gunesulkesi

Upload: yusuf

Post on 30-May-2018

219 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • 8/14/2019 gunesulkesi

    1/44

    NS Z Tommaso Campanella (1568-1639), d ncelerini yirmi yedi y ll k hapis hayat yla demi bir d nce kahraman d r. Onun ya ad d nem, Avrupa katolik d nyas n n par alanmaya ba lad , modern d nyay haz rlayan politik, ekonomik ve k lt rel olaylar n olu tu u g nlere rastlar. Daha XIV. ve XV. y zy llarda, katolik Kilisesinin kat dogmalar na, b y k ve haks z zenginli ine, derebeylik d zeninin k t l klerine kar , e itli tarikatlar n nderli inde, yer yer ba g steren ayaklanmalar Avrupa'y ba tan ba a saran bir nitelik kazanm t . Bir yandan

    Kilisenin, bir yandan da kral kuvvetlerinin bast r p ortadan kald rd bu tarikat ayaklanmalar , ba ka ba ka yerlerde, ba ka adlarla yeniden rg tlenip harekete ge iyordu. te, Bohemya'da uzun s re etkin olan Picard'lar ya da Adamist'ler! te, talya, Fransa ve Almanya'da insan n bu d nyada mutlu olmas n isteyen Beggard'lar! te, ngiltere'deki Wyclif' iler, orta Avrupa'daki Hus'cular! B t n bu tarikatlar, dinsel yenilikler yan nda, daha hakl bir toplumsal d zen kurma abas i indeydiler. Hus'cular n bir kolu olan Taborit'ler, dinsel t renlerin bir o unu atmakla kalm yor, din reformunu mal ortakl na dayanan toplumsal bir devrimle tamamlamak istiyorlard .te, Campanella bu toplumcu g r ten, bu devrimci ilkelerden yola kar ve Ben do acak yeni sabahlar n an sesiyim der. Ne yaz k ki, ufukta beliren bu yeni sabah g remiyecektir. Ama, onun ad felsefe ve sosyal doktrinler tarihinde, bir m jdeci olarak, ya am ve ya ayacakt r.

    Campanella, talya'da Calabria b lgesinde Stilo kasabas nda d nyaya geliyor. Daha k k ya tan, st n zek s ve okumaya olan a r tutkunlu uyla dikkati ekiyor. On

    ya nda e itli konular st ne iirler yaz yor, uzun uzun s ylevler veriyor. On be ya nda Cosenza dominiken manast r na giriyor ve orada Aquino'lu ermi Augustinus'un omma Theologica s n defalarca okuyor. ok ge meden manast rda okumad eser kalm yor. Bilgiye olan susuzlu unu bir iirinde yle dile getiriyor: D nyan n b t n kitaplar doyuramaz kafam n a l n . Neler neler okumad m! Ama yine de kafam n a l ndan l yorum... Anlay m artt k a, bilgim eksiliyor...Dinsel konulardan az zamanda b kan Campanella, felsefeye veriyor kendini. B y k talyan filozofu Telesio'da arad nderi buluyor. Do ruyu kitaplardan ok, tabiat n g zleminde arayan Telesio, Aristoteles'in b t n bir a etkileyen felsefesine kar tabiat felsefesini savunuyordu. Bu ama la da Academia Telesiana

    ad yla bir felsefe derne i kurmu tu. Telesio'nun temel d ncesi uydu: Bilim soyut kavramlardan de il, ger ek varl klardan yola kmal d r; deney, bilimin ba vurmas gereken temel kurald r.Campanella yirmi iki ya nda ilk eserini yaz yor. Bu, Telesio'yu d manlar na kar savunmak ve Aristoteles felsefesini r tmek amac yla kaleme ald Philosophia sensibus demostratat't r. Eser cizvitlerin sald r s na u ruyor. Sapk nl k ve b y c l kle su lanan Campanella, Papa'n n emriyle Cosenza'dan ayr l p Stilo'ya d nmek zorunda kal yor. Stilo manast r nda bo vakitlerini okumak, bilgisini artt rmakla de erlendiren Campanella, ok ge meden bu dar ve karanl k hapis- evinden ka yor. On y l, talya'y ba tan ba a dola yor. Venedik'te Galile'yle, daha bir ok tarih i ve filozofla tan yor. U rad yerlerde, al lm d ncelerle, k r inan larla sava yor. talya'n n hemen b t n b y k kentlerini g rd kten sonra, sava kan ve kararl , Stilo'ya d n yor.

    Campanella'n n hayat dram burada ba l yor. 1600'lerde b t n g ney talya, spanya'n n bir s m rgesi haline gelmi ti. zellikle Calabria b lgesi, din adamlar n n elinde daha da yoksulla m t . Bir yandan enkizisyon vah eti, bir yandan yoksulluk, toplumsal isteklere yol a maktayd . K lt r merkezleri olan kitapl klar ve akademiler kapat lm t . Serbest d nce manast rlarda bar nabiliyordu ancak.Yurdunu spanyol boyunduru undan kurtarmay d nen Campanella bir ayaklanma tertiplemeye ba l yor. Pietro Giannone Napoli Tarihi adl eserinde bu ayaklanma i in unlar s yl yor: Campanella yeni d nceleri, zg rl k ve cumhuriyet tasar lar yla az kals n Calabria'n n alt n st ne getirecekti. Krall klar yeni bir d zene sokmaya, toplumlar y netecek anayasalar koymaya kadar ileri g t rm t

  • 8/14/2019 gunesulkesi

    2/44

    i i. Anla lan, Campanella, sonradan hapiste yazaca G ne lkesi'nin toplum d zenini daha o zamandan tasarlam , politik ayaklanmay , daha nceki sapk n tarikatlar n yapt gibi, toplumsal bir reformla tamamlamaya kalkm t . Papa Paulus V, Urbanus VII, Bacon ve Richelieu gibi astrolojinin zel etkilerine inanan Campanella, y ld zlardaki birtak m belirtilere bak p, d nya y z nde, zellikle Napoli krall nda ve Calabria'da devrimler olaca n s yl yordu. Dinsel ve toplumsal alanda gerekli sayd yenilik d ncelerini bir ok manast r rahiplerine benimsetmi ti. Giannone'ye bak l rsa, y z a k n rahip bu

    ayaklanmaya kat l yor. Bir ok vaiz halk n aras na girip zg rl e kavu mak, parayla insan kan ak tan, yoksullar ezen kral adamlar n n i kencelerine son vermek i in birle meye a r yorlar onu. Napoli'li bir ok soylularla birlikte bir hayli piskopos da bu ayaklanmay destekliyor. Bu ara, bir T rk donanmas n n yard m da sa lan yor. Ama, ayaklanma nceden haber al narak nleniyor ve bir T rk gemisine ka mak zere anla t bir kay k y bekleyen Campanella bir kul bede yakalanarak Napoli'ye g t r l yor. At ld hapisevinde korkun i kencelere u ruyor. Atheimus triumphatus adl eserinin ns z nde Campanella ekti i i kenceleri yle anlat yor:Elli hapisevine girdim kt m. Yedi kez, t yler rpertici i kencelere u rad m. Son i kence k rk saat s rd . Bedenimi iplerle s k s k sar p kan revan i inde b rakt lar. Ellerimi arkaya ba lay p, sivri bir kaz n st ne salland rd lar

    beni. K rk saat sonra beni ld sand lar, i kenceyi durdurdular. kencecilerimden baz lar , daha da can m yakmak i in, as l bulundu um ipi habire oynat yor, boyuna k f r savuruyorlard . Baz lar da, Yaman adam, do rusu demekten kendilerini alam yorlard . Hi bir eyle sarsamad lar, alt edemediler beni, bir tek s z bile alamad lar a z mdan.1 Tam alt ay s ren bir hastal ktan, bir mucizeyle kurtulduktan sonra, bir ukura att lar beni. On be ay kald m orada. Sonra yarg n ne kar ld m. nce bana: renmedi in eyi nas l bilebilirsin? eytan m var senin emrinde? diye sordular. Ben de: Bildiklerimi renmek i in, sizin i ti iniz araplar n on misli kandil ya harcad m diye kar l k verdim. D zmeci adl kitab yazmakla su lad lar beni. Oysa, ben daha d nyaya gelmeden bas lm t bu kitap. Beni Demokritos'un d ncelerini benimsemekle, kiliseye kar d manca duygular beslemekle, din kurallar n n d na kmakla su lad lar. G ne 'te, Ay'da ve y ld zlarda devrimleri haber veren belirtileri ileri s r p ayaklanmalar

    haz rlamakla, d nyay sonsuz ve bozulmaz g steren Aristoteles'e kar kmakla su lad lar beni. B t n bunlardan t r , beni t pk Jeramiah gibi, havas z, ks z bir ukura t kad lar. Campanella'n n hapislik hayat yirmi yedi y l s r yor. B ylesine uzun bir i kence hayat na Campanella gibi ruh ve kafaca sa lam, inan lar nda sars lmaz bir insan dayanabilirdi ancak. Nitekim i kencecilerine kar ba hep havada kal yor, onlardan ne ba lanmas n istiyor, ne de yard m bekliyor. stedi i tek ey, kitap, k t ve kalem; yani, kafas n beslemek ve kafas n n r nlerini d ar ya sa mak. Campanella'n n hapis hayat 1626'da sona eriyor. spanya kral Philip III' n l m nden sonra (1621), papa Urbanus VIII in be y l s ren abas yla serbest b rak l p Roma'ya gidiyor. ok ge meden, pusuda bekleyen d manlar n n sald r s na u ruyor ve Frans z el isinin yard m yla Fransa'ya ka yor. Kardinal Richelieu ve Louis XIII.'den yak nl k ve yard m g ren Campanella mr n n geri kalan k sm n

    Paris'te dominiken manast r nda sessiz ve rahat, ge iriyor. 1639'da, yetmi bir ya nda l yor.

    *Campanella,hemen hepsi L tince olan say s z eserler yazm t r. Felsefe tarihinde Campanella'n n ad , Aristoteles felsefesinin d man ve deneysel y ntemin nc s olarak an lmaktad r. Bacon'dan nce, fizik alan nda, g zlem olmadan, varsay mlar deneylemeyle kontrol edilmeden sa lam hi bir bilgiye var lamaz, diyen o olmu tur (G. Fonsgrive), Calabria'l filozof, her eyden nce, felsefeyle tanr bilimi birbirinden ay rmak gerekti ini ileri s r yor. Ona g re, felsefe duygu ve ak l yoluyla var lan tabiat bilgisidir, ncil'se imanla tabiat- st d nyas n tan may

