enosirvan - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · kümdar gibi görünür. atina okulu 529 yılında 1....

2
L L (bk. ( ) Kisra I. Hüsrev b. Kubad (ö. 579) Sasani hükümdan (531-579). linde de kaydedilen bu kelime, Pehlevi- ce'de "ölümsüz ruh" gelen ve metinlerinde ölüler için övgü olarak bir olup genellikle Kisra Hüsrev'i ll. Hüsrev Perviz'den et- mek için 1. Hüsrev Pehle- vice eserlerde gibi (Pahlaui Texts, s. 55, 1 15; Dfnkerd, s. 571, 654) Arapça ve Farsça kaynaklarda da bu unvanla zik- 531 ' de yerine tah- ta geçen ilk Mazde- izm'in sebep telafi et- mek oldu. Bir önemli faaliyeti de arazi ve vergi reformunu mesidir. bütün araziyi ve ürü- durumuna ve göre yeniden vergiyi ve kategorilerine göre tir. Bununla beraber hanedan üyeleri, yüksek rütbeliler. askerler. din adamla- devlet bu vergiden muaf tutuldu {TaberT, ll. 150-153) zaman- da askeri ve idari reformlarla da olan ülkeyi dört idari bölgeye tek kumandan yerine her bölgeye birer ispehbed ta- gösteren bir minyatür (Firdevsi. me. Ktp., FY. nr. 1406, vr. yinetti (a. g.e., ll , 98, 99: DTneveri, s. 691 Onun uygulamaya konulan dörtlü yönetim biçimine Pehlevice risalelerde temas (mese la bk. Tran, s. 8-23) Genelde bir politika takip eden tahta sonra 532'de Bizans imparatoruyla yap- Fakat bu 540 bozuldu ve yeniden Suriye girerek birkaç zaptetti. da haraca Son olarak ve çok esir Bunun üzerine Jüstinyen Sasaniler'le yapmak zo- runda iran'a döndükten sonra Cte- siphon (Medain) Antakya gibi bir edilmesini emreden bu Ve h- Andiok- Husrev (Antakya'dan daha güze l ver- di. Buraya Antakya' dan eser- leri Rümegan ismini islami kaynaklarda Rümi- ye olarak Onun birkaç daha söylenir. 543'te ikinci defa Suriye'yi ederek fakat buradan geri çe- kilmek mecburiyetinde Nihayet bir ile Bizans- olan son verildi. ba- dördüncü Lazika'da birkaç süren bir bu kaybetti ve 561 ' de yeniden Bizans ile olan 579 ka- dar devam etti. 557-558 ara- Eftalit (Akhun la r) bir bölümünü ilhak etti ve Amuderya nehri Türkler ile Sasaniler ka - bul edildi. taraftan Seyf b. Züyezen'e için gönderdi- kumandanlardan Vehriz ele geçirdi 15701 ve böylece Güney Arabistan Sasaniler' in hakimiyetine girdi. din ve mezheplere müsamahakar davranan bir hü- kümdar gibi görünür. Atina Okulu 529 1. lustinianos pek çok ilim iran'a iltica et- ti ve çok iyi Hüzistan pür'da ilk döneminde de önem- li bir yere sahip olan bir merkezi kur- du. doktor ve ko- ruyan ilmi Yunanca ve Süryanice'den Pehlevice'ye tercüme ettirdi ll F. Du nea u, 1, 13-221. Onun em- riyle Bürzüye bir doktor. daha sonra ibnü'J-Mukaffa' Keli- le ve Dimne Arapça 'ya çev- rilen Sanskritçe'den Farsça 'ya tercüme etti. da onun Hindistan' dan iran· a söylenir (Pahlavi Texts, s. 1151 nihai derlernesi ve mevcut alfabeyle belki de dönemine aittir . islami kaynaklarda adil bir hükümdar olarak zikredilen van'la ilgili hikaye ve yer verilir. Bu sebeple adab ve ahlaka dair Pehlevice kaynaklarda, islami eser- le rdeki pek çok hikmetli söz ona atfe- Pahlaui Tex ts )amasp-Asana), Bombay 1897-1913, s. 55 , 115, 157 ; Dinkerd Ma- dan), Bombay 1911 , s. 571 , 654; KWibü't·Tac {i sireti M. Grignaschi, JA, sy. 254 11 9671 içinde), s. 103·108; Taberi. Tarf!J (Ebü' I- Fa zll, ll, 91, 94, 98·104, 139-144, 147· 155, 166-171 , 176, 180, 201 , 204; Hamza el- Tari!] u sini mü/aki'/-ari ue Beyrut, ts. (Daru Mektebeti'I-Hayat), s. 45-47; Miskeveyh. e/-Hikmetü'/-l]a/ide Ab- durrahman Bedevi), Kahire 1952, s. 49-61; Di- neverL el-AI]barü't-twal, s. 67-69; NüveyrL Ni- hayetü'/-ereb, s. 191·211; lj1redname M. Servet). Tahran 1367 s. 62-65; riha-yi Tran Marquart - G. Messina i. Ro· ma 1931 , s. 8-23 ; A. Christensen. L'lran so us /es Sassanides, Copenhagen 1944, s. 363-440; R. Ghrishman, L'lran, Paris 1951 , s. 273 vd.; J. F. Duneau, "Quelques aspects de la pi'metra- tion de l'hellenisme dans l'Empire Perse Sas- sanide", /11elanges Rene Crozet, Poitiers 1966, 1, 13 -2 2; R. N. F rye, "The Political History of Iran U nder the Sasanians", CH Ir., lll / 1, s. 153- 162 ; a.mlf .. The History of Ancient Iran, Münc· hen 1984, s. 325 -3 34; A. Merzban Rad , ljüs· reu der Edeb-i Farsf, Tahran 1356 h 1 1977 ; H. Masse, "Anu§irwan", E/ 2 1 ing. 522. Iii AHMED TEFAZZÜLi Edebiyat. klasik Arap, Fars ve Türk Adil zikredilmektedir. Ahlak ve na- sihat müstakil hikaye ve mesnevilerde daha çok adalet timsa- li kahraman bir hükümdar olarak yer al- manzum türlerde ise bu yö- nüyle mecaz ve mazmunlara ko- nu bir devlet için genellikle "devlet" keli- mesiyle beraber Ha- tem'in tayyetti yadolunmaz hiç 1 devlet-i Kisra'ya elhak kesr-i verdi" Dicle Medain'de ge- 255

