«.ـالمواد جمع بعملية شرعت المؤلف:“عندما وذكر المتعلقة بموضوع الكتاب الذي خططت له قبل عشرات

السنين.«ـكنت أتوقع ان هذه العملية لن تأخذ مني إلا بضعة أشهر، لان ما رسخ في اذهاننا، نحن القراء والباحثين، التوقف يستوجب ما فيه ”ليس الموضوع هذا ان هو عنده كثيرا، لان الدولة العثمانية تأخرت كثيرا في مجال التعليم، وان ما فتحته من مؤسسات تعليمية لا يتعدى بضعة مدارس توزعت هنا وهناك في مراكز الولايات والألوية. وأنها لم تفتح ابواب هذه المدارس الا لنخبة من الرعايا، وبقيت الاغلبية الساحقة منهم محرومة من نعمة التعليم.«ـالعثمانية مصادري ان اعتقد كنت الذي الامر سالنامات تتجاوز لا ومعددة محدودة تكون أرشيفية.ـ وثائق وبضعة والمعارف الولايات المتعلقة الوثائق عن بالبحث باشرت أن ما ولكن استانبول العثماني في بالموضوع في مركز الارشيف نفسي وجدت عندما والاندهاش بالذهول اصبت الالاف، بعشرات وهي الوثائق من هائل كم امام من فريدة بمعلومات حافلة وهي الالاف، مئات بل وتنوعها.ـ لكثرتها بها الاحاطة الانسان يعجز نوعها عن الفرق تظهر نتائج، الى المؤلف توصل حيث ماهو مشاع عن دور الدولة العثمانية في مجال التعليم، وبعمله هذا قدم للقراء والباحثين معلومات قيمة ومحققة المشرق بلدان في التعليمية المؤسسات حول اكاديميا والوثائق المصادر على معتمدا العثماني، العربي المعارف وزارة سالنامات مقدمتها وفي الارشيفية، العامة (سالنامة نظارت معارف عموميه سى) وتعتبر المعالم ترسم وهي المتخصصة، السالنامات اهم من

العثمانية.ـ الدولة في عام بشكل للمعارف العامة ولذا اصبحت مصدرا تاريخيا لا يمكن تجاهله عند دراسة تاريخ التعليم في الدولة العثمانية، واهتمت بالمدارس التي بأسماء واحتفظت الاخرى، الجهات او الدولة انشأتها الكثير من المربين الذين لهم الفضل في نشر التعليم بين الاهالي. ولهذا اعتبر مصدرا لا غنى عنه للذين يدرسون تاريخ المعارف والثقافة في الدولة العثمانية بكل ارجائها.ـعلى المؤلف اعتمد المعارف، سالنامة عن وفضلا العثمانية.ـ الدولة في التعليم عن احصائية أدلة ثلاثة العثماني الارشيف وثائق على المؤلف اعتمد وكذلك الارشيف مراكز في والمحفوظة المنشورة غير الوزراء لرئاسة والتابع باستانبول العثماني مصنفة.ـ وغير عديدة رموز وتحمل التركية، وبجانب تلك الوثائق، استعان المؤلف بسالنامات الولايات مختلفة، تواريخ في صدرت التي المختلفة وبأجزائها وبنتيجة هذه الابحاث الصعبة والمرهقة، تمكن المؤلف الارشيف في المتوافرة المعلومات من الكثير تقديم وسعى العرب، والقراء الباحثين متناول في العثماني والجوانب المعروفة غير الحقائق كشف الى جاهدا المجهولة من تاريخ التعليم في البلدان العربية في العهد المؤلف عشق ولولا وعلمي. اكاديمي بنهج العثماني والمامه وجذورها بادبياتها والتفقه للوثائق الباحث الكامل باللغتين العربية والعثمانية ومعرفته بفن الترجمة الغامضة، الرموز بفك استطاع لما متكاملة بصورة وقراءة تلك الوثائق قراءة صحيحة وابداعه في ترجمته الى اللغة العربية بشكل متكامل وابدع في اخراجه بهذه جدا.ـ عالية بكفاءة الصعبة مهمته بأداء وتمكن الحلة.

في المؤلف الحاق الموسوعة، اهمية زاد ومما البحث بموضوع علاقة لها نادرة الكتاب صورا اخر للهيئة وصور مدارس شهادة من ونماذج وجداول المدارس من مختلفة لمراحل والطلاب التعليمية بعمل قام هذا وبجانب المدارس. ابنية وصور يخص ما كل فيه وجاء العام، التفصيلي الكشاف تعليمية اماكن ومن مؤسسات مباشر من بشكل التعليم والقراء الباحثين على ليتيسر ومصطلحات، واعلام الموضوع.ـ هذا في دراستهم اعداد عند اليه الرجوع الكبير للجهد المثال نادرة تحفة القيم السفر هذا يعد الذي بذله الاستاذ الدكتور فاضل بيات وهنا لا يسعنا الا التقدير القيم والمفيد والمتقن. ويستحق ان نبارك جهده الكبير، الموسوعي العمل هذا بمفرده لتوليه الكبير معلومات باحتوائه العربية التاريخية المكتبة واغنائه

بحثية يستفيد منها الباحثون والقراء معا.ـ

نجات كوثر اوغلو

Page 53: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

51KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

نجات كوثر اوغلو

الدكتور فاضل بيات في كتابه الجديد

صدر عن مركز الابحاث للتاريخ والفنون والثقافة الاسلامية في استانبول ”إرسيكا“ في حزيران 2013م كتاب موسوعي تحت عنوان (المؤسسات التعليمية في المشرق العربي العثماني) في 868صفحة من الحجم تاليف من فاخر. فني بتجليد والمجلد 24سم، البطال الباحث الاكاديمي المعروف و الخبير بالتاريخ العثماني العثمانية اللغوية والتراكيب والمصطلحات وباللغة الاستاذ الدكتور فاضل بيات. والذي قدم له الدكتور خالد

ارن مدير عام إرسيكا.فيه ذكر المؤلف قبل من الكتاب تعريف وبعد في عليها اعتمد والتي للكتاب الاساسية المصادر اهم اعداد هذه السفر القيم. وقسم المؤلف موسوعته العلمية

الاكاديمية الى ثلاثة عشر فصلا.في للتعليم العامة الملامح الاول: الفصل في جاء المؤسسات ادارة الثاني: الفصل العثمانية، وفي الدولة التعليمية في الولايات، والفصل الثالث :مدارس الصبيان المدارس الرابع: الفصل وفي الابتدائية، والمدارس الاعدادية، المدارس الخامس: والفصل الرشدية، والفصل السادس:المدارس السلطانية، والفصل السابع: مؤسسات الثامن: والفصل المهني، التعليم مؤسسات العسكرية المدارس التاسع: والفصل العالي، التعليم التقليدية المدارس العاشر والفصل الشرطة، ومدارس الخاصة المدارس عشر: الحادي والفصل الاسلامية، غير الرسمية للمسلمين، والفصل الثاني عشر: مدارس الطوائف غير الاسلامية، وجاء في الفصل الثالث عشر:

المدارس الاجنبية.والمراجع المصادر قائمة المؤلف ذكر وبعدها التي والصور الوثائق من بعضا وعرض والملاحق بكشاف الموسوعة وختم البحث بموضوع علاقة لها

تفصيلي عام.العهد في التعليمية المؤسسات الموسوعة تناولت وبغداد وبيروت وحلب سورية ولايات في العثماني القدس وألوية واليمن والحجاز والبصرة والموصل والزور والمدينة المنورة والعسير والكويت. ولم يكتف المؤلف في ذكر المؤسسات التعليمية في مراكز ايالات، بل تطرق بالتفصيل الى المؤسسات التعليمية الموجودة

لواء لكل التابعة والاقضية (السناجق) الالوية في مدى ومفرداته، الكتاب محتويات من بالتفصيل.ـ نفهم في عرض تضمنتها التي العلمية المادة كثرة وغزارة التعليم لمجال اهتمامه في العثمانية الدولة دور حقيقة للقراء المؤلف قدم حيث والاكاديمي. العلمي بالنهج قبل من احد اليه يتطرق لم بكر موضوع والباحثين والذي تفتقر اليه المكتبات العربية بشكل عام في مجال التعليم في البلدان العربية. وتعتبر هذه الموسوعة كتابا جديدا في مادته، ومصادره الارشيفية والوثائق التي تم الذين اصدروا الكتاب والبحاثه كشفه والتي تحفل عنه كتبا والاخر، الحين بين العربية البلاد في وهناك هنا لم افرنجية) او (عربية التعليم تاريخ موضوع في يكشفوا عن نواح عديدة من جوانب الحياة التعليمية في في المطلوب بالشكل تناوله يتم ولم العثمانية، الدولة سرد وكشف الواقع الحقيقي لتاريخ التعليم والمؤسسات

التعليمية في الولايات العربية في العهد العثماني.مما ادى الى شيوع فكرة خاطئة غير صحيحة لدى (وهي الموضوع هذا والقراء خاصة عن الناس عامة ان الدولة العثمانية لم تبذل الجهود اللازمة لتعليم ابناء العربية، البلاد في التعليمية المؤسسات ونشر الاهالي الى بهم لحق الذي والتخلف الجهل مسؤولية وحملوا العصور بـ الفترة تلك على واطلقوا العثمانية الدولة الكتاب وصول عدم الحقيقي وسببها المظلمة)!. المهمة والمصادر العثمانية للوثائق العرب والباحثين

في هذا المجال.ـلذا على الكتاب والباحثين الذين اصدروا مصنفاتهم تعليقات واضافة مراجعته الموضوع، هذا في واستدراكات وتصحيحات في نصوص كتبهم على ضوء في خزانات الموجودة الهائلة والوثائق الموسوعة هذه المستطاع في العثمانية في استانبول ، وبذل الارشيف تزايد الجهود للحصول على تلك الوثائق وتوثيق المعرفة التاريخية الحقائق لمعرفة والبعيد القريب بالماضي

بصورة كاملة.ـوالتي القيمه موسوعته اعداد في المؤلف ابدع في الاولى اليد العربية المصادر بين من تعتبر انه قبل. من احد اليه يتطرق لم والذي موضوعه،

Page 54: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

52 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

نرمين مفتي

كركوك وجه امي ورائحة طفولتي

و الحي القسم دائما تشكل طفولتي، جنة (كركوك الدافئ من حياتي و ذاكرتي. وجه امي و ابي. لا يستطيع الانسان ان ينسى وجه امه و رائحة مكان عاش فيه و لعب في شوارعه مع اصدقائه. كركوك هويتي، ما ازال متمسكا بتقاليدها وموسيقاها الحية وعمارتها المتميزة.) هكذا يبدأ د. صبحي ساعتجي حواره مع (القلعة) بمناسبة حصوله على الجائزة الاولى للدراسات المعمارية لمنظمة في العمارة عن كتابه عن الاسلامية والمدن العواصم