  • 8/14/2019 gunesulkesi

    3/44

    ama edinmi tir. Tabiat renmek, g nl k ya ay m zda ondan faydalanmak anlam na geldi i halde, tanr bilim sadece ruhun kurtulu uyla ilgilenmektedir. Onun i in, felsefe, tabiat n s rlar na y nelmi bir ara t rma olarak, Kutsal kitaplar n bask s ndan kendini kurtarmal d r. nk , bu kitaplar n b ylesi bilgiyle hi bir ili kisi yoktur. Ayr ca felsefe, kendini insandan ( rne in, Aristoteles'ten) gelen her t rl otoriteden de kurtarmal d r. (Bruna Widmar) Felsefe eserlerinin de eri ne denli b y k olursa olsun, Carnpanella'dan bug ne kalan, ad n l ms zle tiren ey, hi phe yok ki, G ne lkesi'nde dile

    getirdi i toplumsal bir d zen d ncesidir. lk defa Utrecht'de 1643'de bas lm olan G ne lkesi, (Civitas Solis), Platon'un Devlet'i ve Thomas More'un Utopia's yla ayn d nce izgisi zerinde, insano lunu mutlu bir ya ay a kavu turma yolundaki isteklerin en temiziyle yaz lm eserlerin ba nda gelir. G ne lkesi, Campanella'n n, g n n birinde ger ekle ece ini d nd filozof a bir devlet tasar s d r. Campanella b t n k t l klerin ve haks zl klar n kayna , insan n kendinden ba kas n d nmemesinde, d nya mal n n benim senin diye b l lmesinde buluyor. Ona g re, insanlar, genel yarar kaygusundan uzak olduklar s rece, kendi dar evrelerinde, kendilerinden ba kas n d nmezler. Oysa, toplum halinde birle en insanlar n amac genel yarar olmal d r. zel karlar kald ral m, toplum yarar ndan ba ka bir ey kalmaz ortada. Bencil davran lar, eninde sonunda, toplum g lerinin at mas na yol a ar. Oysa bu g lerin genel yarara y nelmesi, g ler aras nda tutarl bir denge yarat r. Onun i in, G ne

    lkesi'nde her ey devletin, genel yarar n buyru u alt ndad r. Ama, denilecektir ki, zel mal m lk olmazsa, insanlar nas l al t r r z? Campanella buna, insanlarda dayan ma bilinci, topluma yararl olma iste i yaratarak, diye cevap verecektir. Tarih bize Romal lar n, yoksulluklar na ra men, yurtlar u runa seve seve sava a at ld klar n g stermiyor mu? lk H ristiyanlar zaman nda, kazan tan, mal m lk d ncesinden uzak, d nyadan elini ete ini ekmi , topluluk u runda kendi karlar n , sevgilerini, hatt canlar n bile hi e sayan rahipler ayn zgecilik rne i vermiyorlar m yd bize? Bug nk toplumda bile, karde e al ma, kars z yar ma rnekleri g rm yor muyuz? imdilik devede kulak olan bu rnekler ni in bir g n genelle mesin? Ayr ca u da var: G ne lkesi'nde al ma bir angarya olmaktan km , bir zevk halini alm t r. Aylakl k ay p, y z k zart c bir eydir orada. Campanella filozof a devlet tasar s nda, mal m lk ortakl yan nda, kad n

    ortakl n da ele al yor. Kendinden nce, Platon da devlet i inde anla ma, kayna ma yarat r diye, kad n ve ocuklar n ortak olmas n savunmu tu. Ne var ki, Platon, bu ortakl yaln z y neticiler i in ng r yordu. Campanella ise, bu ortakl b t n toplum i in istiyor. unu unutmamak gerekir ki, kurmac Platon'dan nce, kad n ortakl Heredotus'un da belirtti i gibi baz skit kabilelerinde varm . Bu kabilelerde kad nlar ata biner, avlarda, sava larda erkeklere e lik ederlermi . Yunan tarih isine bak l rsa bu ortakl n amac , kan ba yla herkesi birbirine s k s k ya ba lamak, k skan l klar n, kinlerin n n almakm . te yandan, Lykurgos Yasalar evlilik i in birtak m ya s n rlar koymakta ve g s z d en ya l erkeklere, aile yuvalar n bozmamak i in, kar lar n zaman zaman, evlenmeden oluk ocuk sahibi olmak isteyen bek r erkeklere sunma hakk tan maktad r. G r l yor ki, Campanella, soyun remesine ve ocuk e itimine verdi i nem

    dolay s yla kad n ortakl n benimserken, Platon'un d ncelerinden faydaland kadar, antik a uluslar n n yasalar ndan da esinlenmi tir. Campanella, yeni bir alt n a n do aca na ve bunun da G ne lkesi gibi bir devlet d zeniyle ger ekle ece ine inan yordu. A a da Alt n a adl iiri bunun sa lam bir kan t d r. ALTIN A Mutlu bir alt n a olduysa eskiden Ni in bir kez daha olmas n? Her ey d n p dola p Gelmiyor mu eski yerine?D nd m, tledi im gibi benim

  • 8/14/2019 gunesulkesi

    4/44

    Payla sayd insanlar Yararlar , mutlulu u ve ahl k Cennet olurdu d nya...Uyan k, temiz sevgiler gelirdi diyorumAzg n, k r sevgiler yerine Yalan dolan, bilgisizlik yerineGer ek bilgi gelirdiVe karde lik zorbal n yerine.

    Bu iiri dilimize S. Eyubo lu evirmi tir.

    1.Campanella'n n a da Rossi ad nda bir yazar yle yaz yor: Campanella'ya otuz be saat boyunca yapt klar i kence ylesine vah iceydi ki k n n b t n kan damarlar kopmu , a lan yaralardan durmadan kanlar bo an yordu. Bununla beraber, di lerini s k p i kenceye ylesine dayand ki, a z ndan, bir filozofa yak mayacak tek kelime bile alamad lar.

    R N SES YLE G NE LKES

    F LOZOF A B R DEVLET TASARISI Konu anlar:

    OSP TALAR O veCOLOMBO NUN CENOVALI KILAVUZUBu konu malar bir ospitalario ile Colombo'nun k lavuzlar ndan Cenoval bir kaptan aras nda ge er. Ospitalario, Kutsal topraklarda hastalanan hac lara bakmak amac yla kurulmu bir kuruma ba l kimselere verilen add r. Kud s'te Sen Jan tarikat diye tan nan bu dinsel kurum sonradan Malta valyeleri rg t n meydana getirmi tir. Campanella'n n bu eserde s z n etti i Colombo'nun Kristof Kolomb'la hi bir ili kisi yoktur. nk , bu konu mada ge en olaylar nl denizcinin l m nden sonraya aittir.

    OSP TALAR O Haydi anlat bakal m u deniz yolculu unda ba ndan ge enleri! CENOVALI KAPTANDaha nce anlatm t m ya d nyay bir ucundan b r ucuna nas l dola t m , Toprabana'ya var r varmaz nas l karaya kmak zorunda kald , m . Bu adan n insanlar ndan korkup yak n bir ormana s nm t m. Bir s re sonra ormandan km , y r ye y r ye tam Ekvator'un alt na d en geni bir ovaya varm t m. OSP TALAR O Peki, orada neler oldu?C. KAPTANOrada, d rt bir yan m , kad nl erkekli bir s r insan sar verdi birden. Hepsinin ellerinde sil hlar vard . lerinde bizim dilimizi konu anlar oktu. Beni al p G ne Kent'e g t rd ler.

    OSP TALAR O Nas l yap lm bu kent, nas l y netiliyor, anlat verin l tfen! C. KAPTANGeni bir ovan n ortas nda y kselen bir tepe d n n, te, kentin b y k par as bu tepenin zerinde kurulmu . Ama kat kat emberleri tepenin ete inde ylesine uzaklara yay lm ki, ap iki , b t n evresi de yedi mili bulmakta. Bununla beraber, bir tepe st nde kurulaca na, bir ovada kurulmu olsayd ap bu kadar b y k olmazd . Kent yedi halkaya ya da embere b l nm . Bunlar n her biri yedi gezegenden birinin ad n ta yor. emberler birbirine d rt ayr yolla ba lanm . Her yol da bir kap ile sona eriyor. Her kap d rt y nden birine bak yor. Ayr ca yle kurulmu ki bu

  • 8/14/2019 gunesulkesi

    5/44

    kent, her kim birinci duvar emberini yaracak olsa, ikincisini yarabilmek i in iki kat, nc s i in daha ok aba sarfetmesi, b t n kenti ele ge irmek i inse yedi defa sald rmas ve her seferinde g c n art rmas gerekir. Ama, bana kal rsa, birinci duvar bile ele ge irmek olacak ey de il. ylesine kal nd r nk ; bur lar, kuleler ve hendeklerden ba ka t rl sava ve savunma ara lar yla bezenmi tir.Kuzey kap s ndan girince (bu kap ba tanba a demirdendir, kolayca inip kalkacak ve s k ca kapanacak bi imde yap lm t r), g z me birinci duvarla ikincisi aras nda,

    yetmi ad m geni li inde bir d zl k ili ti. Buradan, ikinci duvar boyunca uzanan, birbirine biti ik ve bir tek heybetli gibi g r nen zengin konaklar g ze arp yordu. Bu konaklar n yar y ksekli inde boydan boya, s ra kemerler uzan yordu; bunlar n st nde, t pk s tunlu avlular ya da manast rda oldu u gibi altlar geni , zarif s tunlarla tutturulmu st rt l ge itler vard . Bu konaklar n alt katlar na, do rudan do ruya i b key duvarlar n i k sm ndan girilir; yukar katlaraysa mermer merdivenlerle k l r. Bu merdivenler, duvarlar n i k sm ndaki ayn bi imde ge itlere a l r. Bu ge itlerden de, duvarlar n her iki yan na bakan zarif pencereli st kat odalar na k l r. Odalar n hepsi adamak ll s sl d r. ve d duvarlarda oyulan pencerelerden k al rlar. Duvarlar alt kat duvarlar ndan daha incedir. D duvar, yani d b key duvar, a a do ru sekiz i duvar , ara duvarsa bir ya da yar m kar kal nl ndad r. Bu birinci emberden k nca, ikinci d zl e var l r. Bu d zl k,

    birincisinden ad m kadar daha dard r. kinci emberin duvar altl stl , birbirine benzeyen galerilerle s sl d r. lere do ru konaklar evreleyen bir ba ka duvar daha g ze arpar. Altta, s ra s tunlar, stte, yani konaklar n yukar katlar na a lan yerlerinde ok g zel resimler s ralanm t r. B ylece, birbirine benzeyen d zl kler ve konaklar ku atan s tunlu galerilerle s sl ifte duvarlar aras ndan y r ye y r ye Kent'in son emberine var l r. Bununla beraber, emberlerin i ve d duvarlar ndaki ifte kap lardan ge ilince, insan hafif meyilli ve al ac k basamakl merdivenleri t rman r, yoku yukar kt n n fark na varmaz. Tepenin doru unda, geni bir d zl n ortas nda, usta elinden km b y k bir tap nak y kselmektedir.

    OSPlTALARlODurmay n, ne olursunuz, durmay n, anlat n! C. KAPTAN

    Tap nak yuvarlak bi imdedir. epe evre, kal n duvarlarla de il, iri, ama zarif s tunlarla evrilidir. Tap na n ortas nda b y k, g zel bir kubbe, onun st nde de, ortas delik, daha k k bir kubbe y kselmektedir. Bu kubbenin deli i suna n tam st ne rastlar. Tap na n evresi be y z elli ad m a k nd r; orta yerde, epe evre s tunlarla evrili bir sunak vard r. D s tun ba l klar n n st nde sekiz kadem boyunda kemerler uzan r. Bunlar n dibinde, kadem y ksekli inde bir duvar, tap na n s tunlar yla kemerleri tutan s tunlar aras nda da g zel ta larla d eli galeriler vard r. Say s z kap larla s sl k k duvar n i k sm nda yere ak l iskemleler, ayr ca bir ok g zel portatif sandalye g ze arpar. Suna n tam st nde iki b y k k re vard r: Bunlar n b y g ky z n , k de yery z n g sterir. Ayr ca, b y k Kubbenin tavan nda alt b y k gezegenin resimleri g r l r: Bunlar b y kl klerine g re s ralanm lard r. Altlar nda adlar ve yery z olaylar na yapt klar etkileri anlatan er dizecik yaz l d r. Suna n st ne

    yerle tirilmi k relerden, evreni ba tan ba a izleyebilirsiniz g zlerinizle. Yer, de irmi ta larla d elidir. Yedi gezegenin adlar n ta yan yedi alt n lamba, tap na gece g nd z durmadan ayd nlat r. Tap na n st k sm ndaki k k kubbe birtak m k k ve g zel odalarla evrelenmi tir. ve d s tunlar n kemerleri st ndeki d zl kte, kimisi k k, kimisi b y k odalarda k rk dokuz rahip oturur. K k kubbenin tepesinde d nen ok hassas bir yelkovan, say s yirmi alt y bulan r zg rlar n y n n g sterir. Kent halk buna bak p s derecesini, o y l n, bereketli olup olmayaca n , havan n denizde ve karada alaca durumu kestirir.OSP TALAR O Yi it kaptan m, imdi de bu kentin nas l y netildi ini anlat verin, etrafl ca.