Upload: others

Post on 21-Jul-2020

13 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ENOSiRVAN - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · kümdar gibi görünür. Atina Okulu 529 yılında 1. lustinianos tarafından kapatı lınca pek çok ilim adamı iran'a iltica et ti

L

L

ENSARİYYE

(bk. HEREVİYYE).

ENÜŞİRVAN

( .:ı!_,;;jl ) Kisra Enuşirvan

I. Hüsrev b. Kubad (ö. 579)

Sasani hükümdan (531-579).

Enüşervan , Nüşirevan. Nüşervan şek­

linde de kaydedilen bu kelime, Pehlevi­ce'de "ölümsüz ruh" anlamına gelen ve Zerdüşt metinlerinde ölüler için övgü sıfatı olarak kullanılan enuşeg- rüvanın

değişik bir şekli olup genellikle Kisra ı.

Hüsrev'i ll. Hüsrev Perviz'den ayırt et­mek için kullanılmıştır . 1. Hüsrev Pehle­vice eserlerde olduğu gibi (Pahlaui Texts,

s. 55, 1 15; Dfnkerd, s. 571, 654) Arapça ve Farsça kaynaklarda da bu unvanla zik­redilmiştir.

531 'de babası Kubad'ın yerine tah­ta geçen Enüşirvan'ın ilk icraatı Mazde­izm'in sebep olduğu zararları telafi et­mek oldu. Bir başka önemli faaliyeti de arazi ve vergi reformunu gerçekleştir­mesidir. Enüşirvan bütün araziyi ve ürü­nü durumuna ve çeşidine göre yeniden vergilendirmiş, kişilerden alınan vergiyi sınıf ve kategorilerine göre düzenlemiş­tir. Bununla beraber hanedan üyeleri, yüksek rütbeliler. askerler. din adamla­rı. devlet memurları bu vergiden muaf tutuldu {TaberT, ll. 150-153) Aynı zaman­da yaptığı askeri ve idari reformlarla da meşhur olan Enüşirvan ülkeyi dört idari bölgeye ayırarak tek kumandan yerine her bölgeye ayrı ayrı birer ispehbed ta-

Enüsirvan· ı tahtında gösteren bir minyatür (Firdevsi. Şelımi·

me. lü Ktp., FY. nr. 1406, vr. 193 ~ )

yinetti (a .g.e., ll , 98, 99: DTneveri, s. 691 Onun tarafından uygulamaya konulan dörtlü yönetim biçimine bazı Pehlevice risalelerde temas edilmiştir (mesela bk. Şehrfha ·yi Tran, s. 8-23)

Genelde başarılı bir dış politika takip eden Enüşirvan tahta çıktıktan sonra 532'de Bizans imparatoruyla barış yap­tı. Fakat bu barış 540 yılında bozuldu ve yeniden savaşlar başladı. Enüşirvan Suriye topraklarına girerek birkaç şehri zaptetti. bazılarını da haraca bağladı.