كركوك.عن عديدة كتبا اصدر ساعتجي ان والمعروف تركمن مدن وفي كركوك في البناء وطرز العمارة وهو تلعفر و كوبري التون بينها ومن الاخرى ايلي ”كركوك يضيف و كثيرا بكركوك روحيا مرتبط النجوم الطلق ورؤية الهواء الصيف والنوم في وليالي عن قرب“.. و يشير ساعتجي ان طراز البناء الحجري في كركوك يشبه طراز البناء في شانلي اورفا التركية اورفا في لما المشابهة الخوريات و الموسيقى وهناك ايضا. موسيقى دافئة لا تخلو من وجع كركوك و الوجع نفسه يشعره المرء في اورفا، وجع لكركوك. (كركوك قبل مائة عام، كانت تماما مثل قونيا و قيصري واضنة وغازي عينتاب والاناضول، الجوهر نفسه، اللغة نفسها عن كركوك تفرقة في سببا النفط كان نفسه. الوجه و اخواتها. بدأت الاطماع و بدأت الاحتلالات و تم تغيير عن اتحدث الجائزة، نال الذي الكتاب في الخريطة. كركوك واعرض الاثار المعمارية والتي تشكل امتدادا طبيعيا للاناضول، واشعر ان كركوك ابنة تم ابعادها عن والدتها الاناضول). وعن العمارة و الاثار في كركوك، يقول ساعتجي، (بدأت كركوك من القلعة التي تشكل اقدم شرق خارجا، المدينة تطورت ثم من و فيها شاخص الصوب القلعة خارج المنطقة وسميت وجنوبها القلعة

القديم.ومن جهتها الغربية يمر نهر خاصة جاي والذي يقسم المدينة الى قسمين، وسمي القسم الاخر بالصوب المقابل الاسرع القسم اصبحت التي و قوريا منطقة وقربها نموا. وتكونت كركوك من هذه الاقسام الثلاثة ومركزها استمرت القلعة). وعن طراز البناء التركماني التقليدي، يقول ساعتجي، (يتكون البناء من غرفة رئيسية، ويبني

الى استنادا البيت باقي المعمار الغرفة الرئيسية و حولها و يضم وهناك المعيشة، و النوم غرف العتبة امامه و الجانبية الغرفة وفناء الدار الذي يستخدم للجلوس في الهواء الطلق خاصة في ايام الاشارة، كما الحر). و لابد من التركمانية العمارة بأن يقول، العمارة من جزءا تشكل والتي التركية ساهمت كثيرا في حضارة ان ساعتجي ويؤكد المنطقة. كركوك استمرت لسنوات عديدة بغداد، في النظام ضغط تحت الى كتابه مقدمة في اشار قد و الصعوبات التي واجهها كباحث، لكنه لم يستسلم واستمر في بحثه

لما واجهته بالاسف النور. و يشعر الذي رأى للكتاب العمارة التركمانية من دمار، خاصة و ان النظام السابق مستخدما القلعة على التقليدية البيوت من المئات دمر البلدوزرات مما اثر سلبا على النسيج المعماري لكركوك تم تدمير الاحياء القديمة. و مع زوال الديكتاتورية ومجيء و مهملة تزال ما كركوك في الاثار فأن الديمقراطية، لابد من الاشارة الى بناية القشلة (العزيزية) التي يجب شاخصا. يزال ما عثماني كأثر صيانتها و استعادتها ويشير الى كتابه الذي نال الجائزة، بأنه اخذ منه عشرة سنوات وبأنه في فترة احس بأن الكتاب ذا حظ قليل تماما مثل كركوك، انتظر عشرة سنوات لطبع الكتاب بصوره و معلوماته، وجعلته هذه الفترة ان يعيش دراما حقيقية حتى رأى كتاب كركوك النور، و قال لنفسه وهو يتقدم الى الجائزة بأن الخبير سيتفهم معاناته، لكن الخبير فاجأه ينهي و له. الاولى الجائزة بمنح بل فقط بتفهمه ليس التركمانية كركوك (كتاب لأجل قائلا حواره ساعتجي ولأجل كركوك ولأجل العراق كله. العراق في عيوننا و نصلي لأجله و هو يعاني من الطائفية والعرقية ودستور و موحدين، قرون طوال عاشوا الذين العراقيين يقسم يتوقف ان يقبل يواجهون الارهاب و صراع دموي لا

ولا املك سوى الصلاة والدعاء للعراق).القلعة – العدد 383

Page 55: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

53KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

اغتيال مدينة...

طوزخورماتو(بالكردية:خورماتوو) قضاء بشمال شرق العراق تتبع لمحافظة صلاح الدين، وكانت عائدة لمحافظة كركوك لحين إجراء التعديلات الإدارية عام، 1976 حيث ألحقت بمحافظة صلاح الدين بموجب المرسوم الجمهوري المرقم 41 في 29/ 1/ 1976 والمنشور في جريدة الوقائع العراقية العدد 20532 في 7/ 6/ 1976. يتبع القضاء أربع كرم. وقادر بيك وسليمان وبسطاملي آمرلي وهي نواح أسم القضاء تركماني بحت كسكانها حيث سكنتها العشائر التركمانية منذ 800 سنة وتشتهر المدينة ببساتينها وطيبة من الظلام خفافيش يمنع لم هذا ولكن ووداعتهم، أهلها أستهدافها مرة تلو الأخرى، ولا نعلم أن كان السبب قومية سكانها، أو مذهبهم الشيعي، أو كونهم حمائم في عصر الذئاب. اشتهرت ولكن الكثير، بوجودها يسمع يكن لم مدينة الحين بين الأخبار نشرات بتصدرها الأخيرة الفترة في الهدف أن الواضح من التفجيرات من بسلسلة والآخر . أجدادهم أرض من وتهجيرهم سكانها إبادة هو منها الإرهابيون هم العمليات هذه يتبنى من أن غريبا ليس التكفيريون، وحتى أنها استمرت في مطلع شهر رمضان الحجاج من عدد بذبح حركتهم بدؤا من فهم المبارك، حسب لله تبركا بدمائهم والتوضؤ الشيعة العراقيين معتقداتهم المريضة. ولكن الغريب هو الموقف الحكومي وأخيرا الاستنكار إلى الصمت فمن التفجيرات، هذه من ولا بالأمن، له علاقة لا شخص يرأسها لجنة تشكيل المدينة يأبهون باستنكار أو استعطاف أحد أعتقد أن أهل بل هم يطالبون بحقهم الذي ضمنه لهم الدستور بالحماية والعيش بكرامة. هذا الحق الذي فشلت الحكومة في توفيره تجاوزت الأمنية القوات أن من بالرغم الآن حتى لهم المليونين، وهو عدد يعتبر الأكبر عالميا عند مقارنته بعدد العدد فشل في مواجهة الإرهاب ليس السكان، ولكن هذا الجهاز ضعف بسبب بل للإرهابيين الهائلة القوة بسبب تأسس على العراق في الأمني الجهاز أن الأمني، حيث عالميا، بها المعمول الشروط فيه يراعى ولم عجالة فتعرض تاريخهم ومعرفة شخوصه باختيار الدقة من الأوضاع تحسن ورغم البداية منذ للاختراق الجهاز يقال. ما أقل لأسباب مخترقا بقى الجهاز هذا أن إلا

عنها انها سياسية. قيادة بدون الأجهزة هذه مفاصل بقاء وكذلك واضحة فوزارتي الدفاع والداخلية بدون وزير ولا يلوح في المناصب هذه شغل تنوي الحكومة أن الأفق في أن المفروض فالجيش المهام واختلاط العاجل، القريب

على مدرب فالجيش المدن داخل لا الحدود على يكون أطلاق النار ولم يدرب على أعمال الشغب أو على مهام وظيفته ذلك فسيربك الهمام تلك على درب وأن أمنية، خارجي. هجوم أي من البلد حماية وهي الرئيسية على تعتمد فهي فشلها أثبتت المتبعة الخطط ان كما هذه مثل ولكن عديدة تفتيش نقاط بنشر الأرض مسك يمر أن الممكن غير فمن أمنية وليست الخطط عسكرية ثابتة. تفتيش نقطة من محترف مجرم أي أو إرهابي وهذا أن كانت هذه النقاط تؤدي واجبها بصورة صحيحة ولكن في الحقيقة أكثر هذه النقاط صورية، حيث أن منتسبيها الاثنتا عشرة تتعدى واجباتهم كون دائم ارهاق حالة في ساعة وأجهزتهم غير كفوءة فجهاز الآي دي المستخدم في الشركة اثبت عدم كفائته، فقد أغلقت التفتيش نقاط أغلب المنتجة في بريطانيا وأعتقل صاحبها بتهمة الغش التجاري، وقد يتصور البعض أن الموضوع يخص جهاز الآي دي فقط ولكن في الحقيقة فأن هنالك العديد من أجهزة كشف أغلبها عالمية مناشئ ومن العراق في لدينا المتفجرات عطل بفعل فاعل، والسبب ليس الإرهاب بل العامل الأول المساعد له وهو الفساد، فالعراق ممر مهم لتهريب مختلف كريمة وأحجار مخدرات من الممنوعة البضائع أنواع آلاف لدفع مستعدة التهريب وعصابات مشعة، ومواد يضمن مما الأجهزة هذه لتعطيل الدولارات ملايين بل أستمرر عماليات التهريب، هذا العامل الغير مباشر جعل المتفجرة والأسلحة. المواد لدخول العراق ساحة مفتوحة هي بغداد في الأمنية الخطة لفشل الدائم التبرير وكان حجمها وعدد سكانها الكبير واختلاف قومياتهم ومذاهبهم، بحجمه خرماتو طوز لقضاء بالنسبة التبرير ما ولكن الواحدة؟ وقوميته المنخفض سكانه وعدد الصغير فقط، الأجهزة ولا فقط العدد كثرة على يعتمد لا الأمن مختصين أفراد من متكاملة منظومة عن عبارة الأمن وأجهزة سونار وأجهزة كمارات من متنوعة وأجهزة استخباري. جهد كله ذلك من والأهم أيوني كشف ولكن الأمن لمفهوم المسؤولين جهل في ليس المشكلة الفساد لتشجيع المفهوم هذا تجاهل في الحقيقية المشكلة تارة، أو لأغراض انتخابية تارة أخرى، أو الاثنين معا في أكثر الحالات، أما دماء الأبرياء فهي تأتي بالمرتبة الثانية

لدى هؤلاء.كطوزخورماتو عريقة مدينة تركع فلن كله هذا مع رغم تآمر الجبناء المجرمين وضعف المسؤولين الفاسدين

فستبقى هذه المدينة رمزا لصمود كل العراقيين.