  • 8/14/2019 gunesulkesi

    6/44

    renmeye can att m benim bu as l. C. KAPTANKent'in en b y k y neticisi bir ba rahiptir. Halk Hoh der ona. Biz olsak Metafizik i derdik. Gerek d nya i lerinin, gerek ahiret i lerinin ba odur. Yetkisi mutlakt r. Verdi i yarg lar kesindir, kimse ses karamaz onlara. Hoh'un Pon, Sin ve Mor adl e it yetkide yard mc s vard r. Bizim dilimizde bunlara G , Ak l ve Sevgi diyebiliriz. G , bar ve sava la ilgili b t n i leri y netir. Askerlik i lerinde Hoh'tan sonra

    en y ksek yetkili odur. Belli ba l g revleri, subaylarla askerlere kumanda etmek, ordunun b t n sil h, cephane ihtiya lar n sa lamak, tahkimat yapt rmak, sald r lar haz rlamak ve buna benzer her e it i leri y netmektir. Serbest mesleklerin, el zanaatlar n n, bilim i lerinin, bilim adamlar n n, e itim i lerinin, okullar n y netimi Ak l' n g revleri aras nda yer al r. Bilimlerin ba ndaki uzmanlar onun buyru u alt ndad rlar: Bu uzmanlar s ras yla unlard r: Astrolog, kozmograf, matematik i, geometrici, tarih i, ozan, mant k , s z ustas , gramerci, hekim, fizyolog, politikac , ahl k ... B LG ad verilen bir tek kitapta b t n bilimler a rt c bir a kl kla zetlenmi tir. Bu kitap halka Pythagoras'c y nteme g re okunur. Y netici Ak l, kentin i d , y ksek al ak b t n duvarlar n bilimlerin t rl y nlerini g steren g zel resimlerle s sletir. Tap na n d ve ba rahibin vaaz verirken sesi da lmas n diye a a indirilen perdelerin st , y ld zlar n

    b y kl k, nitelik ve hareketlerini yans tan resimlerle donat lm t r. Bu resimlerin alt nda er dizelik a klamalar yer almaktad r. Birinci emberin duvarlar na, matematik ve geometri ile ilgili ekiller izilmi tir. Say lar , Archimedes ve Eukleides'in daha nce bulduklar ndan fazlad r. Resimlerin boyu duvar n geni li i ile orant l d r ve her birinin alt nda, birer dize halinde, a klamalar, tan mlamalar, nermeler yer almaktad r. Ayn emberin d duvarlar nda d nya yuvarla n n b t n ayr nt lar yla tam bir resmi, bir de her memleketin haritas g r l r: Haritalarda, bu memleket halklar n n t releri, yasalar , atalar ve g leri ile ilgili k sa a klamalar vard r. e itli uluslar n alfabeleri, G ne Kent alfabesinin st nde yer almaktad r.kinci emberin, i k sm nda, de erli de ersiz e itli ta lar n, madenlerin resimleri ile birlikte as llar da yer almaktad r. Hepsinin alt nda da iki er

    dizelik a klamalar yaz l d r. emberin d k sm ndaysa, yery z n n b t n denizleri, nehirleri, g lleri, p narlar , bir de arap, ba ve e itli i kilerin zellikleriyle kaynaklan g sterilmi tir. ki- y zy ldan kalma, hemen hemen b t n hastal klara birebir gelen e itli il lar i eler i inde kemerlerin st ndeki duvar oyuklar na yerle tirilmi tir. Altlar nda k sa dizeler bulunan birtak m resimler ya mur, dolu, kar, im ek ve hava ile ilgili ba ka eyler st ne bilgi vermektedir. Ayr ca, G ne lkeliler, r zg r, ya mur, g kku a gibi b t n g ky z olaylar n , evlerinde ta st ne izmesini bilirler.nc emberin i duvarlar a a ve bitki t rlerinin resimleriyle donat lm t r.

    Baz bitkiler toprak saks lar i inde kemerlerin d k s mlar na yerle tirilmi tir. Bunlar n nerelerde yeti ti i, zellikleri, ne gibi hastal klarda deva olarak kullan ld klar yaz l d r. Ayr ca insan bedeninin e itli k s mlar , deniz

    r nleriyle olan benzerlikleri de yaz l d r. Ayn emberin d duvarlar nda b t n bal k t rleri nehir, g l, deniz bal klar resimlerle g sterilmi tir. Her t r n soyu sopu, niteli i, ya ay , reyi i, huyu suyu, ne i e yarad bir bir anlat lm t r. Bu duvarda b t n yer ve g k nesnelerinin do a ve sanat r nleriyle olan benzerlikleri belirtilmi tir: yle ki, Piskopos, Zincir, Z rh, ivi, Y ld z ad verilen ve Tanr 'n n g n y remizde g rd m z ba ka nesnelere benzetilen bal klarla kar kar ya gelince a k nl ktan a z m a kta kald . Daha g r lecek neler neler vard : Deniz kestaneleri, istiridyeler, midyeler, sular d nyas n n g r lmeye de er nesi varsa hepsi bir bir, g zel ve a klay c resimlerle kar m za konmu tu.

  • 8/14/2019 gunesulkesi

    7/44

    D rd nc emberin i duvarlar nda, e it e it ku lar, zellikleri, ya ay lar , renkleriyle, canland r lm . Beni en ok a rtan ey, orada sahici bir anka ku u g rmek oldu. D duvarlarda, b t n s r ngenler, y lanlar, ejderhalar, kurtlar, b cekler, karasinekler, sivrisinekler, kelebekler, s m kl b cekler vb. t rl zellikleriyle yer alm . Bu say s z resimler, bu hayvanlar n ger ekte, akl m z n almayaca kadar ok oldu unu g stermektedir. Yery z n n daha geli kin hayvanlar n n resimleri be inci emberin i duvarlar n s slemektedir. Ne de okmu lar me er! Binde birini ancak tan yabiliyor insan.

    Bunlar n kimisi ylesine b y k ki, resimleri d duvara ta m . Yaln z atlar i inde say s z t rler var. Sonra ne g zel eyler, anlatamam. Gelelim alt nc embere. duvarda zanaatlar, say s z ara lar, e itli uluslardaki kullan l lar yla ayr ayr g sterilmi . Altlar na da bulucular n n adlar yaz lm . D duvarsa, bilim, sava ve yasa i lerinde n salm st n zek lar n resimleriyle donat lm : Musa, Orisis, J piter, Merk r, Lykurgos, Pompilius, Pythagoras, Zamloxis, Solon, Charondas, Phoroneus ve daha niceleri birbir yer alm lar orda. Daha kimler yok ki! Muhammed bile var i lerinde. Ama G ne Kentliler ona kar pek b y k bir sayg beslemiyorlar, sahte, k t bir yasac g z yle bak yorlar ona. sa'n n ve on iki havarinin resimlerini en y kse e asm lar. G ne Kentliler havarileri b r insanlardan st n tutuyor, onlara y ce yarat klar g z yle bak yorlar. Sezar' n, skender'in, Pyrrhus' n ve Annibal'in resimleri de y kseklere as lm . Bar ta ve sava ta n salan, zellikle Romal

    kahramanlar n resimleri daha a a da yer almakta. B t n bu e itli ki ilerin G ne lkesi'yle ne ilgisi vard , bizim tarihimizi nerden biliyorlard ? Sonradan rendim ki, G ne Kent'te b t n diller renilirmi . D nyan n d rt bir yan na, boyuna k ifler, el iler salar, e itli

    uluslar n t relerini, y netim yollar n , yasalar n , tarihlerini, iyi ve k t yanlar yla renirlermi . B t n bu bilgileri kendi lkelerinde uygulad klar ve bundan zevk duyduklar a k a g r l yordu. Bu arada, inlilerin barutu ve bas mc l bizden nce bulduklar n da rendim. G ne Kent'te bu say s z resimleri a klamak ve ta d klar anlam retmekle g revli retmenler var. Gencecik ocuklar, daha on ya na basmadan bu e itli bilimleri, hatt bu bilimlerin tarihini, hi g l k ekmeden, adet oyun oynarcas na reniyorlar. Hoh'un yard mc s ndan biri olan Sevgi G ne lilerin reme i ini d zenlemekle

    g revlidir. Ba l ca i i, kad nla erke in kusursuz bir soy yeti tirecek yolda birle melerini sa lamakt r. G ne Kentliler, k pek ve at soyunun geli mesine b y k nem veren ama, insan soyunun geli mesine pek ald r etmeyen bizlerle d pe d z alay ediyorlar. B ylece, ocuklar n e itimi, hekimlik, eczac l k, tar m i leri, meyvac l k, hayvanc l k, bir kelimeyle, yiyip i ecek, giyim ku am, cinsel al veri le ilgili ne varsa, hepsi Sevgi'nin y netimi alt ndad r. Kendisine bu konuda kad n-erkek bir ok g revli yard m etmektedir. te, Metafizik i, bu yard mc s yla birlikte,Kent'in, yukar da sayd m z b t n i lerini y ksekten y netir: Onun iste i d nda hi bir ey yap lmaz. Devletin b t n i lerini bu d rt ki i ekip evirir ama, Metafizik i ne y nde karar verirse,

    yard mc ona boyun e er. OSP TALAR O Bu lkenin kamu g revleri nelerdir? Halk nas l e itilir, nas l ya ar? Devleti halk

    m , kral m , aristokratlar m y netir, l tfen s yler misiniz dostum. C. KAPTANBu lkenin insanlar Hindistan'dan gelmi ler. Memleketi kas p kavuran b y c rahiplerin, haydutlar n ve zorbalar n elinden ka m lar, filozof a ve ortak bir toplum kurup ya amaya karar vermi ler. Do duklar memlekette kad nlar ortak olmad halde, onlar aras nda anlataca m bi imde bir ortakl k vard r. Onlarda her ey ortakt r. Payla ma i ini y neticiler g r r. Bununla beraber, bilimler, erefler ve d nya nimetleri ylesine da t lm t r ki, kimse bunlar ba kas n n zarar na ele ge irmeyi d nemez. Onlara g re, insan n bir evi, bir kar s , kendi ocuklar oldu mu, mal m lk derdine d er. Bencillik bundan do ar. O lumuzu y kseltmek, zengin etmek ve miraslara, kondurmak i in halk n var n yo unu elinden

  • 8/14/2019 gunesulkesi

    8/44

    al r z. Param zla, g c m zle ba kalar n buyru umuz alt na al nca, ya da g s z, yoksul ve tan nm bir ailedensek, cimri, hain ve iki y zl oluruz. G ne lkeliler bencilli in amac n ortadan kald rmakla onu yok etmi ler ve yerine ortak ya ama sevgisini koymu lard r. OSP TALAR O Ama, Aristoteles'in Platon'a kar ileri s rd gibi, bu ko ullar alt nda hi kimse al maya yana maz, ge imini sa lamak i in ba kalar n n al mas na bel ba lar.

    C. KAPTANBu konuda seninle tart amam, nk tart ma sanat n bilmiyorum. Yaln z unu s yleyeyim ki, G ne Kentliler yurtlar na inan lmayacak kadar b y k bir sevgi ile ba l d rlar. B yle olmalar da gerekir. nk , yurt sevgisi, ki isel kardan vazge ildi i l de artar. Tarih bize bunu a k a g stermiyor mu? Eski Romal lar zel mal m lk hor g rd kleri l de kendilerini seve seve yurtlar na feda edebilmi lerdir. Bana kal rsa, bizim din adamlar ve papazlar, e lerine dostlar na olan a r sevgileri, y kselme tutkular y z nden bozulmasalar, ermi lere yara r bir hayat s rer, d nya mal na o kadar d k n olmaz, t pk havariler ve g n m zdeki bir ok insanlar gibi, herkese iyilik yapmaktan ba ka bir ey d nmezler. OSP TALAR O Ermi Augustinus da ayn eyi s ylemi ti, yan lm yorsam. Ama siz bana unu s yleyin l tfen: Birbirlerine yard m etmek f rsat n bulamad klar na g re, G ne

    Kentliler hi bir zaman dostlu un ne oldu unu bilemeyeceklerdir, yle de il mi? C. KAPTANTam tersine. Bir defa, hi kimse ba kas ndan herhangi bir hediye alamaz. nk , toplum ona ihtiyac olan ne varsa hepsini sa lamaktad r. Y neticiler de kimsenin, hakketti inden fazlas n almamas na dikkat ederler. Herkes neye ihtiyac varsa al r onu. Dostluk, G ne Kentlilerin gerek sava ve hastal k gibi hallerde birbirlerine g sterdikleri yak nl kta, gerekse bilimsel al malarda, bilgi ve t yoluyla birbirlerine yapt klar kar l kl yard mlarda a k a g sterir kendini. Ayn ya taki G ne liler birbirlerine karde derler. Yirmi ikisini a anlara baba, bu ya tan a a olanlara da o ul denir. Y neticilerin belli ba l i lerinden biri de, karde lerin birbirine haks zl k etmemesine al makt r. OSP TALAR O Peki, nas l ba ar yorlar bu i i?