Son olarak Antakya'yı yağmalayıp yaktı ve çok sayıda esir aldı. Bunun üzerine Jüstinyen Sasaniler'le barış yapmak zo­runda kaldı. iran'a döndükten sonra Cte­siphon (Medain) yakınlarında Antakya gibi bir şehir inşa edilmesini emreden Enüşirvan bu şehre Ve h- Andiok- Husrev (Antakya'dan daha güzel şehir) adını ver­di. Buraya Antakya' dan getirdiği eser­leri yerleştirdi. Halkın Rümegan ismini verdiği şehir islami kaynaklarda Rümi­ye olarak adlandırılır. Onun birkaç şel']ir daha inşa ettirdiği söylenir. Enüşirvan 543'te ikinci defa Suriye'yi işgal ederek Urfa'yı kuşattı. fakat buradan geri çe­kilmek mecburiyetinde kaldı. Nihayet beş yıllık bir barış antiaşması ile Bizans­lılar ' la olan savaşa son verildi. Yalnız ba­rışın dördüncü yılında Lazika'da birkaç yıl süren bir savaş çıktı. Enüşirvan bu savaşı kaybetti ve 561 'de yeniden barış yapıldı. Bizans imparatorluğu ile olan anlaşmazlıklar aralıklarla 579 yı lına ka­dar devam etti.

Enüşirvan. doğuda 557-558 yılları ara­sında Eftalit (Akhun lar) topraklarının bir bölümünü ilhak etti ve Amuderya nehri Türkler ile Sasaniler arasında sınır ka­bul edildi. Diğer taraftan Enüşirvan ·ın Seyf b. Züyezen'e yardım için gönderdi­ği kumandanlardan Vehriz San'a'yı ele geçirdi 15701 ve böylece Güney Arabistan Sasaniler' in hakimiyetine girdi.

Enüşirvan. diğer din ve mezheplere karşı müsamahakar davranan bir hü­kümdar gibi görünür. Atina Okulu 529 yılında 1. lustinianos tarafından kapatı­

lınca pek çok ilim adamı iran 'a iltica et­ti ve Enüşirvan tarafından çok iyi karşı­landı. Hüzistan topraklarındaki Cündişa­pür'da islam'ın ilk döneminde de önem­li bir yere sahip olan bir tıp merkezi kur­du. Sarayındaki doktor ve filozofları ko­ruyan Enüşirvan ilmi kitapları Yunanca ve Süryanice'den Pehlevice'ye tercüme ettirdi ll F. Duneau, 1, 13-221. Onun em-

ENÜŞiRVAN

riyle Bürzüye adlı iranlı bir doktor. daha sonra ibnü'J-Mukaffa' tarafından Keli­

le ve Dimne başlığıyla Arapça 'ya çev­rilen Panchatantara'yı Sanskritçe'den Farsça 'ya tercüme etti. Satrancın da onun vasıtasıyla Hindistan' dan i ran· a girdiği söylenir (Pahlavi Texts, s. 1151

Avesta ' nın nihai derlernesi ve mevcut alfabeyle yazılması belki de Enüşirvan dönemine aittir. islami kaynaklarda adil bir hükümdar olarak zikredilen Enüşir­van'la ilgili hikaye ve menkıbelere sıkça yer verilir. Bu sebeple adab ve ahlaka dair Pehlevice kaynaklarda, islami eser­lerdeki pek çok hikmetli söz ona atfe­dilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA : Pahlaui Texts (nşr. )amasp- Asana), Bombay