حيدر فوزي الشكرجي

Page 56: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

54 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

د. صبحي ناظـم توفـيق

العام ذلك من الأول النصف ففي «كركوك«، في هذا، بيومنا تكون ما أشبه بظروف مررنا المشؤوم الشعبية« «المقاومة ميليشيات عناصر كانت حين السلطات من وعناصر القوم وحثالات الحاقدة أسلحتنا من ويجردوننا مساكننا يداهمون المتحكمة الشخصية وصولا إلى مصادرة سكاكين مطابخ بيوتنا، العشرات من «كركوك« ونفـوا المئات منا وإعتقلوا أحالوا كما العراق، أقاصي إلى ونواحيها وأقضيتها منهم آخرين ونقلوا التقاعد على وموظفينا ضباطنا آخرين وسجنوا بعيدة مواقع إلى وزارية) بـ(أوامر من دون ذنب وألقوا القبض على سواهم بلا مذكرات توقيف... كل ذلك قبل أن يهاجموننا في عقر مساكننا ليقتلوا (14،15،16تموز1959) متتالية أيام لثلاثة من أشراف مدينتنا العشرات ويسحلوهم بالحبال على وقد الأنظار، أمام بالسيارات مربوطين أو الأقدام قـطـعوا أجسادهم الطاهرة ومثـــلوا بأوصالها وقذفوها كهرباء أعمدة على وعلـقوها الأرصفة جنبات على أفراد من مرأى على المدينة وجسري «كركوك« المشاة لواء وأفواج العسكري والإنضباط الشرطة

الرابع ومسمعهم.بمثابة إلا المريع الدموي الحدث ذلك يكن لم إنتبهنا حين المعاصر، تأريخنا في كبرى) (صفعة لضعفنا وسكوننا وقلــة حيلتنا ومدى الإهانة والمذلــة أو بأشهر عديدة المجزرة قبل اللتان أصابتانا، سواء نــكـتـفي بإحالة أولئك نـرض أن لم إذ إقترافها، أيام رفعنا بل العرفـية، المجالس أمام (الفوضويين) وإعتمدنا سواعدنا وشمرنا وفتحنا صدورنا رؤوسنا تنظيمات وشكــلنا وتدربنا فـتـسلـحنا أنفسنا، على بذواتنا وتصدينا «كركوك« أحياء كل في وخلايا منكـر بعمل وتجرأ الخبيثة نفسه له سولـت من لكل أزاءنا، فأخذنا ثأر دماء شهدائنا بأيدينا من كل مجرم في ختـل من كل وأجبرنا بدمائنا، يداه تلطـخت الجحور والسراديب وحالفته حظوظه ليبقى على قيد الحياة أن يترك «كركوك« وأقضيتها ونواحيها ليولــي هاربا وخائبا ويعود أدراجه إلى من حيث أتى وحاول

الإستقرار في بقاعنا الطاهرة.قد العام- ذلك منتصف حلول مع - قادتنا أن إلا أخطأوا بـحـقنا جميعا إثر بعض الراحة التي إستشعر بها عموم تركمان العراق إثــر تنفيذ حكم الإعدام شنقا خططوا الذين بالمدانيـن (23حزيران1963) يوم فقد تنفيذها، في ميدانيا شاركوا أو كركوك لمجزرة نـحت تلك التنظيمات نحو التلاشي بعد أن قرر القادة

قد قاسم« الكريم «عبد دام ما إليها بنا حاجة لا أن في وتابعوهم الشيوعيون وإنهار نظامه مع ولــى التنظيمات أفــلـت تباعا الأشهر وبإنقضاء العراق... بعدها تخلف ولم يذكـر، تأثير أو وجود لها يعد ولم الذين لأصحابها وفخرا لذيذة كانت ذكريات سوى

عملوا في أوساطها.في تصرخ والآلام بالقول، السطور هذه وأختتم أعماقي... ماذا نريد الآن نحن التركمان؟؟؟ هل نظل نشكو ونتشكـى ونتباكى ونشق الخدود ونلطم الصدور ونذرف ومختطــفينا وجرحانا شهدائنا على أسفا الدموع على مفقودينا، ونهرع إلى هذا وندق باب ذاك البرلمان مترجـيـن داعين ونترجى سلطات «بغداد« منهم أن يشكلوا لجانا عسى أن تعطف على «كركوك لساعات ولو حماياتهم أفراد مع لـتزورهما وطوز« بحالنا يرأفون لعلــهم واحد، يوم نهار في معدودات ويعطفون على أحوالنا ويقـرون كوننا قوما مسالمين لا نؤمن إلا بالقانون مسلكا لإسترجاع ما سلبه الوافدون مرأى على زالوا- وما - حقوقنا من والجدد القدماء نظل أم وديارنا؟؟؟!!! أرضنا أصل في كله العالم وسواها «كركوك« بأن الوردية بأحلامنا متعلقين من بقاعنا معصومة بفضل الله والعباد الذين سيهبـون لإنقاذنا؟؟؟!!! أم ننتظر حتى تعصف بنا مجزرة شبيهة الطامعون يبتـلع حتى نتريث أم بـ(1959)؟؟؟!!! أو السلاح بقوة الحبيبة الأخرى وبقاعنا «كركوك« بالتحالفات والتوافقات والتفاهمات أو السياسي النفوذ والمصالح المتبادلة كي نستيقظ ونتحرك ونعمل ونلملم فرقتنا ونلغي أنفسنا وننظم صفوفنا ونوحد شتاتنا وتحت واحدة بوتقة وسط العديدة أحزابنا ونشبك بالقانون لوحده لا فالتشبث ظلال راية موحدة؟؟؟!!! يسعف أحدا في دولة بلا قانون وبلاد سائبة بلا رقيب، والقوانين على مر القرون قد صاحبت القوي لوحده ولم تكـتـرث بالضعيف بل ظلت تقذف به إلى المزابل... إلا يستـحصـل ولا والإقتدار بالقوة يـؤخذ فالحق والتشبث والبكاء والعويل بالقلم لا والرمح، بالسيف بالدستور وما إلى ذلك من مصطلحات اللغو والمروءة الكتل وأجندات والشفافية والتعددية والديمقراطية تصبح لم (فإن والحرامية... السراق من السياسية ذئبا في غابة الوحوش والضواري أكلتك الثعالب)... فهذا حكم التأريخ بقديمه ووسيطه وحديثه ومعاصره، من البعض في فليخض تصديقي يبتغي لا والذي مجرياته لعله يتعظ من دروسه ويستخلص من عبره

ويستنبط من مساقطه.

Page 57: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

55KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

وراء جرت قد المدفوعة المبالغ إستحصال لأجل ولغة وأياد وشخوص بألسنة والموبايلات الستائر عربية... ونحن في الوقت الذي لا يمكننا إنكار ذلك، إلا أن شكوكنا تتواصل في أن هناك من يمكن أن يستثمر بقوة المال عصابات قد تكون عربية لإقتراف جرائم أو متوسطة القبيل ولأهداف سياسية قصيرة من هذا

المدى تخدم هذا القوم.مطلق بشكل (عربيا) يكون قد الثاني والإحتمال من حيث التخطيط والتنفيذ، سواء أكان المأرب سياسيا التركمان بقاع إلى الوافدين من فالبعض أو خلافـه، طيلة ما يربو على (30) سنة ولغاية عام (2003)، كانوا في عهد النظام السابق من بين أفراد أجهزة أمنية أو حزبية تجول أينما ترغب وتصول على من تشاء، العهد، ذلك في المتاحة وسطوتهم نفوذهم فقدوا وقد ولا مانع لديهم - وهم متمرسون بالإقدام على عمليات مشابهة- أن يقدموا على إقتراف مثل هذه الأعمال أو أو إليه لحاجتهم سواء لتنفيذها، المال مقابل يزجوا بدفع سخي ممن يعرض مبالغ أضخم من سواه مهما

كانت الغاية والأساس والمبتغى.أكثرها وما - المؤامرة بنظرية آمنــا ما وإذا القائمة أن نضع وسط بد - فلا المعاصرة في حياتنا المتضلــعتـين بشؤون (A.I.D)و (A.I.C) وكالتـيالعراق بعد إحتلاله لـ(8) سنوات متتالية، إذ من غير مصلحة بلادههما ترك العراق لأهله من دون مشكلات أي من يخرج مستعـمـر كل دأب وهذا ومعضلات، الحمايات إليهما (شركات يضاف التأريخ، بلد طوال الإنسحاب بعد العراق في عموم بقيت التي الخاصة العراق أموال من مالكوها غرف وقد الأمريكي) تـحرم بها فكيف الدولارات، من المليارات السائبة من هذه الأرباح الخيالية إذا ما هدأت أوضاع العراق وأعظمهم العالم مجرمي أعتى إلى بحاجة يعد ولم الدماء؟؟؟... البشر وسفك لقتل وأكثرهم عشقا تهورا نيرانا التركمانية والمناطق «كركوك« كانت ولما في مـن أوارها جميع لطال تأججت لو الرماد تحت «بلاد الرافدين« وربما حتى الجوار، فإن هذه المدينة أن يمكن الذي الأفضل الهدف هي ربما ونواحيها يحرق وراءه الأخضر مع اليابس، فتبقى الحاجة إلى تلكما الوكالتين أو تلك الشركات الخاصة قائمة في هذه

البلاد إلى مستقبل منظور.ومن باب الوجوب عدم إستبعاد الـ(موساد)، فاليهود لا يخفون أطماعهم في «كركوك« بالذات ويصرون على إمتلاكهم لآثار تأريخية في قلعتها العـتـيـدة على

أن وبما يستثمروها، أن وينبغي الخصوص وجه التركمان لا يمكن أن يؤمـنوا لهم هذا المبتغى، بل أن الحلم هذا لتحقيق جاهزون سواهم آخرين قوم قادة القائمة السياسية والمصالح الصداقة أواصر لعظم القرن من الستينيات عقد مطلع منذ الطرفين بين العشرين ولغاية يومنا هذا، فإن إبعاد (نخبة التركمان) من ذوي النفوذ والجاه والمال والمناصب والشهادات إلى وصولهم ويعجـل كثيرا سيمهد «كركوك« من ذلك المبتغى... فضلا عن رؤية «الموساد« المطابقة لـ(A.I.C) و(A.I.D) حيال «كركوك« من حيث كون قد تحرق وراءها فإنها تأججت إذا نيرانا معضلاتها العراق كله مجددا، وهذا ما تنحو إليه «إسرائيل« التي ـر العراق وأخرج أصابها الإطمئنان النسبي بعد أن دمعنوة منذ (2003) من جميع حساباتها الإستراتيجية، أن مطلق بشكل العبرية الدولة مصلحة من وليس مرة الإستراتيجية الساحة إلى بالعودة العراق يبدأ ومواصلة العراق تدمير في فالإمعان إذا أخرى... أسمى لإسرائيل، و(الغاية يبقيا هدفا أن ينبغي حرقه

تبرر الوسيلة).كيف نتصدى؟؟؟

العراق- تركمان نحن - علينا عبرت لقد ظروف قد تكون مشابهة في القرن العشرين المنصرم، العثمانية الموصل لولاية البريطاني الإحتلال فبعد (تشرين - ومن ضمنها «لواء كركوك« خلال شهر الثاني من عام 1918) فقد تتابعت الأحداث علينا ووقع ما وقع بين يدي المحتل، حتى جرت مذبحة بحقنا يوم «قوات ميليشيات أيدي على (4آيار/مايس1924) الليفي« الآثورية النظامية المرتبطة بالقيادة العسكرية البريطانية، فتباكـينا أمام القادة العسكريين المحتلــين ولم يـؤخذ حقنا إلا على شكل تعويضات مادية بخيلة عن أعمال السلب والنهب اللذان تعرضت لهما محلاتنا التجارية والحرفية ومساكننا، وقد (لغفها) البعض من كبار السادة المسؤولين المتنفذين في «كركوك« عام (1925) ولم تصل لأصحابها إلا فتات الموائد... ويوم العديد (12تموز1946) في «كاور باغي« أستـشهد منا، فشكينا وإشتكينا ولم نستحصل شيئا من السلطات الحكومية في «كركوك«، في حين أطلـق سراح جميع أفراد الشرطة الذين فتحوا نيران أسلحتهم على العمال