    C. KAPTANBizde ne kadar erdem ad varsa, G ne lkesi'nde de o kadar y netici ad vard r. rne in, B y kl k, Cesaret, Namus, C mertlik, al kanl k, Tokg zl l k (ve daha ba ka) adl y neticiler vard r. Kim ocuklu unda, okulda bu erdemlerin birine en fazla e ilim g sterirse, bu g reve se ilir. H rs zl k, adam ld rme, ahl ks zl k, uygunsuz iftle me gibi su lar n ne oldu unu bilmezler. Onlar n birbirlerine y kledikleri su lar nank rl k, k t l k, nezaketsizlik, tembellik, as ky zl l k, huysuzluk, hafiflik, dedikoduculuk ve yalanc l kt r. Hele yalanc l k onlar i in vebadan beterdir. Bu su lar n cezas , yarg lar n uygun g recekleri bir s re, ortak sofradan uzakla t r lmak ve kad ns z b rak lmakt r. OSP TALAR O Y neticiler nas l se ilir, onu s yleyin! C. KAPTAN

    Daha nce, G ne Kentlilerin nas l ya ad klar n anlatay m. Hemen unu s yleyeyim: Kad nlarla erkeklerin k l hemen hemen ayn d r. Yaln z kad nlar n dizleri kapal , erkeklerinki a kt r. Bu k l k sava a daha elveri lidir. Erkek ve k z ocuklar, hi bir ayr m yap lmaks z n, her t rl zanaat e itiminden ge erler. Bir ya la ya aras nda b t n ocuklar duvarlardaki resimler ve yaz lar n nde dola a dola a hem alfabeyi, hem okumay renirler. ocuklar d rt b l e ayr l rlar. Her b l n ba nda, ocuklar ekip eviren bir ba kanla, ya l bir retmen bulunur. Bunlar her i te ve bilgide denenmi d r st kimselerdir.

    Bir s re sonra, ocuklar, g lenip kuvvetlensinler diye, g re e, ko uya, disk atmaya ve ba ka beden hareketlerine al t r l rlar. Yedi ya na kadar ayaklar plak, ba lar a k gezerler. Daha sonra, e itli zanaatlar rensinler diye,

  • 8/14/2019 gunesulkesi

    9/44

    ocuklar b l k b l k, a , marangoz, kundurac , demirci ve resim atelyelerine g t r lerek, hangi zanaata e ilimleri oldu u, nelerden ho land klar renilir. Yedi ya ndaki ocuklar, duvarlardaki yaz lardan matematik kavramlar n rendikten sonra, do a bilimlerini okumaya ba larlar. Bu dersleri d rt ayr retmen verir. Her ders d rt saat s rer ve bu s re i inde her b l k b t n

    dersleri g rm olur. nk , ocuklar n bir b l beden e itimi yaparken, bir ba ka b l de kamu hizmetlerinde al r, bir ba kas da yaln z okuma yoluyla bilgilerini artt r r. Bu dersleri g r p renenler, daha zor konulara ge er,

    matematik, t p ve ba ka bilimlere ba larlar. renciler aras nda durmadan bilimsel tart malar, yar malar tertiplenir. Zamanla, fil n bilim dal nda ya da falan zanaat kolunda kendilerini g sterenler, bu bilim ya da zanaatin y neticili ine getirilir; art k herkes onlara usta g z yle bakar. Tar m ve hayvanc l k, g zlem yoluyla retilir. renciler retmenleriyle birlikte tarlalara gidip al ma yollar n

    incelerler, i lerinden en ok be enilen ve sayg g renler, bir ok zanaat ve meslekten anlayan ve bunlar en b y k ba ar yla uygulayanlard r. Onun i in G ne ( lkelilerin, zanaatlar hor g ren, buna kar l k, hi bir meslekleri olmayan, hi bir yararl i g rmeyen, bolluk i inde aylak ya ay p zevkleri ve keyifleri i in s r s r insan kullanan kimselere soylu ki i g z yle bakan bizlerle ne denli alay ettiklerini anlatamam. Onlara g re, b ylesine bir tutum bir devlet i in en k t sonu lar do urabilir: Ahl ks zl klar okulu denebilecek b ylesi bir topluluktan s r ile haydutlar, eli b akl lar kar.

    b r y neticileri, en b y k d rt y netici (Metafizik i, G , Ak l ve Sevgi) ile her g revin zel retmeni se er. Bu retmen kimin u ya da bu erdemden, u ya da bu sanattan hangisini renebilece ini herkesten daha iyi bilir. Onlar Y neticiler Kurulu nerir. Bu neriye kar , ya da bu neriden yana bir diyece i olan s z al p konu ur. Hoh olabilecek kimsenin, cumhuriyet olsun, krall k olsun, b t n devletlerin yasalar n , devlet bi imlerini, geleneklerinin ve dinlerinin tarihlerini derinlemesine bilmesi gerekir. Ayr ca yasa koyanlar , sanatlar geli tirenleri adlar yla bilecek; bir de yerde ve g kte olup bitenlerden haberi olacak. B t n mekanik sanatlar st nde bilgisi olacak (pratik bilgi aranmad na g re, yukar da s z n etti imiz adlarla bu sanatlar n her biri iki g nde renilebilir). Fizik ve astronomi bilgisi de ayr ca nemlidir. Yabanc dil st nde o kadar titizlikle durulmaz. nk , memlekette bol bol (gramerci ad verilen) terc man vard r. Ama,

    her eyden nce, Hoh'tan istenen, metafizi i ve teolojiyi iyiden iyiye, b t n bilim ve sanatlar , ilkeleri, tan mlamalar yla adamak ll bilmesi, nesnelerin benzerlik ve ayr l k ili kilerini, d nyan n d zenini ve kaderini, Tanr 'n n ve yarat klar n nem s ras n ve benzerliklerini, Tanr 'n n g c n , Tanr 'da ger e in ve idealin birle mesini kavram olmas , Tanr ve insan sevgisine ermesi, yer g k ve denizle ilgili ne varsa hepsini bilmesi, hi de ilse bir insan n ula abilece i bilgi kat na varmas d r. Ayr ca, Hoh'un peygamberlerin kitaplar m ve astroljiyi adamak ll incelemi olmas aran r. B ylece, G ne lkeliler, kimin Hoh olaca n daha nceden kestirebilirler. nk b ylesine geni ve e itli bilgiye herkeste pek rastlanamaz. B ylesine y ce bir g reve kimse otuz be ini doldurmadan se ilemez. Bu g rev m r boyunca s rer. Ama, bu ara, G ne lkesi'nde Hoh'tan daha bilgili, devlet i leri i in daha yetkili birisi kacak olursa, o zaman eski Hoh yerini yenisine b rak r.

    OSP TALAR O Ama kim b ylesine bilge olabilir? Kendini bilimlere adam birisi, y netim i inin stesinden gelebilir mi, her zaman?C. KAPTANBu soruyu ben de sormu tum G ne Kentlilere ve u kar l alm t m: Biz b ylesi bir bilge adam n devleti iyi y netece ine sizlerden -ba n za ok zaman bilgisizleri ge iren ve bunlar s rf h k mdar soyundan geldi i i in ya da g l bir partice se ildi i i in y netime elveri li sayan sizlerden - daha ok g veniriz. Bizim Metafizik i, her e it y netim i inde acemi olabilir ama, o u suz bucaks z bilgisi, onu k t , hain ve zorba olmaktan ister istemez al koyar. Bununla beraber, ba kan m z n bilgisinden kard m z kan ta siz bizler kadar nem

  • 8/14/2019 gunesulkesi

    10/44

    vermezsiniz. nk , sizler bilgin diye Aristoteles'in ya da ba kalar n n gramer ve mant k kurallar n en ok bilenlere diyorsunuz ve b ylece sizin memleketinizde bilim, sadece domuzuna yorulma ve k lece ezbercilik isteyen bir i tir. Bu da insan n d ncesini k rletir, onu olaylar n derinine inmekten al koyar, bir s r laf kalabal ile yetinmesine yol a ar, ruhunu al alt r, kitaplar n l kelimeleriyle kafas n doldurur. Onun i in, b ylesi bilginler Tanr 'n n b t n varl klar nas l y netti ini, tabiat n ve uluslar n kurallar n , t relerini bilmezler. Oysa, bizim Hoh'umuz i in b yle bir ey s ylenemez. nk , b ylesine

    geni bir bilgiye ula abilen kimse bununla dehas n n y celi ini g stermi , en etin g revlere, zellikle devlet y netimine elveri li oldu unu ispatlam say l r. Ayr ca, bize g re, kendini sadece bir tek bilime aday p sadece kitaplarla yetinmi bir kimse kafas tam geli memi , be para etmez bir kimsedir. Dehan n z b t n bilimleri kendine mal etmek ve derinlere inmektir: te, bizim en y ce ba kan m z Hoh yle olmal d r. Ki yledir de. te yandan, Hoh'un yard mc s olan b r ba kan n do rudan do ruya g revleriyle ilgili i lerde derin bilgileri olmas gerekir. Ortak i lerdeyse sadece tarih olaylar n bilmeleri elverir. rne in, G , binicilik, ordu d zeni, ordug h kurma, sil h yap m , tabiye, tahkimat gibi i lerde yetki sahibidir. Ama bunlar yapabilmesi i in, felsefe, tarih, politika, fizik vb. bilmesi gerekir. A k ve Ak l i in de ayn nitelikler istenmektedir. G ne Kentlilerin ya ama yollar ndan, e itim ara lar n n st nl nden s z ederken unlar belirtmem gerekir. Daha nce anlatm t m: bu kentte bilimler o kadar kolay

    retiliyor ki, ocuklar bizimkilerin on ya da on be y lda rendiklerini bir y lda kavrayabiliyorlar. sterseniz bir deneyin, ocuklara bir eyler sorun bakal m. Bu, nce biraz a rtt beni. Ama, ocuklardan bir ka na sorular sordum. Hi duraksamadan bir rp da verdikleri o yerinde ve bilgili cevaplar kar s nda nas l a z m a kta kald anlatamam. o u ana dilimizi kusursuz konu uyordu. Me er her b l kten ki i bizim dilimizi, ki i Arap ay , ki i Leh eyi, ki i de d nyan n ba kaca dilini renmek zorundaym lar. ocuklar b t n bu e itim bitmeden ne dinlenebilirler, ne de tatil yapabilirlermi . Ancak retim d nemi sonunda k ylere, k rlara gezmeye, tarlalarda ko up oynamaya gider, ok, m zrak atmay , sil h kullanmay renir, avlan r, bitkiler, hayvanlar ve madenler st nde incelemeler yapar, tar m i leriyle u ra r, s r lere bakarlarm . Her renci b l ak ll ca d zenlenmi i lerde s rayla al rm .

    OSP TALAR O Bu lkenin devlet g revleri nelerdir, ayr ayr s yler misiniz? zellikle e itim ve toplum hayat st ne bildiklerinizi. C. KAPTANG ne Kentlilerin evleri, odalar , yataklar ve gerekli b t n e yalar ortakt r. Her alt ayda bir, y neticiler herkese hangi evrede, hangi evde, hangi odada kalaca n bildirir. Her odan n kap s nda, i inde ge ici olarak oturan n ad yaz l d r. B t n kol ve kafa i lerinde erkekler gibi kad nlar da ortak a al r. Yaln z topra belleme, ekip bi me, hasat, ba bak m gibi a r i leri erkekler g r r. Hayvan sa ma, peynir yapma, Kentin duvarlar d nda sebze ekip toplama, meyva dev irme gibi i ler de kad nlara d mektedir. Ayr ca, oturarak ya da ayakta g r len, rne in, kuma dokumak ya da rmek, diki dikmek, elbise yapmak, sa sakal kesmek, il haz rlamak gibi i leri de kad nlar yapar. Ama, tahta ve demir

    atelyelerinden, sil h yap lan yerlerden uzak tutulurlar. Resim yapmaya e ilimli olanlara g l k kar lmaz. Tam tersine, daha ok yara r diye kad nlara, bazan da yetenekli ocuklara zg bir u ra say l r bu. Ama, bunlar n boru ve trampet al malar na izin verilmez. Kad nlar ayr ca, yemek pi irmek, sofra kurmakla da g revlidirler. Sofrada hizmet etmekse yirmi ya ndan a a erkek ve k z ocuklar n i idir.Kent'in her emberinin kendi zel mutfa , kileri, kap ka a vard r. Her mutfa , g rm ge irmi ya l bir kad nla ya l bir erkek y netir. Bunlar g revlerini savsaklayan tembelleri, beceriksizleri ya da dik kafal lar ya kendileri d ver ya da d vd rebilirler. Bunlar, k z ya da erkek ocuklar n hangi i lere yatk n olduklar n bulup ortaya kar rlar.