1897-1913, s. 55, 115, 157 ; Dinkerd (nşr. Ma­dan), Bombay 1911 , s. 571 , 654; KWibü't·Tac {i sireti Enuşiruan ( nşr. M. Grignaschi , JA, sy. 254 11 9671 içinde), s. 103·108; Taberi. Tarf!J (Ebü' I- Fazll , ll , 91, 94, 98·104, 139-144, 147· 155, 166-171 , 176, 180, 201 , 204; Hamza el­İsfahanL Tari!] u sini mü/aki'/-ari ue '/-enbiya~ Beyrut, ts. (Daru Mektebeti' I-Hayat), s. 45-47; İbn Miskeveyh. e/-Hikmetü'/-l]a/ide (nşr . Ab­durrahman Bedevi), Kahire 1952, s. 49-61; Di­neverL el-AI]barü't-twal, s. 67-69; NüveyrL Ni­hayetü'/-ereb, s. 191·211; lj1redname (nşr. M. Servet). Tahran 1367 hş. / 1988 , s. 62-65; Şeh­riha-yi Tran (nşr . ). Marquart - G. Messina i. Ro· ma 1931 , s. 8-23 ; A. Christensen. L'lran sous /es Sassanides, Copenhagen 1944, s. 363-440; R. Ghrishman, L'lran, Paris 1951 , s. 273 vd. ; J. F. Duneau, "Quelques aspects de la pi'metra­tion de l'hellenisme dans l'Empire Perse Sas­sanide", /11elanges Rene Crozet, Poitiers 1966, 1, 13-22; R. N. Frye, "The Political History of Iran U nder the Sasanians", CH Ir., lll / 1, s. 153-162 ; a.mlf .. The History of Ancient Iran, Münc· hen 1984, s. 325 -334; A. Merzban Rad, ljüs· reu Enüşiruan der Edeb-i Farsf, Tahran 1356 h ş. 1 1977 ; H. Masse, "Anu§irwan", E/ 2 1 ing. ı. ı , 522. Iii AHMED TEFAZZÜLi

Edebiyat. Enüşirvan klasik Arap, Fars ve Türk edebiyatlarında Nüşirevan-ı Adil şeklinde zikredilmektedir. Ahlak ve na­sihat kitaplarıyla bazı müstakil hikaye ve mesnevilerde daha çok adalet timsa­li kahraman bir hükümdar olarak yer al­mış, diğer manzum türlerde ise bu yö­nüyle teşbih , mecaz ve mazmunlara ko­nu olmuştur. Başarılı bir devlet adamı olduğu için adı genellikle "devlet" keli­mesiyle beraber anılmıştır: "Sehası Ha­tem'in tayyetti narnın yadolunmaz hiç 1 Şüküh-ı devlet-i Kisra'ya elhak kesr-i şan verdi" ( Fıtnat) .

Enüşirvan'ın Bağdat yakınlarında Dicle kıyısında Medain'de yaptırmış olduğu ge-

255

Page 2: ENOSiRVAN - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · kümdar gibi görünür. Atina Okulu 529 yılında 1. lustinianos tarafından kapatı lınca pek çok ilim adamı iran'a iltica et ti

ENOSiRVAN

niş ve muhteşem sarayın çok büyük, gös­terişli ve elips biçiminde, yaklaşık 30 m. yüksekliğinde bir tonazla örtülü Tak-ı Kisra veya Eyvan-ı Kisra adlı salonu, ken­di halkıyla yabancı devlet erkanı ve mi­safirleri kabul edip dinlediği , haksızlığa