التركمان المعتصمين.شخوصنا في تصعد ولم سباتنا من نستيقظ ولم سنة من الثاني النصف خلال إلا والهمة الغيرة العام) (القتل لذلك تعرضنا أن بعد ولكن ،(1959)

د. صبحي ناظـم توفـيق

Page 58: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

56 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

د. صبحي ناظـم توفـيق

ومباحث وأمن شرطة جهاز العراق- كل في الحال السلطة أو المحافظة ومجلس المحلية الحكومة يتبع يمكن بشكل أساسا الضعيفة المركزية/الإتحادية مسك على تقتدر بحيث وقوة بأس إعتبارها صاحبة وتحقيق الإطمئنان وإستتباب الأمن وفرض الأمور الإستقرار... وفيما يستند (الأكراد) –الأصيلون منهم العقد الأخير على الجدد خلال والوافدون قلتهم على الشخصي أمنهم لتحقيق المدينتين تلكما في كثرتهم- والعائلي على ”الأسايش“ وأجهزة الأمن التابعة لقادة من منتسبيها معظم التي الشرطة ووحدات أحزابهم تشكيلات على إعتمادهم عن فضلا وذلك الأكراد، لنجدتهم والمتهيئة المسلحة والكوملة“ ”البيشمركة لأي يتعرضون حين لصالحهم الميداني والتدخل قلتهم على منهم -الأصيلين (العرب) فإن طارئ، والوافدين خلال العقود الثلاثة الأخيرة على كثرتهم- أسرهم وأفراد سلامتهم تأمين في يعتمدون فيهما بالبعض البعض تماسك طريق عن وممتلكاتهم الآخر وترابط الأواصر القبلية المتأصلة لديهم، وذلك عشائرية مسلحة عناصر أو ميليشيات عن فضلا الأخطار... تداهمهم حين تنجدهم أن يمكن وقروية سوى يمتلكون لا العموم وجه على (التركمان) فإن والسلطات الجيش ومسلحي الشرطة على الإعتماد أسس على - معروف هو كما - المتشكلة الرسمية ثقل أو وزن للتركمان ليس وفئوية وطائفية عرقية إستهداف فإن لذلك يذكـر... حساب فيها لهم يحسب التركمان قد غدا من أبسط الأمور ومن دون مساءلة

أحد أو محاسبته.المستحوذ على ”كركوك وطوز“ معا يعني 7 .بك، إلى ”سليمان تمتد أخطبوطية) (أذرعا أنه حقق وسلسلة هضاب كفري، بيات، قرى عشيرة آمرلي، حمرين“ وأنه أضحى يجلس على أكتاف ”داقوق، تازه خورماتو“ وجميع القرى التركمانية بالمنطقة، وبشكل أخطر فإنه يتمسـك بآبـار نفط ”جمبور، زمبور، كي الطريق يمسي وكذلك ومحيطها، نمرة-8“ وان، مع الوسطى العراق محافظات بين الرابط الرئيس

شماليـه بين يديه. ولكن ربما يكون الإستهداف ليس لأغراض 8 .عليها يقدم مادية لغايات يقتـرف قد بل سياسية، لصوص وقطاع طرق وعصابات ومافيات مستحدثة والمتناقضات بالفوضى المليئة العراقية الساحة في وتدني مستويات الأمن والأمان بل وإنعدامهما... ولكن ليستهدفوا أتـوا أولئك أن يبدو أيضا الحالة هذه في ن لصاحبها ما قد تحقق الحلقـة الأضعف التي لم يؤمللآخرين في ”كركوك وطوز“، فكل قضية وسط هذه

الأحداث التي تتوالى على التركمان لوحدهم من دون الآخرين تسجـل (ضد مجهول) وتوضع ملفاتها على الرفوف العالية أو تـقـذف في سلال المهملات إن لم تجرأ إن هذا الأوراق... فرم أجهزة في إربـا تقطـع

صاحب المصيبة أن يصل إلى أبواب الشرطة.

من الكامن وراء هذه الأمور؟؟أن يعقـل فهل المضاجع... ق أر تساؤل يتعرض التركمان المسالمون في قرارة أنفسهم وحيال غيرهم لمثل هذه الأحداث وسط مواطنهم الأصل وفي عقر ديارهم وشوارعهم ودوائرهم ومحلاتهم ومكاتبهم

وعياداتهم ومساكنهم وفي وضح النهار؟؟؟ الصراع أصحاب أن الذهن إلى يتبادر ما أول يختـلون الذين هم وطوز« «كركوك على السياسي في والإختطافات والإغتيالات القتل وقائع وراء والجاه والمال النفوذ وذوي الشخوص جعل سبيل من التركمان الذين أستـهدفوا أو قد يتبادر في أذهانهم أنهم وعوائلهم مستهدفون، حينئذ قد يضطر أولئك إلى داموا ما مضض على ولو منهما والهجرة تركهما ما وهذا أحد، من حماية دون من أخطارا يواجهون سيحبط معنويات الآخرين كذلك وصولا إلى أبسطهم تسكين أو ساكن تحريك على يقتدرون لا فيجعلهم متحرك، ما يحقق غرضا عظيما من تلك الأغراض وبقاع المدينتين تلكما في الطامعون بها يتشبث التي

التركمان الأخريات.وفي هذا الشأن يأتي (العنصر الكردي) على رأس قائمة المشتبه بهم من الذين يقفون وراء هذه الأحداث، ـدوا الدور التركماني فمن صالح الأكراد كثيرا أن يجميخـفوا لم وأنهم سيما لا يحجموه، أو البقاع هذه في عليها المتنازع والمناطق «كركوك« في مراميهم طيلة نصف قرن مضى، وقد ألـح قادتهم بلا إستثناء (140) المادة وسط النص بهذا المشكلة درج على عائديتها على ويصرون بل الإتحادي، الدستور في وضرورة إنضمامها إلى إقليمهم الفيدرالي ويخططون لذلك بسلكهم لـ(سياسة فرض الأمر الواقع) مثلما الحال واقعا وجعلوه الأمريكي المحتل بدعم فرضوه الذي في ذلك الإقليم... ولكن هناك من يطرح أن التركمان وعموم العراقيين لم يتعودوا من لدن الأكراد مثل هذه الأساليب الساقطة والخبيثة المتعارف عليها في عالم السياسة المقرف، لاسيما وأن معظم الإختطافات التي كـشفت عن أسرارها والمفاوضات الهاتفية والشخصية

Page 59: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

57KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

تركـمان العراقلماذا يستهدفون، وبماذا؟

وماذا عليهم فعله؟على الرغم من الأوضاع الأمنية المريعة التي تسود الوطن بضمنها أوزارها على معظم فارضة العراق ”بغداد وكركوك“ والعديد من المحافظات على أيدي البسيط المواطن حياة وإنقلاب الهويات)، (مجهولي إستهداف موضوع فإن يطاق، لا يومي جحيم إلى مدينة في الآخرين دون من التركمان المواطنين ”كركوك وقضاء ”طوزخورماتو“ بشكل خاص، بات في الأشهر العديدة المنصرمة الشغل الشاغل لأهاليهما وهاجسا شبه يومي يقض مضاجع كل تركمان العراق قلقا يعانون ويجعلهم قلوبهم ويرهب عقولهم ويقلق

دائما على مصيرهم شخوصا وأولادا وأقرانا. هاتين في لوحدهم التركمان يستـهدف فـلماذا المدينتين على وجه الخصوص؟ ومن الذي يقف وراء ذلك؟؟ وما الذي يمكن عمله لدرء هذا الخطر؟؟؟ ....... هذا ما نحاول تسليط بعض الضوء عليه بهذه الدراسة

المختصرة.لماذا التركمان بالذات؟

تساؤل يفرض أوزاره في ذات أي تركماني سواء في «كركوك« أو «طوز« او في سواهما من يستـهدف الآخرون العراق... ولماذا لا بقاع تركمان وقد بسيطا، يكون ربما الجواب نفسها؟؟؟ البقاع في

يكمن في الآتي من أهم النقاط:-على المتصارعة الأطراف من العديد أن 1 .فرض نفوذها على العراق بدأت تتصارع بشدة أعظم المحافظة وتلك لعرض عضلاتها والهيمنة على هذه من نهائيا الأمريكي العسكري الإنسحاب تحقـق مع فراغ في تسبب حيث السنتين، يقارب ما منذ البلاد أمني خطير يمكن أن يستثمره هذا وذاك سبيلا لتحقيق

مكاسب ميدانية لأغراض معروفة لدى الجميع.الإستحواذ بغية الأشد الصراع يكمن قد 2 .ذات نواح من بها يحيط وما ”كركوك“ مدينة على هذه يستولي على فمن فيها، لـبس تركمانية لا كثافة

البقاع يكون قد حقق نصرا هائلا على مستوى الوطن إستراتيجية ويستحصل عظيمة ثروة ويقتني كله ذات مغزى لا تـضاهى من الناحية الجغرافـية... أما ”طوز“ فهي من كبريات أقضية العراق، إن لم يكن أكبرها في منحيـي المساحة والكثافة السكانية، ناهيك تربطان مواصلات عقدتـي معا المدينتين كون عن

عدة محافظات ببعضها.انفسهم - مع الأسف- التركمان اعتبروا ان 3 .القوة ” متحضرين مسالمين“ غير مؤمنين بإستخدام التقدير ما نقـدر حق لم أنهم بأهميتها، بل يأبهوا ولم خطيرة وتضاددات صراعات من وطننا في يجري لا يحمد عقباها، وخصوصا بعد إنهيار النظام السابق (2003)، بل آمنـا بـ (القانون والدستور والمطالبات رغم مآربنا لتحقيق سبيلا الفارغة) والتصريحات تواضعها، وحسبنا أنفسنا مطمئنين بأن هذه (الأساليب فنــأيـنا ومطاليبنا، حقوقنا لنا ستؤمـن الحضارية) بشخوصنا عن المواجهة بالقوة حيال الطامعين بأرضنا

وحاضرنا ومستقبلنا.على الصراع هذا بأن القول ويؤسفني 4 .”كركوك“ والمناطق الموصوفة دستوريا بـ(المتنازع من والعرب الأكراد بين إحتدم قد وسواها عليها) دون أن يعـيرا أهمية تذكر للوجود التركماني الأصيل العربية الإعلام وسائل أضحت حتى أوساطها، في على كردي) عربي- (صراع عن تتحدث والعالمية ”كركوك“ من دون إيراد إسم ”التركمان“ ولو على

طرف اللسان في سبيل الذكر ليس إلا.ولما أيقـن الطرفان القويان في هذا الصراع 5 .والمال السلاح مناحي جميع في وسلميـتنا ضعفنا أو الهدف وضوح إنعدام إلى ووصولا والتنظيم أمامهما الساحة الطرفين كلا تلمس فقد محدوديته، (الطرف على للتأثير يتسابقان فأمسيا مفتوحة، الأضعف المستــكـن) بغية إخراجه من معادلة ثلاثية وواضحا واحدا الخصم يكون وبذلك ثنائية، لتغدو يكون أن من بكثير أفضل وهو تماما، وظاهرا

مزدوجا.كما - و“طوز“ ”كركوك“ في يتوفر لا 6 .