  • 8/14/2019 gunesulkesi

    11/44

    B t n gen ler, k rk n doldurmu olanlara hizmet ederler. Ak amlar yatma zaman gelince, kad n ve erkek retmenler gen leri odalar na g t r rler, sabahleyin de, her odadan bir ya da iki ki iyi s rayla i e ko arlar. Bu kutsal g revi kaytarmaya kalk an n vay haline! Yemekler ortak sofrada yenir. Birinci ve ikinci diye ayr sofra, her sofran n iki ucunda da oturacak yerler vard r. Sofraya nce kad nlar, sonra erkekler oturur. Yemek manast r sofralar nda oldu u gibi, derin bir sessizlik i inde yenir. Yemek boyunca, bir delikanl y ksek sesle kitap okur, ve o u zaman, y neticiler nemli

    sayd klar yerlerde okumay durdurur, sorular sorar, a klamalar yaparlar. Sade elbiseleri i inde o g zelim gen lerin b y klerin her e it hizmetlerine canla ba la ko malar n g rseniz g zleriniz ya ar r. B t n bu dostlar, karde ler, evl tlar babalar ve analar n bir arada, bunca d zen ve sayg i inde ya amalar n g rmek de ayr ca dokunuyor insana. Herkese ayr tabak, pe ete ve pay na d t kadar yemek verilir. Ya l lar n, gen lerin ve hastalar n ne yiyeceklerini her g n hekimler a lara bildirmekle g revlidir. Y neticilere hem daha bol, hem daha iyi yemekler verilir; onlar da bunlar n bir par as n sabahleyin bilim ve askerlikle ilgili derslerde ba ar g stermi olan ocuklara verirler. Y neticiden yemek almak ok b y k bir eref say l r. Bayram g nleri sofrada t rk s ylenir. Kimi zaman birka ki i, kimi zaman da L ra e li inde sadece bir ki i t rk a r r. B t n i lere herkes canla ba la kat ld i in, eksik hi bir ey kalmaz. Ya l y neticiler mutfak i lerinin d zenlenmesine, yemeklerin haz rlanmas na, hatt

    yataklar n, odalar n, elbiselerin, kap ka a n, atelyelerin, kap ve koridorlar n temizli ine g z kulak olurlar. G ne Kentliler beyaz g mlek, onun st ne de bedenlerine yap k, pantalon yerine ge en, k vr nt s z bir elbise giyerler. Bu elbiseler, kal alardan topuklara kadar y rtma l d r. Her y rtma yuvarlak d melerle tutturulmu tur. Ayaklar nda pabu lar, diz kapaklar na kadar uzanan ve me in ba larla bacaklar s ms k kavrayan dolaklar vard r. Daha nce de dedi imiz gibi, b t n bunlar bir harmani alt nda g ze g r nmez. Bu elbiseler bedenlerine ylesine yap kt r ki, harmanilerini kard lar m bedenlerinin b t n izgilerini apa k g rebilirsiniz. G ne Kentliler, y lda d rt defa yani, G ne ko , yenge , terazi ve o lak bur lar na girdi i zaman, elbise de i tirirler. Elbiselerin de i ece i zaman hekim belirtir ve emberin elbise g revlisi de elbiseleri da t r, insan a rtan ey, mevsime g re giyilmesi gereken ince - kal n elbiselerin hem say ca bol, hem

    de istenilen zamanda haz r olmas d r. G ne lkelilerin hepsi beyazlar giyerler. Elbiseleri ayda bir defa bo ada suyuyla ya da sabunla y kan r. Evlerin alt katlar nda yaln z mutfak, kiler, ambar, hamam, yemek salonu ve ama rl k vard r. ama rlar s ra s tunlar n dibinde y kan r ve kirli sular arklardan la mlara akar. Kent'in emberleri aras nda uzanan meydanlarda e meler vard r. Ak ll ca bir mekanizma da dan getirilen sular e melere salar. Kentin suyu, genel olarak, do al kaynaklardan sa lan r: Damlarda biriken ya mur sular , i leri kum dolu k nklerle sarn lara ak t l r. G ne Kentliler, hekim ve y neticilerin tlerine uyarak s k s k y kan rlar. El sanatlar s ra s tunlar n alt nda, kuramsal bilgiler st katlarda, yani bilimsel nitelikte resimlerle s sl galerilerde okutulur. Tap naklarda kutsal konular i lenir. Her emberin k k kulelerinde g ne saatleri, bir de halka r zg r n y nlerini bildiren yelkovanlar vard r.

    OSP TALAR O Bu insanlar n soylar ne t rl ko ullar alt nda r yor, anlat r m s n z? C. KAPTANreme i in aranan ya erkeklerde yirmi bir, kad nlarda on dokuzdur. elimsiz kimseler i in bu s re uzayabilir. te yandan, cinsel istekleri a r olan baz erkeklerin, tabiata ayk r yollara sapmalar n nlemek amac yla, bu ya tan nce de kad nlarla yatmalar na izin verilir. Yaln z, bu kad nlar n gebe, ya da k s r olmas gerekir. Ya l erkeklerle ba ebeler t gen ya tan beri zellikle, beden e itimlerinde cinsel ta k nl k g sterenlere ya da isteklerini gizlice a klayanlara kad n bulurlar. Yaln z bu konuda, iftle me i lerine bakan g revlinin, yani b y k ba kan yard mc s ndan A k' n buyru u alt ndaki

  • 8/14/2019 gunesulkesi

    12/44

    ba hekimin izni olmaks z n hi bir ey yap lamaz. Cinsel sap kl k yaparken yakalananlar a r cezalara arpt r l rlar ve tabiat yasalar na ayk r davrand klar n , ba lar n n yerine ayaklar n ge irdiklerini herkeslere g stermek amac yla iki g n pabu lar n boyunlar nda as l gezdirmeye mahk m edilirler. Ayn su u yeniden i lediler mi, cezalar art r l r. Bu ceza idama kadar da gidebilir. Yirmi ya na, hatt yirmi yedi ya na kadar temiz kalm olanlarsa t renle kutlan r, erdemleri v l p y celtilir. Kad nlarla askerler, oyunlarda t pk eski Ispartal larda oldu u gibi elbise

    giymezler. G revliler, bu oyunlarda yaln z kimlerin usta, kimlerin beceriksiz, kimlerin d llenmeye elveri li, kimlerin elveri siz oldu unu de il, beden yap s bak m ndan hangi erke in hangi kad na uygun oldu unu da g rebilirler. G ne Kentliler, her gecede bir, o da iyice y kan p temizlendikten sonra, iftle ebilirler. iftle meler u kurala g re d zenlenir: Boylu boslu g zel kad nlar iri yar , g l kuvvetli erkeklerle; i man erkekler s ska kad nlarla; zay f kad nlar da i man erkeklerle birle tirilir ve b ylece, a r l klar aras nda denge kurarak soylar n n bozulmamas na dikkat edilir. G ne batarken, ocuklar odalara k p yataklar haz rlarlar. Sonra, iftle ecek erkekle kad n odalar na k p retmenlerin tleri gere ince dinlenmeye ba larlar. Yediklerini iyice sindirmeden, dualar n etmeden nemli i e giri mezler. Yatak odalar na en nl erkeklerin g zel heykelleri konmu tur, kad nlar baks n da, ba lar n g e kald rp b ylesine soylu, b ylesine g zel

    ocuklar do ural m diye Tanr 'ya yakars nlar diye. Erkek de kad n da iftle me saatine kadar ayr odalarda uyurlar. Zaman gelince, ba ebe erkekle kad n n kap lar n a ar. Birle ecek iftler ve do acak ocuklar i in en elveri li zaman , y ld zlara bakarak astrologla hekim daha nceden kararla t rm lard r. iftle meden nce, erkek d l tohumunu en az g n temiz tutmak zorundad r: K t eyler d nmemi , uygunsuz davran larda bulunmam olmal d r; b yle bir ey yapm sa, Tanr kat nda kendini temize karmas gerekir. Yoksa su i lemi say l r. A r cinsel istek ya da zorunluluk dolay s yla, gebe, k s r ve k t kad nlarla birle melerine izin verilen kimseler, bu kurallar n hi birine uymak zorunda de ildirler. Ama, asl nda birer din adam olan y neticilerle kendilerini y ksek bilgilere adam bilim adamlar n n soyu retme i ine giri meden nce, hayli uzun bir cinsel perhizden ge meleri gerekir. nk , zorlu kafa al mas , s rekli d nsel gerilim cinsel retim g lerini azaltt i in onlardan olacak ocuklar n

    bedence ve kafaca g s z kalma tehlikesi vard r. Onun i in, bu gibi kimselerin ate li, sa lam, ta k n ve g zel kad nlarla birle mesi istenir. Oysa, s cak kanl , ate li, ta k n yarad l l erkekler, i man ya da so uk kad nlarla birle tirilmektedir.G ne Kentlilere g re, d llenme i i savsaklanmaya gelmeyen ciddi bir i tir. nk , b t n erdemlerin geli mesi beden yap s ndaki mutlu dengeye ba l d r. Bu denge olmadan erdemli olamaz insan. Dengesiz bir beden yap s yla do anlar Tanr ve yasa korkusu k t yollardan al koyabilir belki; ama, bu kurtar c korku kalkt m , o zaman ciddi d zensizlikler ve kar kl klar devleti temelinden sarsar. te onun i in kad nlar n eyizlerine, kayna o u zaman pheli olan soyluluk gibi bir tak m uydurma eylere nem verecek yerde, herkesin tabii yetileri ve nitelikleri zerinde titizce durmak gerekir.Kendisiyle birle mesi uygun g r len erkekten ocu u olmayan kad n, bir ba ka

    erke e verilir. Bir ka kez denendikten sonra k s rl anla l rsa, orta mal olur. O zaman, boy i lerine retme kurulu nda, ortak sofrada ve tap naklarda bulunmak gibi aile kad nlar na tan nan haklar ve g revler tan nmaz, b ylece baz kad nlar n s rf zevklerini doyurmak i in k s rl a heveslenmeleri de nlenmi olur.Gebe kalan kad nlar, on be g n, her e it yorucu i lerden uzak tutulur. Kar nlar nda ta d klar ocuklar g lensin, beslensin diye, kolay i lerde kullan l rlar. Yiyecek i eceklerini hekimler d zenler. Do umdan sonra, genel do um evlerinde ocuklar na kendileri bakar ve onlar emzirirler. ocuklara, hekimin

    tlerine g re, iki y l, ya da daha fazla bir zaman, s t verilir. S tten kesilince, k z ocuklar kad n e itimcilere, erkek ocuklar da erkek e itimcilere

  • 8/14/2019 gunesulkesi

    13/44

    b rak l r. O zaman, ayn ya taki ocuklarla bir arada, ko maya, atlamaya ve g re meye al r; oyun oynarm as na alfabe ile birlikte okumay , resim yapmay , duvarlar s sleyen resimlerden tarih olaylar n renir, e itli dillere al rlar. ocuklar alt ya na kadar ok renkli, zarif elbiseler giyerler. Bu ya tan sonra, tabiat bilimlerine ve retmenlerce gerekli g r len ba ka bilimlere al rlar. Bunlar n ard ndan el zanaatlar gelir. Geri zek l ocuklarsa k ylere yollan r, zek lar geli enler yeniden kente getirilir. Ayn tak m y ld zlar alt nda d nyaya gelen ocuklar n o unun beden ve ahl k bak m ndan birbirlerine

    benzedikleri s k s k g r lm eydir. Bu ocuklar birbirlerine kar c mert bir arkada l k ve kar l kl sevgiyle ba l olurlar. Bundan da Kent i in hay rl ve sa lam bir dirlik d zenlik do ar. G ne Kentlilerin adlar geli ig zel konmu de ildir. Eski Romal larda oldu u gibi, bu adlar herkesin ki isel zelli ine g re, Metafi ik i vermektedir. rne in, kiminin ad G zel, kimininki Burun, kimininki i ko, kimininki Yampiri, kimininki de S ska vb. d r. Mesleklerinde kendini g sterenlerin, bar ya da sava zaman nda, rne in, bir memleketi istil etmek ya da korkun bir d mana kar zafer kazanmak gibi b y k bir i yapanlar n adlar n ne, rne in G zel, B y k, Parlak, E siz, Ressam gibi sanatla ilgili adlar; ya da G l , Cesur, Burun gibi eylemlerle ilgili isimler; ya da Africano, Asiatico, Etrusco gibi fatih adlareklenir. D man kumandanlar m yenenlerse, onlar n adlar n al rlar, rne in, Manfredo ya da Tortelio'yu yenen kimsenin ad Magro Manfredi, Tortelio vb. olur.