uğrayanların başvurduğu bir adalet sa­rayı olarak şöhret kazanmıştır. İbn Ha­cib, Buhtüri ve Firdevsi gibi birçok şai­rin hakkında müstakil şiirler yazdığı {bk. Dihhuda, XIX, 34, 36-37, 39-40) bu sara­yın büyük bir kısmı XIX. yüzyıl sonların­da bir depremde yıkılmıştır. Ancak gü­nümüzde Bağdat yakınlarındaki Selma­nipak kasabası civarında ayakta kalan kısımları bile bir mimari şaheser oldu­ğunu göstermektedir. Genişliği ve yük­sekliğiyle ünlü bu tak klasik Türk ede­biyatında bu vasıfları yanında güç ve kudret sembolü olarak da sık sık kulla­nılan bir remiz olmuştur. Manzum ve mensur siyerlerle benzeri eserlerde, Hz. Peygamber'in doğumu sırasında mey­dana gelen mucizevi olaylarda zarar gör­düğü kaydedilen bu hükümdarlık takı­na, gazel ve kasidelerde tak kelimesinin lugat manasından hareketle güzelin mih­rap veya hilal şeklindeki kaşı da benze­tilmiştir. Sursalı Ahmed Paşa'nın, "Kis­ra-yı hüsndür ki bugün kaşı takina/Zen­cir-i müşg asar ham-ı gisüsı Kasım'ın" beyti bunu ifade ettiği gibi Nedim 'in, "Şüphesiz Nüşirevan'ın tacı başından dü­şer 1 Baksa tak-ı ser- bülend-i kasr-ı izz ü şanına" beytinde işaret edilen taç da Kisra ile birlikte anılan ona ait tamam­layıcı unsurlardan biridir. Rivayete gö­re Enüşirvan bu taka bir çan astırıp ucu­na da zincir bağlatmış, onun adaletine başvuranlar "zencir-i adi" denilen bu zin­cir vasıtasıyla çanı çalar ve dertlerini ken­disine anlatırlarmış. Zati'nin, "Servera bir bend-i lakayddır kapında adi/ Tuta­mazdı anı zencire çekip Nüşirevan" bey­tiyle Baki'nin, "Erdi nesim-i ma'delet-i Kisri-i bahar 1 Zencir-i adli çekti çemen­zara cüybar" beytinde bu durum söz ko­nusu edilerek övülenler Enüşirvan ile kar­şılaştırılmıştır.

Enüşirvan'ın babası Kubad da, "Tac-ı

Kubad ü sagar-ı Cem'den ferağı var 1 Mecnün bulalı Leyli itinin yatağını " (Ha­yali Bey) beytinde görüldüğü gibi divan edebiyatında taçla birlikte anılan bir di­ğer kahramandır. Şark - İslam edebi­yatlarında çok işlenmiş mesnevi konu­larından biri olan Hüsrev ü Şirin veya Perhad ile Şirin hikayesinin esas kah­ramanı ise Enüşirvan (1. Hüsrev) değil

ll. Hüsrev' dir. Ayrıca hikayenin önemli

256

kahramanlarından Perviz de (Hüsrev-i Perviz) Enüşirvan'ın tarunu kabul edil­mektedir.

BİBLİYOGRAFYA : Mustafa Nihat Özön. Edebiyat ve Tenkid

Sözlüğü, İstanbul 1954, s. 209; Levend, Divan Edebiyat4 s. 163; Harun Tolasa. Ahmet Pa· şa'nın Şiir Dünyası, Ankara 1973, s. 72· 73; Abdülbaki Gölpınarlı, Mesnevf ve Şerhi, İstan· bul 1985, VI, 404 ; Cemal Kurnaz, Hayaif Bey Divanı Tahlili, Ankara 1987, s. 125·126; İs­kender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlü· ğü, Ankara 1989, ll, 247-248; Nejat Sefercioğ­lu, Nev 'f Divanı 'nın Tahlili, Ankara 1990, s. 62; Ahmet Talat Onay, Eski Türk Edebiyatın·

da Mazmunlar, Ankara 1992, s. 12; Kamasü 'l · a'lam, VI, 4621; TDEA, VII, 89; Dihhuda. Luğat· name, V, 464; XIX, 33-41.

L

liJ NuRETTiN ALBAYRAK

ENÜŞİRVAN b- HALiD ( ..U\.> .:r. .;!,_;__,.;1 )

Sadrü'l-İslam Şerefüddln Ebu Nasr Enuşirvan b. Halid

b. Muhammed el-Kaşanl (ö. 532/1138 [?])

Selçuklu ve Abbi'i.si veziri. _j

4S9'da ( 1 066-67) Rey veya Kaşan'da doğdu. Büyük Selçuklu Devleti'nde di­van katibi olarak göreve başladı. Sultan Berkyaruk ile Selçuklu tahtında hak id­dia eden amcası Tutuş arasında Rey ya­kınlarındaki Daşilü'da meydana gelen ve Tutuş'un ölümüyle sonuçlanan savaşa

katıldı ( 1 7 Saf er 488 1 26 Şubat 1095)