د. صبحي ناظـم توفـيق*

(*) عميد ركن متقاعد، دكتوراه في التأريخ العربي الإسلامي، بغداد الدولية/جامعة الدراسات بمركز إستراتيجي خبير مؤرخ،

سابقا.

Page 60: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

58 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

حبيب الهرمزي[email protected]

يسن النواب مجلس إلى توصياتها تقديم اللجنة على محافظة مجلس لانتخابات خاصا قانونا المجلس الثلاث الرئاسات تقوم ذلك تعذر كركوك. وفي حال مجلس رئاسة الوزراء، رئاسة الرئاسة، (مجلس بتحديد المتحدة الأمم عبر دولية وبمساعدة النواب)

الشروط المناسبة لإجراء الانتخابات في كركوك«.ونستخلص من هذه الفقرة – وهي عبارة عن نص المحكمة قبل من إلغائه لعدم التطبيق واجب قانوني

الاتحادية العليا – ما يلي :إلى تقديم توصياتها اللجنة تعذر على لقد أ – مجلس النواب خلال فترة وجودها، أي إلى تاريخ قرار تقدم أن الآن بوسعها وليس بإلغائها، العليا المحكمة تقريرا بتوصياتها لسبب بسيط وهو أنها (أي اللجنة)

لا وجود قانوني لها بالنظر لإلغائها.لأحكام وتطبيقا سبق، ما على تأسيسا - ب الفقرة سابعا من المادة 23 يتعين على مجلس النواب سن تكفل التي والإدارية القانونية الإجراءات اتخاذ كركوك محافظة مجلس بانتخابات الخاص القانون

الذي تحدثت عنه الفقرة «سابعا«.إصدار في النواب مجلس إخفاق حالة في – ج الزمن، من معقولة فترة ضمن الخاص القانون هذا يكون مجلس النواب ملزما برفع الأمر إلى (الرئاسات أن آنذاك الثلاث الرئاسات على ويتعين الثلاث). المناسبة الشروط لتحديد المتحدة الأمم بهيئة تستعين

لإجراء الانتخابات في كركوك. الطريق واضح إذا في مجال حل معضلة انتخابات أعضاء يقوم أن ونرى كركوك، محافظة مجلس طاقاتهم كل بحشد والعرب التركمان النواب مجلس لتأمين تنفيذ مجلس النواب الواجب الملقى على عاتقه البحث. موضوع 23 المادة من (سابعا) الفقرة وفق والعربية التركمانية الكتلتين ملعبي في الآن والكرة

وفي ملعب مجلس النواب.إليه والأحكام المشار الخاص القانون إن صياغة فالقانون بالغة. أهمية له أمر مواده ستحتويها التي الحاصلة للتجاوزات يجد حتما حلا أن ينبغي الجديد وينبغي كركوك، في والخاصة العامة الأملاك على أن يتضمن هذا القانون ما ورد في الفقرة ثانيا الملغية تقاسم موضوع وبالأخص أعلاه، عنها المبحوث السلطة الإدارية والأمنية والوظائف العامة في المدينة. ولا يمكن لأحد أن يقول بان هذه الفقرة ملغاة ولا يمكن إحياء ما جاء فيها من أحكام لأن الفقرة – وكما أسلفنا

أعلاه – إنما ألغيت بسبب الاعتراض على آلية تشكيل اللجنة التي كانت ستتولى تنفيذ محتويات الفقرة، وليس بسبب عدم دستورية رفع التجاوزات على الأملاك أو بسبب عدم دستورية تدقيق البيانات والسجلات الخاصة بالسكان أو بالناخبين، فالغاية لا يمكن أن تلغى – إن التي الوسيلة إلغاء لمجرد – القانون مع تتفق كانت الوسيلة، وبعكس إلغاء هذه لولا الغاية كانت ستحقق ذلك فان عدم إصدار هذا القانون سيعني إسدال الستار وإسدال الأملاك على التجاوزات على كامل بشكل

الستار على الهجرة غير الشرعية إلى كركوك لجنة تشكيل الجديد على القانون ينص أن ونرى يحدد مجلس النواب نفسه أعضاءها وان تكون مهمتها

تنفيذ ما يلي:الأملاك على الحاصلة التجاوزات تثبيت – أ والأراضي العامة والخاصة قبل وبعد تاريخ الاحتلال الاتحادية الحكومة تتولى أن للعراق. على الأمريكي رفع وإزالة هذه التجاوزات بما يتفق مع القوانين النافذة

في البلاد.ب - تدقيق البيانات والسجلات المتعلقة بالوضع وتقديم كركوك، في الناخبين وسجلات السكاني توصياتها إلى المفوضية العليا للانتخابات والى مجلس

النواب خلال مدة يحددها المجلس.في الانتخابات إجراء تاريخ المجلس يحدد – ج

كركوك بعد تقديم اللجنة توصياتها المبينة أعلاه.د – استمرار أعمال المجلس الحالي لحين إجراء

الانتخابات في كركوك.هـ - في حالة تعذر تقديم اللجنة توصياتها المبينة أعلاه خلال عام واحد أو خلال أية مدة أخرى يحددها مجلس النواب لأي سبب كان، تقوم الرئاسات الثلاثة رئاسة النواب، مجلس رئاسة الجمهورية، (رئاسة بتحديد المتحدة الأمم هيئة مع بالتعاون الوزراء)

الشروط المناسبة لإجراء هذه الانتخابات.ويبقى أن نقول إن وجهات النظر التي يبديها بعض المبادرة وجوب حول الأكراد والسياسيين الباحثين بإجراء الانتخابات حالا في محافظة كركوك تتناقض تمام التناقض مع أحكام الفقرة (سابعا) من المادة 23 . ونؤكد هنا على أن الوصول إلى حل توافقي يرضي الجميع هو الشرط الوحيد لإحلال الاستقرار والطمأنينة الأمم هيئة إلى الأمر إحالة وان المحافظة، هذه في المتحدة في نهاية المطاف سيعني أن معضلة كركوك

ستأخذ بعدا دوليا لا محالة.

Page 61: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

59KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

مكونات الشعب العراقي بما يراعي توازنها وتماثلها«. وكذلك فان المادة 48 من الدستور تنص أيضا على أن تمثيل » أعضائه انتخاب في يراعى النواب مجلس سائر مكونات الشعب فيه«. يضاف إلى ذلك أن تقاسم العراقية المحافظات كافة في به معمول السلطات

وليس في محافظة كركوك وحدها. والواقع أن المادة 23 موضوع البحث إنما أدرجت ضمن نص قانون انتخاب مجالس المحافظ بهدف حل

مشاكل أساسية تعاني منها محافظة كركوك، وهي :معظم على الكردية المجاميع استحواذ - 1نقل لم إن المحافظة في والأمنية الإدارية المناصب مثل فيها الأخرى المكونات وتهميش كلها، وحرمان

التركمان والعرب. 2 – الحاجة إلى تثبيت التجاوزات الحاصلة على الأملاك والأراضي العامة والخاصة من قبل المجاميع العربية والكردية قبل الاحتلال الأمريكي وبعده، ورفع هذه التجاوزات وإعادة الأملاك والأراضي المتجاوز

عليها إلى أصحابها الشرعيين. 3 – تدقيق البيانات المتعلقة بالوضع السكاني بما فيها سجلات الناخبين بهدف البت في ادعاءات التهجير

الجماعي إلى المحافظة. على انصب انه نجد المحكمة قرار تدقيق وعند نقطتين فحسب، وهما: تركيبة اللجنة وكون أعضائها المناصب وتوزيع وحدها، الرئيسية المكونات من الرئيسية على المكونات الرئيسية. ولم يتطرق القرار إلى التجاوزات الحاصلة على الأملاك ولا إلى التغيير الأحوال سجلات في الحاصلة والتحريفات السكاني المدنية وفي سجلات الناخبين. ولم يكن بوسع المحكمة الحاصلة التجاوزات تصحيح بان تقضي أن بالطبع المتعلقة والسجلات البيانات تدقيق أو الأملاك على أمور الناخبين، سجلات فيه بما السكاني بالوضع وعن الأمر واقع وفي أنها غير الدستور، تخالف 23 المادة من وثانيا أولا للفقرتين إلغائها طريق موضوع البحث قد حالت دون تلبية الحاجة إلى التوزيع العادل للمناصب والوظائف في كركوك، مثلما قضت على الحل الذي أتت به الفقرتان الملغيتان حول رفع التجاوزات على الأملاك وإعادة الحقوق إلى أصحابها من جهة، وتدقيق البيانات والسجلات المتعلقة بالوضع السكاني بما فيه سجلات الناخبين من جهة أخرى. ولا المربع إلى كركوك في الوضع سيعيد ذلك أن شك الأول مما سيؤدي إلى تفاقم النزاعات والاختلافات بين

السياسيين مكونات كركوك. كل ذلك دعى كثيرا من بدوافع اتخذ المحكمة قرار بان القول إلى والمعلقين

سياسية معينة.ما الذي يتوجب عمله بعد قرار الإلغاء

بات العليا الاتحادية المحكمة قرار أن شك لا وملزم للسلطات الثلاثة في البلاد وفقا للمادة 94 من بان بالنا عن يغرب لا أن ينبغي انه غير الدستور. قرار الإلغاء شمل الفقرتين أولا وثانيا فقط من المادة أن ذلك ويعني فقرات، سبع على تحتوي التي 23الفقرات الخمس من هذه المادة لا زالت مواد قانونية إلقاء لذلك المفيد من ويكون التطبيق. وواجبة قائمة

نظرة سريعة على هذه الفقرات الخمسة:انتخابات «تجري بأنه (ثالثا) الفقرة تقضي *مجلس محافظة كركوك بعد تقديم اللجنة توصياتها وما توصلت إليه من نتائج إلى مجلس النواب والتي وفقا لها سيقوم المجلس بتشريع قانون خاص لدورة واحدة بانتخابات مجلس محافظة كركوك«. وطالما أن الفقرة نص تشريعي واجب التطبيق، فإننا نستخلص من ذلك

ما يلي:لمجلس محافظة انتخاب إجراء بد من أ – لا

كركوك. ب – إن عملية الانتخابات لا تتحقق إلا بعد تقديم

اللجنة المنوه عنها في الفقرتين الملغيتين. ج – إن إصدار مجلس النواب قانونا خاصا لا

يتحقق إلا استنادا إلى تقرير اللجنة.نظرا موجودة اللجنة غير هذه أن طالما – د لإلغاء المحكمة الفقرة التي تتضمن تشكيلها، فالنتيجة الحتمية هي دخول الأمر في حلقة مفرغة وعدم إمكان انتخابات مجلس محافظة كركوك وفقا قانون إصدار لهذه الفقرة. وتكون الفقرة الرابعة أيضا عقيمة وبدون فائدة لأنها تتحدث عن توفير مستلزمات انجاز اللجنة

أعمالها.* تقضي الفقرة (خامسا) باستمرار مجلس محافظة كركوك الحالي بممارسة أعماله، وبقاء وضع محافظة كركوك على ما هو عليه إلى حين إجراء الانتخابات فيها. وهذا أمر مفروغ منه ولا احد سيعترض عليه أو