    Bu onursal adlar , m zikli t renlerde, o u zaman ba ar lan i e ya da sanata yara r bir ta ile birlikte y neticiler verir. Alt n ya da g m n bu t renlerde yeri yoktur. nk , G ne kentliler bu madenlerden herkesin farks z olarak kulland kap ka ak ve s s e yalar yaparlar. OSP TALAR O Kuzum, bu insanlar aras nda umdu u yere se ilmeyen ya da diledi i bir eyi elde edemeyen kimse k skanmaz m , daha k t s k r lmaz m , s yler misiniz? C. KAPTANHay r. nk , G ne Kent'te herkes ihtiya lar n bol bol giderdikten ba ka, e lenip hayat n tad n da kar r. iftle me i i tek tek insanlar n zevki de il toplumun yarar bak m ndan etrafl ca d zenlenmi tir. Bu konuda, kimse y neticilerin buyru undan d ar kamaz. Sonra, bizim d ncelerimizin tam tersine, G ne Kentliler her insan n kendi evi, kar s , ocuklar olmas n , onlar kendi

    karlar na g re yeti tirmesini tabii kar lam yorlar. Onlara g re, ermi Thomas' n da dedi i gibi, iftle menin amac tek tek insanlar n de il, insan soyunun korunmas d r. Onun i in, insan retme i i, insan teklerini de il, devleti ilgilendiren bir sorundur ve insan teklerini yaln z devletin birer yesi olmak bak m ndan ilgilendirir ancak. o u zaman keyiflerine, tutkular na b rak lan tekler, geli i g zel birle melerden d nyaya gelen ocuklar n iyi yeti tirip e itemezler. Bu da devlet i in bir tehlike kayna olur. Onun i in, devletin mal ve mutlulu unun temeli olan ocuklar n yeti mesi y neticilerin yetkisine b rak lm t r. B ylece G ne liler, ocuk yapacak olan erkek ve di i reticileri bilim ve felsefenin temel kurallar na g re yeti tirmeye dikkat etmektedirler. Platon'a g re, bu birle me kura ile yap lmal d r: B ylece, en g zel kad nlara d meyen erkekler y neticilere kin beslemezler. Yine Platon'a g re, kura ekerken, en g zel

    kad nlar n lay k olmayanlara d memesi ve b ylelerinin, g z diktiklerine de il, kendi denkleriyle birle mesi i in hile yapmak gereklidir. Ama, G ne lkesi'nde b yle bir hile gereksizdir. nk , orada bi imsiz, e ri b r insan yoktur. Ayr ca, durmadan e itli i lerde al t klar i in, kad nlar n tenleri canl ve renkli, kollar bacaklar sa lam, bedenleri k vrak ve eviktir. Onlar n g zelli i boylar nda boslar nda ve g lerindedir. G zel g r nmek amac yla boyanan, boyunu y kseltmek i in y ksek topuklu ayakkab ve ayaklar n n kusurunu gizlemek i in de uzun elbise giyen kad nlar l m cezas na arpt r l r. Hem, b yle bir ey yapmaya kalk salar bile, yapamazlar, nk , ellerinde hi bir ara yoktur. stelik kimse de yard m etmez onlara.G ne Kentlilere g re, bu gibi ahl k gev eklikleri bizim memleketimizde oluyorsa,

  • 8/14/2019 gunesulkesi

    14/44

    bunun nedenini kad nlar n aylakl nda aramal d r: Aylak otura otura kad nlar n y zleri solar, tenleri bozulur, buru buru olur, boylar k sal r. O zaman, all k, pudra s rmeye ba lar, y ksek k eler giyer, g zel g r nmeye zenirler. Ama g ten kuvvetten d er ve sonunda hem kendi sa l klar n , hem de d nyaya getirecekleri ocuklar n sa l n tehlikeye sokarlar. Bir erkek bir kad na tutuldu mu, birlikte gezip tozmalar na, konu up e lenmelerine, birbirlerine i ek, iir sunmalar na izin verilir. Ama iftle meleri do acak ocuklar i in tehlikeli olacaksa, o zaman her e it cinsel

    ili kiye engel olunur. Kad n bir ba ka erkekten gebe kalm sa (ki, sevgilisi b ylebir eyi nimet bilir), ya da k s rsa, o zaman birle melerine izin verilir. Kad nla erke i birbirlerine ba layan ey, ten isteklerinden ok daha i ten, ok daha temiz bir dostluktur. G ne lkeliler ev bark, yiyecek i ecek i leriyle pek u ra mazlar. nk , herkes ihtiyac ne ise onu almaktad r. Yaln z kahraman kad n ve erkeklere, bir eref belirtisi olarak, bayram g nleri len sofralar nda g zel yemekler, elenkler, g z kama t r c elbiseler verilir. G ne Kentliler her ne kadar g nd zleri beyazlar giyerlerse de, geceleri, ya da Kent d nda k rm z elbiseyle dola rlar. Elbiseleri ya y nden, ya da ipektendir. Kara renge kar tiksinti duyarlar, bu koyu rengi be eniyorlar diye Japonlardan ho lanmazlar.Gurur, onlarca kusurlar n en rk nc d r. Gurur taslayan kimse en sert cezalara arpt r l r. Hi bir G ne Kentli, mutfakta, tarlada al mak, sofra hizmetinde

    bulunmak ya da hastanelerde hastalara bakmak gibi g revleri hor g rmez. Her i bir toplum g revi say l r G ne Kent'te. Onun i in G ne Kentlilere g re, ne yaya y r mek ay pt r, ne b y k abdestini etmek, ne g zle bakmak, ne de dille konu mak. nk , rgenlerin bir i i de s v salmakt r. rne in, kimi rgen t kr k, kimi g z

    ya , kimi de d k salar. Onun i in b t n G ne Kentliler kendilerine d en devleri canla ba layaparlar ve bu dev ne olursa olsun, onlarca toptan erefli bir devdir. U ak hizmet i kullanmak gibi k t al kanl klar yoktur. nk , kendi kendilerine yeterler, hem de fazlas yla.Ne yaz k ki, bizde bunun tam tersini g r yoruz. rne in, Napoli kentinde ya ayan 70.000 ki iden on ya da on be bini ama r y kar; bunlar da fazla al maktan ar abuk y pran r giderler. Geriye kalanlara gelince, onlar da aylakl ktan, a g zl l kten, ahl ks zl ktan, hastal ktan k r l p yiterler, ayr ca say s z yoksul insanlar kendilerine kul k le edip kullan r, b t n k t l k ve ahl ks zl klar n

    a larlar onlara. Bu y zden, toplum hizmetleri iyi y netilmez olur. Art k tarlada, orduda, zanaatta al an pek kalmaz, kalan bir avu insan da b t n bu i leri g n ls z, i rene i rene yapar. Oysa, G ne Kent'te, yararl i ler, sanatlar, bilimler, e itli toplum g revleri b t n yurtta lar aras nda e it e payla lmakta ve adam ba na g nde d rt saat d mektedir. G n n geri kalan saatleri ekici bilgilere, okumaya tart malara, gezmelere, k saca, beden ve kafan n geli mesine yarayan faydal ve ho i lere harcanmaktad r. Kumar, k t, satran , zar gibi oturarak oynanan oyunlar yasakt r. Top, bilya, m zrak, ok, cirit, g re le vakit ge irmelerine izin verilmez. G ne ( lkelilere g re, yoksulluk insanlar al alt r, hilelere, kurnazl klara, h rs zl klara, yalanc l klara, serserili e g t r r, onlarda yurt sevgisini azalt r. Zenginlikse, gururlu, cahil, k stah, palavrac , hain, kendini be enmi , bencil, iftirac yapar insanlar , hem de kolayca. Oysa, her eyin ortak oldu u

    G ne lkesi'nde, herkes ayn zamanda hem zengin, hem yoksuldur. Zengindir, nk Kent b t n ihtiya lar n kar lar; yoksuldur, nk , hi kimsenin zel mal m lk yoktur, her ey ortakt r. G ne Kentliler mala m lke k le olmazlar, sadece yararlan rlar ondan. Onun i in de, H ristiyanl , zellikle havarilerin hayat n v p dururlar. OSP TALAR O Mal m lk ortakl na dayanan bu toplum d zeni bana, b t n yle, ok ak ll ca ve ok g zel geliyor... Ama u kad n ortakl na gelince, ok etin, ger ekle tirilmesi ok zor bir sorun de il mi? phesiz Romal ermi Clementus, havarilerin retilerine uyarak, kad nlar n ortak olmas n istiyor, bu d nceyi tleyen

    Sokrates'le Platon'u be eniyor. Ama, bu ortakl toplumdaki sayg nl k bak m ndan

  • 8/14/2019 gunesulkesi

    15/44

    kabul ediyor, yoksa cinsel davran bak m ndan, iftle me bak m ndan de il. Nitekim Tertillianus, Glose'a dayanarak, ilk H ristiyanlarda, kad n d nda, her eyin ortak oldu unu s yler. C. KAPTANBu sorunlar pek derinine bilmiyorum, s z n etti iniz eserleri de okumu de ilim. Ama bildi im bir ey varsa o da, G ne lkesi'nde kad n ortakl n n yatak ortakl n da i ine ald d r. Bunu g zlerimle de g rd m. Ne var ki, bu ortakl k, ilk raslad kad n n st ne hayvan gibi sald rarak de il, demin de s yledi im

    gibi, soyun remesiyle ilgili kurallara g re uygulanan bir ortakl kt r. Bununla beraber, bu konuda yan labilirler. Her ne kadar Sokrates'in, Cato'nun, Platon'un, ermi Clementus'un d ncelerine dayanarak kendilerini savunuyorlarsa da, sizin de s yledi iniz gibi, bu nl ki ilerin d ncelerini yanl anlam olabilirler. Dediklerine bak l rsa, ermi Augustinus da mal ortakl na i ten inanm t ama, b t n kad nlar n yatak bak m ndan ortak olmas n istemiyordu. nk , ermi Nicola'n n mezlerinin sapk nl buydu; Kilise de daha b y k bir iyilik getirmek i in de il, s rf daha b y k bir k t l nlemek i in evlili i kabul etmi ti. Belki G ne lkeliler, bir g n kad n ortakl n b rakacaklard r. nk , kendilerine ba l lkelerde kad n ortakl n koymam , sadece mal m lk ortakl yla yetinmi lerdir. Bu k s nt y da o lkelerin felsefe bak m ndan h l ilkel, dolay s yla e itim bak m ndan geri durumda olmalar yla a kl yorlar. Bununla beraber, yine de yabanc lkelere, t relerini, yasalar n renmek i in

    s k s k zel g revli heyetler g ndermekten, ve bunlar n en iyilerini benimsemekten bir an bile geri kalm yorlar.Kad nlar, g rd kleri e itim yoluyla, sava sanat nda oldu u kadar ba ka mesleklerde de ba ar g steriyorlar. Bu konuda ben de Platon gibi d n yorum. Bu b y k filozofun ileri s rd kan tlar duraksamadan kabul ediyorum. Buna kar l k, bizim Cajeta'n n ve Aristoteles'in kar t d ncelerine hi akl m yatm yor.G ne ( lkelilerde en ok be endi im ve herkesin de uymas n istedi im ey u: Bu lkede, bedence kusuru ne olursa olsun, hi kimse yoktur ki, yararl olmaktan ka ns n. Tabii tiridi km ihtiyarlar bunun d ndad r. Kald ki, onlar da, yararl tleriyle zaman zaman faydal olabiliyorlar. rne in, g zleri iyi g ren bir topal g zc l k edebiliyor; g zleri g rmeyenler de y n taramak, d ek yast k doldurmak i in k llar n incesini kal n ndan ay rmakta kullan l yor; ellerini