Sultan Berkyaruk'un veziri Müeyyidül­mülk'ten ilgi ve itibar gören Enüşirvan onun himayesinde görev aldı. Müeyyidül­mülk'ün, Berkyaruk'un annesi Zübeyde Hatun aleyhindeki sözleri ve faaliyetleri sebebiyle aziedilerek bizzat Berkyaruk tarafından katledilmesi üzerine devlet hizmetini terketti ve Basra'ya gidip ede­biyatla meşgul oldu. Burada meşhur şair Hariri ile tanışıp onu el-Ma~iimat'ı yaz­maya teşvik etti. Sultan Berkyaruk'tan sonra tahta geçen Muhammed Tapar zamanında ve Ziyaülmülk'ün vezirliği sı­rasında (ll 07 -lll ı) hazinedar ve arızu'l­

ceyş olarak görev yaptı. Şemsülmülk Os­man b. Nizamülmülk 2000 dinar karşı­lığında onun yerine arız tayin edilince Bağdat'a gitti. Hatimülmülk Muhammed Meybüdi'nin vezirliği döneminde (ı ı ı ı­

ı ı ı 7) vezir naibi oldu. Fakat şiddetli mu­halefet ve entrikalarla karşılaşınca isti­fa etmek zorunda kaldı. Daha sonra tek­rar arızu'l-ceyş tayin edildi ve 516 (1122-23) yılına kadar bu görevi sürdürdü; bu tarihte azi ve hapsedildL Şemsülmülk Os-

man b. Nizamülmülk'ün ölümünden son­ra {517 1 1123) hapisten kurtuldu ve Irak Selçuklu Sultanı Mahmüd b. Muhammed Tapar tarafından vezir tayin edildi; 1127-1128 yılları arasında bu görevde kaldı. Rakip ve düşmanlarının entrikaları yü­zünden vezirlikten ayrılıp Bağdat'a gitti ve 1132'de Halife Müsterşid- Billah ta­rafından vezirliğe getirildi. 1134 yılında istifa ettikten bir süre sonra da Irak Sel­çuklu Sultanı Mes'üd b. Muhammed Ta­par'ın veziri oldu. Ancak iç karışıklıkları önleyemediği ve başarılı olamadığı için aziedildi ve yerine rakiplerinden imadüd­din Dergezini getirildi {1136) .

Enüşirvan 532 veya 533 Ramazanın­da (Mayıs 1138 veya Mayıs 1139) Bağdat'­ta vefat etti. Başta halifenin veziri olmak üzere çok sayıda devlet adamının katıl­dığı muhteşem bir cenaze töreniyle ön­ce burada defnedildi; daha sonra Küfe'­ye götürülerek Hz. Ali'nin türbesine gö­müldü.

Akıllı , titiz, dindar, güzel ahlaklı ve doğru bir kişi olarak tanıtılan EnOşir­

van aşırı dindarlığı ve nezaketi sebebiy­le tenkit edilmiştir. Kendisi de edipti; alim ve şairleri himaye ettiği için çağ­daşlarının övgüsüne mazhar olmuştu.

Enüşirvan Fütaru zamani'ş-şudıJ.r ve şuduru zamani'l- tütı1r adıyla bir eser kaleme almıştır. Sultan Melikşah'ın tah­ta geçişinden {1072) Irak Selçuklu Sulta­nı Tuğrul b. Muhammed'in ölümüne ka­dar {1134) geçen süre içinde meydana gelen olayları ve hatiratım ihtiva eden bu Farsça eser, Selçuklular'ın siyasi ta­rihi ve o dönemdeki batıni faaliyetler açısından olduğu kadar divan teşkilatı ve saray hayatı bakımından da birinci elden önemli bir kaynaktır. Ancak müel-

. lifin olayları yorumlarken ve bir kısım devlet adamlarını değerlendirirken za­man zaman tarafsızlıktan uzaklaştığı,

bazı vezir ve memurları aşırı derecede överken bazılarını da ağır biçimde ten­kit ettiği görülür. Fütı1ru zamani'ş -şu­

dur, İmadüddin Katib el- İsfahani tara­fından bazı ilavelerle birlikte Nuşretü'l­fetre ve c~retü 'l-htre adıyla Arapça'ya tercüme edilmiştir. Bündari de bu ter­cümeyi Zübdetü'n-N~ra ve nulJbe­tü'l- cuşra adıyla ihtisar etmiştir. Her üç müellifin ortak ürünü olan bu eser ilk de­fa Martin Theodor Houtsma tarafından neşredilmiştir (Tevarfl]u Ali Selca~ [L'His· toire des Seldjoucides}, Leiden 1889). Daha sonra çeşitli baskıları yapılan eser (Kita· bü Tarfl]i devleti Ali Se/ca~, Kahire 1900,

Beyrut 1400/ 1980) Kıvamüddin Burslan