يجري نقاشا بشأنه. هذا بموضوع لها علاقة لا (سادسا) الفقرة *الوظيفية والحقوق الدرجات المقال لأنها تتحدث عن

التقاعدية لأعضاء مجالس المحافظات.* تتحدث الفقرة (سابعا) عن انه « في حال تعذر

حبيب الهرمزي[email protected]

Page 62: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

60 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

حبيب الهرمزي[email protected]

للدستور، أية جهة قانونية وفقا الاعتراض عليه أمام إلا أن ذلك لا يمنع من التعليق عليه أو محاولة تقييمه

سلبا أو إيجابا. قرارها في العليا الاتحادية المحكمة استندت المادة من و(ثانيا) (أولا) الفقرتين بإلغاء القاضي يكون أن ألزم النص أن إلى البحث موضوع 23تقاسم السلطة الإدارية والأمنية والوظائف العامة في المحافظة المذكورة بالتساوي بين المكونات الرئيسية فيها وان ذلك يخالف مبدأ تكافؤ الفرص، إلى آخره من

أسانيد اوضحناها في ما أعلاه.على أن من البديهيات التي أصبحت مسلما بها في العراق أن التشريعات والقرارات السياسية الهامة كافة لا تصدر إلا وفقا لمبدأ التوافق بين الأطراف المعنية الإداري الحاكم وضع التي المحاصصة مبدأ ووفق الاحتلال بداية في أسسها بريمر بول الأمريكي عرفا المبدأ هذا أضحى وقد للعراق، الأمريكي دستوريا يعمل به منذ ذلك الوقت من أعلى المستويات الإدارية والسياسية وحتى أدنى الدرجات الوظيفية أو السياسية. وقد تم اختيار المناصب السيادية الثلاثة وهي النواب مجلس ورئاسة الجمهورية رئاسة مناصب ورئاسة الوزراء وتوزيعها بين المكونات الثلاثة وهي الشيعي والعربي السني والعربي الكردي المكون أعضاء أن وحتى الصيغة. هذه وفق التوالي على المحكمة الاتحادية العليا نفسها تم اختيارهم وفق مبدأ المحاصصة والتوافق، فقد تكونت المحكمة المؤلفة من تسعة أعضاء من أعضاء من المكون العربي الشيعي والمكون الكردي والمكون السني العربي والمكون التركماني والمكون المسيحي. واضحي اختيار عضو من نفس المكون في حالة فقدان احد منهم لعضويته، عرفا تسير المحكمة وفقه. كما أن المناصب الرئيسية في كركوك توزعت بين المكونات الرئيسية وفق مبدأ المحافظ وظيفة أسندت فقد والتوافق. المحاصصة المكون من شخصين إلى المحافظة مجلس ورئيس شخص إلى المحافظ نائب وظيفة وأسندت الكردي، من المكون العربي. ثم ارتأي في سبيل التقاسم العادل للمناصب في كركوك ولأسباب ودوافع سياسية معينة، أن تعهد وظيفة رئاسة مجلس المحافظة إلى شخص من المكون التركماني. ناهيك عن أن المناصب الوزارية العسكرية الفرق وقادة الوزراء وكلاء ومناصب أن وحتى الرئيسية. المكونات بين اعتياديا تتوزع المادة التاسعة من الدستور العراقي تنص على « إن القوات المسلحة العراقية والأجهزة الأمنية تتكون من

مكونات بين عادل بشكل السلطات تقاسم وكذلك الواقع الأمر فرض من ليرضي يكن لم المحافظة، العوائل من الآلاف عشرات واستقدم المحافظة في التركيبة السكانية فيها. وأبدى المدينة بغية تغيير إلى الأحزاب احد في عضو هو الذي كركوك محافظ في تصريح وأعلن القرار، ارتياحه لصدور الكردية الانتخابات إجراء أمام عائقا كانت 23 المادة أن له المحلية في كركوك، وان هذا العائق قد زال بصدور

هذا القرار.والعربية، التركمانية والمؤسسات الأحزاب أما اتخذ قد انه وأبدت للقرار القاطع أعلنت رفضها فقد بدواعي سياسية ولإرضاء مكون واحد في المحافظة رئيس وأعلن فيها. الأخرى المكونات حساب على القرار هذا أن الصالحي ارشد التركمانية الجبهة في المتأزمة الأوضاع على جديدا بعدا أضفى قد فان في كركوك انتخاب اجري ما إذا وانه كركوك، هذا الانتخاب سوف لا يكتسب الشرعية، وانه سيكون لهم موقف محدد إن لم يتم حل هذا الإشكال، كما انه سيعرض الأمر أمام أنظار السياسيين الذين يصرحون الوطن تراب لوحدة الأمان صمام كركوك أن دوما العراقي مطالبا المرجعيات الدينية والقيادات السياسية بتثبيت موقفهم التاريخي حول الحفاظ على خصوصية محافظة كركوك. وأضاف الصالحي أننا كنا ننتظر من المحكمة الاتحادية أن تلعب دورا ايجابيا لحل معضلة كركوك المستعصية، في حين أنها قد زادت من تعقيد

الأمور فيها.أن العربي، المكون من الجبوري عمر وصرح لحساب واحدا طرفا أرضت قد الاتحادية المحكمة الأطراف الأخرى، وان المحكمة تغاضت عن الأسباب الحقيقية لتشريع هذه المادة في وقته، مضيفا أن مجلس النواب أضحى لزاما عليه بعد هذه المرحلة أن يصدر

قانونا جديدا لانتخابات مجلس محافظة كركوك.التركماني المكونين من ينتظر كان انه والواقع والعربي أن يطلبا من المحكمة الاتحادية العليا الدخول عليه المدعى جانب إلى ثالث كشخص الدعوى في ويقدما حججهما القانونية أثناء المرافعات التي أجريت في الدعوى. وكان من المحتمل أن تقبل المحكمة هذا الطلب باعتبار أن موضوع الدعوى يتعلق بهما ويمس

حقوق ومصالح هذين المكونين.تقييم قرار المحكمة الاتحادية العليا

مع أن قرار المحكمة الاتحادية العليا بات ولا يمكن

Page 63: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

61KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

لوظيفته. واستند المدعي في طلب الإلغاء إلى الحجج الآتية:

1 – إن المادة 23 بفقراتها الستة ( هكذا ورد في لائحة الدعوى، والصحيح أن المادة 23 تحتوي على العليا الاتحادية المحكمة لقرار مخالفة فقرات)، سبع رقم (45) المؤرخ 2/ 7/ 2009 لكونه يقضي بتقسيم بالتساوي توزع انتخابية مناطق أربع إلى كركوك على مكوناتها الرئيسية، وان هذا التقسيم يعتبر تقسيما

عنصريا.الستة (الصحيح سبع المادة 23 بفقراتها 2 – إن فقرات كما أسلفنا) تخالف مضمون قرارات المحكمة /12) و (15/ت/2006) المرقمة العليا الاتحادية

اتحادية/2010) ./2) المواد لأحكام مخالفة 23 المادة إن – 3

من 20 والمادة (13/ثانيا) و أولا) 7) و أولا/ج) دستور جمهورية العراق لسنة 2005.

4 – إن المادة 23 مخالفة لأحكام ومضمون وغاية المادة (140) من الدستور .

وطلب المدعي في لائحة دعواه الحكم بإلغاء المادة (23) من القانون المشار إليه بفقراتها كافة.

إضافة النواب مجلس (رئيس عليه المدعى أما لوظيفته) فقد طلب رد الدعوى باعتبار أن المدعي لم يقدم إي دليل على أن تقسيم كركوك إلى أربع مناطق نتيجة عدم تم انتخابية هو تقسيم عنصري، وان ذلك للمحافظة السكاني للإحصاء أساس على الاتفاق ولخلق نوع من التوافقية الوطنية بين المكونات لحين أن عليه المدعى وأوضح الإحصاء. موضوع حسم بها استشهد التي العليا الاتحادية المحكمة قرارات المدعي لا علاقة لها بالدعوى وإنها تخص انتخابات أوجه إلى الإشارة عدم عن فضلا النواب، مجلس

مخالفة المادة 23 لأحكام المواد الدستورية. تنازل المدعي عن دعواه جزئيا

لعل مما يلفت النظر في هذه الدعوى أن المدعي البحث موضوع 23 المادة إلغاء طالبا دعواه أقام بكاملها أي بفقراتها السبع، غير انه عاد وحصر دعواه بطلب يوليو 2013 تموز/ المؤرخة 16 الجلسة في إلغاء الفقرتين (أولا) و (ثانيا) من تلك المادة وصرف من الأخرى الخمس الفقرات إلغاء طلب عن النظر

تلك المادة.والواقع أننا لم نجد بين من تناولوا موضوع القرار التأييد أو والتجريح بالنقد الدعوى هذه في الصادر

المفاجئ التغيير إلى سبب هذا يتطرق والإشادة، من في طلب المدعي، أو بعبارة أخرى الكتلة التي يمثلها، وحصره بالفقرتين الأولى والثانية فقط، فيما عدا بعض الإشارات التي عللت هذا التغيير بان المدعي فهم من سير مجريات الدعوى بان من المحتمل صدور قرار لا أننا غير به. أقيمت الذي بالشكل بقيت إن بردها من ممنوعة المحاكم أن بسبب الاحتمال هذا نرجح

الإحساس بالرأي قبل صدور أي قرار منها.مضمون قرار المحكمة العليا

قررت المحكمة الاتحادية العليا في جلستها المنعقدة بتاريخ 26 أغسطس 2013 إلغاء الفقرتين أولا وثانيا من المادة 23 موضوع البحث لعدم دستوريتهما، ورد من الأخيرة الخمسة للفقرات بالنسبة الإلغاء طلب نفس المادة لحصر المدعي دعواه بالفقرتين أولا وثانيا من هذه المادة. وصدر القرار بأغلبية ثمانية أعضاء، وخالف العضو التاسع القرار حيث أوضح أن الدعوى

واجبة الرد لتغيير موضوعها. الفقرة أن إلى قرارها في العليا المحكمة استندت الإدارية السلطة تقاسم يكون أن ألزمت (أولا) والأمنية والوظائف العامة في المحافظة بالتساوي بين المكونات الرئيسية. ولذا فان النص قد فوت الفرصة الرئيسية من إشغال المكونات بين لم يكن وحرم من تلك الوظائف، وان ذلك يخالف أحكام المادة 16 من الدستور التي تشترط تكافؤ الفرص لجميع العراقيين. الإبهام، بعض فيه النص هذا بان المحكمة واحتجت تحديدها. معيار أو المكونات هذه النص يحدد لم إذ تتعارض الفقرة هذه أن حيثياته في القرار وأضاف مع أحكام المادة 14 من الدستور أيضا والتي تفيد بان إضافة تمييز، دون القانون أمام متساوون العراقيين إحصاء إجراء فيها يتم لم كركوك محافظة أن إلى سكاني ولم يتم معرفة عدد السكان لكل مكون رئيسي في المحافظة. ووجدت المحكمة أن نفس هذه الحيثيات تنطبق على الفقرة ثانيا أيضا من حيث حصر أعضاء اللجنة بالمكونات الرئيسية في المدينة وان ذلك لا يحقق