    g zlerini yitirmi kimselere gelince, onlar da sesleri ya da kulaklar yla yararl olabiliyorlar. K sacas , i leyen bir tek organ olan kimse de, k ylerde yararl olabilecek bi imde bir i e ko uluyor. Beden sakatl klar na ra men bu kimselere, sa lam yurtta lar gibi davran l r. Bunlardan baz lar hafiyelik edip duyduklar n y neticilere yeti tirirler. OSP TALAR O imdi sava tan s z edelim. Sonra da, isterseniz, sanatlara, bilimlere ve dine ge ebilirsiniz.C. KAPTANSil hlar n, top u, s vari, piyade birliklerinin ve strateji ile ilgili her eyin ba ndaki g revliler, Hoh'un b y k yard mc s ndan G ' n buyru u alt ndad rlar. Bu g revlilerin buyru u alt nda da, kollarda al an subaylarla bu kollarda ustal k elde eden bir ok ba ka g revliler yer almaktad r. Bundan ba ka, g revleri b t n

    yurtta lara askerlik talimleri yapt rmak olan atletlerle retmenler de G 'e ba l d rlar. Bunlar g rg l ve bilgili eski sava lard r. Ba lang ta daha da tedbirli olan bu atletler on iki ya n dolduran ocuklara sil h kullanmas n retirler. Bu ya a gelmeden nce, alt basamaktaki retmenlerce ko u, g re ve

    g lleye al t r lm olan ocuklar, bu g rg l atletlerden de k l kullanmas n , ok, m zrak atmas n , ata file binmesini, d mana sald rmas n , geri ekilmesini, sava d zeninde kalmas n , yaral sil h arkada lar na yard m etmesini, d mana ani bask nlar yapmas n , bir kelimeyle, onu tepelemesini renirler. G ne Kent'in yak nlar nda verilen sava larda erkeklerin yard m na ko abilsinler ve ani bir sald r kar s nda kale duvarlar n koruyabilsinler diye, kad nlar da retmenlerden ayn e itimi g r rler. Bu konuda G ne Kentli kad nlar, Ispartah

  • 8/14/2019 gunesulkesi

    16/44

    kad nlara ve Amazonlara kar b y k bir hayranl k beslerler. Kad nlar ayr ca, kur un, mermi d kmesini, mazgallardan alevli g lleler, ta lar atmas n , gerekti inde de, d mana kar sald r ya ge mesini bilirler. Bu t rl i lerde s rekli olarak e itim g rd kleri i in, kad nlar her e it tehlikelere g s germeye al kt rlar. lerinden biri korkakl k etmeye g rs n, al akl kla su land r p, en a r cezalara arpt r rlar onu. G ne Kentliler l mden korkmazlar. nk , ruhun lmezli ine inan rlar. Onlara g re, bedenden ayr lan ruh yery z hayat ndaki iyi k t davran lar na g re, iyi ya

    da k t ruhlarla bulu ur. Bir bak ma Brahmanlar n ve baz noktalarda da Pythragoras' lar n felsefe ilkelerini benimsemi olmalar na ra men, G ne Kentliler, baz haller d nda, ruhlar n Tanr 'n n zel buyru u ile g etti ine inanmaktad rlar.Devletin, dinin ve insanl n d manlar na kar ac madan sava rlar. Her iki ayda bir, ordu tefti ten ge er ve her g n, gerek duvarlar n d nda gerek i inde talimler yap l r. G ne Kentliler askerlik sanat na ili kin kurumlar ile birlikte, Musa, Ye ua, Davut, Maccabeus, Yuda, Sezar, skender, Scipion, Annibal ve daha ba ka b y k arkerlerin hayatlar n ve yapt klar nl sava lar renirler. Bu derslerin sonunda, herkes kendi d ncesini a k a s yleyebilir, kumandanlar fil n noktada iyi ya da k t , falan noktada yararl davrand lar diyebilir. Sonra, retmen s z al p gerekli a klamalar yapar ve b ylece, kimin hakl kimin haks z

    oldu una karar verilerek ders bir sonuca ba lan r.

    OSP TALAR O G ne lkeliler kime kar sava rlar? Sizin de dedi iniz gibi b ylesine mutlu olduklar na g re, ne olabilir sava malar n n nedenleri? C. KAPTANSava a giri meyecek olsalar bile, G ne lkeliler, gev eyip yumu amamak ve beklenmedik bir d man sald r s kar s nda aresiz kalmamak i in askerlik e itimi yapmaktan, ava gitmekten geri kalmazlar. nk , oturduklar adada, mutlu ya ay lar n k skanan d rt krall k vard r. Bu krall klar n halk , kendi krallar n n buyru unda kalmaktansa, G ne Kentliler gibi ya amaya can atmaktad rlar. Onun i in, bu devletlerin krallar , o u kez, e itli ve en sudan bahanelerle, rne in kimi zaman s n rlar na sald r yorlar, kimi zaman da dinsizce davran yorlar, puta tap yorlar, gerek eski Pagan'lar n gerek eski Brahman'lar n k r inan lar n hor g r yorlar diye, G ne lkesi'ne sald rmaktad rlar. Bundan

    ba ka Hintlilerle Toprabana adas halk da kendilerine d mand r. Eskiden buyruklar alt nda olduklar Hintliler imdi onlar si say yorlar. Bir zamanlar kendilerine yard m etmi olan ada halk ise, bug n onlara cephe alm bulunuyor. Ama, G ne lkeliler b t n bu sava lardan her zaman kazanarak km lard r. G ne lilerin onurlar na dokunuldu mu, iftiraya u rad lar m , bir ya mac l kla kar kar ya kald lar m , devletlerden biri sald rd m , ya da bir zorban n buyru u alt ndaki bir kent onlar yard m na a rd m ( nk , G ne lkeliler her zaman zg rl savunmu lard r), B y k Kurultay hemen toplant ya a r l r. Herkes diz k p Tanr 'ya yakar r, kendilerine en uygun ve kesin bir ka 54

    rar esinlesin diye, durumu iyiden iyiye inceler, hakk n hangi yanda oldu unu ara t r r, ondan sonra sava a karar verirler. Onun hemen ard ndan, d mana Forensis

    ad verilen bir rahip g nderir, gerek ya ma edilen mallar n geri verilmesini, gerek dost devlete haks z sald r n n durdurulmas n , gerekse zorbal a son verilmesini isterler. stekleri kabul edilmezse, G ne lkeliler tanr s Sabahot'tan haks zl kta direnenleri yok etmesini dileyerek sava a arlar. D man cevap vermekte duraksar, h k m k ederse, Forensis, karar vermesi i in belli bir s re tan r. Bu s re krall klar i in bir, halk y netimleri i in saattir. S renin azl , d man n zaman kazanmak amac yla oyalay c yollara ba vurmas n nlemek i indir. B ylece, G ne lkeliler do al haklar n ve dinin savunmas n stlerine alm oluyorlar demektir.Sava a l r a lmaz, G vekilini i e ko ar. Ama, zararl olabilecek her t rl gecikmeleri nlemek i in, t pk Roma diktat rleri gibi, kendi ba na gerekli

  • 8/14/2019 gunesulkesi

    17/44

    kararlar al r. Bununla beraber, ok nemli ve ciddi bir durum olursa, Hoh'a, Ak l'a ve A k'a dan r. Ama, daha nce, yirmi ya m doldurmu b t n G ne lkelilerin kat ld bir toplant da bir s zc , sava n ni in a ld n , dayand haklar , nedenleri bir bir ortaya koyar ve b ylece, gerekli tedbirleri alm olur. Daha nce de s yledi im gibi, sil h depolan her e it sil hlarla doludur. B t n yurtta lar, sava talimlerinde bunlar n kullan lmas n renmi lerdir.

    Her emberin d duvarlar manc n kla donat lm , her birinin ba na da zel

    sava lar yerle tirilmi tir. G ne Kentlilerin top dedikleri, tekerlekler zerine yerle tirilmi daha ba ka sava sil hlar da vard r ki, bunlar sava meydanlar na beraberlerinde g t r rler. Ayr ca, kat r, e ek s rt nda, ya da arabalarla sava lara cephane, yiyecek i ecek ta rlar. Askerler a k d zl klere gelince, d rtken d zeninde toplan r, az k ve gere leri, toplar , sava arabalar n , merdiven ve sava ara lar n ortalar na toplar sonra d man n zerine at l r, uzun zaman y lmadan d v rler. Bazan geri ekiliyormu gibi yaparlar: Her asker h zla gerileyip kendi bayra na kat l r. G ne Kentlilerin sava meydan n b rak p ka t n , ya da ka maya yeltendi ini sanan d man sald r ya ge er, ama G ne Kentliler hemen b l kler halinde birle ik iki kanat meydana getirir, sonra bir an dinlenip nefes al rlar. Bu ara toplar d man mermi ya muruna tutarak da t r. G ne Kentliler bu e it bir s r sava hilelerine ba vururlar. Bu konuda hi bir ordu onlarla boy l emez.

    G ne lkeliler ordug hlar n Romal lar gibi d zenlerler. ad rlar kurar ve onlar kaz ktan duvarlar ve hendeklerle evirirler. Bu e itli i ler zel birtak m al ma g revlilerinin y netiminde a rt c bir abuklukla yap l r. Zaten b t n askerler, balta ve apa kullanmas n bilirler. G ne Kent ordusunu, hepsi de sava hilesi bak m ndan usta olan be , sekiz ya da on kumandan y netir. Bunlar sava i lerini g r mek i in toplan r ve ald klar kararlara g re birliklerine kumanda ederler. Sava a sil hl ve atl bir ocuk birli i de kat l r. Bu ocuklar, bu yoldan sava mas n renirler, t pk kana al t r lan arslan ve kurt yavrular gibi. Bununla beraber, zorlu bir tehlike halinde, sil hl kad nlarla birlikte sava alan ndan uzaklara g t r l rler. Ama, sava tan sonra, bu kad nlarla ocuklar sava lar kutlar, yaralar n sarar, onlar verek, p p kucaklayarak ac lar n dindirmeye al rlar. Bu kad nlarla ocuklar n varl ne b y k bir destektir! Kad nlar n ve ocuklar n g zlerine

    yi it g r nmek i in sava lar g zlerini budaktan sak nmaz, tehlikelere at l r, k yas ya d v rler; onlar n sevgisi at lganl klar n kam lar ve sava tan zaferle karlar. Bir d man kentin surlar na ilk t rmanan askerin ba na, bir eref

    belirtisi olarak, kad nlarla ocuklar n alk lar aras nda ye il yaprakl bir elenk tak l r. Sava arkada lar ndan birinin hayat n kurtaran n ba na da me e yapraklar ndan bir elenk konur. Bir zorbay ld ren, sil hlar yla ganimetleri tap na a b rak r ve Hoh, g sterdi i yararl a yara an bir ad takar ona. Ba ka sava lara da ba ka ba ka elenkler verilir. Her atl n n bir han eri, e er at s na as l iki tane b y k ve zorlu tabancas vard r. Bunlar n mermisine hi bir z rh dayanamaz. Baz lar nda k l la kama, baz lar ndaysa sadece demir bir g rz vard r. Bunlara hafif sil hl s vari derler. D man n z rhlar na k l ve mermi i lemezse, bu s variler zerlerine bu g rzlerle sald r r ve onlar yere sererler, t pk Akhilleus'un Cignus'a yapt gibi. G rz n

    ba nda alt kar uzunlu unda iki zincir sarkar. Bunlar n u lar nda iki topuz vard r. Binici bu topuzlar f rlat nca, zincirler d man n boynuna dolan r. Zincirleri ekince de d man yere yuvarlan r. G rz daha rahat a kullanabilmek i in, biniciler atlar n yularlar n elleriyle de il, ayaklar yla tutarlar. Onun i in dizginler e er at s st nde kesi ir ve u lar da s varinin aya na de il, zengiye ba lan r. zengilerin yan nda demir bir k re, alt nda da yine demirden bir gen vard r. yle ki, binici aya ile demir k reyi evirerek dizginleri ekip sal verir ve b ylece, aya n n hareketiyle at sa a sola d nebilir. Tatarlar bu s rr bilmezler. Her ne kadar onlar da dizginleri ayaklar yla kullan yorlarsa da, dizginleri zengiye ba lamas n bilmediklerinden, atlar n ayaklar yla sa a sola d nd rmesini, yava lat p h zland rmas n beceremezler.