تكافؤ الفرص الذي أوجبته المادة 16 من الدستور.موقف مكونات كركوك من القرار

قابلت الأحزاب الكردية قرار المحكمة الاتحادية من أقيمت الدعوى فان غرو ولا بالامتنان، العليا إلى ينتمي كركوك محافظة مجلس في عضو قبل إيجاد حاول الذي النص لأن ذلك الكردي. المكون حل للتجاوزات على الأملاك العائدة للدولة وللأهالي،

حبيب الهرمزي[email protected]

Page 64: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

62 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

حبيب الهرمزي[email protected]

دعوى مقامة أمام المحكمة الاتحادية العليا، قررت هذه المحكمة إلغاء الفقرتين (أولا) و (ثانيا) من المادة 23 المنوه بها بداعي تعارضهما مع نصوص المادتين 14

و 16 من الدستور العراقي.الفقرتان الملغيتان من المادة 23

الأسس الملغيتان وثانيا أولا الفقرتان تضمنت الآتية:

كركوك محافظة مجالس انتخابات - تأجيل والأمنية الإدارية السلطة تقاسم عملية تنفيذ لحين مجلس رئيس منصب فيها بما العامة والوظائف مكونات بين المحافظ ونائب والمحافظ المحافظة

محافظة كركوك الرئيسية وبنسب متساوية.- يحق للمكون ذو الأغلبية في مجلس المحافظة أو المحافظ نائب أو المحافظ مناصب احد اختيار

رئيس المجلس.الأربعة كركوك مكونات من لجنة - تشكيل المسيحي). المكون + الثلاثة الرئيسية (المكونات

وتكون مهام هذه اللجنة ما يلي : أ – آلية تقسيم السلطة في كركوك.

العامة الأملاك على التجاوزات تحديد – ب من التاسع وبعد قبل كركوك محافظة في والخاصة

نيسان/ ابريل لعام 2003.ج – مراجعة وتدقيق البيانات والسجلات المتعلقة وتقديم الناخبين، سجل فيه بما السكاني بالوضع العليا المفوضية إلى بالتوافق الملزمة توصياتها

المستقلة للانتخابات.بموجب الملغاة الثانية الفقرة من (د) البند وكان اللجنة بتقديم يقضي العليا الاتحادية المحكمة قرار

المشار إليها تقريرا حول عملها إلى مجلس النواب. قبل من الملغية غير ( 7 – 3 ) الفقرات نص

المحكمة الاتحاديةثالثا: تجري انتخابات مجلس محافظة كركوك بعد تقديم اللجنة توصياتها وما توصلت إليه من نتائج إلى

مجلس النواب والتي وفقا لها سيقوم المجلس بتشريع قانون خاص لدورة واحدة

بانتخابات مجلس محافظة كركوك.الحكومتان المساواة قدم تتكفل وعلى رابعا: الاتحادية و المحلية في كركوك بتوفير كافة المستلزمات

اللازمة لانجاز اللجنة لأعمالها وفقا للدستور.الحالي كركوك محافظة مجلس يستمر خامسا:

في ممارسة مهامه وفقا للقوانين النافذة قبل نفاذ قانون محافظة كركوك ويبقى وضع لسنة 2008 رقم 21 المنصوص عليها دستوريا على ما هو عليه إلى حين

إجراء الانتخابات فيها.من ثانيا الفقرة أحكام تسري سادسا: لسنة (21 ) رقم قانون من ( 55) المادة . كركوك محافظة مجالس على 2008 سابعا: وفي حال تعذر على اللجنة تقديم توصياتها إلى لانتخابات خاصا قانونا المجلس يسن النواب مجلس تقوم ذلك تعذر حال وفي كركوك، محافظة مجلس الوزراء ورئاسة الرئاسة الثلاث (مجلس الرئاسات الأمم عبر دولية وبمساعدة النواب) مجلس ورئاسة الانتخابات لإجراء المناسبة الشروط بتحديد المتحدة

في كركوك. تشكيل اللجنة وأعمالها:

تشكلت اللجنة من قبل مجلس النواب بموجب الفقرة الأولى من المادة 23 من ممثلين اثنين عن كل مكون من المكونات الرئيسية في محافظة كركوك (التركمان، الأكراد، العرب) من أعضاء مجلس النواب عن هذه المحافظة ومن ممثل من المكون المسيحي. واشترطت بالتوافق. قراراتها اللجنة اتخاذ المذكورة الفقرة وعقدت اللجنة أول اجتماع لها في 8 شباط/ فبراير من وجهات في الحادة الاختلافات أن غير عام 2009. نظر الأعضاء والتدخلات السياسية حالت دون توصل اللجنة إلى أي اتفاق حول الموضوع، وبقي الأمر معلقا

شأنه شأن الكثير من قضايا العراق المصيرية. إلغاء دعوى العليا حول الاتحادية المحكمة قرار

المادة 23تشكلت العليا الاتحادية المحكمة أن المعلوم من استنادا إلى المادة 92 من الدستور العراقي، وحددت يأتي التي المحكمة هذه اختصاصات 93 المادة القوانين دستورية الرقابة على رأسها موضوع على الدستور لأحكام مطابقتها بمدى الحكم أي والأنظمة 94 المادة واعتبرت معه. منها يتعارض ما وإلغاء قرارات المحكمة قطعية وغير قابلة لأي طعن وملزمة

للسلطات كافة.انتخاب قانون المادة 23 من إلغاء أقيمت دعوى (36) رقم والنواحي والاقضية المحافظات مجالس لسنة 2008 بتاريخ 25 مارس 2013 من قبل عضو على حسن صالح كمال كركوك محافظة مجلس إضافة العراقي النواب مجلس رئيس عليه المدعى

Page 65: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

63KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

معضلة المادة 23 الخاصة بكركوك من قانون انتخابات مجالس المحافظات

دراسة تحليلية وتقييمخــلاصــة

إلغاء العراق العليا في المحكمة الاتحادية قررت قانون من 23 المادة من والثانية الأولى الفقرتين انتخاب مجالس المحافظات، وهي المادة التي تخص انتخابات مجالس محافظة كركوك بما فيها من أقضية أقامها احد أعضاء القرار في دعوى ونواح. وصدر المكون الكردي. واستند مجلس محافظة كركوك من 23 المادة أن على المذكورتين الفقرتين إلغاء قرار المنوه بها قد حصرت الوظائف الرئيسية في المحافظة بالمكونات الرئيسية مما يشكل تناقضا مع مبدأ تكافؤ لأحكام مخالفة المادة يجعل الذي الأمر الفرص، الدستور العراقي. ويحاول هذا المقال إجراء تقييم عام لقرار الإلغاء المشار إليه، كما ينوه إلى أن الفقرة سابعا من تلك المادة لم يجر إلغاؤها، وانه يتحتم أن يصدر مجلس النواب قانونا جديدا لتنظيم موضوع انتخابات الوارد التفصيل وفق كركوك في المحافظة مجالس

في المقال.كبيرة لهجرة العراقية تعرضت محافظة كركوك اليها قبل وبعد الاحتلال الأمريكي للعراق عام 2003. ففي عهد النظام البعثي قامت السلطات باستقدام المئات إسكانها وتم العرق جنوب من العربية العوائل من داخل مدينة كركوك وفي القرى والقصبات التركمانية المجاورة لهذه المدينة التركمانية. أما بعد عام 2003 أي بعد انهيار النظام البعثي ، فقد تعرضت هذه المناطق تم بموجبها إسكان النطاق، إلى هجرة كردية واسعة ما يزيد على مئات الآلاف من الأكراد فيها وتركزت السلطة الإدارية والأمنية الفعلية بيد الأحزاب الكردية. وأدى هذا الوضع إلى حال من عدم الاستقرار السياسي والأمني وبروز مشاكل وصعوبات كبيرة عانت منها المكونات الرئيسية في كركوك وعلى رأسها المكون التركماني. أما المادة 140 من الدستور العراقي التي بالإقليم كركوك إلحاق لتأمين الدستور في أقحمت مراحل تنفيذ يتم أن ودون معلقة فقد ظلت الكردي، إلى أن التطبيع والإحصاء والاستفتاء، تطبيقها وهي

وقد . 2007 عام بانتهاء الدستورية مدتها استنفذت اخذ المشرع العراقي هذا الوضع الشاذ بنظر الاعتبار عند تشريع قانون انتخاب مجالس المحافظات فوضع كركوك، لمستقبل وعادلة ناجعة اعتبرها حلولا وذلك على شكل المادة 23 التي دخلت في صلب هذا اللجنة تشكيل في العدالة المشرع وتوخى التشريع. التي كان من المفروض أن تتولى تطبيق فقرات تلك المادة، منطلقة من الحرص على المساواة بين مكونات

كركوك الرئيسية. وجدير بالذكر أن المادة 122 من الدستور العراقي فقرتها في نصت قد كانت 2005 عام في الصادر انتخابات بتنظيم خاص قانون إصدار على الرابعة لها. التابعة والنواحي والاقضية المحافظات مجالس وتنفيذا لهذا النص الدستوري فقد صدر القانون المشار إليه بتاريخ 22 تموز/ يونيو من عام 2008، والذي مجلس انتخابات موضوع منه 24 المادة نظمت التابعة والنواحي الاقضية محافظة كركوك ومجالس

لهذه المحافظة.تأجيل على تنص المذكورة 24 المادة وكانت التي اللجنة انتهاء لحين كركوك في الانتخابات في المبينة أعمالها من المادة نفس بموجب ستتشكل للمادة الأساسية الركيزة وكانت نفسها. المادة صلب كركوك في الرئيسية والمناصب السلطة توزيع هي التركمان وهم فيها الثلاثة الرئيسية المكونات بين القانون رفع تم عندما انه غير والعرب. والأكراد إلى رئاسة الجمهورية للمصادقة عليه وفقا للدستور، سرعان ما تعرض للنقض من قبل رئيس الجمهورية الذي هو في نفس الوقت رئيس احد الأحزاب الكردية مجلس إلى التشريع وأعيد العراق، في الرئيسية تعديلات إدخال بعد القانون بتشريع قام الذي النواب صيغت والتي منه 24 المادة على وبالأخص عليه هذه المرة تحت رقم المادة 23 ، وتم تصديق القانون بشكله الجديد من رئاسة الجمهورية ونشر في الجريدة وبعد انه غير التنفيذ. واجب قانونا وأصبح الرسمية مرور خمس سنوات على صدور القانون، وبناء على

حبيب الهرمزي*[email protected]

* ماجستير قانون عام

Page 66: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

64 KARDAŞLIK/QARDASHLIQ / قارداشلق Yıl/Year 15 السنة Sayı/Issue 59 العدد Temmuz-Eylül/July-September 2013 تموز-ايلول

46 - 49/1 - 45 /

السنة 15 العدد 59 تموز - ايلول 2013

السنة 15 العدد 59 تموز - ايلول 2013

د. صبحي ناظـم توفـيق

معضلة المادة 23 الخاصة بكركوك من قانون انتخابات مجالس المحافظات

دراسة تحليلية وتقييم / 63حبيب الهرمزي

تركـمان العراق لماذا يستهدفون، وبماذا؟ وماذا عليهم فعله؟ / 57د. صبحي ناظـم توفـيق

اغتيال مدينة... / 53حيدر فوزي الشكرجي

كركوك وجه امي ورائحة طفولتي / 52نرمين مفتي

الدكتور فاضل بيات في كتابه الجديد / 51نجات كوثر اوغلو

Page 67: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

Türkmen Müziğinin büyük ustası Abdülvahit

Küzecioğlu’nun kitabını Kerkük

Vakfı’ndan isteyiniz

Irak Türkmenlerinin kültür, tarih, edebiyat ve sanatını tanımak için Kerkük Vakfı’nın kitap yayınlarını izleyiniz. Kerkük Vakfı yayınları

ile hizmetinizdedir.