  • 8/14/2019 gunesulkesi

    18/44

    Sava a nce hafif sil hl biniciler ba lar. Bunlar arkeb zlerle sald r ya ge erler. Onlar n ard ndan, m zrakl askerlerle sapanl lar gelir. Bunlar n saflarda, yanlarda mekik dokurcas na ileri at l p geri ekilerek d v rler. Eski Romal lar nkine benzeyen, hatt onlar nkinden daha iyi yedek birlikler, ellerinde kal n ve uzun sopalarla orduyu desteklerler. Sava , elde k l , g s g se d v lerek bir sonuca ba lan r. Sava bitince, G ne ( lkeliler zaferlerini, Romal lar gibi, hatt onlardan b y k bir g steri le kutlarlar. Ba kumandan tap na a girerken, halk Tanr 'ya dualar eder

    ve sava a kat lm olan bir ozan ya da bir tarih i, arp malar s ras nda ge en olaylar mutlu mutsuz yanlar yla anlat r. Sonra, Hoh muzaffer kumandan n ba na kendi eliyle bir elenk koyar: ok yararl k g stermi olan b r sava lara da madalyalar verir. Bu askerler yorucu kamu g revlerinden birka g n i in uzak tutulurlar. Ama G ne lkeliler aylak oturmay sevmedikleri i in, bo zamanlar n arkada lar na yard m etmekle ge irirler. te yandan, beceriksizlikleri y z nden yenilgiye u rayan, ya da zafer f rsat n ka ran kumandanlar ay plan r. D man n n nden ilk ka anlar l m cezas na arpt r l rlar. Ancak, b t n ordu ba lanmalar n ister, ve teker teker su u payla rlarsa, l mden kurtulabilirler. S ras gelmi ken unu da s yleyeyim ki, bu gibi su lar binde bir ba lan r, bir ok ko ullar n da su ludan yana olmas gerekir. Bir dostun, ya da sava arkada lar n n yard m na ko mam olanlar sopa daya na ekilirler. Buyruklar hi e sayanlar ay ve arslan gibi y rt c

    hayvanlar n bulundu u bir ukura at l rlar. Kendilerini savunmak i in de ellerine sopadan ba ka bir ey verilmez. Hayvanlar altedenler - ki, bu hemen hemen g r lm ey de ildir - ba lan r ve yeniden topluma kabul edilirler. Sava ta ele ge irilen ya da kendi iste iyle G ne lkesi'nin buyru una giren kentlerde hemen mal ortakl kurulur. Bu kentler G ne lkelilerin g nderdi i y neticileri ve askerleri kabul eder ve b t n kentlerin ah olan G ne Kentin t relerini benimser, hatt bazan okuyup e itilsinler diye ocuklar bile G ne Kent'e g nderirler. G ne Kent de onlar n e itim giderlerini sevine sevine kendi st ne al r. Ke if kollar ndan, n bet ilerden, sava hilelerinden ve askerlikle ilgili zelliklerden s z etmek uzun s rer. Bunlar sen kendin de d nebilirsin. Yurtta lar kamu g revlerine t ocukluktan ba layarak se ilirler. Bunda do al e ilimleri, yetileri, kafa durumlar ve y ld z bur lar g z n nde tutulur.

    B ylece her yurtta tan istenen i g nl ne g re olur. Onun i in herkes i ini kendili inden ve seve seve yapar. Ayn eyi strateji i ilerinde ve ba ka g revlerde al anlar i in de s yleyebiliriz. Kent'in d rt kap s n gece g nd z n bet iler bekler. Ba ka n bet iler, yedinci emberin d duvarlar nda, kulelerde, t mseklerde, siperlerde tetikte beklerler. Bu tedbirler her t rl s rprizlere kar Kent'i korudu u gibi, n bet ileri de uyan k tutar. N bet g revlerini g nd zleri kad nlar, geceleri de erkekler g r r. N bet iler, bizdeki gibi, her saatte bir de i tirilir. Hepsi, g ne batarken trampet sesleri aras nda yerlerini al rlar. G ne lkeliler, sava a benzedi i i in, avlanmaktan ho lan rlar. Bayramlarda, piyadelerle s variler, sava havalar aras nda, meydanlarda g steriler yaparlar. G ne Kentliler d manlar n n onur k r c s zlerini, kusurlar n c mert e ba larlar. Zaferi kazand ktan sonra, yendikleri halklara iyilik st ne iyilik

    yaparlar. Ama, d man kentin duvarlar n n y k lmas na, halk n k l tan ge irilmesine karar verilmi se, bu kararlar zafer g n hemen uygulan r. Bu tedbirler yerine getirildikten sonra, G ne lkeliler yenilenlerin durumunu d zeltmeye al rlar. nk , onlara g re, sava n amac d man yok etmek de il, daha iyi hale getirmektir.ki G ne Kentli aras nda, gerek onur k r c bir s z, gerek herhangi bir ba ka nedenden t r , kavga karsa, (anla mazl n onur konusu d na kt binde bir olur), ba kanla y neticiler, fkesine kap l p kar s ndakini haks z yere h rpalayan kimseyi gizlice azarlar. Ama, kavga, onur k r c bir ka s zden teye ge memi se, o zaman y neticiler karar ileride kacak sava a b rak r ve onuru k r lan kimsenin fkesini yaln z d mandan alabilece ini s ylerler. Kavgal lardan

  • 8/14/2019 gunesulkesi

    19/44

    hangisi sava ta yararl k g sterirse, onun hakl oldu u kan s na var l r. Bununla beraber, baz hallerde adalet, verilen cezalar n su la orant l olmas na dikkat eder. Kavgalar n d ello ile sonu lanmas na hi bir zaman izin verilmez. D ello mahkemelerin g c n hi e sayd gibi, hakl olan taraf n yenilmesiyle de sonu lanabilir ki, bu da akla ayk r bir durumdur. B ylece, onur k r c s zleri hak etmedi ini, kar s ndakinden daha st n, daha erdemli oldu unu ileri s ren kimse, b t n bunlar G ne Kent'in d manlar na kar a lan sava ta g stermek yetisine sahiptir.

    OSP TALAR O o u zaman devletleri ortadan kald ran, Atina ve Roma'da oldu u gibi, ba a birtak m zorbalar getiren eki meleri, i sava lar nleme bak m ndan b ylesine t reler bana ok ak ll ca, ok yerinde g r n yor. C. KAPTANSava , tar m, hayvanc l k gibi i ler b t n yurtta lar n ortak ve zorunlu u ra d r demi tim daha nce. Bu e it u ra herkes e pek b y k bir eref say lmaktad r. Onun i in kim, ne kadar ok zanaat ve meslekte ustal k kazan rsa o kadar de erli say l r ve bir zanaatta en usta olan kimse o zanaat n retmeni se ilir. Madencilik ve yap i leri gibi en etin u ra lar ylesine st n say lmaktad r ki, kimse yorucudur diye kendini bu i e vermekten ka nmaz. nk , bu u ra lara ayr lanlar n zaten e ilim ve yetileri daha nceden g z n nde tutulmu tur.

    Ak ll ca ve ustaca bir i b l m , ki ilerin y pranmas n , g ten kuvvetten d mesini nledi i gibi, daha da g lendirir onlar . En az yorucu u ra lar kad nlara b rak lm t r. B t n G ne Kentliler y zme bilmek zorundad rlar. Bu ama la, Kent'in duvarlar i inde ve d nda bir ok y zme havuzlar yap lm t r. Bunlar sular n e melerden al rlar. G ne Kentliler ticarete pek o kadar nem vermezler. Bununla beraber, e itli paralar n de erini bilirler. Hatt , el ilerin ve gezginlerin yabanc lkelerde kullanmalar i in yeterince para da basarlar. D nyan n t rl memleketlerinden gelen t ccarlar kabul ederler ve onlara ihtiya lar ndan arta kalan mallar satarlar. Ama G ne Kentliler para kabul etmezler. Mallar n , kendilerinde olmayan mallarla de i toku ettikleri gibi, kimi zaman da bu mallar parayla sat n al rlar. G ne Kent'te ocuklar, az bir para kar l nda kucak dolusu mal veren yabanc t ccarlara kat la kat la g lerler. Ama ya l lar buna g lmezler. G ne

    Kentliler, k lelerle yabanc lar n k t al kanl klar yla Kent'in ahl k n bozmalar n nlemek i in, her e it al veri i Kent'in d nda yaparlar. Sava ta ald klar tutsaklar yine oralarda satarlar. Satamad klar n da Kent'in d nda ukur kazmada, ya da e itli a r i lerde kullan rlar. Kent'in d rt kap s ndan denize kadar geli gidi i sa layan d rt yol uzan r. D rt b l k asker, s rekli olarak, tarlalar g zler ve orada al anlar korur. Bu askerler, yabanc lar n rahat a gidip gelmelerine g z kulak olurlar. G ne Kentliler yabanc lara kar her zaman iyi ve nazik davran rlar. Yabanc lar tam g n devlet hesab na a rlarlar. nce ayaklar n y kar, sonra Kent'in d rt bir yan n gezdirir, t relerim birer birer anlat r ve onlar ortak sofralar na al rlar. Yabanc lara g z kulak olmak ve onlar a rlamakla g revli kimseler bile vard r G ne lkesi'nde. Bu yabanc konuklardan yurtta l a girmek isteyenler, bir ay k yde, bir ay da Kent'de e itli denemelerden ge irilirler. Bu denemelerden

    sonra yurtta l a al n p al nmayacaklar na karar verirler. G ne Kent'in yeni yeleri birtak m t renlerden sonra and i er ve yurtta l a girerler. G ne lkeliler tar ma ok nem verirler. Bu lkede bir kar toprak yoktur ki ekilmemi olsun. G ne Kentliler tarla i lerinde r zg rlar ve y ld zlar kollarlar. ift s rme, tohum ekme, yaban otlar m ay klama, hasat, meyva toplama ba bozumu zaman geldi mi (Kent'i korumak i in kalan bir avu insan d nda) b t n yurtta lar, ellerinde bayraklar, alg lar, t rk ler s yleyerek tarlalara ak n ederler. Birka saat i inde, b y k bir titizlikle i lerini bitiriverirler. G ne Kentliler, yelkenli kocaman arabalar kullan rlar. Bunlar, i ice d nen tekerleklerle, r zg ra kar da gidebilirler. R zg r olmad zamanlarda, birtek at koskoca bir arabay rahat a ekebilir. Do rusu, g zel bir bulu tur bu. G ne

  • 8/14/2019 gunesulkesi

    20/44

    Kentliler tarlalarda al rken, sil hl biniciler durmadan, n betle e d rt bir yan f r d n p al anlar korurlar. Bu insanlar tarlalarda bostanlarda ne g bre kullan rlar, ne de pislik. nk , onlara g re, bunlar toprak r nlerini bozar, bu r nleri yiyenler de g s z ve k sa m rl olur. G breyle beslenen topra , G ne Kentliler, g zelle mek i in bedenlerini i letecek yerde d zg n s ren ama d nyaya elimsiz ocuklar getiren kad nlara benzetirler.Onun i in topra d zg nlemektense, bir g zel s rmek daha iyidir derler, nitekim

    s rerler de. Topra a ektikleri b t n tohumlar n ar abuk ye ermesi, bol r n vermesi i in birtak m s rlar vard r G ne Kentlilerin. Topraklar n yaln z ge imlerini kar layacak kadar m ekip bi erler; geri kalan n otlak olarak hayvanlara b rak rlar. Tar mla ilgili b t n bu bilgiler Georgia adl bir kitapta yer almaktad r.At, k z, koyun, k pek ve b t n evcil hayvanlar n retilip yeti tirilmesi onlarca soylu bir u ra t r. Ayg rlarla k sraklar , ancak iftle me zaman bir arada otlat rlar. Bu da Ok burcunun Merih ve M teri gezegenleriyle bir izgide oldu u zamana rastlat l r. k zler i in k z burcuna, koyunlar i in Ko burcuna g re davran rlar. K mes hayvanlar n n iftle mesi Sevir burcuna g re ayarlan r. Kad nlar tav anlar ve kazlar Kent d ndaki ay rlara g t r r ve itlerle evrili yerlerde peynir, ya ve ba ka s tl besinler yaparlar. Oralarda tavuk horoz besler, meyva yeti tirirler. B t n bunlar Buccolica adl kitaptan renirler.

    G ne lkesi'nde her ey boldur. nk , herkes kendi u ra nda ba ta gelmeye bakar, d zenli ve metotlu al r ve b ylece i ler hem abuk bite