Kerkük Türkmen Kardaşlık Ocağının 2 adet CD hediyesi ile birlikte

KARDAŞLIKKültür Sanat Edebiyat ve Folklor Dergisi

Yıl 15 Sayı 59 Temmuz-Eylül 2013

KERKÜK VAKFI

Fiyatı : 7.5 TL (KDV Dahil)

Kerkük Vakfı Adına İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü

İzzettin KERKÜK

Editör ve Genel KoordinatörSuphi SAATÇİ

Yazışma adresi P. K. 20 Cerrahpaşa/İSTANBUL

Tel. (0212) 584 00 75Belgegeçer (0212) 584 00 76

www.kerkukvakfi.comwww.kardaslik.org

email: [email protected]

İdare Merkezi:Haseki Sultan Mahallesi Kuka Sokağı

Huzur Apt. No: 1/1Fındıkzade/İSTANBUL

TemsilcilerHabib HÜRMÜZLÜ (Ankara)

Timur TAŞ (İzmir)Ali İhsan NAQIB (ABD)

Bilim KuruluProf. Dr. Ziyat AKKOYUNLU

Prof. Dr. Yavuz AKPINARProf. Dr. Abdülhalik BAKIRProf. Dr. Haşim KARPUZ

Prof. Dr. Mahir NAKİPProf. Dr. Suphi SAATÇİ

Prof. Dr. Saim SAKAOĞLUProf. Dr. Abdüsselam ULUÇAM

Yazı KuruluKemal BEYATLIKemal ÇAPRAZ

Aydil EROLErşat HÜRMÜZLÜ

Habib HÜRMÜZLÜİzzettin KERKÜK

Mahir NAKİPAcar OKAN

Ömer ÖZTÜRKMENSuphi SAATÇİSuphi SALT

Suphi Nazım TEVFİK

KARDAŞLIKKerkük Vakfı İktisadi İşletmesi tarafından Türkçe, İngilizce ve

Arapça olarak üç ayda bir yayınlanır hakemli bir dergidir. Dergide yayınlanan yazıların sorumluluğu imza sahiplerine aittir. Dergide yayınlanmış yazılar ve fotograflar kaynak gösterilerek alınabilir.

Abone yurtiçi yıllık 30 YTL, yurtdışı yıllık 50 $ veya 40 Euro Posta Çeki No: 5325057 Cerrahpaşa/İstanbul veya İş Bankası

İstanbul, Fındıkzade Şubesi Hes. No: 1068 840492EUR Hes. No: 1068 3312429Dolar Hes No: 1068 3312415

Tasarım Ercan ŞİMŞEK

Baskı Çapa Matbaacılık

Litros yolu 2. Matbaacılar Sitesi 1NC 16 Topkapı - İSTANBUL Tel : (0212) 674 37 81

Kerkük’ten İki Şair

Şahin Koçak

Kerkük’tenİki Şair

Şahin Koçak

ISBN 975684931-6

KERKÜK VAKFI

KARDEŞİME

Sen orda bir mezarBiz burda pür kederAyırdı bak biziAcımayan kader

Billâh pür ateşimHiç dinmiyor yaşımBas bağrına beniBenim tek kardeşim

Kerkük doğumlu İsmet Hürmüz-

lü Devlet Tiyatrosu Sanatçısı,

oyuncu, rejisör ve oyun yazarı

olarak tanınmıştır. Yurt içinde

ve yurt dışında sahneye koydu-

ğu oyunlarla da takdir toplamış

bir sanatçıdır. Ömrünü tiyatroya

veren Hürmüzlü, çoğu basılan

oyunlar yazmış, yabancı diller-

den Türkçeye oyunlar kazan-

dırmış, seslendirmeler yapmış,

sesini ve sanatını geniş seyirci

kitlelerine ulaştırabilmiştir.

Ve Şeytanlar Yeryüzüne İndiler, başlığı altında kaleme

alınan iki perdelik bu oyun Gerçek Tragedya olarak yazıl-

mıştır. Irak’ta yaşayan Türkmenlerin dramını dile getiren

oyun yazarı ve sanatçı Hürmüzlü, yarım yüzyılı aşan sa-

nat hayatını tiyatronun merkezinde geçirmiştir. Buna pa-

ralel olarak sanatçı, mensup bulunduğu toplumun maruz

kaldığı baskıları, haksızlıkları, acıları ve büyük felaketleri

yakından takip etmiş ve zaman zaman bunların bizzat or-

tasında yaşamıştır.

Bu eserinde sanatçı, toplumunun sürüklendiği dayanılmaz

çileleri çarpıcı skeçler hâlinde sunmuş, insanı etkileyen

ve derinden sarsan tablolarla dile getirmiştir. Sürükleyici

olayları ve akıcı dili ile ön plana çıkan bu eseri bütün

okuyucularımıza tavsiye ediyoruz.

KERKÜK VAKFI

KERKÜK VAKFI

ISBN 9789756849392

Ve Şeytanlar

Yeryüzüne İndiler

Ve

Şeyt

anla

r Ye

ryüz

üne

İndi

ler

İsm

et H

ürm

üzlü

İsmet Hürmüzlü

Herkes İçin Şiirler

Rıza Çolakoğlu

Herkes İçin

Şiirler

Rıza Ç

olakoğlu

ISBN 975684931-6

Irak Türkmenlerinin önemli yerleşim merkezlerinden olan Telafer’de yetişen Türkmen edebiyatçılar arasında ilk sırada yer almayı başarmış olan Rıza Çolakoğlu güçlü şairlerden biridir. Başlangıçta Telafer’in

tanınmış şairi Felekoğlu’nun etkisinde kalmışsa da, daha sonra kendi şiir dilini bulmuştur. Sağlam edebiyat bilgisine sahip olduğu, bu arada halk edebiyatı geleneğini çok iyi kavradığı anlaşılmaktadır. Halk edebiyatı tarzında usta malı sayılacak ölçüde düzeyli şiirler yazan

Çolakoğlu, Türkçe’ye olan hâkimiyeti ile akranları olan Türkmen şairleri arasında güçlü bir kimlik kazanmıştır. Türkiye Türkçesi ile yazdığı şiirler arasında yerli sözcükleri de kullanarak, Türkmen dilinin güzelliğine ve zenginliğine de dikkat çekmeyi başarmıştır. Bu örnekler dışında Rıza’nın henüz kitaplaşmayan şiirleri de vardır.

Bize gönderdiği başka mani katarlarında da başarılı dörtlükler yazmış-tır. Son yıllarda yaşanan acılardan dolayı bazen biraz sert, bazen de acı şiirler de yazan Rıza Çolakoğlu gerçek anlamda olgun ve değerli bir şairdir. Bu kitapta yer alan şiirlerle Telafer’in yetiştirdiği bu değerin, edebiyat çevrelerinde daha fazla ilgi toplayarak anlaşılacağı kesindir.

KERKÜK VAKFI

Vat

an B

ende

Yaş

ıyor

SalahNevres

VatanBendeYaşıyor

Sala

h N

evre

s

ISBN 975684931-6

KERKÜK VAKFI

Aynı soydan gelen bütün Türk boy ve top-lulukları, Türk Dünyası kültürü içinde ayrı bir renk, ayrı bir güzelliktir. Irak Türkmenleri için de aynı durum söz konusudur. Nitekim aynı soydan olmakla birlikte zaman içinde hem coğrafyalarını, hem de kültürlerini değiştirmişler; ancak soy özelliklerini kültürlerinin her alanında korumuşlardır. Irak Türkmen folkloru konusundaki ça-lışmalar hem çok yeni, hem de metot yönünden eksiği olan araştırmalardır. Özellikle 2003 sonrasında bu eksikliklerin giderilmeye başlandığı, sevindiricidir. Irak Türkmenlerinde Çocuk Oyunları konulu çalışma da bu türden, bir eksiği giderecek niteliktedir. Kitap hem kendi-ne özgü tekniği, hem de derinlemesine yapılmış inceleme olmak bakımından büyük bir değer taşımaktadır. Ayrıca kitap sadece Irak Türkmen çocuk oyunları de-ğil, bütün Irak Türkmen oyunları için de rehber bir çalışma niteliğindedir.

Prof. Dr. Nerin Yayın

KERKÜK VAKFI

KERKÜK VAKFI

Irak Türkmenlerinde Çocuk

Oyunları

Irak TürkmenlerindeÇocuk Oyunları

Irak Türkmenlerinde Çocuk Oyunları

Savaş M. Abdülm

ecit

Savaş M.Abdülmecit

Savaş M. Abdülmecit

Ulu Türkm

enim

Hüsam Hasret

UluTürkmenim

Hüsam

Hasret

ISBN 975684931-6

ULU TÜRKMENİM

Bitmemiş hala yaşıyorum ben

Çelik irade taşıyorum ben

Üst üste engel aşıyorum ben

Bu benim, bu da yolumdur benim

Hakkımdan geçmem, gitse de canım

Güneş görmeyen dereden akmam

Kara dağ üste şimşek dek çakmam

Millet yolundan dışarı çıkmam

Bu benim, bu da yolumdur benim

Bu yolda ancak yükselir şanım

Horyatla gürler od püskürürüm

Türk benliğimi canla korurum

Ereğe giden yolda yürürüm

Bu benim, bu da yolumdur benim

Başı dik duran ulu Türkmen’im

KERKÜK VAKFI

Hüsam Hasret

Ulu

Türkmenim

KERKÜK VAKFI

Page 68: KARDAŞLIK 59 SAYI/ISSUE · 2015. 6. 29. · Servet Somuncuoğlu / 26 Mahir NAKİP • Bir Ödül ve Bir Türkmen / 28 Osman OĞUZ • Cevat Neciboğlu’nun Bir Mektubu / 30 Önder

KERKÜK VAKFIKERKÜK VAKFI

SAYI/ISSUE

YIL/YEAR 15

KÜLTÜR SANAT EDEBİYAT VE FOLKLOR DERGİSİ TEMMUZ-EYLÜLREVIEW OF CULTURE ART LITERATURE AND FOLKLORE JULY-SEPTEMBER 2013

KARDAŞLIK59

QA

RDA

SHLI

Q

QARD

ASHLIQ

KARD

AŞLIK

5915

ISSN

130

2285

73-0

2013 تموز-ايلولمجلة ثقافية فنية ادبية تراثية

السنة

العدد

ALİ HAŞİM MUHTAROĞLU (1965-2013)

ŞEHİT

ŞEHİTAHMET KOCA

شهداء طوزخورماتو في ذمة الخلود

احمد قوجه